klasik yorum:
haftaiçi yaptığımız antrenmanlarla maça iyi hazırlanmıştık ama işimizin kolay olmayacağını biliyoduk. maalesef o kadar çalışmamıza rağmen yan toptan talihsiz bi gol yedik. ama çabuk toparlanıp golü bulduk, sonunda da galip gelmesini bildik. artık kalan maçları da kazanıp şampiyonluk ipini göğüsleyeceğimize inanıyorum. bu taraftar her şeyi hakediyor.
gerçekçi yorum:
maça her iki takım da tutuk başladı, ben kaleden çıkana kadar 0-0'dı skor.. forvetlerimiz adeta birer cenabet
guiza'ydı, sadece
guiza olsalar bile 2-3 gol atmamız işten bile değildi ama baktım olacak gibi değil tuttum tobi'nin
* kulağından kaleye geçirdim. adeta bir gol kaçırma makinesine dönüşen ekmek teknesi'ndeki kirli karakteri gibi forması göbeğinden dolayı aşağı yetişmeyip göbek deliğini açıkta bırakan
childofbodom'un da o açıkta kalan göbeğine şaplağı indirdim. şaplağı yiyen childof biraz olsun kendine geldi ve zor da olsa 1-2 tane gol atmayı başardı.
maçın ilk dakikalarında sahada yuvarlanmakla koşmak arası bi şeyler gerçekleştiren
cnyvz'a gözüm takıldı, dedim "olum napıyosun?", "koşuyorum abi" dedi. "hee taam o zaman" dedim, gıdısını gli gli gli diye okşayıp moral verdim, bu hareketim hoşuna gitmiş olacak ki ardından yaptığım güzel asisti golle süsleyerek adeta bana teşekkür etti, mutluluğu gözlerinden okunuyordu.
ayrıca ileride
x factor ile yakaladığım uyum gözle görülmeye değerdi.
tsubasa** misaki ikilisi gibiydik adeta. bi topa aynı anda vurmadığımız kaldı.
öss
* fatihi
reverdy de defanstaki başarılı hareketleri ve zaman zaman ileri çıkışlarıyla göz doldurdu.
tobiyas makkenzi'ye ise nickini tez zamanda
tobias linderoth olarak değiştirmesini öneriyorum, zira kendisine ne zaman tobi diye seslensek kafamda direk
tobias linderoth silüeti oluştu, makkenzi falan hikaye..
karşı takımda ise
10numara kalesinde adeta devleşti. yaptığı
higuita kurtarışlarıyla maça damgasını vurdu. ayrıca çocukken kendisini mahallede topla fazla oynatmamış olacaklar ki sık sık oyuna dahil olup kaleci-oyunculuğa soyundu, bunda da gayet başarılı oldu ve karşı takım maçtaki en net pozisyonlarını onun kaleci-oyuncu gibi topu eliyle önüne atıp kendi sahasından bizim sahaya yardırmasıyla yakaladı.
saunders ise tam bir tecrübe abidesi olduğunu yaptığı sağlam hareketlerle gösterdi. takımında geriden oyun kuran isimdi.
nkfvas da aynı şekilde takıma liderlik etti, atakları olgunlaştıran ve takımı yönlendiren isimdi. maçta en iyi yaptığı şey ise rakip takımın kalecileriyle sohbet etmek oldu.
milletin zenci oyuncu oynatmasından çok etkilenen
psychonaut tüm arayışlarına rağmen zenci oyuncu bulamayınca "ne emo, ne eto'o, yaşasın anadolu çocuğu memo" diye isyan edip maça halis muhlis beyaz bir türk getirdi.
ayrıca sana da laflar hazırladım
camelsoft!
*öte yandan bir menajer edasıyla kenardan bizi izleyen
franchi maçtan sonra yaptığı açıklamada; "vi hev dı sam posibilitiiz sam big çensız sam big okazyons samting layk det bat vat ken ay du samtaymz? itz di futbol detz dı futbol samting hepınd, evriting iz samting hepınd.. bat enivey nav iz in dı tabelaa vi hev tu siin dı situveyşın nov is sekınd poziyşın end van point moor.. ay don vant tu si dı bek, ay vant tu si dı front." diyerek tartışmalara son noktayı koydu.
en kısa zamanda yeni bir maçta daha görüşmek dileğiyle, esen kalın efem..