her ne kadar iri yapılı, cüsseli futbolculardan kurulu olsa da malesef seri değillerdir. türkiye'nin yılllardır çözemediği olgudur futbolda defans yapmak; buna binaen türk milli futbol takımının elemanlarını barındırıyor şu anki haliyle. ayrıca seri olanlardan ikisi her ne kadar biri orta saha olsa bile (bkz:
tobias linderoth) ve diğeri (bkz:
emre güngör) bir türlü sakatlıktan çıkamıyor, elimizde var olan bir diğer seçenek ise artık vaadini tamamlamak üzere olan (bkz:
emre aşık).
şimdi bu kısma kadar anlatmak istediğim şeyler biraz devrik cümle ile gerçekleşmiş olabilir daha yalın bir dil kullanmak gerekise türkiye'deki futbol yöneticileri, ya da transfer olayında kimler çalışıyor ve bunu talep ediyorsa, yıldız oyuncunun sadece orta saha ve forvet olacağına kanaat getiriyor sanırım; sırf taraftar heyecanlanacak diye hep o noktalara bol keseden para harcanıp arka kısım unutuluyor, lucescu'ya ne kadar kızsakta bazen hak vermemek mümkün değil, son maçlarda yediğimiz gollere bakıyorum evlere şenlik, birileri gerçekten bu durumu umursamıyor üstesinden geliriz diyor ya da gerçekten anlamıyorlar futboldan. ve gerçekten sıkmaya başladı bu durum; yani basit gol yemek yani ne biliyim rakip 30 metreden öyle bi asılır ki tamam dersin adam manyak vurdu topa helal olsun güzel gol; ya da organize bir atak olur bir anda kontraya yakalanırsın ona da tamam.
ama yediğimiz golleri oturun yavaş yavaş bir analinizi çıkarın gerçekten objektif gözle bakarsanız bu adamların savunma yapmayı bilmediğini göreceksiniz en iyimser haliyle çok ağır adamlar olarak algılayacaksınız. ben artık galatasaray futbol takımında sağlam evet ama sapasağlam bir defans görmek istiyorum, yediğimizden çok atmak değil; bahsettiğimiz takım galatasaray futbol takımı türkiye'de her türlü ilki gerçekleştirmiş ve gerçekleştirmeye aday olan bir topluluk. her maç ortalama 3 gol yemek nedir? yakışyor mu bize? herkes şapkasını koysun önüne bir zahmet düşünsün.