• 14551
    engelleme problemi ile kaynaklı bir bilgilendirme eklemek isterim. hagi ile bu konu hakkında mesaj attıktan sonra engelli ilk 50 listesinin bugün alanında çıkmadığını devamındaki süreçte sezonun başlangıcına göre performans testi yapıp ona göre bir ilerleme sağlayacaklarını iletti.

    yani tüm engelli listesini temizleyip sıfırdan ilk 50 ye girebilecek yazarları engelleyebilirsiniz. engellediklerinizin içinde pilot olmuş olan, entry girmeyi bırakanlar olmuş olabilir. bu kontenjanı açacaktır sizin için.
  • 14552
    eleştiri buranın en büyük zenginliğidir, tıpkı galatasaray gibi.

    fakat ölçüsüz, ayarsız yorumlar ve truva hareketler cidden sıkıyor. sezon içinde oyun ve sonuçlar, sezon yokken de göreve yeni başlayan yönetim vs.

    olm ben daha kaybedilen şampiyonluğun travmasını atlatamadım, euro 2020 maçlarını bile izleyemiyorum doğru düzgün, bu nasıl bir enerji amk ya?

    neyse sezon yakında açılıyor, sözlük müdavimleri de dönünce, eskiye döneriz.

    sözlük eskiye, biz deliye...
  • 14553
    son 7 sene içerisinde 4 tane başkan gördük. burada kim başkan seçilirse seçilsin ilk etapta hemen eleştiri olmaz bir bekleyelim görelim denilirdi. eleştiriler girilse bile düşmanca bir üslup ile değil dosthane tavsiye niteliğinde girilirdi. ilk defa bir yönetime karşı mazbatasını almasının üstünden 1 hafta bile geçmeden böyle saldırıldığını görüyorum. açık konuşayım bana bu durum iyi niyetli ya da normal gelmiyor.
  • 14554
    zamanında televizyon ekranına deodorant sıkmak, aynaya deodorant sıkmak gibi efsanelerle cine 5 şifresini çözmeye çalışan nesil ile fikir alışverişini bile bluetooth ile yapan nesilin bir arada bulunduğu ortam.

    kimseyi yermek gibi bir niyetim yok. ancak en az üç kuşağın burada görüş belirttiğini göz önüne alınca bazen yazılanlara sadece gülümseyip geçebiliyor insan.

    edit: evde parfüm yoktu, gül suyu denedim. şifreyi çözemedim ama gül suyunun manevi rahiyası ile kanal değiştirmeyi başarmıştım. mesaj tv açılmıştı.
  • 14555
    primcilerin cirit attığı sozluk. yonetim kurulu uyeleri kendi aralarinda gizlilik anlasmasi yapiyor. yalnizca basin sözcüsü kanaliyla aciklamalarin ve haberlerin duyurulacagi söyleniyor. bizim burada primciler prim kasiyor. herkes haberini kendisine saklasin lutfen. medyada ortalikta dolasan isimler de cogunlukla asparagas. burada birileri gelip, su oluyor, bu oluyor anlasildi, geliyor derse de kimse inanmasin. zira yonetimden duymadiginiz surece haber asparagas.

    son donemde kalite iyice dusmusken ben de baktim kaliteyi nasil yükselebilirim diye dusunurken, abuk subuk tipleri engellemeye basladim. futbolcular hakkinda abuk subuk konusan, yonetim cakmaya calisan, fatih hoca muptelasi ya da tam tersi dusmani olanlari komple engelliyorum. sanirim sozluk daha kaliteli bir hal almaya basladi. eger bana mesaj gonderemiyorsaniz engellenmissinizdir. bunun sebebi de yukarida yazdigim ozelliklere sahip olmaniz. ya da benzer sebepler. ne guzel dunya be.

    edit: ayni basliga tekrar entry girmek istemedim. eklemeler yaptim.
  • 14556
    vitor pereira için iyi bir teknik direktör, başarısız değil falan denilen yer. fatih terim'e bile sabah akşam sallanılan yerde peteira iyi hoca, aslında sanılan kadar başarısız değil falan deniliyor. bundesliga 2'den düşen adama iyi teknik direktör, başarısız değil falan deniliyor. yine itin götüne sokulan riekerink'e kupa kaybeden adama başarısız değil deniliyor.

    hahahahahahahahaha. sözlük son zamanlarda en büyük eğlence kaynağım gerçekten.
  • 14558
    uzun yıllardır takip ettiğim, bir yazar olarak kadrosunda yer almaktan gurur duyduğum sözlüğümüz.

    amma velakin son zamanlarda işin rengi değişmeye başladı. arkadaşlar, biz biat kültürüne elbette karşı duran bir topluluğuz ama eleştirilerin dozu 'kelle isteme' boyutuna vardı. en ufak bir görüş ayrılığında dahi büyük vaveylalar kopuyor. üzülerek söylemeliyim ki bu gidiş, iyiye gidiş değil.

    özellikle burak elmas yönetimi göreve geldiğinden bu yana ortalığın yangın yerine çevrildiğini entrylerde sıkça görebiliyoruz. elbette yönetim eleştirilir, benim de mustafa cengiz yönetimine yönelik eleştirilerim mevcuttur. kaldı ki burak elmas '10 günde transferler biter' tarzındaki açıklaması ile hatalı bir çıkış yapmıştır, belki transfer konusunda alınan aksiyonlarda farklı konular yüzünden yavaşlık yaşanıyor olabilir bilemeyiz, bu konuda bilgilendirme yapmaları en hayırlısıdır. fakat transfer üzerinden, daha bir ayını bile doldurmamış bir yönetim için 'hayal kırıklığı, balon, rezalet' yazmak da bizim kültürümüze yakışan davranışlar değildir kendi düşünceme göre.
  • 14559
    gönlümüzdeki galatasaray sevdası ile bizi bir arada tutan platform.

    son zamanlarda tokat üstüne tokat atmakta bize. dostlarımız kaza geçiriyor, hastalıkla boğuşuyor, aramızdan ayrılanlar oluyor. meleğini, annesini kaybeden dostlarımız, yiğidini babasını kaybeden arkadaşlarımız.

    sizin gönlünüzde galatasaray dışında da sevdalar var demek istiyor adeta.

    öleceğini bilen tek canlı olan insan için hayatın merkezi burası.

    nereden geldiğiniz, ırkınız, dininiz, yaşam tarzınız hiç umurumda değil!

    acılarınızı paylaşıyor ve sizleri seviyorum.
  • 14560
    entry silimlerinde eşitlik ilkesinden uzaklaşma emareleri vermeye başlamış sözlük.

    "bütün yazarlar eşittir ama bazı yazarlar daha eşittir" ilkesi daha fazla göze batmaya başladı.

    üzülerek söylemeliyim ki sözlükte de böyle bir dokunulmaz kitle oluşturulmuş.

    popülist söylemlerle beğeni toplayan yazarlar oluşmuş. adam virgüle basıp entry gönderse yazar başlığında falan göklere çıkarılıyor. favlar falan havada uçuşuyor.

    sade yazar olanlarda ise doğru analizler yapan yazarlar ofsayt yağmuruna tutuluyor, uzun entry giren yazarlar görmezden geliniyor. gençler bilgisiz, büyükler anlamak istemeyen diye yaftalanmaya başlıyor.

    linç etme kültürü, yangıncılık desen zaten artan yazar sayısıyla birlikte iyice sözlüğe yerleşmeye başlamış falan.

    öte yandan bir takım popüler yazarlar ile moderasyon tarafından sevilen yazarlar daha mazur görülüyor entry'leri ihbar kutusuna düştüğü zaman.

    kendi entry'lerimin silinmesi nedeniyle söylemiyorum bunu.
    hatalıysa tabi silinsin. ben moderasyon yıpratılmamalı diye bir ton entry de girdim vakti zamanında. hala duruyor isteyen açıp bakabilir.

    ama farklı iki yazar tarafından aynı tip iki entry girildiğinde birininki silinip diğerininki tolere ediliyorsa orada bir yanlış vardır. kurallar herkes için işletilsin. ben bunu dile getiriyorum. lafa, iknaya, yapma öyle değil demeye gelince mangalda kül bırakılmasa da hakikat bir fil gibi durur genelde hepimizin arasında.

    bir de eleştiriye ne kadar tahammül edebiliyor burada o konuda da soru işaretlerim var.

    bu entry'i niye girdim bilmiyorum. sanırım doğru üslupla eleştiri dile getirme isteğim kabardı. eleştiririz, severiz ne yapalım, hayat bu.
  • 14561
    birlik ve beraberliğe ihtiyacımız olduğu şu günlerde tekrar önerimi dile getirmek istiyorum;
    (bkz: #2585876)

    lütfen bin kişilik twitter hesabını buraya taşımayın, lütfen fotomaç, fanatik, webaslan buraya taşımayın.

    buna ek olarak yabanci basın kaynaklı gördüğünüz haberlere hemen inanmayın. yüzde 90'i sonra türk basınına dayandırıyor, kimin eli kimin cebinde belli değil.
  • 14562
    hiçbir şekilde futbolcu beğenmeyen, hepsine "istemezük" çeken topluluk.

    gerçekten merak ediyorum: akıllarında nasıl bir kadro, oyuncu tipi var. çıkmış neredeyse bütün isimlere burun kıvırıldı, ghezzal'a bile. acaba türkiye ligi kalitesinden haberleri var mı? merak ediyorum. zira hangi topçu böyle çöp bi lige gelmek ister? önce bunu sorgulaması gereken taraftar.
  • 14563
    ilgilenilen topçuların %90'ı kötü olduğu için beğenmeyen yazarlara sahip sözlük. medyada ilgilendiğimiz yazılan topçularla en fazla süper lig'i bir sene daha kazanırsın. sonra şampiyonlar ligi'nde averaj takımı olursun. ön elemede avrupa'nın köyünde kurulan takımlara elenirsin. istiyoruz ki tecrübeli futbolcu alacaksanız maliyeti yüksek olmasın, kaliteli olsun. az olsun ama öz olsun. geri kalanları da genç arkadaşlardan kuralım. kimle ilgileniyoruz? 30 yaşındaki ipe sapa gelmez adamlarla. ezgjan alioski'yi alsan ne olacak, almasan ne olacak? 2 sene sonra yeni bek arayacaksın. satamayacaksın da. ghezzal'a dünya kadar para vereceksin. gelmiş 29 yaşına, en büyük patlamasını beşiktaş'ta yapmış. bize transfer olursa da aynı başarıyı yakalayacağından pek emin taraftar. nereden biliyorlar acaba, çok merak ediyorum. geçen sene beşiktaş performansı olmasa bu yaşına kadar katkı sağladığı gol sayısı 45. bu adam otuzuna merdiven dayamış bir hücumcu. elinde +30 yaşında birçok futbolcu var.

    tecrübeli futbolcular futbolda önemli ama galatasaray'da zaten yeterince mevcut. feghouli, falcao, donk(büyük ihtimalle sözleşme yenilenecek), muslera, babel, arda...
    her mevkide yaşı 30'u geçmiş futbolcularımız var zaten. neden yenisini kadroya katmak için bu kadar çırpınıyorlar anlamış değilim. genç dediğimiz futbolcular 22, 23, 24 yaşındalar. olgunluk dönemine girmek üzereler artık. sanki takımın tamamı 20'lerin başlarında da fetişimizden genç futbolcu istiyoruz sanıyorlar. takımda genç dediğiniz 3-4 tane adam var. 26 yaşındaki taylan mı genç? luyindama bile 27 yaşına girdi, genç mi sahiden? marcao oldu 25, genç mi? emre taşdemir 25, emre akbaba 28, oğulcan 25 yaşında. jesse sekidika 25 yaşına girdi. emre kılınç 26 yaşında. bu adamlar yaşlı değil ama olgun futbolcular. olması gereken takım ortalamasındaki futbolcular. biz genç oyuncular katarak bu ortalamayı düşürmek yerine +30 yaşında kariyeri hiç de sağlam olmayan isimlerle bu ortalamayı arttırmaya çalışıyoruz.

    ilgilenilen futbolcular gerçekten medyaya yansıyan oyuncular mı bilmiyorum ama bu oyuncular galatasaray'ı bir üst noktaya taşıyacak futbolcular değiller. bu arkadaşları transfer edeceksek hiç gerek yok, bizim kadromuz bu lige de yeter bir şekilde. boşuna masraf etmeye gerek yok çünkü bu kafayla başarı gelmeyecek haberiniz olsun. her transfer kaliteli transfer değildir. fenerbahçe'nin yaptığını yapmayın. para yoksa birikim ve plan yapılsın, seneye gerçekten uzun vadede katkı sağlama potansiyeli olan futbolculara harcansın. ffp kurallarını da atlattık zaten, durum buna müsait. benzer kalitedeki futbolculara para harcayıp aynı noktaya geliyoruz. peki, bulunduğumuz noktaya geri döneceksek neden para ve enerji harcıyoruz?
  • 14564
    yazarların başlıkta belirttiği gibi oyuncuların hepsinin istenmediğinden öte oyuncu profillerinin ve ilgilenilen bütün futbolcuların bitik/bitecek statüsünde olmasından kaynaklı bir rahatsızlığın yaşandığı sözlük. arada böyle geçmişte olduğu gibi moder gibi isimler olsa diyeceğim ki tamam alamadık, mecbur bu tarz oyuncularla ilgileneceğiz, yapılacak bir şey yok. fakat durum buyken muhtemelen sözlük de benim gibi düşünüyor ve tepki gösteriyor.
  • 14565
    bahsi geçen futbolcuları beğenmek zorunda olmayan sözlüktür. geçerli sebepleri de vardır.

    alioski: sol bek oynamayı sevmiyor.
    aanholt: vasat bir futbolcu.
    kurzawa: sakat ve pahalı bir futbolcu.
    ghezzal: 1 sezonluk çıkışı var, pahalı ve 30 yaşına girecek. yeni feghouli olma ihtimali bir hayli yüksek.
    stanciu: büyük lig tecrübesi yok, bahsedilen paralar fazla.
    bir de işte ara ara dillendirilen gedson, rosier, gibi adamlar var. bir gedson iyi bu listede.

    bu adamların maaşı yüksek olmakla birlikte sana faydalı olup olmayacağı tamamen muamma.

    geçen sene mustafa cengiz yönetimine sövülüyordu moder, hauge gibi adamlar alınamadı diye. şimdi tamamen farklı profilde futbolculara bakılıyor bu sefer de bir şey beğenmemiş oluyor taraftar.
  • 14566
    an itibariyle kayıtlı 3748 tane yazarı olan sözlük.

    gündemi galatasaray ile sınırlanmış bir sözlükte bu kadar fazla yazar bulunması elbette ki zaman zaman dile getirilen sıkıntıları doğuracaktır.

    bir spor takımının sözlük topluluğu bu kadar kalabalık olmamalı.

    elbette yazarlar görüşlerini dile getirmeli ama duyuma dayalı, kesinleşmemiş söylentisel kesitlerin buraya taşınmaması gerekir. moderasyon transfer dönemlerinde duyum tweetlerini, entrylerini silmelidir.

    durmadan ofsaytlanan ya da daha doğrusu ofsaytlanmayı alışkanlık haline getirmiş yazarlar sözlük huzurunu bozmaktan ceza almalı eğer bildiğini okumaya devam ederse yazarlıktan çıkarılmalıdır.

    yazar alımlarında doldurulacak 10 entrynin sözlüğe kalite anlamında değer katmasına sözde değil özde bakılmalı, entrylerinde aynı şeyleri tekrar etmekten öte gidemeyenler çaylak olarak tutulmaya devam edilmelidir.

    bu ve bunun gibi bir takım eylemler moderasyonun sözlüğün bilimsel fikirlerine ve düşüncesine katkı sunan yazarlarıyla istişare edip planlamasıyla hayata geçirilmelidir.

    nitelikli, huzurlu, moderasyonu yıpratmayan ve görevinin yangıncılık değil bilgi sunmaya katkı sağlamak olduğunun bilincinde olan bir sözlük hepimizin hakkı.
  • 14567
    başlığındaki ilk cümle mükemmel şekilde kendini özetleyen galatasaray'lıların saklı bahçesi.

    nedir o cümle ?
    'sözlük-ü sultani'.. herkesin çıkaracağı gibi canımız, ciğerimiz ta içimiz galatasaray'ın kurulduğu mekteb-i sultani'den gelmekte..

    peki mekteb-i sultani nasıl bir yer ?
    çanakkale'de vatan için onlarca şehit vermiş bir lise. (bkz: şehitlerimiz)
    kurucularımızdan ali sami yen bey'in "ingilizler gibi toplu bir halde oynamak, bir renge ve bir isme malik olmak ve türk olmayan takımları yenme'' ideolojisiyle galatasaray'ı kurduğu.
    tevfik fikret işaret ettiği gibi fikri hür, irfanı hür, vicdani hür bireyler üreten bir inci.

    mekteb-i sultani böyle bir yer iken benzetilen galatasaray sözlük de bu değerlere uyan yazarlar barındırmalı.

    ben daha çiçeği burnunda iki sene önce bu güzel mecraya üye olabilmiş 9. nesil bir yazarım. bundan 2 sene öncesi de sıradan bir okuyucu olarak takip ettim bu mecrayı. burada gördüğüm güzel yazılar, bilgilendirmeler dışarıda gördüğüm, sosyal medyada okuduğum çoğu galatasaray'lıdan daha olgun, daha kendini bilirdi.

    tabi ki istisnalar vardı, her yerde vardır. ama istisnalar kaideyi bozmadığı için sözlük hala ama hala çok değerli bir mecra.

    fakat memleketin haliyle paralel olduğundan mıdır, iki senedir şampiyon olamadığımızdan mıdır, kimi galatasaray'lılara göre başımızda sayın fatih terim olduğundan mıdır, kimi galatasaray'lılara göre mustafa cengiz yönetimi yüzünden midir, ffp den midir bilemiyorum ama son zamanlarda çok ama çok fazla negatiflik söz konusu.

    galatasaray ve galatasaray bünyesindeki kişiler hakkındaki her olumsuz habere hemen inanma, bu olumsuzluğu sözlüğe taşıma, olumsuzluğa karşı cümleleri kabullenmeme söz konusu.

    fakat rakipler hakkındaki olumsuzluklar önümüze geldiğinde 'bizim meselemiz değil' argümanı çokça mevcut.

    a kişisi x fikrini ortaya attı diye linçlenmesi mi dersin, b kişisi y'nin fikrini desteklediği için yancsı olması mı, fatih terim destek olana terimsporlu denmesi mi, eleştirenin hain damgası yemesi mi, galatasaray spor kulübü başkanı 'na ağlak, hain vs gibi hakaretlerin çoğalması mı artık uzatabildiğiniz gibi uzatın..

    burada da sıkça dile getirdiğimiz galatasaray 'ın şu kadar milyon taraftarı var sözü doğru olsa bile bunların kaçı sözlüğe üye? kaçı sözlükten haberdar ? sözlük bu taraftarların kaçına ulaşabiliyor ?

    eğer 'ulaşmasın zaten burayı özel kılan da bu ' diyorsanız lütfen artık sözlük adabına göre davranalım.

    burada herkesin derdi galatasaray. kimisi x şekilde galatasaray'ın önünü açık görüyorken kimisi y şekilde.

    ama herkesin derdi galatasaray. birbirimizi saygıyla destekleyelim, eleştirelim, yüceltelim.

    ve asla unutmayalım aslolan galatasaray !
  • 14568
    2021-22 yaz transfer döneminde takımımızla adı geçen isimlerin ivedilikle beğenilmediği sözlük. teker teker gidelim...

    1 - jens stryger larsen: 3 milyon bonservisin bu oyuncu icin fazla oldugu dile getiriliyor.
    2 - van aanholt: savunma yonunun cok zayif oldugu soyleniliyor. bir de yedlin'e benzetenler var.
    3 - ezgjan alioski: futbolculugu konusunda sorun yok ama bonservissiz olsa da yillik 2.5 milyon euroluk maas fazla deniliyor. bir de son transferi olacakmis.
    4 - alex moreno: galatasaray seviyesinde olmayan ama bonservisi yuksek olacakmis.
    5 - valentin rosier: savunmada cok savruk bir oyuncuymus ve bizde oynasa her mac kirmizi gorurmus.
    6 - paulinho: sozlukte hakkinda cok az entry girilmis, maasi cok yuksek olacakmis, ve yasindan dolayi olumsuz bakiliyor.
    7 - berkan kutlu: genel olarak karsi cikan gormedim, ama scout ekibimiz gecen yaz bulmaliymis.
    8 - gedson fernandes: opsiyonu cok fazla olacagi icin gelecek sene alamayacakmisiz o yuzden kiralamanin anlami yok deniliyor.
    9 - nicolae stanciu: genc yasinda arabistana gitmis, hep dusuk kalibreli liglerde oynamis. 6 milyon euro kendisine cok fazla hatta rezalet olarak degerlendiriliyor.
    10- rachid ghezzal: tek sezonluk performansi nedeniyle yillik yuksek maas verecekmisiz, ayrica bizde bir ust modeli olan feghouli varmis ama terim kendisini oynatamiyormus.
    11- florentino luis: gelirse taylan'a yazik olacakmis.
    12- mario lemina: cok sik sakatlaniyormus.
    13- jean michael seri: savunma yonu cok kotu ciliz bir futbolcuymus, ayrica dunyada baska futbolcu mu kalmamis?
    14- halil dervisoglu: genel olarak sikayet eden gormedim ancak 7 milyon bonservis cok fazlaymis.
    15- layvin kurzawa: sakatlik gecmisi cok kabarikmis, ayrica 3 yil sonra 32, 5 yil sonra da 34 yasina girecekmis.
    16- kaan ayhan: gecen yil 2.5 milyona almadigimizdan, bu yil 5 milyon vererek almak dogru olmazmis.

    baska basinda adi gecen futbolcu aklima gelmiyor gelen olursa yesillendirirse ekleme yapariz...

    bu elestirilerin bir coguna ben de katiliyorum, yani yazarlarimizi elestirirken buna kendimi de katiyorum kesinlikle. fakat dikkatimi ceken bir durum var. arkadaslar biz neden hicbir seyi begenmiyoruz? stanciu, ghezzal ve moreno'nun genclerini bulalim elbet fakat biraz da isin maddi kismini dusunelim. kadroda bir iki tane sifirdan gelistirecegimiz oyuncular bulundurmak sorun degil fakat bu sayi artarsa da yarismaci kimligimizi kaybetmemiz cok olasi. bir dengede gitmemiz gerek sportif basari istiyorsak. lutfen her seyde elestirecek bir nokta aramayalim. uzun zamandir yonetici hatalarindan canimiz yandi ve bu durum artik bizde travma haline geldi anliyorum ama yeni yonetime de biraz sure vermemiz lazim. daha cok yeniler.

    ozetle kapali sakin olalim...
  • 14569
    son zamanlarda fark ettiğim bir bozukluk yaratıyor bende. bu sözlükle alakalı bir durum değil. günümüz dünyasının ruhunun ve sosyal medyanın üzerimdeki yan etkisi. benzeri yanılgıya düşen var mı merak ediyorum.

    çok fazla tutarsızlık görüyorum sözlükte. özellikle kısa sürede bir fikir, söylem, tepki açığa çıkıyor ve bende hemen tutarsızlığın getirdiği o rahatsızlık hissi oluşuyor. insanların tutarsız olabilme hakkı olduğunu düşünüyorum aslında ama çok fazla maruz kalınca biriken bir rahatsızlık oluşturuyor bu bende. oysa bu gayet yanlış bir sanrı. zira iki tutarsız cümleyi ayrı zamanlarda dile getiren insanlar aynı değil. ee haliyle burada bir tutarsızlık yok. ancak özellikle hızlıca üretilen bir söylemi 7, 8, 16, 35 kişi söyleyince benim algımda söyleyen insanların biricikliği yok oluyor. oysa okuduğum ortak söylem bu 15 kişiye aitse, bununla çelişkili düşünceyi söyleyen 15 kişi bambaşka insanlar olabilir. bunu kontrol etmek gerek ama bu da o kadar makul değil tabi ki.

    özellikle daha hızlı tepki verilen hadiselerde bunu daha çok yaşıyorum. örnek hakem kararları bu hissiyata muazzam bir örnek. sözlükte bir el pozisyonunun (kategorik olarak) değerlendirilmesinin yanlış bulunduğu izlenimini okuyorum. çok benzer başka bir pozisyonda ters konsensusu görüyorum. gerçekte burada bir tuhaflık yokken benim için sözlük tekilleşip bir insan gibi olmaya başladığından aptalca gerçek dışı bir sanrı yaratıyor. bu da rahatsız edici haliyle.

    peki bundaki problem ne? bir kere aptal bir sanrı yaratıyor. bu oluşan sanrı da sözlüğe dair benden kaynaklı bir stres yaratıyor. neyse ki ben tek kişiyim ve bu bir problem yaratmıyor. bu çok önemli bir sonuç değil. daha önemlisi bizim söylemlerimizin fikri takibi yapılamıyor. ya da gereksiz bir şekilde yanlış yapılıyor. yaptıklarımız bir yandan önemli ama bir yandan da çok önemsizleşiyor. sesimiz herkese ulaşıyor ama boğuklaşmış oluyor. bunu avantajına kullanan da var. örneğin twitterda çok gözlemliyorum. özellikle troller veya sosyal olarak eksik bireyler işlerine gelince dairenin merkezinde (değerli olduğunu hissettiği bir söyleminde) işlerine gelince sadece kalabalığın bir parçası (birine hakaret etmeye veya zorbalık yapmaya çalıştıklarında) oluyorlar.
  • 14573
    modlara degil, kurallara isyan edilmesi gerekiyor. bazı şeylerde çok aşırı katı kurallar var bence. mesela bazen bir başlığa yazılan entry tanım içermediği için siliniyor. belki o başlığa daha önce 10 kez yazıp, 10 kez tanım yapmışsındır ama 11. entry tanım içermezse yine siliniyor. maç başlıkları niteliksiz entry'lerin şov yaptığı başlıklar mesela. ama o başlıklara tolerans gösteriliyor doğal olarak. bu toleransın genel anlamda ipin ucunu kaçırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiğini düşünüyorum. bazı kurallar esnetilmeli bence. burada modlar kuralları yerine getirdiği için eleştiriliyor. bir hakim kanunu yerine getirdi diye eleştirilmez. eleştirilecek şey o kanunun yanlışlığıdır.
  • 14574
    inci sözlük tarzı, forum tarzı ya da twitterda yeni akım olan kendisine kudurtucu diyen tiplerin attığı twitler tarzında entrylerin girilip ihbar sonucunda silinince silen moderatöre tepki gösterildiği sözlük. belki de herkesin bi kuralları açıp baştan okuması gerekiyordur. burası en nihayetimde bir sözlük ve bu gerçek çok fazla gözardı ediliyor.
  • 14575
    yıllardır üye olduğum ama entry girmediğim platform. ama okumayı hiç bırakmadım. evet ekşi ile aldattım ayıp mı? :)

    hayli uzun süredir ise entry hacmini düşük bulmaya başlayıp acaba ne oldu ki diye kendime soruyordum. madem öyle dedim ki, biz yazalım bari, kimse yazmıyorsa.

    heyecanlı bir gençken bıraktığım yazarlığım, bakalım liberal bir orta yaş olarak bizi nerelere sürükleyecek.
App Store'dan indirin Google Play'den alın