daha önceden yazmıştım, her şeyi galatasaray yönetim kurulunun dört dörtlük yapmasını beklemek hayalcilik olur. finansal başarı, sportif başarı, tesis başarısı, amatör branşlar, pek çok dava, tff-kulüpler birliği, florya sorunları, taşınma süreci v.b. işte tamda bu yüzden yineliyorum yazımı aşağıya;
(bkz:
mustafa cengiz yönetimi/#2705494)
--- alıntı ---
7- bir taraftar olarak tavsiyem. her şeye yetişmeniz çok zor! çok fazla cephede savaş veriliyor. galatasaray taraftar platformu kurmanızı istiyorum sayın mustafa cengiz. galatasaray taraftarlarına, ''gönüllü olarak(para söz konusu olmadan) galatasarayda çalışmak ister misiniz?'' diye bir çağrı yapın. hr departmanınız cv havuzu oluştursun. aralarından 30-50 yaş arası(20-30 yaş arası yeterli tecrübeye sahip olamayacağı için almadım), 10-15 profesyonel iş hayatından kişi seçin. 30 milyon taraftarı olan kulübün, pek çok büyük firmada önemli işlerde bulunan taraftarı mevcuttur. bu 15 kişilik profesyonel ekip marketing, sales, business development v.b. pek çok alandan alınabilir. her 6 ayda bir galatasaray kulübüne marka değerini arttırıcı, yeni gelir kanalı oluşturabilecek proje getirmelerini isteyin. hatta bazı konularda danışın bu ekibe.
--- alıntı ---
biraz sponsorluktan bahsedecek olursak, oturup sponsorluk gelsin diye beklemez dernekler. daha önce çok uluslu, avrupa birliğine bağlı bir dernekte başkanlık yapmış birisi olarak söyleyebilirim. senin dernekte
fund-raising den sorumlu bir kişi olur. bu kişi genelde hitabet gücü yüksek, temsil yeteneği iyi, masada iyi pazarlık yapabilecek ve seni iyi anlatabilecek birisi olur. hatta senin güçlü yönlerini ortaya koyup, sana nasıl değer katacağını sunabilecek, senin hakkında sponsorluk projeleri üretebilecek birisi olur.
bu kişi veya kişiler bir
reklam ve sponsorluk kiti hazırlarlar. burada senin stratejine göre ''golden, silver, bronze'' sponsorların olabilir veya farklı stratejiler izleyebilirsin. her şeyi bitirdikten sonra, şirketlerden sırayla randevu alıp, şirketlere veya kurumlara gidersin bu sponsorluğun o şirkete ne katacağını, sponsorluk süresi boyunca ne gibi projeler yapacağınızı ve projelerin sponsor olacak şirketlere ne gibi faydalar sağlayacağını belirtirsin. kısaca uzatmadan, anlaşmanın nasıl win-win olacağını anlatırsın.
gittiğin kurumlardan sonra hem teklif beklemeye başlarsın, aynı şekilde hangi firmayı seçmen gerektiğini düşünürsün. her zaman en fazla parayı veren, en iyi sponsor değildir. örnek vermek gerekirse thy yıllık 1m euro az verir ama ayni yardımları daha fazladır diğer sponsorlara göre ve bu ayni yardımlar senin 2m euroluk giderine karşılık geliyordur. gelir - gider dengesinde ayni yardımlarda, herhangi bir para girdisi olmamasına rağmen gelir kısmına yazılırlar(yoksa gelir ve gideri eşitleyemezsin(derneklerde gelir ve gideri eşitlemen lazım çünkü dernekler kar etmeyen kuruluşlardır. kar kısmını gidere önümüzdeki döneme devreden para olarak yazılır.))
şimdi bu yukarıdakini neden anlattım? bu işi bir profesyonele yaptırabilirsin yönetim kurulundan birisine ama gördüğünüz gibi teferruatı çok. yukarıdaki saydığım 15 galatasaray gönüllüsü teferruatı halletsin hangi firmalara gidileceğini kararlaştırsın, sponsorluk kitini hazırlasın v.b. yönetim kurulu üyesi toplantılara katılıp sponsorluk görüşmesini gerçekleştirsin.
bu 15 galatasaray gönüllüsü, yurtdışından şirketlerle dirsek teması kursun ve sponsorluk çalışmalarında önceliklerini öğrensin, işin tabiri caizse kas gücünü yapsın, topu golü atmaya yönetim kuruluna paslasın. 30 milyonluk kulübü, taraftara açmak sadece galatasaray'a üye yapmak değildir. her alanda bu 30 milyonun gücünü kullanmaktır.
kendi adıma konuşacak olursam; ben 30 yaşındayım. şuan yurtdışında yaşıyorum ve uluslararası bir şirkette yönetici pozisyonda çalışıyorum. böyle bir durum olsa seve seve vaktimi, enerjimi, bilgi-birikimimi galatasaray'a harcamak için gönüllü olurum. eminim benim gibi düşünen, gönüllü ve herhangi bir çıkar beklemeden bu işi yapacak binlerce kişi çıkar.