• 5951
    birkaç hafta önce fenerbahçe taraftarı ali sami yen de bize üçlü bile çektirtmedi. hatta devre baslarinda 2500 kişilik fenerbahçe taraftarinin çektiği üçlüyü dinledik. organize bi deplasman tribunu ev sahibini her zaman troller. ozellikle bu yeni model stadyumlarda. ama bizimkiler bu beşiktaş deplasman biletlerini nasıl tiplere dagittiysa maç boyunca bir üçlü cektiklerini bile duymadik. beşiktaş taraftarini bir kere bile trolledigini goremedik. yazık.

    koşar adım tribünlerin en etkisiz taraftarı olmaya doğru gidiyor.
  • 5957
    sosyal medyanın bulunması sonucu oluşan interaksiyon sonucunda tüm üstün özelliklerini kaybedip alçak konumdaki rakipleri olan beşiktaş ve fenerbahçe taraftarına benzemek için elinden gelen herşeyi yapmış ve bunu başarmış taraftar kitlesidir.

    biz 80 ve 90 larda fenerlilerle dalga geçerdik, iki maçta futbolcu harcarlar, hoca kovdururlar diye.

    biz 90 ve 00 lerde beşiktaşlılarla dalga geçerdik, ilk 5 hafta şampiyonluk rüyaları görürler, sonra iki mağlubiyette hakemlere ve önlerine gelen herkese küfretmeye başlarlar diye.

    tanıdık geldi mi?
  • 5959
    stadyumdaki taraftar açısından konuşuyorum, çok çok etkisiz taraftardır. 2 aralık 2017 beşiktaş galatasaray maçındaki beşiktaş taraftarını görünce buna daha emin oldum. la bizim taraftarımız hangi ara bu kadar koftiden taraftar oldu yahu!

    hani bir ara maldini demiş ya galatasaray taraftarı için: bana hiç kimse stadyumda 20 bin taraftar olduğuna inandıramaz diye. işte bunu ben de tersten söylüyorum. bana hiç kimse 50 bin taraftarın o stadyumda olduğuna inandıramaz. ilkokul kız çocuklarını maça gönderin, eminim galatasaray'ı daha iyi desteklerler.
  • 5961
    ilginç bir şekilde vasatlığa mahkum edilen taraftar. ve bu durumu karşı çıkanlar ipe sapa gelmez suçlamalara maruz kalıyor.

    ne idüğü belirsiz bir hırvat'ı savunma uğruna sözlükte açık açık derbi kazanmasak da olur gibi son derece tehlikeli ve galatasaray'ı özünden koparmaya çalışan bir görüş çok sayıda destekçi buluyor.

    kusura bakmayın böyle bir düşünce biçimini savunmadığım için sabırsız, yeni yetme diye anılacaksam sorun bende değil sizde. burası galatasaray ve siz mansubu olduğunuz camianın büyüklüğünü kavrayamamışsınız demektir.
  • 5962
    galatasaray'ın bu durumda olması galatasaray taraftarına bağlanamaz. ama oyuncuları veya hocaları çok fazla abartan, romantizme bulanmış bir taraftar profili ne yazık ki var. gerçekçilikten, kıyaslamadan uzak bir görüntü sergiliyoruz çoğu zaman. istediklerimiz, beklentilerimiz gerçekleşmeyince de nefret boyutuna geçip herkese hakaret etme, düşmanlık besleme hakkını kendimizde görüyoruz. bunu yaptığımız kişiler de kendi oyuncularımız veya hocalarımız.

    taraftarlık kimliği, taraftar olarak kendimizi ifade ediş şeklimiz, sosyal medyanın yaygınlığıyla da histerik kişilik bozukluğuna yakın bir olgu olmaya başladı. devamlı bir düşman arayışı, kendi içimize dönük ortamlarda gruplaşmalara, enerjimizi birbirimize sataşarak harcamamıza sebep oluyor.
  • 5963
    bazı yazarlarımız tarafından büyük bir kısmı memnuniyetsizlikle, sürekli kelle istemesiyle suçlanan taraftar kitlesi. aslında kızılan kişiler son derece haklılar kusura bakmayın. eğer örneğin coca cola gibi bir firmanın ceosu, yüksek düzey profesyonellerini yanlış seçerse ve yanlışlarında ısrar ederlerse, şirketin share ve stake holderları illa ki başarı için başarısız profesyonellerin kellesini ister. sen de adamlara “ohooo habire kelle istiyorsunuz, her dakika proje yöneticisi mi değişir?” diye soramazsın. eğer yeni getirdiğin profesyonel son derece başarısızsa, bir önceki başarısız proje yöneticisini kovman, yeni gelen başarısız profesyonelin kurtuluşu olamaz. bu örneklemede en son kızılacak kişi bu yanlışları eleştiren ve başarısızların kellesini isteyenlerdir. suç az da olsa yetersiz proje müdüründe ve özellikle ceo’dadır. gidin ceo’ya kızın, ceo’nun getirdiği yetrsiz profesyoneli eleştirenlere değil..
  • 5965
    bişey rica edeceğim... tudor gidiyor, terim geliyor tartışmalarını artık bir kenara bıraksak? ilk yarının bitmesine 3 hafta var ve 9 puan alıp, 38 puan ile lider bitirme ihtimalimiz çok çok yüksek. 9 aralık 2017 galatasaray akhisar belediyespor maçına odaklansak artık? şu an bu tartışmaları yapmak bize hiç bişey kazandırmayacak. cumartesi günü tribüne gelebilecek olan herkes gelsin. gelemeyen renkdaşlar tv başında desteklesin ve 3 puanı alalım. sadece 3 hafta sabredelim. he diyeceksiniz ki ya kötü sonuçlar olursa? hayat kötüyü düşünerek geçmez... biz hep iyisini düşünelim. en azından ben öyle yapıyorum.
  • 5966
    takımına sahip çıkması gereken taraftar.

    her şeyi kendisinin bildiğini düşünen, süreçleri okumaktan yoksun, sebep sonuç ilişkisi kurmayan, başarının kolay bir denklemden geçtiğini zanneden bir çoğunluğa sahiptir. bu çoğunluk, taraftarlığın gerektirdiği takımını destekleme görevini bir kenara bırakıp, kulübü yönetebileceğini zannederek büyük bir hata yapıyor. yolların uzun, dikenli ve taşlı olabileceğini unutup, birilerine küsüp o yollara taş koyuyor.

    galatasaray taraftarı, galatasaray futbol takımının, desteğine ihtiyacı olan taraftardır. yangına benzin dökmesine değil.
  • 5970
    kıskançlık hissetmeleri, özellikle avrupa'da rakiplerinin başarılarına karşı hissetmeleri doğaldır. çünkü bilir ki eğer avrupa'da birşey kazanılacaksa bunu galatasaray kazanır, diğerleri kazanırsa kıskanır.

    neden biz değilde beşiktaş şampiyonlar liginde ilk defa grubu namağlup lider tamamladı da biz tamamlayamadık diye düşünmelidir. eylem planları hazırlamalı, bunu uygulamaya geçirmelidir.

    ha, geçmiş başarılarımız bizim ne denli büyük bir takım olduğumuzun göstergesi ama durarak olmuyor. harekete geçmek lazım. takımı her ne olursa olsun destekleyip arkasında durmamız lazım, eksiklikler yok mu var, lider oyuncumuz yok ama taraftar bu eksikliği tribünden kapatmalıdır. tribün boş ve/veya etkisiz olursa sıradan bir anadolu kulubü oluruz.
  • 5972
    uefa kupası ön elemesinde österzorta elendikleri sezon, şampiyonlar liginde grubunu lider bitirip son maçını yedekleriyle alan beşiktaş'a bakıp imrenmesi doğaldır.

    aga bırakın bu geçmişle övünmeyi artık. 20 sene önce kupa almışız, 5 sene önce çeyrek final oynamışız. o günlerden bugünlere nasıl geldik, nasıl çıkarız, beşiktaş neyi doğru yapıyor da biz neyi yanlış yapıyoruz ona bakalım. yakında övünecek bir unvan da kalmayacak bu gidişle elimizde. böyle herşeye hakim işi bilen bir başkanımız muhtemelen uzunca bir süre olmayacağına göre, biz kendimize gelmediğimiz sürece, gereksiz konulara tepki gösterip gereken doğru tepkileri göstermediğimiz sürece bu kulüp doğru düzgün yönetilmeyecek.
  • 5973
    beşiktaş'ın başarısını değil de sahip olduğu kura şansını kıskanabilecek taraftardır.

    "porto - monaco - leipzig" diye grup olursa bu gruptan lider de çıkarsın gol yemeden de çıkarsın. porto'nun elinde bir alex telles var. belki biraz da aboubakar. monaco'nun zaten monacoymuşlar transfer döneminde. leipzig de ya lige asılıyor ya da bu almanya liginde bayern'den başka bunlara kafa tutabilecek takım yok.

    yoksa ben 2 hediye şampiyonlukla 3. yıldızını takabilmiş ülkenin 3. büyük takımının neyini kıskanayım? abartmayı çok seviyorsunuz.
  • 5974
    7.12.2017, perşembe.

    beşiktaş'ın 6 aralık 2017 günü rb liepzig deplasmanından da 3 puan çıkartarak namağlup, en çok gol atarak ve puan toplayarak gruptan çıktığı ve bu ünvanlarla adını türk futbol tarihine yazdırdığı günün ardından sözlükte beşiktaş'a imrendiği ve hatta kıskandığı için eleştirilen topluluk.

    picasso'nun çok önemli bir sözü var. hatta bu söz benim hayat felsefem. "good artist copy, great artist steal." ya da türkçe'ye çevirecek olursak;

    iyi sanatçılar kopyalar, büyük sanatçılar çalar

    bu sözü ilk 1998 yapımı bir filmde duydum. aynı zamanda dünya tarihinin en büyük overratedı steve jobs'un da felsefesi imiş. overrated deme sebebim kendisini küçük görmekten değil, dünya'da sadece steve jobs varmışçasına yaşayan insanlara bir tepki. neyse, ne demek bu söz?

    mesela şu an isterseniz bir ayçiçek tablosu yapabilirsiniz. bu sizi ayçiçek tablosu yapmış kişi yapar. ama dünya'da ilk ayçiçek tablosu van gogh'a ait. yani van gogh sizden "ilk ayçiçek tablosu yapan ressam" ünvanını çalmış olur. siz ancak kopyalamış olursunuz. ya da şu an kişisel bilgisayar üretirseniz steve jobs'ı kopyalamış olursunuz çünkü ilk olma ünvanını sizden çaldı. bu sözü bu şekilde yorumladığınız zaman asıl anlatılmak isteneni daha iyi görüyorsunuz.

    galatasaray müthiş işler yaptı, büyük bir sanatçı gibi türk futbol tarihinde ilk kez avrupa kupaları kazanmaktan tutun da ilk kez şampiyonlar ligi gruplarından çıkmaya kadar birçok ünvanı çaldı. beşiktaş şu an kopyalıyor, tıpkı daha önce fenerbahçe'nin yaptığı gibi. aynı galatasaray şampiyonlar ligi'nde ilk kez çeyrek final oynayan takımdı, tıpkı fenerbahçe'nin daha sonra kopyaladığı gibi. belki de beşiktaş'ın yapacağı gibi. kopyaladı derken küçümsemiyorum, büyük başarılar bunlar ama tarih sadece galatasaray'ı yazacak.

    beşiktaş ise yukarıdaki bu ünvanları* çaldı. ilk oldu. bu saatten sonra ancak biz kopyalayabiliriz. en kötü formu yakaladığı, sadece 7 puanla gruptan çıktığı sezon bile galatasaray bir winner ruhuyla, doğru ve hedef olan iki maçtan 4 puan aldığı için gruptan çıkmıştı. ruhumuzda olan winnerlık ile -ki winnerlık her zaman kupa almak değil, bazen doğru maçı kazanmaktır- bu ünvanları bizim istememiz son derece doğal. dünyanın sonu değil ancak doğal. aralarında çalınamayacak sadece bir ünvan var; namağlup. ne yapalım onu da kopyalarız. ama daha çok gol atabilir, daha az gol yiyebiliriz. veya daha çok puan toplayabiliriz. beşiktaş 14 puan topladı. daha iyi olan 3 farklı puan var; 18, 16 ve 15. bunlardan birisini alabiliriz.

    yani demem odur ki galatasaray taraftarının kıskanması ve imrenmesi doğal. sadece bu duyguları iyi kanalize edip fayda sağlamaktır. oturup evden "kıskandım poff.s.s" demenin de anlamı yok. daha iyi yerlere gelmek için varsa en ufak bir taş onun altına dahi el sokulmalı.

    imrenin dostlar, imrenin. insanoğlu kuşlara imrenmeseydi bugün uçaklar olmazdı. siz de imrenin. daha iyisini yapabilmek için.
  • 5975
    avrupa konusunda aşırı sığ düşüncelere sahip taraftar. beşiktaş'ın başarısının kıskanılmaması gerektiğinden bahsedilmiş. sebebi de daha önce aldığımız kupalar, büyük takımları yenmemiz vs vs. sıkıntı tam da burada başlıyor. sürekli geçmişte takılıp kalıyoruz. kusura bakmayın ama ben galatasaray'ın bu sezon avrupa ligi'nde bile olamamasını düşündükçe çıldırıyorum. beşiktaş'ın namağlup lider olarak şampiyonlar ligi grubundan çıkmasını imrenerek izliyorum. galatasaray'ın yeri avrupa'dır. 2-3 sene git, 2-3 sene gitme olmamalı. her sene avrupa olmalı. en kötü avrupa ligi olmalı. bu kulübün kuruluş mottosu türk olmayan takımları yenmektir. avrupa arenasında olmadığımız her sene galatasaray için tadı tuzu olmayan senedir.
App Store'dan indirin Google Play'den alın