2
genelde maç sonrası verilen röportajlara bakılarak değerlendirilen seviye. bunun yanlış bir değerlendirme yöntemi olduğunu düşünüyorum. sonuçta adam yorgun bir halde maçtan çıkmış. gerek fiziksel gerekse zihinsel olarak ciddi şekilde yıpranmış durumda. biz bile taraftar olarak rakibe ve hakeme her maçın ardından bu kadar öfkeleniyorsak, sahadaki adam bunun 10 katını hissediyordur. o futbolcunun ağzından çıkan her kelimeyi tartması lazım. hal böyle olunca da söylenen sözlerin önümüzdeki maçlara bakacağız, iyi oynayıp 3 puanı hak ettik gibi klişelerin ötesine geçmemesi gayet doğal diye düşünüyorum.
3
düşük olduğu doğru bir önermedir.
özellikle verdikleri röportajlarda iki kelimeyi bir araya getiremeyen futbolcular çoğunluktadır. aynı şeyleri farklı cümlelerle tekrar ve tekrar söylerler misal;
-evet x maç hakkında ne diyeceksin 2 puan kaybettiniz
+ııı tabi puan kaybettiğimiz için üzgünüz, böyle olmasını istemezdik sonuçta bugün sahaya galip gelmek için çıktık.
-peki puan kaybına ne sebep oldu?
+yani bizim için galip gelmek önemliydi. berabere kaldığımız için üzgünüz. takım olarak belki iyi mücadele edemedik.
gibi...
futbolcuların röportajlarını izlerken bana sıkıntı basıyor aynı şeyleri duymaktan.
bizim takımda mesela sabri'de de var bu pek fazla düzgün cümle kuramıyor. kurdukları da, "üzgünüz, önümüzde ki maçları bakacağız" tarzında cümleler oluyor. bir de pek fazla "ııı" diyor.
4
turk futbolcularin egitim seviyesinin dusuk oldugu icin kultur seviyesinin pek yuksek oldugunu dusunmuyorum. hatta turkiye de oynayan 100 futbolcunun 95'nin zeka seviyesinin cok dusuk olduguna inaniyorum. futbol zeka gerektiren bir oyun, her zaman bir kac hamle sonrasinin dusunulmesi gereken bir yapi. turk futbolcularin 100% 'e yakini zekasini kullanmadan oynuyorlar cunku ortada kullanicak bir zeka yok. turkiyede futbolcularin cogu fiziksel yetenegi iyi oldugu icin futbolcu oluyor. bu adamlar futbol oynuyolar ama ust duzeye cikan sayisi nerdeyse yok gibi.
5
(bkz: futbolcunun sorulan ilk soruya "dedigim gibi.." diye baslamasi)
6
volkan demirel'in, "30 ağustos cumhuriyet bayramı kutlu olsun" sözüyle işaret ettiği seviye göstergesidir.
7
birçoğu futbolcu olmak için eğitimlerinden vazgeçtiği için düşüktür. burada eleştirilmesi gereken nokta da bu sistemdir. eğer ki futbolcuların hatta daha da genelleştirirsek türkiye'deki sporcuların kültür seviyesini yükseltmek istiyorsak öncelikle eğitim ve sporun bir arada yürümesini sağlayacak bir sisteme geçilmesidir. ülkemizde basketbol oyuncuları diğer sporculara göre kültür seviyesi daha yüksek sporculardır. bunun sebebi ise bir çok basketbol kulübünün daha orta okuldan itibaren gelecek vaad eden sporcularını özel okullarda burslu olarak okutmasıdır. bu okullar da sporcuları kendi basketbol takımlarında oynatarak sporcuları hem fiziksel hem de zihinsel olarak eğitir. futbolda da aynı yapı kurulabilir. örneğin ben zannetmiyorum ki bugün galatasaray'da oynayan genç bir oyuncu herhangi bir okulda burslu olarak okutuluyor. okutulmaz. çünkü bu ülkede futbolda alt yaş gruplarında da oyuncu gelişiminden çok rekabet ön plandadır. sporcunun tamamen futbola ve hatta takımına odaklanması istenir. bu durumda da oyuncu eğitimini ikinci plana atar. basketbolda ise türkiye'de alt yaş gruplarında sistem oyuncunun gelişimi lehine işler. bu açıdan oyuncunun hem fiziksel hem teknik hem de zihinsel gelişimi ön plana oturtulur ve zihinsel gelişimin de ancak okulda kazanılabildiği bilinci basketbol antrenörlerinde muvcuttur. velhasıl "futbolcular da çok rerörerö yaaa" demeden önce bunlar da düşünülüp konunun çözülmesi için bilinçli çözümler önerilmelidir. küçümsemek için söylemiyorum ama lise terk bir adama bütün klasikleri okutsan da o adam o kitaplardan bir şey anlamaz. entry biraz dağınık oldu kusura bakmayın. umarım derdimi anlatabilmişimdir.
not: futbolcular içerisinde yaptığı beyanatlardan çıkardığım kadarıyla mustafa sarp bu konuda diğer futbolculardan üstündür.