• 8127
    fatih terim'in, erden timur'un, ergin ataman'ın ve okan buruk'un bir arada olduğu bir ekip galatasaray kongresindeki dinozor tayfanın en büyük hayalidir diye düşünüyorum.

    düşünsenize galatasaray'ı en çok seven, en vizyoner ve en fedakar adamları bir arada tek seferde yiyip yok etme fırsatı.

    artık diğer camialarda ne kadar galatasaray düşmanı varsa hepsiyle işbirliği yaparlar.

    unutmayın galatasaray genel kurulunda bizans entrikaları istanbul musiki orkestrası gibi naif kalır.
  • 8130
    genç yaşıma rağmen galatasaray'ın tüm maçlarını izleye çalıştım. 96-2000 senesinin full maç kayıtlarını bulabildiğim kadarıyla izledim. 4 senelik zirvenin ardından sürekli inişler ve çıkışlar yaşanmış. bunun sebebini çok merak ettim. başarılı olan dönemlere bakarsak hep abdürrahim albayrak ve erden timur tipi yöneticiler varolmuş yönetim kurullarında. parası olan, koyu galatasaraylı, futbolcularla arası çok iyi adeta onların arkasını toplayan yöneticiler olmuşlar. lakin bu yöneticiler ne zaman oyuncu transferine bulaşmış o zaman galatasaray geriye gitmiş. bu yöneticiler aynı görevlerine devam etseler belki yine başarılı olacaklardı amma velakin transferde oyuncu belirleme işine gelince ikisi de batırmış. sebebi de basit. kulübün gerek altyapı için gerek üst yapı için yeterli donanımı yok. bizim gibi kulüpler avrupa'da başarılı olmak istiyorsa kaliteyi satın alamazlar çünkü paramız yok. kaliteyi üretirler. biz sürekli kaliteyi satın almaya çalışıyoruz kısa yoldan avrupa'da başarılı olmak için. bunun doğru olmadığını yine yeni yeniden görüyoruz. hep bir kahraman gelsin (fatih terim, okan buruk, erden timur, abdürrahim albayrak) bizi kurtarsın istiyoruz. bu davranış maalesef ülkemize has bir durum. halbuki kısa-orta-uzun vadeli planlar yapsak kişilere değil organizasyona yatırım yapsak avrupa'nın en büyük 10 kulübü arasına girebiliriz. diğer ülkelere benzemiyoruz. barca-real-milan-inter-juve-psg-bayern-arsenal-city-liverpool dışında önüne geçemeyeceğimiz takım yok. bu hayalci gelebilir ama değil. bunun için doğru yönetilmek gerekiyor bize sadece. misal feyenoord ve slavia prag takımları çok doğru yönetiliyor fakat çapları ufak olduğu için çapları doğrultusunda büyüyebiliyorlar. biz öyle değiliz lakin doğru yönetilmiyoruz umarım birgün doğru organizasyonlarla tekrar o şaşalı günlerimize geri döneriz.
  • 8131
    kurumsal olarak beceriksizliklerle başlayan sezonun * negatifliğinin futbol takımınada sirayet ettiği canım kulübüm.

    takımda kelle alınması gerektiğini icabında okan buruk'un istifa ile yüzleşmesi gerektiğini önce ki entrylerimde görebilirsiniz.

    fakat at gözlüklerini çıkartıp birde farklı bir perspektiften bakmak istiyorum;

    yenildiğimiz süper kupa maçından önce yönetim verdiği sözleri tutup bütün yeni transferleri kampa yetiştirseydi acaba ne olurdu? yenilen 5 golü bu şekilde aklayamayız tabiki de, farklı mağlubiyetin zincirleme şeklinde birden fazla sebebi var ama mevcut d.a.ö yönetiminin hiç gündeme getirilmemesi de garibime gidiyor.

    takım 5 yemiş; yalandan da olsa yönetimden bir kişi daha çıkıp camiayı bütünleştirici, stresi yatıştırmak için bir açıklama dahi yapmayı beceremedi.

    aksine biz hala yok metin öztürk istifa edecekmiş falan haberleri duyuyoruz, metin öztürk kim abi? galatasaray'dan metin öztürk gibi 26366263 tane adam istifa etse hangi iş aksar allah aşkına?

    benim anladığım galatasaray'ın gündemi ile galatasaray futbol takımının gündemi apayrı, kemerburgaz tesisleri, florya arazisi, yönetimde ki çatlaklar derken futbol takımının başarısı en son plana atılmış benim amatör gözlerle gördüğüm bu.

    allah bu sezon sonumuzu hayır etsin.
  • 8133
    türkiye sınırları içerisinde
    en çok şampiyonluğu kazanmasına,
    en çok taraftarı olmasına,
    en büyük stada sahip olmasına ve maç seyirci ortalamasının ligin birincisi olmasına,
    en çok şampiyonlar ligi katılımı olmasına,
    en çok gayrimenkule sahip olmasına rağmen,

    üç büyükler arasında bir şekilde limitlere en çok takılan, en çok finansal sıkıntı yaşayan, finansal fair play'e tek takılan kulüp olmayı başarmıştır.

    "eleştiri kültürü sayesinde galatasaray winner bir kulüp" argümanı doğru değil. galatasaray yıllardır tek kelimeyle korkunç yönetiliyor. kısa süre de olsa doğru yola girildiğinde iç çekişmeler başarılı olanları hemen yoketmeye başlıyor ve döngü başa sarıyor. bu yüzden galatasaray'ın en temel taşlarının üzerine oynayan rakipler (arda turan, fatih terim, erden timur) galatasaray'ı kolayca dağıtabiliyorlar.

    galatasaray en iyi yerli oyuncuları çok nadir biçimde, sadece o oyuncular inanılmaz karakter gösterirse alabiliyor. federasyon ve kurullar tamamen rakiplerin ellerinde olsa da sürekli "galatasaray kollanıyor" algısı yaratılıyor ve buna insanlar gerçekten inandırılıyor. kulübü yıllardır feto'yle bir anıyorlar ve kulüp hiç bir aksiyon almıyor.

    riva, florya, kemerburgaz gibi gayrimenkuller tamamen soru işareti. üç büyüklerin tesisleri içinde en kötü tesis florya. 15 yıldır bir basketbol stadı yapılacak hikayesi dolaşıyor, inanana... altyapıdan çıkıp da takımın bir parçası olabilen oyuncu yok denecek kadar az. enteresan biçimde scouting ekibi avrupa seviyesinde olsa da karar vericilerin kafasına göre ya kullanılıyor ya da gözardı ediliyor.

    bir mucize olmasaydı, galatasaray terim'den sonra çok karanlık bir döneme girecekti... kulüp iki düşesi aynı anda attı: erden timur, ve okan buruk. ilkini mobbing uygulayarak yolladılar. şimdi tüm ihale ikincisine kaldı, çok sürmez onun da ipini çekerler. okan buruk'un gönderilmesinden sonra da galatasaray'ın yıllardır geciken çöküş süreci artık başlayacaktır.

    çünkü hiç bir kulüp başarılı olan oyuncusunu, yöneticisini, teknik direktörünü sürekli cezalandırarak bir yere varamaz. galatasaray da vefalı, sabırlı, rasyonel bir kulüp olmaktan çıkıp artık kibirin kol gezdiği bir yer haline geldi.

    ama bir yerlerde, birileri şu aşağıdaki satırları yazmaya ve okumaya devam ettikçe belki bir umut...

    --- alıntı ---

    galatasaray, bir his takımıdır. renklerine âsık birbirlerine seven futbolcuların takımıdır. galatasaray feragat ve fedakârlıklarla çalışacak futbolcuların takımıdır. galatasaray şımarıkları, kendini beğenmişleri, yalnız kendini düşünenleri sevmez. kısacası galatasaray, bir halatı hep birlikte çekenlerin, hep birlikte üzülüp, hep beraber sevinmesini bilenlerin takımıdır.

    --- alıntı ---
  • 8136
    bu yıl şeffaflıkta çağ atlamış kulüp.

    o kadar şeffaf ki önden bakınca arkası görünüyor. maşallah gizlimiz saklımız kalmamış.

    herşey ulu orta herkesin elinde dilinde maşallah.

    aynen devam edin. hiç bozmayın. zamanında millet florya'ya girmek için 40 takla atardı. şimdi yol geçen hanı olmuş.

    edit: kardeşim ben bir şirket yönetsem, ticari antlaşmalarım açık bir mecrada ve rakiplerimin elinde olsa o satış pazarlama departmanını ya da bu işle ilgili kim varsa tümden işten çıkartırım. bunlar hala yerinde duruyor.
  • 8137
    mümtaz reis isimli sosyal medya ünlüsünün burak elmas yönetimi için dediği ama son zamanlarda popüler olan bir videosunda da dediği gibi:

    "galatasaray gözümün önünde eriyip gidiyor. hiçbir şey yapamıyoruz, elimizden gelmiyor. maalesef onlarda orda yönetimle başkan oturuyor, bir şey de yapacakları yok. *nasıl olacak bu işler? *sizin üzüldüğünüz kadar, camianın üzüldüğü kadar bunların üzüldüğünü ben tahmin etmiyorum."

    bu sözler dursun aydın özbek yönetimi için de geçerli.

    https://youtu.be/TUtpsC3DGCA?si=kZrmzJvC5O_x5NSN

    ingilizce versiyonu: https://x.com/yalcdb/status/1797351129346367748
  • 8141
    taraftarına çok büyük ayıplar eden kulüptür.
    bir kulüp, taraftarının sesine bu kadar kulaklarını tıkayamaz.
    bir kulüp, taraftarından bu kadar kopuk yönetilemez.
    biz demiyoruz ki taraftar ne isterse o olsun, ama bir zahmet taraftarın %95'inin istemediği adam da kulüpte görev almasın.
    kulübün yatak odası, galatasaray düşmanı medya mensuplarının önüne serilmesin.
    kulübün başkanı dalga geçer gibi taraftarı kandırmasın.
    taraftarın sevdiği adamlara itibar suikastı yapılmasın, görev verilmeyecekse bile değerleri bilinsin.
    çok zor şeyler değil bunlar.
  • 8145
    galatasaray’ın, galatasaray’dan başka düşmanı yok ne kadar doğru bir söz.

    parasıyla, emeğiyle çalışan adamları öne çıkıyor diye klüpten uzaklaştırmak,

    koltuk sevdaları yüzünden masa başı oyunları,

    ortaya sızdırılan, haberler, dökümanlar.

    gerçekten bunlar bir bizde var. inanılmaz. bir klüp her seferinde ama her seferinde böyle ayağına sıkar mı?

    başarılı giden düzeni bozdular. sırf birileri rahatsız oluyor diye.

    şimdi soruyorum: bunların derdi gerçekten galatasaray’ın başarıları mı?

    herkes kendi sevdasında. klüp kimsenin umurunda değil.
  • 8149
    şampiyonluk var, oyuncu satışı var, sponsor var, avrupa'da diğer türk takımlarına kıyasla basari var, en azından şampiyonlar ligi var ama ne hikmetse ekonomik olarak hep darda olan, hep ödeme sorunu yaşayan, amatör branşlarda tel tel dökülen, altyapıdan bırakın a takıma, süper lig seviyesinde bile oyuncu çıkaramayan tek kulüp büyükler arasında.

    bu kadar kokuşmuş, kötü hir yönetim anlayışı olamaz. altyapı bitmiş, ekonomi bitmiş, liyakat bitmiş... tam.bir şeyler düzeliyor, kasaya biraz para girdiği anda dinazorlarin desteklediği biri gelip başkan olup her şeyi yine başa sarıyor.

    artık gun gibi açık, dursun ve avenesi sadece florya arazisi için orada. cenk ergün niye orada onu bilmiyorum bakın. ona daor tek açıklamam ali koç'un adamı falan olması.
  • 8150
    ağlak, eskiye özlem duyan ve özellikle futbol takımınım başarısını tek bir kişiye bağlamış gibi gözükmem istemem. zaten şimdi bahsedeceğim kişi profili şu anda yok.
    bu kulüp futbol branşında bu ülkeye avrupa’dan kupa getirme potansiyeli en yüksek kulüp. ama ne bunu sağlayacak potansiyel bir yönetimi, ne de potansiyel bir hocası var. çünkü bunun yolu “güçlü” yönetim ve “güçlü” hocadan geçiyor.

    bunun tarihimizde hoca olarak tek bir örneği var. fatih terim. o da defalarca gelmesine rağmen sadece bir kere başarabildi. iki kere de ilerler gibi oldu, ama kulüp kendi kendini yedi. hocayı yedi demiyorum bak, kendi kendini yedi.

    seversiniz sevmezsiniz. ki sevmeyeni çoktur fatih hocanın bu sözlükte. o bir kere başarabildi bunu. defalarca denedi, bir kere başardı.

    peki biz tekrar başarabilir miyiz? zor… çünkü ne potansiyel güçlü bir yönetim ne de “güçlü hoca profili” var.

    okan hocayı çok seviyorum, müthiş bir galatasaraylı ve çok çok çok iyi bir hoca. ama bu kırılganlık ve farkında olmadığı yalnızlığı onu tüketecek burada. erden timur bu dengeyi sağlayan unsurdu, o da gitti… işimiz zor.

    galatasaray, o divan kurulunda el kaldıranların canının istediği kadar büyüyebilecek bir döngüye sıkışmış durumda. ya buna o el kaldıranlar içinden birisi çıkıp isyan edecek (bkz: erden timur) ya da yeni bir fatih çıkacak tekrar avrupa’yı fethetme fikrini vura vura herkesin kafasına sokacak.
App Store'dan indirin Google Play'den alın