33
sarı-kırmızı renklere aşık bir genç olarak "aşkımızı" senede bir defa görüp, özlem gidermenin mutluluğu bize yeterken, üniversite eğitimi için istanbul'a "transfer" olunca buluşmalarımız iki haftada bire dönüşüvermişti. 15 günde bir sami yen'e giderdik yeni kurduğumuz galatasaraylı çevresiyle ama takım "dışarıya" gidince biz de maçı izleyecek mekan bulma telaşına düşerdik. üniversitenin yurdunda bırakın lig tv'yi, televizyon dahi yokken, şimdi olduğu gibi adım başı kahvelerde yoktu maç yayını, uzak yol tepmek lazımdı maç izlettiren kahvehane bulmak. çoklukla giderdik bir yerlere ama sınavdı, projeydi, ödevdi derken çıkamadığımızda kampüsten dışarıya imdadımıza yetişen siteydi www.galatasaray.com. (bundan sonra .com diye bahsedeceğim siteden, arkadaşlarla verdiğimiz isim öyleydi) bir yandan ödev yaparken, bir yandan da .com açıktı ve internet üzerindeki naklen yayınlardan takip ederdik galatasarayımızın o hafta "yad ellerdeki" mücadelesini... ayrı bir heyecanı vardı tabii, korner olduğu haberini okuduktan sonra web yayınında yapılan vuruş sonrası ya aut olduğunu ya da gol olduğunu öğrenirdik, heyecanı tahmin edin... tabii, sadece maça konsantre olmayıp, .com'un forumları sayesinde renkdaşlarla tanışıp, sami yen'deki maçlara organizasyon yapardık, yoktu o zaman ultraslan, tanımazdık biz de var olan grupları...
zaman ilerleyip, internet kültürümüze paralel tribün kültürümüz de gelişince birden soğuduk o ilk sevdalımız galatasaray.com'dan, fenerbahce.com da, karakartal.com da aynı kişinin sitesiydi, kullanıldığımızı düşünmeye başlamıştık, soğukluk girdi araya ve biz de başka dalgalara çevirdik internetteki sörf tahtamızı... o sıralar kulüp de resmi sitesini (www.galatasaray.org) tanıtma gayretindeyken, bir yandan da .com'u ait olduğu yere kazandıma çabasındaydı ama internet yasaları memlekette yeni yeni oluşmaya başladığından bu iş o kadar da kolay olmayacaktı, zaten ne zaman site galatasaray kulübünün eline geçti mi diye arattığımda google'da, olumlu bir yanıt çıkmıyordu karşıma...
biz böylece uzaklaşırken .com'dan, yine galatasaray.com'un forumlarından tanıştığım bir dostumun mailiyle öğreniyordum ilk göz ağrımızın bundan sonra kulübün sitesi olduğunu. nasıl yapılmıştır, ne edilmiştir bilmem ama "yine herkes .com'da toplanacak" diyordu arkadaş... galatasaray kulübünün web sorumlularının .com'u forumların ağırlıkta olduğu bir taraftar portalı yapmalarını beklerken, daha büyük bir sürprizle karşılaşıverdim. nasıl ki 90lı yılların teknolojisiyle bize webten maç yayını yaparak "can simidi" olduysa galatasaray.com, bu sefer yine aynı hizmeti sağlamaktaydı. galatasaray tv'nin çeşitli sebeplerle uydudan yayınına son verip, digitürk üzerinden devam ettirmesiyle hayatını, bir çok sarı-kırmızı sevdalısının boynu bükük, elleri bomboş kalmıştı. her ne kadar yayın politikasını eleştirsek de ki şimdilerde bir düzelme söz konusu, o bizim kanalımızdı ve yine de izliyorduk gs tv'yi... maç sonrası röportajları taraf olan kanaldan izlemek zevk verirdi bana taraftar olarak, bayan basket takımını takip ederdik, voleybola bile ısınmıştık ama kapanıverdi uydudan kanalımız. digitürk aboneleri bu sıkıntıları yaşamazken, bayan basketbol maçı için kahvehaneye gittiğimizde "manyak mısın?" bakışlarına aşina olmaya başlarken, galatasaray.com üzerinden gs tv yayınının yapılacağı haberini öğrenmek "paha biçilemezdi"... bir de ücretsiz başlamıştı yayınlar, sonra ücretli olsa da evde izleyecektik sarı-kırımızıya ait maç ve görüntüleri...
her ne kadar futbolun endüstrileşmesine karşı olsak da, dinlemiyordu bizi "kaynağın başındakiler", oyunun kurallarını onlar belirlerken, biz don kişot misali saldırıyorduk yel değirmenlerine, endüstriyel futbola... futbol maçlarının şifresiz olacağı hayallerini kurarken, yapılan yeni anlaşmalar, bu isteği ütopyaya dönüştürüyor, lig tv üyelik ücretleri artarken, kahvede maç seyretme bedelleri maç başına en az 5 liraya yaklaşıyordu... futbol maçları için bu bile çözümken, basketbolun bir çözümü yoktu, justin tv gibi alternatifler de sıkıntıyı yok edemezken, galatasaray.com yine yardıma koşup, aylık 4.99'a bayan basket ve voleybol maçlarını canlı yayınlarken, erkek basketbol maçlarını da banttan izlettiriyordu arma sevdalılarına... illaki "gırtlağınıza yapışıp" ücret de talep etmiyordu kulüp, .com'a ücretsiz üye olanlar da izleyebiliyordu takımın son idmanına ait güncel videoları, hocalar ile sporcuların maç sonu sıcağı sıcağına son röportajlarını ve nostaljik maçları...
şimdi derseniz bu galatasaray.com yazısı nereden çıktı diye, onu da cevaplayarak bitirelim yazımızı, geçen gün gene o bahsettiğim arkadaş mail attı ve dedi ki "abi .com ne güzel oluyor değil mi, forum yok ama galatasaray'a ait videolar hep orada.", onunla bu konuyu konuştuktan sonra ali turan'ın florya'da idmana çıkmasının bir fotosunu yayınladıktan sonra blogta gelen yorumlardan bir tanesi de .com'da videosunun dahi olduğu ve fotonun yetersiz kaldıydı. dedim ki, demek bizim .com gün ve gün daha çok takip edilir oldu, eski popularitesini yakalayacak, sadece www.galatasaray.org'u bilenlere bir de www.galatasaray.com olduğunu hatırlatayım...