• 901
    arkadaş yazmayayım yazmayım diyorum ama gönlüm el vermiyor. şu linkte çok enteresan şeyler var.

    http://fanatik.ekolay.net/...Detail_88_191728.htm

    galatasaray taraftarı öncelikli olarak takımı itin köpeğin ağzına sakız edenlere ihtar çekmeli, onlara tepki koymalı.
    yalnız iti, köpeği unutmamak lazım. misal "ulan ana rahminde amca yarrağı yemiş götveren ibneler" demeli bu taraftar "ulan siz dünkü boktunuz piçlemeler, sizin ekmeğe mama dediğiniz zamanlarda galatasaray sizin ağababalarınızı sikiyodu alzheimer yavşaklar." diyebilmeli. bunları yapmalı bu taraftar. yönetimin bi bok yaptığı/ yapacağı yok. gerçi tribününde iyi durumda olmadığı bildiriliyor sürekli. ne bileyim valla afakanlar bastı kuran evliya çarpsın ki.
  • 902
    takımı sondan ikinci sırada olunca acayip derecede kötümser ve öfkeli oluyorlar.

    --- gazeteden alıntı ---

    l_o_r_d - 24 ağustos 2010, 9:01- bu saatten sonra...
    bu saatten sonra transfer edilen futbolcular klüplerin elinde kalan artıklardır alsan ne olacak.

    hasan3434 - 24 ağustos 2010, 8:59
    tarihin en kötü galatasarayıyla karşi karşiyayız. . . sen mutfaga malzeme koymazssan aşçı ne yapsın. . olan malzemede buraya kadar.

    erdem battal - 24 ağustos 2010, 8:57- aklınız başınıza yenimi geldi
    şimdi alsanız ne olacak uyum sorunu var bir iki ay sonra sakatlanacaklar felan bu saatten sonra almayın elimizdek sakatlar iyileşsin yeter.

    k_huseyin - 24 ağustos 2010, 8:49- hikâye !!!
    aylardır galatasaray' dan hikayeler dinliyoruz. lig başladı, 2 de 0. kim ne anlatıyor. ruhsuzlar takımı. yöneticisinden futbolcusuna. sizlerin bir sezonda kazandığı milyonları, hayatı boyunca kazanamayan milyarlar var. yazıklar olsun !!!

    nefes2010 - 24 ağustos 2010, 8:47-ne olacak
    ayhan la mustafa sarp koskoca galatasarayın orta sahasını kaldıracak oyuncularsa yazıklar olsun yönetime aslantepe sonuncu olarak gidecegiz . . . . . . . . . . . .

    --- gazeteden alıntı ---

    ben orta sahaya yapılacak iki* transferle takımın şaha kalkacağını düşünüyorum. benim hala umudum var...
  • 903
    takımın geldiği noktadan yönetim, oyuncular ve teknik heyet kadar sorumlu olmayan topluluktur.

    evet eski taraftar gibi değildir. daha koşulludur, seçicidir, olumlu ya da olumsuz olduğuna bakmadan yönlendiricidir.

    ancak unutulmaması gereken bir şey vardır. taraftar taraftarlık için para almaz, hayatını burdan kazanmaz. aynı zamanda taraftar için onbinler marşlar söylemez, kendisine şarkılar yazmaz, milyonlarca hayranı da olmaz. %99.9'u lüks hayat yaşamamaktadır.

    ancak gönül bağı vardır, fedakardır. bir çoğu borç alır gider maçlara, bir kısmı yemeğinden artırır. kimisi tüm gün inançları uğruna aç kaldıktan sonra bir gofretle açar orucunu. yine üstüne basa basa söylüyorum para için değil, sevgisi uğruna gider o maça.

    şartlar böyleyken sahadaki oyuncuların tribündekilere ** karşı sorumlulukları, tribündekilerin sahadakilere olan sorumluluktan çok ama çok daha fazladır. çünkü sahadakiler profesyoneldir. örneğini çok gördüğümüz gibi ertesi sene başka takıma gittiğinde ''ben zaten hede hödö sporu tutuyordum'' diyebilmektedir. ancak taraftar yine öyle değildir. kendini bildiği günden beri sevdalıdır. onun için bağırmak, kimi zaman da tribünlere dolu gözlerle bakmaktır. hep sevmektir.

    tribünler sevgi verdikten sonra oyuncuların oynaması diye bir şey yoktur. taraftar formayı sever, haliyle formanın hakkını vereni sever. formanın içindeki adam önce o formaya, sonra da sevgiye layık olacak.

    harry kewell, milan baros örnekleri verilip duruyor. bu oyuncuları iyi oynatan tribün müdür? taraftar mıdır? biz onları çok sevdik diye mi bu kadar mücadele ediyor bu adamlar? yoksa onların bu mücadelesi mi karşılığını buluyor?

    bok gibi oynadığı maçta ömer çatkıç'a kafa attı diye inlemedi mi o tribünler ''lincoln lincoln'' diye. neden bağırdık? çünkü ömerin tribünlere karşı yaptığı hareketi sindiremediği, bizleri koruduğunu düşündük. bu taraftarın oyuncuyu değil, oyuncunun taraftarı canlandırdığını anlatmak için bir örnekti sadece.

    bugün galatasaray taraftarı takımını, oyuncularını ıslıklıyor. ve bunun için kendi içinden en büyük tepkiyi görüyor. ıslıklamayı, yuhalamayı asla destekleyen birisi değilim. ama yukarıda saydığım şartlardaki insanlar, yine yukarıda saydığım şartlara sahip sahadaki insanlardan aynı inancı ve sevgiyi bekliyorlar.

    hayatlarını son derece iyi şartlarda sürdüren oyuncular her maç öncesi taraftarda destek isteyince bu çok normal de, taraftarları onlardan bir şeyler görmek isteyince mi ayıp?

    tepkinin dozajını, şeklini tartışırım. ama tepki koymayı bile karşılıksız sevenlere çok görenlerle bir şey tartışmam, çünkü belli ki bambaşka yerlerdeyiz.
  • 905
    başkan "basında galatasaray taraftarı aşağılanıyor, paralı asker olarak gösteriliyor. basın ayıp ediyor"diyor ya. asıl ayıbı kendi kendine yapan taraftardır. tamam hepsi değil ama kafa diye tabir edilen adamlardır bunlar. bedava kombine, bir kaç yüz tane bilet için ruhlarını satarak hem galatasaray taraftarının adını lekeliyorlar, hem de parayı verene düdüğü çaldırarak ruhlarını satıyorlar. bizim takımda aradığımız ruhun maalesef taraftarımızı yönlendirenlerde zerresi bulunmamakta.

    o tribünlere emek veripte bu dünyadan göçenlerin kemikleri sızlıyordur.

    bunlara tek duam var allah o yediğiniz haksız rantı en yakınlarınızdan çıkarsın.
  • 908
    aydın yılmaz gamsızlığı vardır, arda turan umursamazlığı vardır... eğer ki şu durumda iğneyi kendine değilde başkasına batırıyorsa da utanmalıdır.
    takımın bu gidişi yönetimden sorulmalıdır. taraftar tavrını ortaya koymalı, hesap verilmesini sağlamalıdır. yönetimin suçu başkasında aramasını önlemelidir. futbolculara bu düzenin değişeceğini göstermelidir. ama bunu yaparken saygı sınırları içinde olmalıdır. haklıyken haksız duruma düşmemelidir.
  • 912
    insan üzüldüğünde ya da sevindiğinde anlık tepki vermeyecek de ne zaman verecek acaba. nasıl ki sevinçlerimizde, tek maçta atılan gollerle omuzlarımıza aldığımız futbolcularımıza övgüler yağdırabiliyorsak ve kimse garipsemiyorsa; yenilgilerde, üzüntülerde sorumlu olduğunu düşündüğümüz adamları eleştirmek de insani tepkidir. galatasaray taraftarı bunu yapmaktadır. hakaret olmadığı sürece kimsenin fazla yadırgamaması gerekir.
  • 915
    kötü futbola değil ruhsuz futbola kızan taraftardır...

    yönetimin transfer yapamamasına değil aptal yerine konduğundan dolayı kızan taraftardır...

    kendisi parayla bilet alamamaya değil, yöneticiler tarafından sadece bir gruba(!) dağıtılan bedava biletlere kızan taraftardır...

    bu sene yine çokça hüzün görecek olan taraftardır...

    herşeye rağmen tek aşkını sevmeye devam edecek taraftardır...
  • 918
    şu zamanlar fenerbahçe taraftarı gibi düşünmeye başlayan taraftar.

    asalet dedik , istikrar dedik , devrim dedik , futbol dedik. şimdi frank rijkaard'ın arkasında durup kendisine "helal olsun" demek varken "gitsin bu rijkaard" diyenler türedi. zaten bu zihniyet yüzünden çamaşır gibi hoca değiştirir olduk. tabi bunu söyleyenler ne bilir 14 sene süren sıkıntıyı ve sonrasında gelen başarıları. bu kesim için başarı hemen olacak , hemen bitecek. hani her sene mesut özil alacak paramız , messi'nin hayallerini süsleyecek bir yapımız olsa neyse ama bizim gibi kulüpler uefa kupası gibi başarıları uzun süreçler sonunda alır. işte o süreç bugün ya başlayacaktır ya ertelenecektir. bu işler öyle sürekli hoca değiştirerek , takımı arasında adeta "bölüşenlere" teslim ederek olmaz. birileri kelle kurtarmak için geleceğimizi yok edecekse birileri çıkıp buna dur demelidir.

    işte bu sebeplerden dolayı gerçek galatasaray taraftarı kendisine söylenen yalanları değil , gerçekten olanları görmelidir ve rijkaard'ın arkasında durmalıdır.
  • 920
    yönetim, futbolcu, teknik direktör ekseni içerisinde dönen başarısızlığa kendisini de eklemesi gereken taraftardır. 20 küsur yaşında gencecik bir insana sırf medyatik bir kız arkadaşı var diye trübünlerde olumsuz eleştiriler de bulunursunuz sonra da bu çocuk tu kaka diye laf edersiniz. trübünlerde galatasarayımızı desteklemek yerine durup durup başka takım ( lar ) aleyhine sloganlar atarsınız. takıma öyle destek verdiğinizi sanarsınız. yeni başlayan bir sezonda yaşanan sakatlıkları, milli maç ve kupa maçları dolayısıyla 3 günde bir maç yapan futbolcuyu beceriksizler, koşmuyorlar, ruhsuzlar diye topa tutmak taraftarlık değildir. taraftarlık iyi günde takımının yanında olmak değildir. taraftarlık kötü günde de futbolcusunun yanında olabilmektir. bakın sadece futbolcusunun yanında olmaktır dedim. çünkü sahada seni , beni temsil eden odur. her futbol takımının, her futbolcunun kötü oynamaya hakkı vardır. aynaya bir dönüp kendimize de bakalım lütfen. bir de taraftarlığımızı sorgulayalım.
  • 923
    hani olur da yönetim teknik direktörü gönderirse ne yapacağını merak ettiğim taraftardır.

    bugüne kadar hep aynı şey oldu. ama bu sefer farklı... bu sefer gerçek suçlunun kim ve kimler olduğunu biliyoruz. teknik direktör napsın diyoruz. elindeki malzeme belli... o'nun suçu yok mu? var elbette. ama en büyük suç yönetimin ve ruhsuz futbolcularındır.

    bu yüzden, böyle bir şey olursa, ki olmasını hiç ama hiç istemiyorum, taraftarın bu duruma tepki koyması gerekir. yönetimin ne kadar basiretsiz olduğu, takımı ve kulübü kaosa süreklediği taraftarlarca gösterilmelidir ve bu duruma tepki koyulmalıdır.
  • 925
    başımı yastığa koyduğum zaman uyuyamıyorsam ve bunun sebebi galatasaray ise artık kendime bir çeki düzen vermenin zamanı gelmiş demektir.
    sarı kırmızı bir forma ve o formanın üzerinde ‘’gs’’ arması ile sahaya çıkan on bir kişi bir maç kaybediyor ve ben sıkıntıdan uyuyamıyor. ne garip değil mi ? peki neden ? insanı bu denli etkileyen bir sevgi gerçek mi acaba ? sorular…sorular…sorular…

    hiç sorgulamadan sevdik. yıllardır sevgimizden ödün vermedik. yine vermeyiz. avrupa’da başarı yakaladığımız zaman nasıl gururlanmışsak bu gün o gururla aşkımızı devam ettiriyoruz. bazı kimseler çıkıp konuşuyor 2000 yılındaki başarının ekmeğini halen yiyorsunuz, onla yaşıyorsunuz diyorlar. şimdi buradan onlara sesleniyorum buyurun siz de yapın, galatasaray taraftarı olarak sizin yaktıklarınızla biz gururlanırız. çünkü biz galatasaray taraftarıyız.

    dün akşam * 90+1 de avazım çıktığı kadar sevinçten bağırıyorsam, 90+2 de tüm o bağırdıklarımı geri yutuyorsam, içimdeki acıyı yüreğimin en derinlerinde saklıyorsam, sevgime layık olamıyorlar diye sarı kırmızı aşkımız kül olmayacaktır. sevdik… karşılık bekledik mi ? asla…

    durum bu. ama artık bazı kimseler bizleri kullanmaktan vazgeçsin. adını ilk kez duyduğum bir takıma elenirken bize yaşattıkları hüsranı, acıyı vs… artık nasıl nitelendirirseniz, ne kadar hak ediyoruz yada ne kadarını hak ediyoruz ?

    galatasaray taraftarı olmak zor. bu yüzden herkes galatasaray taraftarı olamıyor. bizler bu ayrıcalığın sahipleriyiz, buna sımsıkı sarılmışken çözmeye çalışan sözde galatasaraylılar her acı sonuç karşısında yaptıkları çirkeflikleri bu günden sonra yine yapmaya başlayacaklardır.aklımız başında, sizlere pabuç bırakmayız.

    her şeye rağmen iyi ki varsın galatasaray.
App Store'dan indirin Google Play'den alın