dün (bkz:
30 ağustos 2013 eskişehirspor galatasaray maçı)'nda galatasaray'ın rakip sahada kazandığı ilk faulde,
drogba faul olan pozisyonun oralarda topun başına geçerken,
selçuk inan drogba'nın yanına gidip 'too long' dediğini ağızından okudum. fakat drogba buna aldırış etmeden topu aldı, vurdu.
kariyerine, kişiliğine, iyiliğine,sporculuğuna,(bkz:
toşaklarına) kimsenin dediği birşey yok tamam. ama abicim şu topun başına dikilme her yerden be ? o vurdukların baraja çarpmayıp kaleye gitsede gol olacakmış hissi vermiyor bunu bizden daha iyi anlıyorsun
drogba, kariyerinle bunca yıllık zamanla azıcıkta olsa o vurduğun topun barajdan dönmesede kaleye gittiğinde gol olup olamayacağını çözebiliyorsundur.
demek istediğim müneccinlik değil.
selçuk inan topa vurduğunda top barajı geçtiyse hepimiz ayağa kalkıp 'aha gol' diye topun ağlara süzülerek gitmesini beklemiyo muyuz ?
drogba vururken ben böyle heyecan yaşamıyorum.
dün (bkz:
30 ağustos 2013 eskişehirspor galatasaray maçı)'nda
wesley sneijder'in açtığı ortalar da pek iyi değildi. ama olur yani zemindir,insanlık halidir.
şu duran topları (bkz:
piç) etmenin alemi yok. yine dün (bkz:
30 ağustos 2013 eskişehirspor galatasaray maçı)'nda faul olmuştu selçuk içeri açtı drogba vurdu kafayı dışarı gitti. tamam işte abi kafa vurabiliyosun işte gir içeri vur kafayı at golü. sende sevin bizde sevinelim. olmuyor böyle her topun başına geçerek zorlama işte ?