• 1352
    zone blanch (ingilizce black spot diye çevrilmiş).
    fransa'da hayali villefranche adlı bir şehirde supernatural olaylar diyelim. gerilim, biraz korku sevenler için ideal. tam da fransızca sınavlarına hazırlanırken mis gibi geldi.

    bunun üstüne "au service de la france". fransız gizli servisini anlatan biraz komik, biraz aksiyon dizi.

    dix pour cent; fransa'da ünlülerin menajerliğini yapan kişilerin hayatını anlatan bir dizi.

    fransızca çalışacaksınız benim gibi üçü de ideal diziler.
  • 1354
    (bkz: kulüp)

    netflixte 5 kasım cuma günü yayınlanan yerli dizi. 1950'ler beyoğlusunda geçen, bir gece kulübü ve onun etrafındaki karakterler çevresinde dönen bir hikaye. içinde müslüman-gayrimüslüm çatışması, varlık vergisi vb güzel detaylar var. henüz 4 bölümünü izledim, özellikle sanat tasarımı çok başarılı. o dönemin kıyafetleri, istanbul ve istiklal cd. görüntüleri iyi yansıtılmış. oyunculardan gökçe bahadır ve salih bademci çok iyi oynamışlar. genel olarak ben çok beğendim, bize böyle işlerle gel netflix.
  • 1355
    burda tavsiyeler, söz konusu yazarın ilgisine göre olduğu için yanıltıcı olabiliyor bazen. animasyon dizileri öneriliyor mesela ki bana oldukça uzak.

    benimkiler aksiyon, bilim kurgu ki daha çok zamanda yolculuk, sürükleyici..

    komedi, romantika yazan var mesela. kime göre neye göre.

    ben de netfilix listemi paylaşayım. ekşide en iyi netfilix dizileri başlığının bunda etkisi büyük bu arada.

    zamanda yolculuk:

    - dark
    - oa ( final sezonu yok. olsa harika olurdu.)
    - the umbrella academy ( final sezonu yok)
    - outlander ( zamanda yolculuk diye başladım ağır romantika var dizide. sürükleyici değil)
    - the altered carbon( tam olarak zamanda yolculuk olmasa da konusu ilginç)

    mini diziler ki özellikle yaşanmış olması son derece önemli izlenebilirliği için benim adıma:

    - the spy (favorim)
    - when they see us
    - bodyguard( mini mi devamı gelecek mi bilmem ama başroldeki elemanın aksanını sabaha kadar dinlerim)
    - serpent ( eh işte)

    popülaritesi fazla olan diziler de var. viking, walking dead, narcos, stranger things, la casa da papel, you, black mirror vs.

    şu an izlediğim ise ozark. önce çok uzun gelmişti ama dizi iyi.

    yukardakilerin çoğunu izlemişsinizdir zaten. aralarında izlemedikleriniz varsa ilgi alanıza da giriyorsa neden olmasın?
  • 1356
    aynı kalemden ve vizyondan çıkan şahane diziler önereceğim kulüptür.

    ben grupların çekişmesinden, ilişkilerinden, onlarla özdeşleşmekten ve bana kattıklarından keyif alıyorum diyenler için sons of anarchy ve the shield dizilerini izleyebilirsiniz. iki dizi de kurt sutter kaleminden ekranlara gelmiştir. ikisinin de yaşattığı haz bambaşkadır. sons izleyen biri bir motosiklet tutkunu olmaya başlarken, the shield izlerken kendinizi bir polis ekibinin içinde hissedersiniz.

    greg daniels denince ise kahkahalarla güleceğiniz efsane iki mocumentary tarzı dizi önerisi karşımıza çıkacaktır. bunların ilki dünyanın en meşhur dizilerinden the office, diğeri ise parks and recreation dizileridir. ikisini izlerken kendisini o ofisin ve insanların içinde hisseder, onlarla gülmeye başlarsınız. bu arada the office'in harika olmasında ricky gervais'in payı en büyüktür onu da belirtmiş olalım. greg yapımcı ve mentor olarak işin başındaki kişidir.

    zekice işlenmiş ve keyif veren senaryolarıyla izleyiciyi etkileyen kadın bir yazar olan jenji kohen ise kadın merkezli, muzip, eğlenceli, sorgulayıcı ve alt metinlerle dolu diziler yaratmıştır. en bilinen dizisi kadınlar hapishanesinde geçen orange is the new black dizisidir. ama esas şaheseri çok az kişinin izlemiş olduğu weeds isimli dizisidir. mary louise parker'ın başrolünde olduğu ve 2005 - 2012 yılları arasında yayınlanmış olan weeds dizisi, eşi vefat ettikten sonra bir kadının kendi ayakları üzerinde durarak bir uyuşturucu satıcısına dönüşmesi sonrasında yaşananları konu almaktadır. breaking bad yapımcıları bu diziden esinlendikleri noktalar olduğunu belirtmişlerdir. mutlaka izlemelisiniz.

    son olarak bana göre büyük bir usta olan ve dizi sektörüne çağ atlatmış isim olan jj abrams'ın iki başyapıtı dikkat çekmektedir. bunların ilki dünyanın gelmiş geçmiş ilk globalleşen ve kültürel bir ikona dönüşen yapımı lost iken, şahsi görüşüme göre şaheseri fringe dizisidir. baştan sonra ütopik, distopik ve sıra dışı öyküsüyle sizi sarıp sarmalayan fringe dizisi zor bir konuyu işleyen senaryosunu ustalıkla bitirebilmiş muazzam bir eserdir.

    her türlü dizi önerilerine açık olduğum ve sevdiği tarzı söylediği takdirde herkese özelden öneriler yapabileceğim kulüptür.
  • 1357
    dizi önerisi yapmayacağım ama buraya scriptwriting'e meraklı yazar ve okurlar için orijinal dizi senaryolarından oluşan bir arşiv linki bırakıyorum.

    https://sites.google.com/site/tvwriting/

    senaryo okuyarak dizi izlemek gibi bir hobi edindim. sahne sahne takip ediyorum, oyuncuların doğaçlamalarını, çekim sırasında veya son aşamada değişen replikleri izliyorum manyak gibi.

    mad men, black mirror, rick and morty, lost gibi popüler dizilerin bölümleri de linkte mevcut, ama benim favorim senaryosu yazılıp hiç çekilmemiş olan diziler.

    edit: komedi dizisi community'nin senaryosunu okuyunca diziyi izlemiş kadar oluyorsunuz. diziyi izlerken daha az gülmüşümdür hatta.
  • 1358
    ilk üç girdiyi okuyunca hiç televizyon izlemeyen biri olarak ben niye bir tek masumlar apartmanı dizisini izliyorum diye kendimi sorguladım.

    adamlar ilk üç girdide ne kadar mascarpone, gouda, parmesansa benim girdim o kadar çökelek. adamlar ne kadar şatobiryansa ben o kadar keşkek.

    he-man ve she-ra' yı tavsiye ederim ama. she-ra baskıcı topluma rağmen mini etek giyebilen cesur bir ablamızdı. he-man ise daha cesurdu, çünkü donla dolaşırdı.

    dizi kültürümle resmen sıçtım sıvadım...

    süper baba güzel diziydi beee.
  • 1360
    (bkz: gibi) *

    senaristleri feyyaz yiğit ve aziz kedi. feyyaz, yılmaz karakterini canlandırıyor. çoğu sahnede kankası ilkkan ile komik atışmaları, iddialaşmaları vs. var. ilk sezon 12 bölümden oluşuyor. bölümler 30-40 dk civarında. her bölümde farklı bir konu işleniyor, bence hepsi çok keyifli.

    ilk bölümü * exxen youtube kanalında mevcut. diğer bölümlerin linkini şikayet etmek isteyen olursa mesaj kutumu yeşillendirebilir. *
  • 1361
    sevgili dostlar bir büyük polisiye delisi olarak hem katkı verip hem de bu konuda öneriler isteyeceğim sizden tavsiye ettiğim dizileri sizinle paylaşıyorum. aynı türe meraklı dostlardan tavsiye bekliyorum.

    1) sherlock(2010-2017)
    https://m.imdb.com/...82/?ref_=ext_shr_lnk

    2)true detective(2014-2019)
    https://m.imdb.com/...77/?ref_=ext_shr_lnk

    3)mindhunter(2017-2019)
    https://m.imdb.com/...82/?ref_=ext_shr_lnk

    4)hanniball(2013-2015)
    https://m.imdb.com/...73/?ref_=ext_shr_lnk

    5)the blacklist(2013-?)
    https://m.imdb.com/...02/?ref_=ext_shr_lnk

    6)the fall(2013-2016)
    https://m.imdb.com/...89/?ref_=ext_shr_lnk

    7)luther(2010-2019)
    https://m.imdb.com/...84/?ref_=ext_shr_lnk

    8) bron/broen(2011-2018)
    https://m.imdb.com/...85/?ref_=ext_shr_lnk

    9) endeavour(2012-?)
    https://m.imdb.com/...82/?ref_=ext_shr_lnk

    10)behzat ç.(2010-2019)
    https://m.imdb.com/...96/?ref_=ext_shr_lnk

    11)alef(2020)
    https://m.imdb.com/...70/?ref_=ext_shr_lnk

    12)bosch(2014-2021)
    https://m.imdb.com/...48/?ref_=ext_shr_lnk

    13)the valhalla murders(2019-2020)
    https://m.imdb.com/...22/?ref_=ext_shr_lnk

    14)the mentalist(2008-2015)
    https://m.imdb.com/...46/?ref_=ext_shr_lnk

    15)fargo(2014-?)
    https://m.imdb.com/...50/?ref_=ext_shr_lnk

    16)şahsiyet(2018)
    https://m.imdb.com/...78/?ref_=ext_shr_lnk

    17)dexter(2006-2013)
    https://m.imdb.com/...62/?ref_=ext_shr_lnk

    18)bozkır(2018-2021)
    https://m.imdb.com/...08/?ref_=ext_shr_lnk

    şimdilik aklıma gelen bunlar, csı ve türevi dizileri derinlikli bulmadığım için izlemiyorum. izleyip de izlemeye değer bulmadığım için paylaşmadıklarım ve muhakkak unuttuğum diziler var zaman geçtikçe güncellerim. listeyi herhangi bir kıstasa göre sıralamadım. the wire gibi izlemek isteyip de henüz izleyemediğim bazı dizileri de listeye eklemedim
  • 1369
    kesinlikle narcos. kolombiya'nin anlatildigi sezonlar bence en iyisi. ozellikle uyusturucu baronlarinin ayni zamanda futbol takimi sahibi olduklari bilgisi dikkatimi cekti. pablo escobar atletico nacional ve ındependiente medellin'in sahibiyken cali karteli america de cali takimin sahibiydi. tabi o donem bu kisiler illegal isleri ortaya cikana kadar is adami alarak aniliyorlardi. gunumuzde de bir cok zengin is adami futbol kuluplerini satin aliyorlar ve transferlere astronomik ucretler oduyorlar.
  • 1371
    daha önce sanırım tavsiye edilmemiş ama (dolaylı olarak) futbol-siyaset ilişkisini göstermek adına marseille dizisini tavsiye ederim. benoit magimel ve gerard depardieu'nun başrolünü oynadığı dizide yerel seçimlerde kaybeden başkanın kentteki diğer bir güç odağı olan kulüp başkanlığına soyunduğu ve siyasetten de kopmadığını görüyoruz. futbol dizinin kısıtlı bir kısmında kendine yer bulsa da, aktardıkları oldukça tanıdık. özellikle anadolu kulüplerinin durumlarını anlamak açısından güzel bir örnek olduğunu düşünüyorum. yerel siyasetin şehrin her köşesine nasıl yayıldığını görebileceğiniz iki sezonluk güzel bir netflix dizisi.
  • 1372
    netflix kullanıcıları için birkaç dizi tavsiyesi yapmak istiyorum;
    eğer aksiyonlu, dövüşlü, vurdulu kırdılı diziler istiyorsanız daradevil, punisher, bad blood, ozark, peaky blinders, narcos, narcos mexico, lupin, squid game
    fantastik ögeler arıyorsanız the witcher, merlin, locke and key
    politika, dram arıyorsanız house of cards, the black list, suits
    kara mizah arıyorsanız after life, the end of f*cking world, ı am not okay with this
    yetişkin çizgi dizilerden hoşlanıyorsanız rick and morty, bojak horseman, arcane, disenchantment
    çok sağlam diziler olsun konu fark etmez diyorsanız dark, black mirror, sherlock, breaking bad, the quens gambit gibi dizileri izleyebilirsiniz.
  • 1373
    bir premier lig takımının başına bir amerikan futbolu koçunun geçmesini konu alan apple tv dizisi ted lasso'yu izliyorum. dizi çok sevimli ve pozitif bir etki yaratıyor. özellikle ilk sezonda bir ekmek teknesi, bir bizimkiler havası var. (bu dizileri izlemişliğim yok, insanlar bu dizileri benim ted lasso'yu andığım gibi anıyor diye örnek gösterdim.)

    kısacası keyifli bir dizi, ama ben bir futbol izleyicisi olarak dizideki futbolla ilgili mantıksızlık ve tutarsızlıklara çok takılıyorum.

    buradan sonrası sezon 2 bölüm 9'a kadar spoiler.

    spoiler

    öncelikle ted lasso hozam sanırım texas'tan kalkıp londralara geliyor ve kurgusal bir kulüp olan afc richmond'un başına getiriliyor. ancak ted hozam o kadar futbol, yani kendi deyişiyle soccer cahili ve öğrenmeye hevezsiz ki böyle bir adamı ingiltire'de itin götüne sokup sokup çıkartacaklarını beklersiniz. ilk ropörtajında ted hozama "ofsaytın ne olduğunu biliyor musunuz?" diye soruyorlar ve hoca cevap veremiyor.

    farz edelim bu gerçekten oldu, gerçek bir teknik direktöre bu sorulsa zaten bu soruya cevap vermediği gibi soranın da ağzına sıçar. ted hocam baya baya bilmediğini ifade ediyor. ulan, böyle bir şey olsa dünya çapında gündem olur. premier lig bu boru değil. sunday league'de olsa orda bile linç edilir ofsayt bilmeyen manager.

    neyse diyoruz, dizidir. devam ediyoruz.

    ted'in afc richmond'a hoca olmasının sebebi kulüp sahibi milyarder abinin boşanma tazminatı olarak kulübü eski eşine kaptırması. bu ablamız da afc richmond'un başkanı olmuş ve eski kocasından intikam almak için richmond'u perişan etmeye ant içmiş. o yüzden ted lasso'yu getiriyor, takımın en iyisi, city'den kiralık jamie tartt'ın sözleşmesini feshediyor, richmond gol bulunca üzülüyor falan.

    nitekim afc richmond da önüne gelenden tokat yiyerek felaket bir sezon geçiriyor. peki taraftar tepkisi ne olsa beğenirsiniz? hiçbir şey! ted'in takıldığı pub'da 3 tane demirbaş genco taraftar var. bunlar baya rambo okan kıvamında tipler esasında. işsiz güçsüz ingiliz holiganları. bu herifler bile ted lasso sıçıp sıvadıkça adama ısınıyorlar. neymiş, bir aile ortamı yaratmış da, herkes kardeş olmuş da.

    normalde olması gereken tribündekilerin sahaya sırtını dönüp protesto etmesi, medyanın ted'i çarhmıha germesiydi tabii.

    haydi buna da eyvallah.

    sezonun son maçına geliyoruz. afc richmond düşme potasında, son hafta man city'i yenmeleri lazım veya man city ile berabere kalmaları ve crystal palace'ın rakibine 6 fark atması lazım. mucizelere kalmış durumdalar. öyle asansör bir takım da değiller ha. baya köklü bit premier lig takımı richmond.

    son city maçı öncesi ted ile yardımcısı coach beard pubda takılıyorlar. ted boşanma sürecinden dolayı dertli. konu city maçına gelince demesin mi beni bilirsin ahbap, kazanmayı çok önemsemem. tam burada coach beard sonunda yumruğunu masaya vuruyor ve "senin babacan amerikan futbolu hocası afrana tafrana da, eski karına da, bıyığına da sıçarım it oğlu it. düşüyoruz aloooo, bu takım milyon poundluk takım, kaybetmenin sonuçları var, kendine gel skmiyim belanı" diyor ve içimize su serpiyor. dizide ilk ve son kez kaybetmenin hayat dersi almaktan daha büyük sonuçları olacağı ifade edilmiş oluyor.

    ted bunun üzerine sınava son gün çalışan öğrenci misali, göt tutuşması yaşıyor. napsak ne etsek derken kulübün sahibi olan abla şöyle bir oneriyle geliyor: "gücün yetmiyorsa tahmin edilemez ol, şaşırt onları." (bu ablamız ted'e çok ısındığı ve aile ortamından etkilendiği için artık richmond'u destekliyor)

    öneri kağıt üzerinde mantıklı. ön görmenin zor olduğu bir oyun planıyla sahaya çıkarak city'i hazırlıksız yakalamak. hafi diyelim sezon sonu olduğu için city de rotasyona gitmiş olsun. puan alma şansı doğabilir di mi? az sonra geleceğim bu "saşırtma planına"

    city maçında richmond geriye düşüyor. golü de kim atsa beğenirsin, jaime tartt! neyse bizimkilerin kafaya dank ediyor sonunda, ulan düşüyoruz napsak netsek. 89. dakikada bir duran top kazanıyorlar ve şaşırtma planı devreye giriyor. plan şu: hani amerikan futbolunda topu atan en arkada durur, tüm takım tek sıra halinde önüne dizilir. kıçının altından topu fırlatıcıya bırakırlar ya, bunu city'e karşı normal futbol sahasında yapıyorlar....ya ben, lan neyse bir şey demiyorum.

    sonuç tabii ki gol. bu sırada palace da rakibine 6 atmış. yani richmond ligde kalacak. son saniyede piç evlat jaime tartt yine sahneye çıkıyor ve asistini yaparak richmond'u ikinci lige gönderiyor.

    ted lasso orta sıralardan aldığı, kadrosunda roy kent, sam obisanya, dani rojas ve devre arasına kadar jaime tartt gibi isimlerin bulunduğu richmond'u küme düşürüyor. sonuç? tüm camia hocanın arkasında...ulan orayı yıkmazlar mı? adam hala soccer diyor futbola, takımı skib bırakmış, nereye kadar destek?

    derken ikinci sezona başlıyoruz ve jaime tartt'ın city'den kendi isteğiyle ayrlıp biri bizi gözetliyor tadında saçma salak bir programa yarışmacı olarak katıldığıni görüyoruz. babasıyla sorunları varmış da beyefendi hovarda bir kişilikmiş de. ulan bu kadarını joey barton bile yapmadı be. senelik 5-6 milyon kemiksiz kazandıği city'den, üstelik forma şansi da bulurken, 23 yaşında ayrılıp tv'ye geçmek nereddn baksan absürdlüğün ötesinde.

    bu sırada richmond da championship'te beraberlik rekoru kırıyor ve ilk 8 maçının hepsinden 1 puan alıyor. devre arası tartt richmond'a dönünce ise estirmeye başlıyorlar. kulubün malzemecisi, nate adındaki itici eleman ted'e taktik veriyor ve taktikler işe yarıyor. bunu da teknik ekibe katıyorlar. teknik ekip dediğim de ted, koç beard, eski futbolcu roy kent ve malzemeci nate... ne bir kaleci antrenörü, ne bir duran top antrenörü, kondisyoncu; efendime söyleyeyim yonetim tarafında transfer sorumlusu falan yok ha. koca köklü londra kulubünü malzemeci yonetiyor.

    şimdilik ikinci sezona devam ediyorum. muhtemelen premier lig'e çıkacaklar. bu arada fa cup'ta yarı final oynadılar. çeyrek finalde tottenham'ı elediler. oldu paşam dedim ama izletiyor kendini yine de.

    şöyle oturakli bir futbol dizisi çekilse de bu saçmalıklara takılmadan izlesek keşke.

    spoiler
App Store'dan indirin Google Play'den alın