• 11826
    güzeldir. sabah kahvenize eşlik eden, öğlen gerektiğinde mesai arası arkadaşı olan, gece geçmeyen dakikaları su gibi akıtan yoldaştır. aktiftir, günceldir, bilgidir, bizdir, bizim gibi galatasaraylıdır. şu an entry yazarken bile entry ile dolandır. bakmadıysanız diğer takım sözlüklerine ya da diğer genel sözlüklere arada bir göz atın isterseniz. bu platformun aslında ne kadar güzel ve değerli olduğunu daha da iyi anlayacaksınız.

    bazı şeylerin değeri yokluğunda anlaşılır derler. yokluğu da bir o kadar zordur. bazen server taşınır, bakım olur vs. değerini gerçekten yokluğunda anlarsınız. o yüzden sahip çıkmak, kollamak, daha da güzelleştirmek, anlayışlı-yapıcı olmak, seviyeli şekilde tartışmak yine biz galatasaraylıların elinde.

    dedim ya güzeldir ve unutmayalım ki bizler daha dikkatli, daha özenli, daha saygılı oldukça daha da güzel olacaktır.

    bu platformu güzelleştirmek için uğraşan, hassasiyet gösteren, emeği geçen herkese teşekkürler...
  • 11827
    malesef eski günlerini mumla aratan platform. moderatörler tarafından ciddi olarak süzgeçten geçirilmeli. etrafımda ilk 4 nesilden birçok arkadaşım var ve hemen hepsi artık entry girmeyi bırakmış durumda. bunun başlıca sebepleri arasında; gitgide forum havasına girilmesi, sevgili yazarlarımızın hemen her konuda gösterdikleri inanılmaz sabırsızlık ve göstermedikleri tolerans. eskiden buranın bir ağırlığı vardı. girdiğim zaman herhangi bir başlık altında mutlaka dolu dolu ciddi bilgiler edinebiliyordum. artık bu yok. varsa yoksa öfke patlaması, kin güdülmesi, o gelsin bu gitsin bunu al şunu kov. açıkçası bunları anlatırken bunun aksi için ne yapılır pek de bilemiyorum ama en azından olaylara biraz daha sağduyulu yaklaşılsa hiç fena olmayacak.
  • 11829
    sürekli eski günlerinden dem vurulan sözlük. ben 2012’den beri takip ediyorum, öyle ahım şahım bir fark göremiyorum. ben bunu biraz da yaşlı insanların “gençlik nereye gidiyor” şeklindeki romantik-nostaljik hayıflanmasına benzetiyorum. nesil değişiyor, değişecek de bu normal. sosyal medya ve onun getirdiği bir dil de var ve bu da sürekli değişiyor, değişecek. ya hiç yeni yazar alınmayacak ya da bu doğal toplum değişiminin buradaki yansımasına katlanılacak. mesela şu küfür mevzusu, küfür bu toplumun dilinde var nedir bundan bu kadar gocunmak anlamıyorım amk. evet amk dedim amk. buradaki amk bir kişiye ithafen edilen bir küfür değil. can yücel “... bu kadar orospu çocuğunu nasıl anlatayım küfürsüz” deyince bir şey yok biz amk deyince ooouuuvvvv. hayır n’apalım üstad gibi şekilli edemiyoruz diye hiç mi küfür etmeyek?
  • 11830
    ilk girdiyi 30 aralık 2015'te girmişim bu hesabımdan. daha önce de bir hesabım vardı ama onun şifresini ve üye olduğum sallamasyon mail adresini unuttuğum için girememiştim. moderasyona çok kez mesaj atmama rağmen de sanırsam hesabın sahibi olduğuma inanmadıklarından ki inandırıcılığım pek yoktu tabi hem şifreyi hem de mail adresini unuttuğum için ama hangimiz öylesine daha sonra unuttuğu mail adresi almamıştır de mi ama? neyse demek istediğim o değil ne zamandır sözlüğü takio ettiğimi siz hesap edin diye anlatıyorum. hatta şunu da itiraf edeyim daha önce uçurulan bir hesabım da var. yani bu üçüncü hesabım. onun da başlık altına ilk entry 2012 yılında girilmiş. uçurulmamın sebebi ise çok saçmaydı. öyle ırkçılıkmış, küfürmüş, kavgaymış gibi bir olay değildi. 2012 yılından önce de takip etmişliğim var. yani şöyle kabaca 7-8 yıldır sözlüğü takip ediyorum. gayet de eskisi gibi arkadaşlarım sözlük. sözlük pek tabi değişmekte ve gelişmekte ama kalitesinden ödün vermemekte. bence siz büyüdünüz ve değiştiniz. belki de birçok şeyden bıktınız, sıkıldınız. bir de şu nerede o eski bayramlar kafasını hiç sevmiyorum. eski yazarları arayanlara da şunu demek istiyorum. o eski yazarlar iş güç sahibi oldu. evlendiler, çocuk sahibi falan oldular. sözlüğe oturup yazamazlar sürekli.
  • 11831
    bu başlığı görmüşken aklıma gelen bir eleştiriyi de paylaşmak istiyorum. arkadaşlar her kaslı uzun futbolcunun “fiziği” iyi olmadığı gibi boyu kısa , kaslı görünmeyen her futbolcu da kötü “fizikli” olmuyor. bunun en güzel örneği belkide amrabat , bizden giderken ki fiziği gelirkenkinden çok daha yapılıydı diye hatırlıyorum. çünkü biz güreş takımı kurmuyoruz , bu sebeple istisnasız her genç oyuncu başlığına fiziğini geliştirmesi lazım yazmayalım lütfen.

    edit2: amrabat örneği ters olmuştu düzeltildi.
    ek olarak: gece modu gelsin lütfen.
  • 11834
    bünyesinde cayır cayır entri giren yazarların olduğu sözlük.

    kuzum bu işi nasıl beceriyorsunuz? kaç senelik yazarım, onu bile hatırlamıyorum, halihazırda 333 entri girebilmişim. öyle çok fazla entrim de silinmemiştir. bu hızla 666'da emekliliğimi veririm.

    bu arada, entriyi yazarken ne zaman yazar olduğuma dair bir bilgi aradım ama bulamadım, sonra aklıma ilk entriyi ne zaman girdiğime bakmak geldi. ilk entrimi 30 haziran 2012'de girmişim. varda! 6 sene olmuş lan. tıkır tıkır hayat yiyoruz, iyi mi!
  • 11835
    biraz önce galatasaray'ın tunus takımı ile yaptığı hazırlık maçının* özetini izledim. maçı yorumlayan evren turhan rakip takımın sert hareketleri üzerine "bu adamlar kafayı yemiş" gibi bir tabir kullandı. sonra aklıma rıdvan'ın "yaaa volkan yapmaaağ, zaten öyle bir attı ki oyuncu yapmaaağğ" sı geldi.

    ben de üzerine düşündüm. her şeyin bir yeri ve zamanı var mıdır hakikaten. yani sen televizyona çıkıp öküz gibi böğürebilir misin. böğürmeli misin...
    benim evimde evren turhan, rıdvan, ben maç izlesek. evren "adamlar kafayı yemiş" dese, rıdvan "yapmaaağ lan" dese sırıtır mı. kahvehanede millet neler neler söylüyor, batıyor mu.

    sorun sadece mekan da değil gibime geliyor. çünkü televizyonda bu söylenmez diyorsun, lakin beyaz tv'de söylenenler hiç batmıyor.

    bu örneklere bakınca aklıma şu geldi. platformun, kurumların belirlediği bir saygınlık; koydukları bir çıta vardır. bunu da yalnızca yazılı metinle belirleyemezsin. çalıştırdığın elemanlarınla, gösterdiğin hassasiyetle bir politika ortaya koyarsın. orada olanlar da ona göre ilikler ceketini. veyahut gaz çıkarsa yarabbi şükür der. koyduğun çıtaya bağlı. beyaz tv o yüzden şaşırtmaz, evren gs tv diye öyle davranır, rıdvan kendi gücüne güvenir öyle davranır.

    pekiii, bulunduğu kurumun koyduğu çıtanın üzerinde olan insanlar? işte onlar eğip bükebilir dili, zamanı... örneğin picasso zamanının ötesinde bir sanatçı olarak eğip bükebildi resmi. dolu, birikimli insan işidir ancak bu durum. veya can yücel öyle bir küfür etti ki dili eğdi, büktü. işte o zaman da batmaz absürt olan.

    şimdi sözlükçe çıtayı nereye koyduğumuza bağlı olarak; ırkçılık, galiz küfürler, ad hominem gibi sorunlarla boğuşuyoruz. bazılarımız bir kelime yazarken üzerine çok zaman kafa patlatıyor. kimi de alelade bir sosyal platform olarak görüp ilk aklına geleni yazıyor. ikinci gibi yapanlar yüzünden diğer kafa patlatanlar da çıtanın yerinden memnun kalmayarak yazmıyorlar veya gerekli özeni göstermiyorlar.

    komple moderasyon olarak, yazarlar olarak hatta okuyup mesaj atanlar olarak çıtayı koyduğumuz yerden memnun değilsek; önce kendimize bakacağız. çıtayı koyanlar olarak kendimizden başlayacağız en ağır eleştiriye...
  • 11836
    az önce günün yorgunluğuyla daldığım kısa uykudan uyandım. rüyamda sözlüğün temasının tamamen değiştiğini gördüm. arka plan, yazılar, yazarlar, açılan başlıklar vesair.

    şöyle ki ben kısmı bile değişmişti.

    yazar/yapıt diye gözüküyordu yazılanlar.

    neyse ki bu kabustan kısa bir süre sonra uyandım. değiştirin bu durumu diye haykırasım geldi o an moderatörlere.

    günlerdir sözlükte dolaşan sözlük değişti lafı bilinçaltıma öyle bir işlemiş ki rüyalarıma giriyor artık... *
  • 11837
    26 ağustos 2008'de ilk entry'sini paylaşan kudretli galatasaraylı taraftar yuvası, (bkz: galatasaray/#1). 1 ay içinde 10. yaşını kutlayacak olan sarı kırmızı mecmua. 2008 olmasa da 2010'dan beri düzenli olarak takip ettiğim, 2 yıl kadar önce de "dur olm, ben de yazar olayım da bir şeyler paylaşayım" diyerek üye olduğum güzel ortam.

    sözlükte "rastgele" butonu var, zaman zaman oraya tıklayıp eski girilere göz atarım. şu an sözlükte aktif olarak yazmayan ya da çeşitli sebeplerle pilot edilmiş/olmuş eski yazarların eski entry'lerine bakarım. bunu gündem dışı konularda takılmak gayesiyle yaparım ama daha çok sözlüğün kurulduğu günden günümüze kadar gelenki sürecinde ne gibi bir değişim gösterdiğinin farkına varmak için, bu farkındalığı anlamak için yaparım.

    o zamanlar yazarların sözlük formatına olan yaklaşımını,

    o zamanlar sözlükte kullanılan dilin nasıl olduğunu,

    o zamanlar sözlükteki nickaltı savaşlarının ne derece kanlı (!) geçtiğini görmek için vesaire...

    hani deniyor ya "son zamanlarda sözlük çok bozdu; son zamanlarda kalite düştü" diye, bu sava katiyen katılmıyorum. aksine, bazı konularda (spesifik olarak tek tek yazmak doğru olmayabilir) niteliğin çok daha yoğun olduğu birçok kanal var sözlük içerisinde. hatta size bir şey söyleyeyim; sözlük formatına bağlı kalmak denen olgu var ya, şu an bu olay hiç olmadığı kadar pik yapmış durumda eğer elf gözlerim beni yanıltmıyorsa.

    işin içinde hiç mi olumsuzluk yok? ortalık sütliman mı?

    elbette değil, nasıl olsun ki zaten. her şeyden önce burası organik bir yapı. organik yapılar çevreden etkilenirler, sosyal yaşamdan bir şeyleri çekerler. işin doğasında olan bir şey bu. ülke birçok alanda farklı sıkıntılı süreçlerle boğuşuyorken insanların bu duygudurum sarmalında sabit psikolojiyle olaylara yaklaşabilmesi mümkün değil.

    sözlüğün kalitesini, niteliğini yerden yere vurmadan önce başka başka nüansları göz önünde bulundurup söylemleri bu doğrultuda dillendirmekte fayda var.
  • 11838
    büyümek için adım attığı dönemlerde kalitesi düşen sözlük. zira internetteki insan kalitesi gerçekten rezalet. yani "sözlük çok bozdu yea" derken sözlüğün kendisini değil interneti baz almak lazım. biz alımları internetteki sosyal mecradan yapıyoruz neticede.

    geçenlerde 28 temmuz 2018 tarihli club africain galatasaray maçı sonrası yaşanan gerginlik akabinde; sözlük, kendini pilot edenlerle birlikte 14-15 yazarından oldu. yanılmıyorsam 2 kişi kendini pilot etti, diğerlerinin yazarlığını biz sonlandırdık.

    işin ilginci bu sildiğimiz yazarların bir tanesi haricinde hepsi uzun zamandır takibimizde olan isimlerdi. yani sözlüğü benimsemiş yazarların neredeyse hiçbiri belirli ölçüleri aşmadı o gün. silinenleri de tek entrye dayanarak değil de uzun bir takip neticesinde oluşturduğumuz kanaate göre sildik, bunca zaman sözlükte kaldılar, çünkü sadece uyum sağlamaları için şans veriyorduk. zira sözlük dendi mi akla artık format olarak hiç alakamız olmayan ekşi sözlük geliyor. oradaki üslubu buraya taşımaya çalışıyor birçok yeni yazar. öğrenene kadar da belli bir sürenin ve entry sayısının geçmesi gerekiyor. bir de twitter'daki bol sinkaflı sosyal medya var. totalde bu anlayışı göstermezsek sözlük kazandığından daha hızlı yazar kaybeder hale gelir ki, bu da fikri sermayemizden yememiz ve kendimizi tüketmemiz demektir.

    ayrıca şunu belirtmek lazım yapılan son toplu alımda oldukça titiz davrandık. açıkcası gerçekten en kusursuz çaylak entrylerini giren yazarları sözlüğe dahil ettik. en ufak soru işareti olanları onaylamadık... buna rağmen yeniler hakikaten çok zorlandı. bunda sosyal medyanın ve türk insanın içler acısı durumu da var. ama şunu söylemeden geçemicem, yeni neslin içinde hakikaten çok önemli ve kaliteli yazarlar var. isim vermeme gerek yok. zaten sözlükçe seviliyorlar. bir de bir şekilde sözlüğe uyum sağlamayamayacağı kesin olanlar ve kendini iyi gizleyen, ortam bozuculuk yapan troller var. onları da uzun bir takip neticesinde vicdanen yeterince kanaat getirdiğimizde siliyoruz.

    bu döngü böyle devam etmeye mecbur. onay bekleyen çok sayıda yazar var. gönül ister ki hepsini hiç bekletmeden alalım. ama öyle olamıyor. sözlük ne zaman kuralların daha az ihlal edildiği bir hal alıyor, biz yeni alımlar yaparak bunu bozuyoruz. alım yapmadığımız dönemlerde ise sorunlu yazarlar elendikçe kalitemiz artıyor. ama başka çaremiz de yok. sosyal medyanın kuralı bu. kusursuz platform yok. kusurları göze almalıyız. aksi taktirde içine kapalı ve kendinden başka hiç bir şeye hizmet etmeyen ufacık bir topluluk haline geliriz.

    yine de daha kaliteli bir sözlük arzu ediyorsak dikkat etmek gereken çok önemli iki husus var. alım yapıldıkça oluşan dejenere ortama uyum sağlamamak ve sözlük denetimine aktif şekilde katkı sağlamak. bu katkıyı da ihbar özelliğini kullanarak sağlamak mümkün. bunu becerirsek hem çok daha hızlı büyürüz hem de alım dönemlerindeki iniş çıkışlarımız bu kadar keskin olmaz.
  • 11840
    bu aralar durgun olması normal diye düşünüyorum. bence iki nedeni var.

    1- duyum yok, transfer dedikodusu yok ve dolayısıyla biraz tıkanıklık var. yazarlar doğal olarak gelip her gün aynı şeyleri yazmak istemiyorlar. bu yüzden hazırlık maçlarına bile ilgi var aslında, o maçlar bile hareketlilik sağlıyor.

    2- çok yorucu bir sezon geçirdik taraftar olarak. her hafta başka hesaplar yapıldı. son haftalarda iç sahadaki büyük maçlar ayrı yordu, deplasman durumu ayrı yordu. bunun üstüne bir de dünya kupası yapıldı ve kimse futboldan uzak kalamadı. dünya kupasının bitişi ile yeni sezonu başlatacak olan süper kupa maçı arasında insanlar biraz dinlenmek istiyor sanırım. yani bir nevi şarj oluyoruz şu ara.

    ağustos ile birlikte tekrar akmaya başlar sol taraf.
  • 11841
    karamsarlık yuvası sözlüğüm. artık hazırlık maçlarındaki mağlubiyetlerden sonra bile karalar bağlanıyor. birde transfer dönemi devam ettiği halde. rakibimiz 1 hafta sonra şampiyonlar ligine katılmak için benfica ile oynayacak daha santraforu yok. biz alt tarafı akhisar ile kupa maçına çıkacağız sözlük karalar bağlamış durumda.

    arkadaşlar biraz sakin. bunlar hazırlık maçları takım iyi sinyaller vermiyor ama 2-3 takviye ve sakatların dönmesiyle bu sene 22. şampiyonluğumuza ulaşacağız.
  • 11846
    5 ağustos 2018 galatasaray akhisarspor maçı gelse de biraz futbol konuşulsa. 8-10 gündür pek yazamıyordum, tek tük entry yazıp, arada okuyordum.

    takımın hazırlık maçlarında görülen sıkıntıları ve buna karşı adım atılamaması, sıcakların etkisi, ülkenin durumu vs derken inanılmaz gergin ve tahammülsüz bir ortam var şu anda.

    dilerim sezon başıyla birlikte, yavaş yavaş eskiye döneriz.
  • 11847
    yaklaşık 2 aydır sözlükte yazarım. galatasaray benim için aileden sonra gelen en önemli şey. çocukluk yıllarımda 9 aralık 2001 ankaragücü galatasaray maçı’nda aldığımız 2-1’lik yenilgi sonrası odama gidip gizlice ağlayan bir galatasaraylıyım. şimdi eskiye dönüp bakınca anılar yüzümde tebessüme dönüşüyor. bu kısa süre zarfında sözlükte bir çok yeni arkadaşlıklar hatta dostluklar edindim. benimle aynı hisleri paylaşan yüzlerce değerli insan, yüzlerce renktaş ile aynı çatı altında bulunmak benim için çok güzel hisler oluşturmuştur ve oluşturmaya devam etmektedir.

    renktaş denilen şey; din, dil, ırk, cinsiyet, ayrımı olmadan aynı renklere gönül vermiş olmaktır ve galatasaray sözlük bu kavramın hakkını sonuna kadar vermektedir. renktaşlık kavramını oluşturan ve bu renklerin sarı-kırmızı olduğu bu platformda olmaktan mutluluk duyuyorum.
App Store'dan indirin Google Play'den alın