(bkz:
#1954309).
11 mayıs 2016 galatasaray mayıs ayı olağan divan toplantısını birebir gs tv'den takip ederken aklıma şu soruları takan dedeler kurulu;
"şu anda televizyon var, sosyal medya var, peki bu dedelerimizin 20-30 sene evvelki halleri ya da abilerinin halleri nasıldır acaba ? bugün
lukas podolski'ye laf etmeye çalışanlar acaba o dönemlerde
gheorghe hagi için ne dediler,
bülent korkmaz,
hakan şükürve daha niceleri için ? "
"daha iki kelimeyi düzgün bir şekilde bir araya getiremeyen galatasaray lisesi mezunlarının çok sevgili türkçe, edebiyat ve güzel konuşma gibi derslerindeki öğretmenleri, öğrencilerinin bu sorunlarını ön görebilmiş miydi ? "
"uefa ve süper kupası zaferleri sonrasında oluşan sıkıntılı dönemlerde de "sportif başarıyı boş verin, öncelik tasarruf ve gelir planlaması olmalı" gibi absürt ifadeler kullanıldı mı ? "
"güzel bir oyun yokken kazansa da kazanmasa da yönetimi istifaya davet eden taraftarın galatasaraylılığını sorgulayan şahıslar var mıydı misal 14 senelik o çile döneminde de acaba ? "
"sadece yalanları ile ünlü olan, kulübünün başarılarını bilmeyen, önceki başkanın vizyonu olmasa temellerinin atılamayacağı bir takımın emeği ile kazanılan kupayı ağlayarak sanki kendisi kazanmış gibi triplere giren bir başkan var mıydı o dönemlerde ? "
"sportif bir başarı yokken mali anlamda da hala düzelme gözlemlenmez iken halen plaket bekleyen yöneticiler olmuş muydu ki o dönemlerde de ? "
ve en önemlisi "galatasaray adasında güneşlenmek, çay ve pilav o dönemlerde de beleş miydi acaba?"