2010 - 2011 sezonu futbolda şike soruşturması kapsamında kulübümüzün olaylara yaklaşımı son derece takdire şayandır. aksine diğer süper lig takımları ve
tff olayların üstünü resmen örtmeye çalışmışlardır. tabii
uefa olaya el atınca geri vites atmak zorunda kalıp, boyunlarını bir güzel öne eğmişlerdir. başkanımız
* zamanında "kendi kangrenli parmağımızı kendimiz kesmezsek, birileri gelir kolumuzu keser." diye boşuna dememişti.
bunları bir kenara bırakırsak,
galatasaray'ın pis işlere bulaşmış olduğunu varsayıyorum. belki de geçmişte bulaşılmıştır. ancak şunu çok iyi biliyorum ki, bu olaylar bizim başımıza gelseydi,
galatasaray spor kulübü başkanı hapise girseydi, yöneticileri tutuklansaydı,
galatasaray taraftarı çok sert tepkiler vererek bu pisliğin temizlenmesini isterdi.
galatasaray spor kulübü kongresi nasıl ki taraftarını arkadan satan başkanı ibra etmeyerek kapı önüne koyduysa, galatasaray ismini pisliğe bulaştıran yönetimi de aynı şekilde kapının önüne koyardı.
şike soruşturması gereğinin düşünüldüğü zamanlar gündemi takip ediyor, yazılanları hayret ile okuyordum. artık hayret edemiyorum. çünkü bazı kişiler ve kurumlar söz konusu pisliği öyle bir savunuyorlar ki alışıyorsunuz bu rezilliğe.
galatasaray, ligde geri kalan 17 takımın yapmadığını yaparak bu pisliğe tepki göstermiştir. ligdeki diğer takımlar galatasaray'a düşman olabilir, federasyon galatasaray'a savaş açabilir. iktidarın, galatasaray ile olan problemleri zaten malumunuz.
şunu unutmayın,
galatasaray'ın tarihini bilenler,
tevfik fikret'in galatasaray'a kattığı duruşu iyi bilir. tevfik fikret'in,
galatasaray lisesi'ni ve
galatasaray spor kulübü'nü eline geçirmek isteyen ittihat ve terrakkicileri nasıl kapı dışarı ettiğini bilir.
belki tevfik fikret öleli çok oldu ama galatasaray'ın ruhuna kattığı bu dik duruş sonsuza kadar sürecektir.
galatasaray, diğerleri gibi ortama göre eğilip bükülemez. işte bu yüzden diğerleri bize düşman kesilecektir. peki umrumuzda mı?