• 8503
    tam 1 yıl önce sabah saatleriydi. uzun zamandır beklediğim anı yakalamış ve karşıma çıkan ilk fırsatla da galatasaray sözlük'e kayıt olabilmeyi başarmıştım. şu saatlerde sözlükte çaylak çaylak takılıyordum bir sene önce. bir sene içerisinde o kadar çok şey yaşadık ki seninle sözlük; ağladık hep beraber, bazı olaylara çok sinirlendik, bazısı da mahvetti bizi ama bir o kadar da güldük, eğlendik. hüzünlü gecelerimiz oldu ama zafer marşları da söyledik hep beraber. yüz yüze tanışmamış olsam da binlerce renktaşla tanışmamı sağladın, kimisiyle tartıştık saygı sınırlarını aşmadan, kimisiyle de sabahlara kadar geyik muhabbeti çevirdik...

    ve işte bu 1000.entryle de birinci yılımızı deviriyoruz sözlük. kara bulutların tepemizde dolaştığı şu günlerde inşallah 26 kasım 2014 anderlecht galatasaray maçıgalatasarayımız kazanır da hem sözlükteki ilk yılımı taçlandırmış olurlar hem de milyonlarca renktaşımı sevindirirler.

    (bkz: karanlıklar içinden gün doğar ya aniden)
    (bkz: biz bitti demeden bitmez)
    (bkz: galatasaray bir his takımıdır)
    (bkz: konsantrasyon)

    https://pbs.twimg.com/media/B3YPzudCYAEX7on.jpg
  • 8505
    yazar olalı üç yılı geçmiş. işin benim için garip tarafı sözlükle ne zaman tanışıp okur olduğumu hatırlamamam. ilk ne zaman girdim? kim tavsiye etti? ne ararken buldum? hiç hatırlamıyorum. üzerine çok kafa yordum ama hatırlayamıyorum. 2011 eylül'ünde yazar oldum ama öncesinde uzun bir zaman okurdum. ama kaç ay veya yıl hatırlamıyorum. hayatımla ilgili nadir garipliklerdendir.*
  • 8510
    daha birkaç ay önce dünya kupası devam ederken, pozisyonuna göre gayet de fazla koşan wesley sneijder için, yalan ve iftira dolu "takım arkadaşları kadar koşmuyor. kendi işine baksın" şeklinde algı yaratmaya kalkan, galatasaray'ın en fedakâr ve en cefakâr ismine böylece iftira atan, kameralar karşısında yalan söyleyen hamza hamzaoğlu'nu, galatasaray'a yakıştırabilen sözde galatasaraylıları barındıran sözlük.
    senin tuttuğunu söylediğin takımı en çok taşıyan, o takım için en fazla sorumluluğu alan, adı hiçbir zaman sorunla geçmemiş, yerinde oynatılmadığında sorun etmemiş, her zaman elinden geleni yapmış emekçine iftira atabilen bir yalancıyı, taraftarı olduğunu söylediğin takımın başına lâyık görüyorsan sana söylenebilecek tek şey var;

    senin galatasaray'ın sana, benim galatasaray'ım bana.
    galatasaray şu an galatasaray kâfirlerinin emrinde.
    sözlük henüz düşmedi neyse ki...
  • 8511
    bir süredir kulübümüzde mevcut olan ve son dönemde iyice artış gösteren karışıklıkların da etkisiyle son zamanlarda sözlükte kullanımı artmış olan başlıca iki ifade şeklini bir yazar olarak pek tasvip etmemekteyim ve galatasaray sözlük bünyesindeki birlik beraberliğimize zarar verdiği görüşündeyim. biri özel öteki genel olmak üzere bu iki konuya aslında yakın tarihlerde değinmiştim;

    (bkz: #1587541)

    (bkz: #1584671)

    keza aradan geçen sürede tekrar ortaya çıkan durumlarda mesaj yoluyla ilgili bir iki yazarla bu konuyu kritik etme şansım da oldu ve sağ olsunlar olumlu yaklaşıp bana hak verdiler lakin son günlerde sayı iyice artmış durumda ve en başta da belirttiğim gibi bundan kendi adıma ufak bir rahatsızlık duyuyorum. bu yüzden kesinlikle yapıcı olmak adına ve olabildiğince düzgün ifadeler kullanarak, lakin neyden bahsettiğimi de açık açık belirterek bu entry'i yazma kararı aldım. peki nedir sözünü etmekte olduğum bu iki husus?

    1- koca sözlüğü sanki tek bir kişiymiş gibi ele alıp çelişkili davranışlardan dem vurmak.

    2- "ben demiştim" demekle yetinmeyip o dönemde karşıt görüşte olan kişilere sergilenen gereksiz sert tavır.

    şimdi açık açık konuşmaya en baştan başlamalıyım. mturhan ağabeye yönelik yazmış olduğum o eleştiriden sonra sağ olsun kendisi benle nazikçe iletişime geçti ve sözünü etmiş olduğu çelişkiye uyan iki adet yazarı gösterdi ve haklıydı da fakat iki yazarın farklı dönemlerde farklı fikirlerde olması bence tüm sözlüğe hitap edilerek sanki asla öyle olmamalıymış gibi lanse edilecek bir tutarsızlık değil. sonuçta şartlar değişebilir, haliyle fikirler de değişebilir. daha bugün hamza hamzaoğlu'nu sert sözlerle eleştirdim, lakin önümüzdeki süreçte bugüne kadar benim gibi düşünen yazarlarda uyandırmış olduğu olumsuz izlenimin büyük ölçüde dışında hareket eder ve başarılı da olursa tabi ki desteklerim. bu döneklik değildir. bu bir durumdur ve asıl bu şekilde olması normaldir. lakin biz bu konuyu kendi aramızda karşılıklı saygı ve sevgi çerçevesinde hallettik, ben sadece neyden bahsettiğimi ve ne şekilde neticelendiğini anlatmak istedim.

    sonraki yazmış olduğum entry genel bir sitemdi ve sonrasında brohom ve galatasarayla nickli yazarlarımız ile bu meseleden dolayı konuşma fırsatımız oldu. yazmış oldukları yazılarda aslında önceden beri haklı olduklarını dile getirirken o dönemde farklı düşüncede olan insanlara karşı da biraz kırıcı olabileceğini düşündüğüm kısımlar vardı fakat kendileriyle bu konuyla ilgili iletişime geçtiğimde gayet anlayışlı ve yapıcı davrandılar. bu yüzden kendilerine bir kez daha teşekkür ederim.

    şimdi bir süredir devam eden kaosun gerçek anlamda zirve yaptığı bugüne gelirsek;

    (bkz: #1605529) roberto mancini gitti diye taksim'de kutlama yapacak kadar sevinen hatırı sayılır miktardaki kişinin bire bir olarak bugün roberto mancini'yi yad eden yazılar yazdığını düşünmüyorum ve değerli yazarımız ile bu hususta aynı görüşte değilim. bir grup yazar o dönemde sevinmiş olabilir, bir başka grup da bugün kendisini bugün özlüyor olabilir, bana göre bu iki grubun kesişim kümesi pek fazla olmamalı fakat her iki düşünce grubu da zaman içerisinde sözlükte kendisine yer bulduğundan bana göre yazarımız bu ikisini tek bir yazar grubuna ait gibi ele almış.

    (bkz: #1605560) yazarımız çok güzel bir yazı kaleme almış fakat küçücük bir noktada kendisine katılmadığımı belirtmeliyim; hamza hamzaoğlu'na ılımlı yaklaşan insanların aynı zamanda hala fatih terim'i savunan insanlardan oluşması konusunda titiz bir araştırma yaptığını belirtmiş ve bu konuda kendisine inanıyorum fakat benim konuyla ilgili araştırmama göre tugay kerimoğlu'na "ne yapmış ki?" seviyesinden yaklaşan insanlar bire bir olarak aynı zamanda da hamza hamzaoğlu'na ılımlı yaklaşan ve dolayısıyla şiddetle fatih terim'i savunan insanlar değil. yani ilk ikili gayet tutarlı fakat bu durum üçlü olduğu vakit bu zincir benim düşünceme göre oldukça zayıflıyor. burada da şahsen yine sözlük üzerinden karşımıza çıkan çeşitli yazılar üzerinden ufak bir genelleme olduğu kanaatindeyim.

    (bkz: #1605495) yazarımızın görüşüne saygı duyuyorum fakat ilk gruptaki ilişkiyle geride kalan süreçte dalga geçen bireylerle bugün çıkıp da ikinci gruba destek çıkan yazarların bire bir aynı kişiler olduğunu düşünmüyorum.

    (bkz: #1605855) yazarımızın titiz bir eşleştirme sonucu bu iddiayı ortaya attığını düşünmüyorum. ilk teknik direktöre yersiz hayranlık besleyip ikincisine yersiz eleştiri yönelten ve bu tutumu da alenen sözlükte ortaya koymuş acaba kaç yazar var? ayrıca birtakım nesnel sebeplerden ötürü tomas tuchel'in daha iyi bir teknik direktör olduğunu düşünmek direkt olarak yabancı hayranlığı şeklinde değerlendirilmemeli. bunun kolayca kanıtlanabilir bir şey olduğunu düşünmüyorum.

    (bkz: #1605426) hamza hamzaoğlu'nu vizyonsuz bulup da aynı zamanda hikmet karaman'ı çare olarak gören yazarlar acaba gerçekten kaç kişiler? ya da kendilerince bazı makul sebepleri varsa bu durum gerçekten de tutarsızlık mıdır? her iki teknik direktör de bire bir aynı kişiler midir ki ikisinden birini tercih etmek çelişki olsun? aralarında bakış açısına göre bazı farklar bulunup ikisinden biri tercih edilemez mi? burada da sözlükte yazılan çeşitli yazılar üzerinden genel bir çıkarım yapıldığı kanaatindeyim. ben şahsen iki teknik adamı da çare olarak gören yazara bile rastladım.

    (bkz: #1604990) ilgili teknik direktörden yana olumlu görüş bildiren yazarların geçmişte rakip takımlara yönelik ısrarlı bir şike vurgusunda bulundular mı, şahsen emin değilim. en azından bu tespitin bire bir eşleştirme yapılmadan ortaya atıldığını düşünüyorum.

    şimdilik örnekleyebildiklerim bu kadar, keza ikinci gruba ilişkin şu an entry bulamadım ama yakın zamanda gördüm, iki yazarla aramızda geçen olayı da paylaştım. ilgili entry'leri yazan yazarlar kesinlikle iddialarını kanıtlamak gibi bir mecburiyete sahip değildirler. pekala haklı da olabilirler, hatta bazı noktalarda yanılıyor da olabilirim ama zaman içerisinde değişen şartlardan ötürü insanların fikirlerinin de değişebileceğini belirttim, ya da iki farklı düşünce çeşitli sebeplerden ötürü aynı anda da birtakım yazarlar tarafından ortaya atılabilir, gerekçelerine göre bu da normaldir dedim. ben de bu görüşteyim işte. hepsine tek tek sonsuz da saygı duyuyorum ki saygı duymak ve şayet varsa medeni bir şekilde eleştirimi dile getirmekten başka elimden hiçbir şey gelmez. sadece bir yazar olarak bu şekildeki ifadelerin sözlükteki birlik ve beraberliğimize zarar verdiğini düşünüyorum. ben şahsen bu tarzda yazılar gördükçe dahil olayım ya da olmayayım gerçekten üzülüyorum ve sözlükte zaman geçirmekten aldığım keyfi etkiliyor. bana göre gerçek anlamda çelişkili ve "`bu ne perhiz bu ne lahana turşusu?`" sözüne karşılık gelen durumlar çok daha farklı, ekstrem şekillerde ortaya çıkıyor. bu tip insanların sayısı da gerçekten az olduğu gibi sözlükte de fazlasıyla dikkat çekip ismen öne çıkıyorlar ve karışıklığa sebep oluyorlar.

    sevgili arkadaşlar gelin birbirimizi itham etmeyelim, gelin şu zor zamanlarda birlik ve beraberliğimizi bozmayalım. fikirler değişebilir, pekala farklı fikirlerde de olabiliriz bu çok normal bir şey. birbirimizde sürekli "mantık hatası" aramayalım. tanımlarımızı buna dayandırmayalım. zaten kulüp düzeyinde zor zamanlar geçiriyoruz, en azından kendi aramızda iyi olalım çünkü her şey bizim elimizde... iyi günlerle ve eskisi gibi başarılarla neticelenecek değişime önce kendi içimizde başlayalım lütfen diyorum ve sözlerimi noktalıyorum...

    hepinize kocaman saygı ve sevgiler
  • 8513
    bünyesinde imrenilen dostluklar, acı tatlı hikayeler, ateşli tartişmalar yaşasalar da zor zamanlarda birbirlerine desteği esirgemeyen harika insanlar barindiran; çok sevdiğim sözlüktür. hatta öyle güzel ki internetle pek arası olmayan, iletişim özürlü bendenizi dahi bağımlı etti kendisine. tesadüf eseri denk gelmiştim, üç yıl kadar önce. kayıtlı okur olmaya karar verip bunu uygulamamsa iki yılda ancak mümkün oldu. bir ay kadar önceyse çaylak olduğumu öğrendim, çok şaşırdım, çok sevindim. sözlüğü okumaya öyle alışmışım ki şimdi bir şeyler yazabilmek çok daha başka hissettiriyor. çaylaklık döneminin son entrysini buraya yazmak istedim çünkü yazar olamama ihtimalim de var sanırım. ve hazır yazabiliyorken sözlüğü kuran, yazdıklarıyla burayı güzelleştiren, geliştiren, okuyanlari keyiflendiren, bazen hüzünlendirip kilometrelerce uzaktan bizleri sessiz sedasız derdine ortak eden tüm yazarlara teşekkür etmek istiyorum. hepiniz çok güzelsiniz, iyi ki varsiniz..
  • 8515
    2 haftalık cezamın bitmesini bekleyip entrylerime devam etmek için telefonumun kırık camında şafak saydığım platform. bu kadar kötü bir futbol ve spor ortamına rağmen burayı bana özletebilen değerli insanlar kocaman bir teşekkürü hakediyorsunuz. ayrıca hikayem için bazı şeyler biriktirdim bir bakıma da iyi oldu diyebilirim, kendi benliğime yönelimim konusunda faydası oldu, bir anlamda inzivaya çekildim diyebilirim. akşam belki de sözlük tarihimizin ilk kurmaca hikayesine kaldığim yerden devam edeceğim, bu açıdan bir acemiliğimizin olduğu malum, bu nedenle sürçü lisan edersek affola.

    bir de hagi beyimize bir lafım var. kendi sildiğim entry'yi ne ara gördün de ne ara ceza verdin abim :) nickini aldığı adamın keskin görüşüne sahip sanırım :)

    not: bekledik bunu çok bekledik :(*
  • 8517
    bir konu hakkında yazı yazmak hitabeti geliştirir derler. sanırım bu doğru. sözlüğe yazmaya başladıktan sonra hem yazılarımdaki gelişimi gördüm hem de ikili diyaloglarda veya toplu konuşmalardaki hitabetimin geliştiğini gördüm.

    bana bu konuda çok yararı olmuştur, yazaduruyumdur.

    edit: çok güzel dostluklar da kazandırmıştır. yazadurunuz efendim!
  • 8520
    seviyorum la hepinizi. biliyorum belki içinizde başka bi yerde görsem asla ısınamayacaklarım da var, canımı feda edebileceklerim de. 1.5 sene okur olarak sözlükteydim ve yazıları okurken bazı bazı güldüm, bazı bazı hak verdim, bazı bazı eleştirdim. halı saha kadrosu çıkartırken; beyler 8 yaşımdan beri kaleci olarak yetiştirildim, amatör liglerde as kaleci , profesyonel liglerde yıldızlar kategorisinde kalecilik yaptım seneye beni de alın diye yazmak istedim. şu gencecik yaşımda kocaman bir aile hissini tattım sizlerle. tattım ki başka sözlüklere kayıt olup'da içimden yazmak gelmedi. aldatamadım la sizi ben * velhasıl kelam iyi ki varsınız.
  • 8523
    sözlükte öyle çok adam asmaca oynamayı seven arkadaşlar var ki spordan soğuyorum yemin ediyorum. adam asmaca oyununun bile inceliği vardır ya. tamam yanabilirsin ama sen gidip de ilk harfe 'yumuşak g' diyorsun be arkadaş ! türkiye'de kıraathane başına 15 teknik direktör düşüyordu, ne zaman ki basketbol da bahisin içine girdi türkiye'de, koçluğa da sıçradı bu durum. burası bile böyleyse dışarıda iddaa bayiilerinde kahvelerde dönen muhabbetlere şaşırmamak gerek.
App Store'dan indirin Google Play'den alın