• 14451
    24.4.2021 gününde yine beşiktaş'ın maç kazanmasını isteyenler, fenerbahçe'yi şampiyon ilan edenler tarafından basılmış sözlük.

    1 ay önce beşiktaş'ın uzay futbolu oynadığını iddaa edenler, devre arası cenk tosun'un sezonun transferi olduğunu, osayi'nin 30 milyon euroya satılacağını söyleyenler olduğu için normal geliyor artık.

    sözlükte yazan çoğu kişinin maç izlemediğini düşünüyordum zaten artık eminim. maç falan izleyen yok çoğu yazar televizyonda, sosyal medyada gördüğü şeyleri baz alarak entry giriyor.

    kasımpaşa
    alanya (d)
    erzurum
    ankaragücü(d)
    sivas
    kayseri(d)

    fenerbahçe bu rezil oyunuyla düşmemeye oynayan kasımpaşa, erzurum, ankaragücü ve kayseri'yi, avrupaya oynayan beşiktaş'lı hocaların takımları alanya ve sivas'ı yenip şampiyon olacakmış.

    antalya(d)
    konya
    gençler(d)
    beşiktaş
    denizli(d)
    malatya

    buyrun bu da bizim fikstür. antalya'nın kupa finalini çıktığından beri iddaası yok son 5 maçın 4ünü kaybetmiş. konya'nın ligle işi yok. bizim maça kadar 6 puan almazsa gençler düştü. denizli zaten 2 hafta önce düştü. içerde oynanacak beşiktaş maçı dışında 1 tane maç yok fikstürde. üstelik fenerbahçe'ye ikili averaj üstünlüğümüz de var.
  • 14452
    an itibariyle okuduklarima inanamadigim sozluktur.

    kendi acimizdan ligin geri kalaninin ozeti soyle;

    - liderden 6 puan geride ucuncu siradayiz. lider takimin kadrosu dar, artik sakatliklar bas gostermeye baslamis ve uc hafta sonra kendileriyle macimiz var.
    - ikinci siradaki takimla da 3 puan fark var. onlar da istikrarsizlikta bizden bir tik daha ileride, kalan her maci uc sonuca da gebe bir takim.
    - fiksturumuz diger ikisine gore daha kolay gorunuyor.

    galatasarayli olmayi gectim, yoldan ortalama iq'ye sahip birini cevirip galatasaray hakkinda sampiyonluk ihtimali var mi diye sorsaniz, cevap belli diye dusunuyorum.

    buraya geri geliyorum;

    ligin bitmesine 6 hafta kala, ligde iddiasi kalmamis bir takimla macimizin oldugu bir gunde (ve ayni saatte liderin de tonla sakati varken, dusme potasinda bir takimla macinin oldugu bir gunde) burasi "ben su takimi destekliyorum, yeter ki su sampiyon olmasin, biz zaten bittik....." sinirden ben devam edemiyorum, ornekleri siz cogaltin. sozlukte her baslikta bunlara denk gelirsiniz zaten.

    arkadaslar siz hayirdir ya!

    ben galatasaray sozlukte, galatasarayin iyiligini temenni etmeye tenezzul dahi etmeyen insanlar yuzunden sinirlenmek zorunda miyim? kufur edip ceza mi almaliyim. burasi eksi sozluk mu onlarca kisiyi mi engellemeliyim. bu mu yani artik sozluk ortamimiz?

    kotu oynuyorsak kotu oynuyoruz, rakiplerimiz bayern ile real madrid mi? bu aksam sahaya cikilmayip bilgisayar ortaminda gecmis maclara gore degerlendirme yapilip da mi puan verilecek?

    bunlar fikir/soylem ozgurlugu filan degil. burada yazan herkesin galatasarayin iyiligini dusunen insanlar oldugunu varsaymaliyiz. internette onlarca alternatif platform varken burasi icin bu fikri tartismaya dahi acmam. ben galatasaray sozlukte galatasarayin iyiligini dusunmeyen insan gormek istemiyorum kardesim! bunun icin de engelle butonunu kullanmak ihtiyaci olusmasindan sozluk adina ben utaniyorum.
  • 14454
    son zamanlarda sıkça ithamların, had bildirmelerin, argo ifadelerin yazıldığı sözlük. yetmez gibi mesaj yoluyla küfür hakaret edip engelleyen kişiler de türedi. eskisi gibi dolu dolu okumak gelmiyor içimden. özel mesajları da maalesef kapattım. takım kötü olabilir. salgın nedeniyle oluşan ortamdan ötürü sinir boşaltmak için burayı kullananlar da olabilir ama biz her gün buna maruz kalmak zorunda değiliz diye düşünüyorum.
  • 14455
    (bkz: 24 nisan 2021 antalyaspor galatasaray maçı)

    yukarıda bakınız verdiğim ve 0-1 kazandığımız maçın istatistikleri;

    https://twitter.com/...760238563328/photo/1

    şut: antalyaspor 3(1)-22(8) galatasaray
    xg: antalyaspor 0.12-2.85 galatasaray
    rcs topla buluşma: antalyaspor 4-28 galatasaray
    topa sahip olma: antalyaspor %26-%74 galatasaray
    korner: antalyaspor 1-8 galatasaray

    şeklindeydi.

    tamamını 11'e 11 oynadığımız ilk yarının istatistikleri de;

    şut: antalyaspor 1(1)-12(5) galatasaray
    xg: antalyaspor 0.03-1.70 galatasaray
    rcs topla buluşma: antalyaspor 3-12 galatasaray
    topa sahip olma: antalyaspor %27-%73 galatasaray
    korner: antalyaspor 1-5 galatasaray

    ama ilginçtir ki sözlükteki entryleri incelediğimde bu maçta yine iyi oynamadığımızı, sürekli yan pas ve geri pas yaptığımızı, üretken olmadığımızı iddia eden birçok entry ile karşılaştım.

    ilk başta bu duruma inanamadım. önce dedim ki; "allah allah, bu entrylerin sahipleri farklı bir maç mı izliyorlar acaba". şaşkınlığım devam ederken bir de entry sahiplerinin eski entrylerine göz gezdireyim dedim ve bir de ne göreyim!!

    bugünkü maçta kötü oynadığımızı iddia eden grup ile "fatih terim'in son döneminde 4 senedir gram top oynatmıyor, 4 senede 5 tane iyi maçımız yok" diyen grubun kesişim kümesi oldukça kalabalık.

    o söylem de kafamı oldukça kurcalıyordu, çünkü sırf süper lig 2017-2018 sezonu'nun 2. yarısında bile minimum 6 tane gayet iyi oynadığımız maç varken toplam sayı nasıl 5'i bulamıyor diyordum.

    ama bugünkü entrylerle birlikte kafamda yer edinmiş olan bu 2 muammayı da çözdüm.

    sözlükte "ysk" isimli gizli bir kulüp olduğundan artık emin gibiyim. açılımı "yüksek standartlar kulübü". bu kulübün üyelerinin standartları öyle yüksek ki galatasaray'ın o standartlara ulaşması çok çok güç. hatta şampiyonlar ligi çeyrek finalinde real madrid'e kök söktürdüğümüz 2012-13 sezonundaki oyunumuzu bile beğenmeyecek standartlara sahip bu kulübün üyeleri.

    hal böyle olunca bu kulübün üyelerine göre galatasaray'ın 116 yıllık tarihinde bu arkadaşlara göre iyi oynadığı çoğu 1-2 sezondan oluşan 4 farklı dönem kalıyor sadece.

    1: 1986-1988 arası dönem
    2: 1992-1994 arası dönem
    3: 1996-2000 arası dönem
    4: süper lig 2011-2012 sezonu

    bu kulübün üyelerinin oluşturdukları standartları reddeden biri olarak düşüncelerine de saygı duyuyorum. keşke galatasaray öyle bir seviyeye çıksa ki standardı en yüksek taraftarımızın bile çıtasının üstüne çıksa. ama işe gerçekçi boyuttan bakacak olursak galatasaray o çıtanın üstünde uzun süre kalabilecek bir duruma sahip değil, hatta o çıtayı aşmamız bile oldukça zor.

    inanılmaz derecede yüksek bir oyun standardını hayal etmeyi ya da hedeflemeyi geçtim "kısa vadeli hedef" olarak gören arkadaşlar bence kendilerine yazık ediyorlar. mesela şahsen ben 2006, 2008, 2015, 2018 ve 2019 senelerindeki şampiyonluk yürüyüşlerimizden ve o takımlarımızı, o oyunlarımızı izlemekten çoğunlukla keyif aldım. öte yandan çıtayı çok yukarı koyan sözlük yazarları bu sezonlardan benim aldığım keyfin yarısını bile almamıştır. naçizane düşüncem, bu yazar arkadaşlarım kendilerine acı çektiriyorlar. biraz daha mutlu olmayı bilmek, iyi oynayıp kazandığımız maçtan sonra "ama o çıktı bu girdi, ama bu çıkmadı kart cezalısı oldu, ama rakipte eksikler vardı" deyip güzel günü kendin için kötüye çevirmemek gerek düşüncesindeyim.

    futbol denen bu oyunu izlememizin temel sebebi bu oyundan zevk almamız, tamam taraftarlık işin içine oldukça büyük bir stresi ekliyor ama her zaman bu kadar memnuniyetsiz olmamızı gerektirecek bir durum yok.

    kötü oyun nasıl sonuna kadar eleştiriliyorsa, kötü oyuna bulunan bahaneler bile büyük ölçüde eleştiriliyorsa iyi oyun da sonuna kadar takdir ve taltif edilmeli, iyi oyuna da bahane bulunmamalı. madem eleştiri kültürümüzün bizi ayakta tutan en büyük değerlerden biri olduğunu düşünüyoruz, eleştirinin illa ki olumsuz olması gerekmediğini ve olumlu eleştiri denen bir şeyin var olduğunu hatırlamamız elzem. öbür türlüsünün adı "çifte standart" oluyor maalesef.
  • 14464
    22 mart 2014 galatasaray kayserispor maçı sonrası roberto mancini'yi savunmak için açılmış olan takım ruhsuzluktan kırılırken suçu teknik direktörde bulmak başlığı 7 seneyi aşkın sonra bu gece itibariyle hortladı.

    ve sanki başlık fatih terim'in bu sezonki performansını savunmak için açılmış yahut başlığı hortlatan yazar arkadaş fatih terim'i savunma refleksiyle yazmış gibi bir isyan gelişti başlık altında.

    yani durum gerçekten çok ilginç. hadi biri çıkıp "takım ruhsuzluktan kırılıyor, fatih hoca ne yapsın" gibilerinden bir entry yazar da o entry tetikleyici unsur olur anlarım ama ortada böyle bir durumu savunan yokken başlığın bir anda "hayalete cevap niteliğindeki entryler" ile dolması güldürdü gerçekten.

    moderasyon da başlığı hatalı bulup sildi sanırım, fena da yapmadılar. onlar yüksek ihtimal şeklen hatalı diye sildiler başlığı ama bence içerik olarak da güçlü bir başlık değildi. takım ruhsuzluktan kırılıyorsa bu durum çok ekstrem durumlar haricinde otomatik olarak teknik adamın suçudur zaten.

    ana fikre tekrar gelecek olursak, sözlükte kimseyi engellemedim ama benim göremediğim entryler mi var diye merak ediyorum açıkçası. yoksa içinde fatih terim'i savunan tek bir entry'nin bile olmadığı, hatta roberto mancini savunulurken selefi fatih terim'in mancini'ye bıraktığı takım üzerinden eleştirildiği bir başlığın bir anda "biatçılar fatih terim'i savunuyor, şunlara ağızlarının payını verelim" gibilerinden yazılarla dolmasını ben anlayamıyorum. anlayan varsa mümkünse bana da anlatsın.
  • 14465
    ne yazik ki sozluk artik her gecen gun komple teorilerinin siddetinin arttigi bir platform haline geldi. artik fenerbahce ve besiktasin her macinda rakip futbolcularin tavirlari, bilerek kotu oynadiklari hatta takimlarini sattiklari, hakemlerin her an kolladiklari uzerine 100lerce girdi yapiliyor. zamaninda cok tarlalar suruldu, primler verildi ancak bu sene kotu futbolumuzu, motivasyonsuzlugumuzu, teknik eksikligimizi bunlarla ortmeye calismamaliyiz. maalesef koronadan dolayi taraftarin gucu gitti, teknik kadro da futbolcular da bu sene cok kotu, rakipler cirkef ve aglak, yonetimimiz iktidar ne der korkusuyla her konuda ezim ezim ezildi ve uzerimize gelen saldirilari bertaraf edemedi. bunca seye ragmen hatayi baska yerde aramaya gerek yok, elimize onlarca sans gecti ve biz kendimiz degerlendiremedik. enerjimizi kavgalar ve komple teorilerine harcamak yerine onumuzdeki seneler icin umutlu olalim, en azindan sozlukte bir butun olabilelim.
  • 14467
    son zamanlarda sozlukte iyice aliskanlik haline gelen bir noktaya deginmek istiyorum.

    neden bilmiyorum ama icgorumuz giderek bozulmaya basladi ve sozluk inceden gerceklerden kopmaya basladi. son zamanlarda ne zaman besiktas veya fenerbahce kazansa o macin normal olduguna sozlugu kimse inandiramiyor. her rakip takim galibiyetinde bir saibe araniyor, anadolu kuluplerinin niyeyse besiktasa veya fenere surekli yattigi imalari yapiliyor.

    simdi ben bakiyorum, besiktas 80 civari bir puan almis, muhtelen 90 civarina ulasip sampiyon olacak. bu sene ne zaman macini izlesem haldir haldir istahla hucum yapan, hic yana geriye gevelemeden direkt hucumu dusunen bir atak yapisina burunen bir takim olusturmuslar. derbilerde iyi oyunlar ve iyi skorlar almislar. altinda ister sans var deyin, ister sergenin saha kenarindaki aglakligi deyin, ister cok iyi organize olmuslar deyin isterseniz de hakemler ve federasyon kolluyor deyin. acikcasi belli bir seviyenin uzerinde top oynamasalar isterse her mac lehlerine 2 tane penalti uydurulsun o takim yine potada olamazdi. adamlar bu sene hak ettiler. bunu kabullenmemiz lazim. haa sonra biz niye kirilma anlarinda hep kirildik, biz niye subat ayinda oturtmayi basardigimiz futbolu sonrasinda bir tik bile ileri goturemeyip her mac daha geriye gittik bunlari konusup cevaplarini buluruz. ama oncelikle yenilgiyi agirbasli bir sekilde kabullenip rakibi takdir etmemiz gerekir. biz rakibi kucumsedikce, kendimize hayali dusmanlar ve kendimizi kandiracak bahaneler buldukca seneye de ayni yerimizde sayariz.

    biz bu sene niye sampiyon olamadik? bu sorunun cevabina hakemler, federasyon ve besiktasin sansi dersek seneye de ayni sekilde besiktasin sampiyonlugunu burdan izleriz ayni cumleleri kurmaya devam ederiz. oysaki biz besiktas dikine oynadi, diri oynadi, rakibi bogdu diyebilmeliyiz. biz "pas oyununun bokunu cikardik, sut cekmeyi unuttuk, dogru ilk 11i bir turlu oturtamadik, transferlerde hata yaptik, bazi mevkilerde şişme olurken bazi mevkiler bombos kaldi" diyebilmeliyiz.

    ozelestirimizi gercekci olarak yapmazsak seneye ayni senaryoyu izleriz. gozlerimizi acalim, burasi antu degil. artik hayal dunyasindan cikalim ve gercekten ne yaparsak galatasarayi seneye sampiyon yapariz ona kafa yoralim.
  • 14468
    rakibi sahasında kupa kaldırmak isterken (öyle bir mecburiyeti yok tamamen keyfi) beşiktaş futbol takımını şampiyonluğunu tebrik eden, yapılanları göstermemize rağmen hak ettiklerini düşünen yazarların olduğu sözlük.

    ben daha önce kaybedilen çok şampiyonluk gördüm. 04-05, 06-07 sezonu yazları başım önde gezdim. biliyordum fenerbahçe bizden daha iyiydi o donem. kollanmışlardı da ama hiç biri 20-21 sezonu beşiktaş gibi değildi. ben böyle kollanan bir takım görmedim. ınsanlar bunu söyleyince antu yorumu demek cidden ayıp oluyor.
  • 14469
    uzun zamandır yazmayı düşünüyordum ama sürekli erteliyordum. belki bir duygu yoğunluğudur ya da başarısızlığın vermiş olduğu kabullenemeyiştir diye düşündüm ama alakası bile yok. bu arada bu durum tamamen şahsi gözlemimdir: sözlükte seviye gitgide düşmekte. kulübün en büyük efsanesi hakkında “tazminat peşinde” sözünü gördükten sonra ben burayı ciddiye almamaya başladım. yani şu cümleyi antu’da bile görmezsiniz. terim’in bizden gittiği/gönderildiği zamanların hiçbirinde tazminat almadığını bilmemesi imkansız bunu yazanın. maçları pek takip etmeyen, galatasarayı hobi olarak tutan biri bile bilir bunu. ama bu yazar arkadaş bunu bilmiyor öyle mi? külahıma anlatsın. ya açın bakın fatih terim’in başlığını okuyun, neler neler yazılmış. üstelik mağlup olmamışız, önümüzde önemli bir maç ve haftaya derbi varken bile yazılanları okuyunca dışımdan sövüyorum sadece. bazen de nerde yazdığımı karıştırıyorum. eksisozluk yazarlığım yok ama buranın eksi’den tek farkı herkesin galatasaraylı oluşu. sadece bu kadar. ya allahını seven bugün gitsin terim başlığına bi baksın. saha içini ya da başarısızlığını eleştirenlere canım feda ama yapılan yorumların kaç tanesi saha içine yönelik bi gidin bakın. tek sorun terim olsa neyse…

    bakın ben uzun yıllardır yazmadıysam da çok uzun zamandır burdayım. yazmasam da okuyucu olarak takip ettim burayı. tarihimizin en rezil sezonu olan 2010-2011 yıllarında yazılanlara bi bakın, aradaki seviye farkını görün. o rezalet sezonda bile oyunculara ya da teknik adama bu kadar hakaret edilmemiştir. ben cidden bıktım bundan…

    her hafta emre akbaba, önceden belhanda, bazen arda, bazen donk, bu sene çoğu zaman luyindama ve falcao, geçen yıl mariano, ya bi ton örnek var. her hafta neler neler yazıldı haklarında. yetersiz bulabilirsin, gitmesini isteyebilirsin ama twitter ağzıyla yazı yazmak nedir birader ya. cidden ayıp. bakın rezil oynadığımız sezon bile bam üçlüsü hakkında yazılanlar şimdiki yazılanlara nazaran başucu entry’si olur. x, y, z kuşağı geyiğine girmeyeceğim ama cidden o kadar seviyesiz ve laçka bir hal aldı ki ortalık, eskinin yazarları artık pek yazmıyor dikkat ederseniz. ya da yazsalar bile tek tük artık. çünkü inanılmaz derecede dejenere oldu sözlük. hiçbir özelliği kalmadı. bugün bi yazar arkadaş vardı mesela, kulübün en büyük efsanesini o ses türkiye jürisiyle kıyasladı. imparatorun kendi sözleriyle dalga geçmeye kalktı. normalde nick altı pek girmem ama dayanamadım. hagi, terim, galatasaray performansıyla ilgiliyse no 9, tugay, suat, bülent korkmaz benim için dokunulmazlardır. bu adamlar benim hayatımın en mutlu günlerini yaşattı. allah çarpar ben onlara laf edersem ama tek bildiği sözlükte yazmak olan arkadaşlar bu değerlere laf ediyor. bu dejenere ortama gelemiyorum işte. ağzımı açsam ceza alıyorum, bunu yazanın iki üç yancısı da “fikri hür vicdanı hür” diyor resmen çıldırıyorum. ya arkadaş o fikir gerçekten bi fikir değil, kulübün efsanelerine laf söylemeniz de vizdansızlık. alakası yok sizin söylediğinizle. sayenizde bu sözden soğudum.

    umarım gelecek sezon maçlar seyircili oynanır da gidip desteklerim takımımı. bu dejenere ortamı bir tek orda göremiyorum. ben 2010 2011 sezonunda bile takım için analiz yapıyordum eski yazar dostum cladi ile. maçlara gidiyordum. o sıra tribünde 10.000 kişi vardı ama mutluydum. keza 2016’da.. rezil oynuyorduk ama biliyorduk illa bi çıkış olacağını. çıktık da zaten. bu takım dibe vurduğunda hemen toparlanan bi takım. şimdiyse 2 sene şampiyon olamadı diye kulübün en büyük efsanesine söylenmeyen kalmıyor. ayıp cidden ayıp… bunu yapan galatasaraylıysa vallahi de billahi de tillahi de ben değilim.. o kadar kesin konuşuyorum.
  • 14470
    çok eleştirdiği antu.com'un 2000, 2006, 2008, 2010, 2011, 2012 travmaları üzerine 8 sene şampiyonluk göremeyince ulaştığı kafaya 2 sene şampiyonluktan uzak kalınca ulaşmış site. yayın hayatının ilk üç sezonunda şampiyonluk gelmeyince 2011 yazının 3 temmuz öncesi döneminde "uğursuz geldi kapatın şu siteyi" diye kamuoyu vardı kendi içinde. şimdiki ruh hallerine çok da şaşıramıyor insan.
  • 14471
    gerçekleri ve detaylardaki önemi gösteren, sebep sonuç ilişkisi kurmaya çalışan, ülkemiz şartlarında "aman canım futbol bu sonuçta sahada oynanıyor" gibi sığ bir düşünceden hareket etmeyen ve kendi hatalarımızla birlikte dış etkenlerin de önemini vurgulayan, efsanelerimizi korumaya çalışan entrylerin;

    biatçılık,
    reisçilik,
    fenerbahçelileşme,
    antulaşma,
    başarısızlığın sebebini dışarda arama

    gibi kötü ithamlarla karşılaştığı sözlük.

    evet haksızlık her zaman oldu, bir takım pozitif, bir takım negatif ayrıştı belli dönemlerde ama 32 yaşındayım ve bu sezon yaşanan çifte standardın ve haksızlığın hiçbir sezonda yaşanmadığını biliyorum.

    sergen yalçın övmek objektiflik, bu adamın nasıl "başardığını" incelemek fenerbahçelileşmek oldu. bu zihniyetin, federasyonu ve nihat özdemir'i iyi niyetli bulan mustafa cengiz'den ne farkı var? bu kafayla daha çok elimize vurup ekmeğimizi alırlar.

    dış etkenleri tüm hatalarımıza bahane etmemeli ancak çok daha fazla dillendirmeli ve önemsemeliyiz bu dönemde.
  • 14472
    beşiktaş'ın nasıl şampiyonluk yolunda avantaj sahibi yapıldığını anlatanlara karşı anlamsız bir mahalle baskısıyla antulaşma, fenerlileşme, ak partileşme gibi alakasız argümanlarla aksinin empoze edilmeye çalışıldığı sözlük.

    adamın biri galatasaray'ın fatih terimsiz dönemlerindeki halini yazmış, başlık altına galatasaray haini ilan eden mi ararsın, rte fanatiklerine benzeten mi ararsın resmen çöplüğe dönmüş ortalık. rte türkiye'den 3 kere kovuldu veya ayrıldı da türkiye geri gitti de bizim mi haberimiz yok ki rte'siz türkiye ile terim'siz galatasaray'ı kıyaslama saçmalığına soyunuyorsunuz. ha bu demek değildir ki terim gidince galatasaray yine daha kötü olacak, bu en fazla bir öngörüdür. terim galatasaray'da teknik direktörlüğe başladığından bu yana terimli galatasaray ile terimsiz galatasaray'ın farkı ortadadır ama bu hep böyle devam edecek diye bir şey yok, yaşanmışlıklar ve tecrübeler ortadadır, isteyen bundan ders alır isteyen almaz, isteyen yeni maceralara atılmayı savunur isteyen savunmaz. aslında tam olarak bu mahalle baskısı kurmaya çalışan insanlar okuduğunu anlamayan ak parti kitlesinin yansıması oluyor ama farkında değiller.

    birinin başlığına terim giderse galatasaray kaybetsin diye bekler yazacak kadar kötü ne yaşadınız, ultraslan kafasından gram farkınız yok her ne kadar sevmediğinizi söyleseniz de. sadece sizin mi bu takım? yoksa siz terim galatasaray'ın başındayken galatasaray kaybetsin diye mi bekliyorsunuz? ben buna inanmıyorum, şu ortamda galatasaraylı olmayan troll hesaplar hariç kimse hangi şartta olursa olsun galatasaray'ın kötülüğünü istemez burada. galatasaray'ı terimsiz görmek isteyen de galatasaray'ın öyle daha başarılı olacağını düşündüğünden istiyordur, terim'le devam etmesini isteyen de. birinin galatasaraylı kimliğinin önüne başka bir kimlik koymak(terimci, biatçı, dursuncu, cengizci) kimsenin haddine değildir. karakterinize yakıştırıyorsanız yakın arkadaş ortamınızda yine yapabilirsiniz bunu kimse karışamaz ancak böyle umuma açık bir yerde kimsenin galatasaraylılığını ölçemezsiniz. ben fatih terim'i çok seven ve yaşattıklarına vefa duyan bir taraftar olarak her zaman diyorum ki inşallah terim bıraktıktan hemen sonra galatasaray spor kulübü tarihinin en büyük başarılarını yaşar. buna katılmayan galatasaraylı da yoktur herhalde. terim varken galatasaray başarılı olmasın diyen de yoktur bence, varsa da galatasaraylılığını tartıp sorgulama zamanı gelmiştir.

    saygı gösterin ki saygı göresiniz. saygı derken türkiye'de varolan yaşa saygı, mevkiye saygı, makama saygı gibi bomboş konulardan bahsetmiyorum. saygı herkese saygı şeklinde olmalıdır.
  • 14474
    özellikle bu sezon oynadığımız her maçın başlığında, oynayan her futbolcunun, oyuna sonradan giren her futbolcunun başlığında, kondisyonerinden yardımcı hocalarına, sağlıkçısından medyasına sosyal medya hesaplarına kadar amansız eleştirilerin olduğu yer. kazansak bile memnun olmayan eleştirilerine devam eden, oyuncu iyi oynasa bile aman iyi oynasada, aman gol atsada seneye gönderelim maaşını düşürelim modunda takılan yer. başkanından yönetimine teknik heyetine kadar bir kere bile memnuniyet sağlanamamış yer. göz göre göre, varlara avarlara rağmen eksik kadrosuna kaoslara rağmen takımı şampiyonluk potasında tutmuş efsane bir hocamız var. eleştirelim ama haddimizide bilelim artık be. bu takımın ölüsünü herşeye rağmen şampiyon yapıyordu bu adam. 2. yarı eline doğru dürüst eksiksiz bir kadro verildi 8 de 8 yaptı. sonra zaten yine kirli oyunlarla şampiyonluğu alenen çalındı bu adamın. yazık çok yazık. herşeyi herkesi eleştirdiğiniz gibi çok eleştirdiğiniz ultraslan dan bir farkınız bir farkımız olsun arkadaşlar. sağduyumuzu kaybetmeyelim üzerimize oynanan oyunlara gözlerimizi kapatmayalım. bırakın sezonun genelini son bir kaç maçta bile rakiplerimize verilen verilmeyen bize verilen verilmeyen aleyhe leyhe adaletsiz kararlar olmasaydı belki de liderdik.
  • 14475
    içine ciddi miktarda rakip takım taraftarı sızmış olan canım sözlüğüm.yıllar içerisinde nereden nerelere geldi.

    2 mayıs 2021 gençlerbirliği galatasaray maçında gedson fernandes tarafından yapılan ve her türlü kural kitabının sarı kart dediği pozisyona kırmızı kart diyebilen ve bu konuda ısrarcı nickini ilk defa gördüğüm yazarlar var. pozisyonun kırmızı kart ile uzaktan yakından alakası yok, ayağını indirip geliyor, topa vuramayınca rakibinin ayağının üzerine müdahale ediyor.

    neyse derdim futbolun kural kitabını öğretmek değil. derdim artık bu zatlara bir şey anlatmak da değil. artık ne yazasım geliyor, ne okuyasım. 2013’lerde genç scout transferleri tartışılırken, bugün tamamen doğru verilmiş bir kararın, hem de galatasaray sözlükte “galatasaraylı” olduğu iddia edilen kişiler tarafından yanlış bulunduğu yere gelmişiz. sonra da galatasaray’ın hakkı niye bu kadar kolay yeniyor diye serzenişte bulunuyoruz. geçiniz.

    belki çok abartılı tepki verdim, sanırım bu son damlaydı. her oluşum yıllar içinde maalesef ki yozlaşmaya mahkum. ben her gün “düşünce özgürlüğü” adı altında teknik direktörüne, futbolcusuna nefret kusulan, haklı olduğu pozisyonları haksız olarak gösteren girdileri artık okumak istemiyorum. eskiden de bu platformda sivri dilli yazarlarımız vardı ama saygılı ve ne dediğini bilen insanlardı. ama artık öyle bir hal aldı ki, gerçekten kayda değer bir şeyler yazan insanlar bile yazmaz oldular.

    benden bu kadar, kalın sağlıcakla.
App Store'dan indirin Google Play'den alın