• 26
    bir iki sezondur takımların çok fazla pilot değiştirmesinden ve gelen yeni pilotlara izleyicilerin alışamamasından kaynaklanan sempati düşüklüğüne rağmen, takımlar arasındaki uçuk farkların artık yavaşça ortadan kalktığı, teknolojinin ve beynin ön plana çıktığı, aslında abartılan balon pilotların gerçekten ne kalitede olduklarının ortaya çıkacağı bir döneme girmiştir. ama yine de heyecanını yitirmemiştir.

    ayrıca dünyanın fiziksel dayanıklılığı en yüksek sporcularını barındıran otomobil yarışları uygulamasıdır.
  • 29
    7 haziran 2009 formula 1 turkiye grand prixi ile ferrarinin monacodan sonra cok buyuk bır asama kaydedecegını sanmadıgım ama mclarenden buyuk bır ılerleme bekledıgım yarıstır aksi takdirde mclaren için bu sezon daha sımdıden bıtmıs demektır ama takım yeni şaşiyi ve çift katmanlı difüzör ü turkıyeden ıtıbaren kullanacagını acıklamıstı bu yuzden onemlı bır cıkıs yapmaları kuvvetle muhtemeldır.
  • 31
    formula one'ın istanbul park'taki seyirci düşüşü hâlâ konuşuladursun fakat demek istediğim başka şeyler var.
    bilet fiyatları pahalı olabilir ama bunların çoğu sponsorlar ve kurumlar tarafından el altı dağıtılıyor zaten. tabii arada olan zıtlık formula 1 severlerini üzüyor.

    formula 1'e sadece bedava gelen bileti değerlendirmek için gitmek yerine önce bunun ruhunu, havasını soluyabilmeliyiz. mesela neden formula 1 için fan fest alanları yapılmıyor? ve neden dev ekranlar kurulmuyor, hatta burada yapılabilecek birçok organizasyon düşünülmüyor?

    bence f1 tutkusu böyle olmalı. her daim futbolseverlerin meydanları nasıl doldurduğunu görüyoruz. bileti olmayan izleyici sırf havayı solumak için binlerce kişinin arasında dev ekrandan maç seyrediyor, alkol tüketiyor, eğleniyor. futbol için oluşturulan fan fest alanlarının aynısı formua 1 için de kurgulanmalı.

    bu aslında seyirci profilini de yükseltir. en azından bilete parası yetmeyen birçok kişi fan fest alanlarına ücret vermeden vip seyircisi olur. ne güzel olur!
  • 32
    formula 1 benim için anlatılması zor bir güzellik. eğer bir aksilik yok ise muhakkak notlarımı tutar, zamanlamaları ve yaşananları canlı canlı takip ederim. hatta bu illet yüzünden ayak bileğimi bir hayli zorladığım da olmuştu. (bkz: #41078)

    önemli değil geçmiş olanlar. biraz bahsetmek istediğim birkaç bilinmeyen güzellik var.
    öncelikle formula 1 tutkunu olmak için yarışlara gitmeniz gerekmiyor. o anda maddi durumunuz yetmeyebilir, kendinizi ayarlayamamıssınızdır vs... bunları bir kenera bırakalım. çünkü bu sporu sevenler için evlerinde, televizyon karşısında takip etmek bile çok zevklidir.

    mesela tv karsısından f1 yarışı nasıl okunur?
    benzin düzeltmesi ne demektir?
    pit stop zamanlarının önemi nedir?

    işte bu detaylara göz attıktan sonra muhakkak yarışlara çok farklı bir açıdan bakacaksınız.

    ihtiyacımız olan şeyler;
    *dizüstü bilgisayar *
    *internet bağlantısı(erişim) (u: www f1.com'a girerek canlı neticeler(live timing kısmına bağlanın. bir kerelik üye olmanız gerekecek.)
    *f1 racing veri tablosu *
    *not defteri *
    *sakin ve sessiz bir ortam *
    *ve mümkünse yanınıza formula 1 seven bir dost alın. (u: yarışı okumak zor iştir. bu yüzden sıkıntınızı gideren bir arkadaş ve bir çift göz daha lazım)

    yüzeysel olarak bu detayları aktarmaya çalıştım. bu gerçekten bam başka bir lezzet sunacaktır sizlere. tv göstermese bile kimin hızlı tur zamanlarını elde ettiğini görebilmek artık sizin elinizde. her şey, her veri odanızda. ross brawn'ın yerine koyun kendinizi...
  • 34
    inanılmaz kötü yönetilen ve yavaş yavaş sonu getirilen yarış serisi.
    yok yani formula 1 in bu kadar izlenmesinin nedeni teknolojinin zirvesi olması. e motoru limitledin, testleri limitledin, bir takım yeni teknoloji geliştirse onu yasaklıyorsun, lastik üreticisini tek e indirdin lastik gelişimi durdu. vites kutuları nerdeyse limitlendi. standart ecu kullanıyor bütün takımlar. e be kardeşim madem öyle gp2 izlerim indycar izlerim bir sürü geçiş eğlence oluyor f1 de 2 geçiş olunca takla atıyoruz ova gibi pistlerde. güvenlik güvenlik diyerekte bütün pistlerin içine ettiniz.
    70-80-90 ları özledim ben. mclaren ın iki fren pedallı araç tasarladığı williams ın 6 tekerlekli araçla geldiği, tribün motorlu araçları pistlerde gördüğümüz, ground effect i özledim. 1,4 litre motordan 1400 hp güç çıkaran takımları özledim. açın lan adamların önünü.
    bunları da maliyet kısacağız ayağına yediriyorlar. 10 takım gelirin %50 sini bölüşürken geriye kalan %50 si bernie ye gidiyor. %20 daha verse sevgili bernie bu kadar limitlemeden devam edecek herşey.
  • 40
    --- alıntı ---

    f1, 2010 sezonuna radikal değişikliklerle giriyor. sezon başlamadan önce bilinmesi gereken temel kural değişiklikleri:

    1- puanlama sistemi: eskiden: 10-8-6-5-4-3-2-1 şeklinde 8 pilota dağıtılan puanlar yerine bu sezondan itibaren; 25-18-15-12-10-8-6-4-2-1 şeklinde 10 pilota dağıtılan ve moto gp puanlama sistemini hatırlatan 1. pilotun fazlasıyla ödüllendirildiği bir puanlama sistemi izleyeceğiz.

    2- yeni pilot testi: son iki sene içince f1'de otomobil sürmemiş ve sezon içinde yarışacak pilotlar için ekstradan tek günlük testine imkan verilecek.

    3- homologe parçalar: araçların yaşam hücresi, takla yapısı, çarpma yapıları ve tekerlekleri gibi güvenlik prosedürüne bağlı parçalarını ancak fıa'dan onay alındıktan sonra değiştirilebilecek.

    4- garajlar: garaj boyutlarında önceki sezondan alınan puanlar baz alınmayacak, bütün takımların eşit büyüklükte garajları olacak.

    5- benzin ikmali: yarış içinde benzin ikmali yapılamıyacak. araçlar pit stop'u ancak hasar almaları durumunda yada lastik değiştirmek amaçlı kullanacak. artık pilotlar, start anında yaklaşık 150kg yakıt ile başlıyacaklar.

    6- cezalar: pitten geçme cezası 20sn, 10sn dur-kalk cezası ise 30sn olarak zaman ekranına yansıyacak. ayrıca pilotlar bu sezondan itibaren cezalarını 3 tur değil, 2 tur içinde çekmek zorunda kalıcaklar.

    7- lastik kullanımı: yarış haftasonunda kullanılabilecek kuru zemin lastiği sayısı 14'ten 11'e düşürüldü.

    8- lastik boyutları: ön lastiklerin genişliği 270mm'den 245mm'ye düşürüldü. böylece ön-arka arasında ideale daha yakın bir denge kurulması planlanıyor.

    9- pit stoplar: lastik değiştirimini hızlandıracak ve ekstradan masrafa neden olucak hidrolik krikoların kullanımı tamamen yasaklanarak, sadece mekanik krikoların kullanımına izin verilecek.

    10- otomobil ağırlığı: minimum otomobil ağırlığı 605kg'den 620kg'ye çıkartıldı. bunun sebebide daha geniş benzin depolarının kullanılması için daha uzun dingil mesafelerinin kullanılması.

    --- alıntı ---
  • 41
    2010 yılının ilk yarışı olan bahreyn grand prix'inin başlamasına 6 gün kalmıştır, bu kadar çok arabanın aynı anda start almasını formula 1 severlerin kaçırmaması gerekir. ayrıca geçen sene yayın haklarını satın alan trt nasıl bir yayın yapacak büyük merak konusu, eğer geçen seneki gibi acayip formatlarda yayımlamaya kalkışırsa bize yine rtlyolları gözükür.
  • 44
    bunları biliyor musunuz?*

    --- alıntı ---

    -formula 1 araçlarının ulaştığı en yüksek hız 375 kilometre ve bu hız ancak italya'nın monza pistinde yapılabiliyor.

    -bir grand prix sırasında araçların fren diskleri ve pedalları bin derecelik ısıya ulaşabiliyor.

    -formula 1 araçları saatte 200 kilometre hıza ulaşma ve tekrar durma noktasına sadece 7 saniyede varabiliyor.

    -araçlar 200 kilometre hızdan durma noktasına 1.9 saniye içinde ulaşıyor.-yarışlar tarihinde en yaşlı şampiyon pilot 46 yaşında kupaya uzanan arjantinli juan manuel fangio oldu.

    -en genç şampiyon pilot ise geçen yıl 23 yaşında şampiyonluğa ulaşan ingiliz lewis hamilton

    -bugüne kadar yarış kazanan en genç pilot unvanını alman sebastian vettel, 21 yaşındayken elde etti. yarış kazanan en yaşlı pilot ise 53 yaşında kazandığı yarışla italyan luigi fagioli oldu.

    -ingiliz stirling moss, en çok yarış kazanan pilot olmasına karşın hiç şampiyonluk alamayarak bu alanda bir ilke imza attı.

    -ferrari'nin alman pilotu michael schumacher, 68 yarışa ilk sırada (pole position) başlama hakkını elde ederek, bu alanda bir rekor kırdı.

    --- alıntı ---

    alıntı: ntvspor
  • 45
    bok gibidir artık. evet evet, bildiğin bok. resmen makinelerin savaşı olmuştur ve ortada haksız rekabet vardır. saçma sapan kurallar. ne bir strateji, ne pilotaj. webber bile şov yapıyorsa... piii... pit-stop'da benzin alma işini bitirmişler, herkes full depoyla başlıyor yarışa. lastik stratejisi yok, pit stratejisi yok. arabası hızlı olan yarışı kazanıyor. eskiden ne güzeldi, biri çıkıyodu tek pit-stop stratejisi uyguluyordu, ortalığın anasını ağlatabiliyordu. ya da ne bileyim, az benzin alıyordu, daha hızlı turlar atıyordu. pit'de 7 saniyenin altında kalmak herkesi şaşırtıyordu vs. eski çamlar bardak olmuş hacım. parayı bastıran mühendisi yemliyor. o da bir motora, aerodinamiğe, tasarıma vs yükleniyor. voila. kazanacaklar belli.
  • 46
    dünya motor sporları konseyi tarafından alınan son kararlar söyledir;

    --- alıntı ---

    1- yeni lastik sponsoru pirelli: 2011 sezonu itibariyle 3 yıl boyunca formula 1'in tek lastik tedarikçisi pirelli oldu.

    2- güvenlik aracı: yarış esnasında piste giren güvenlik aracı pite döndüğünde, hiçbir otomobil ilk güvenlik aracı çizgisini geçmeden geçiş yapamayacak. güvenlik aracının son turda piste girmesi durumunda ise otomobillerin birbirini geçmesi yasaklandı.

    3- tehlikeli şekilde yavaşlayan araçlara ceza geliyor: gereksiz ve diğer otomobillere tehlike yaratacak şekilde yavaşlayan pilotlar yarış hakemlerine bildirilecek. sıralamalarda pite dönen araçlar, pit çıkışı ve ilk güvenlik aracı çizgilerini, antrenmanlar öncesi fıa tarafından belirlenen maksimum sürenin altında geçmek zorundalar.

    4- %107 geri dönüyor: en son 1996'da geçerli olan bu kural, sıralama turlarında, pole pozisyonu derecesinin %107'sinden daha yavaş kalan araçların yarışa katılamayacağı anlamına geliyor. ancak olağan dışı durumlarda komiserler, en fazla bir pilotun yarışa katılmasına izin verebilecekler.

    5- pilot tarafından ayarlanabilir parçalar: pilotlar, rakiplerini geçmek için ayarlanabilir kanatları kullanabilecekler ancak belirli kısıtlamalar getiriliyor... sistem ilk turlarda kullanılamayacak, elektronik sistemler tarafından aktive edilmesi ve pilotun önündeki araç ile 1 saniye gerisinde olması gerekecek. fren yapıldığındaysa sistem otomatik olarak devre dışı kalacak.

    6- f-kanalı yasaklandı: araçların aerodinamik karakterini değiştiren f-kanalı ve benzeri sistemler 2011 itibariyle yasaklandı.

    7- otomobiller ağırlaşıyor: 2011 yılından itibaren minimum araç ağırlıkları 640 kg'a yükseltildi. bu kural kers kullanımı öngörülerek getiriliyor.

    8- pilotlar pite dönmek zorunda: kanada gp'deki sıralama turlarının sonunda lewis hamilton, aracında kontroller için gerekli minimum yakıt miktarını korumak adına, aracını pistte bırakmış ve bu olay tartışmalara neden olmuştu. yeni kural, aynı sahnenin bir daha yaşanmasını engelliyor ve pilotlara, yeterli miktarda yakıtla pite dönme zorunluluğu getiriyor.

    9- ho-pi tung'a geçici lisans: renault test pilotu, 4 yarışlık geçici süperlisans hakkını elde etti.

    --- alıntı ---
  • 49
    fia'nın yıllardır sürdürdüğü maliyet azaltmaya yönelik politikalar yüzünden artık hiç keyif vermeyen bir spor dalı olmuştur. savunma yapan pilotun tek hamle yapma kuralı, bütçe kısıtlaması, motor dondurma, her yıl değişen sıralama turları fiyaskosu, yeni benzin kuralı, downforce'u azaltmaya yönelik kısıtlamalar vs. vs. mika hakkinen'le michael schumacher'in çekişmesini özlüyor insan.
  • 50
    bir zamanlar motorların beygir güçlerine kadar takip ettiğim organizasyondu. yok efendim bmw williams düzlükte çok hızlıdır, yok efendim mercedes'in motoru diğerlerine göre daha güçsüzdür, yok efendim en iyi burun-kanat sistemi ferrari'dedir.

    bir futbol maçını iyi futbol ya da bir basketbol maçını iyi basketbol izlemek için takip edebilirsin. ancak formula 1'den zevk almak için kesinlikle taraf tutulması gerektiğine inanırım. ben schumacher-hakkinen kapışmasında mika hakkinen'in safına katılıyor ve ikisinin o efsane kapışmasını at yarışı izler gibi "ayrıl da gel hakkinen" misali bir fanatiklikle izliyordum. her ne kadar ferrari ve schumacher yıllarca bu spora damga vursa da sağolsun hakkinen de 2 şampiyonluk kazanarak bizi öksüz bırakmıyordu. çok soğukkanlı ve bir o kadar da efendi bir adamdı hakkinen. lakabı da buz adamdı zaten bu finlinin. efsane adamdı kısaca.

    hakkinen formula'yı bırakınca zaten tutacağım adam beliydi. galatasaray şampiyon olmazsa şu takım şampiyon olsun misali, hakkinen kazanmazsa heinz harald frentzen kazansın demeye başlayalı çok olmuştu. bana bunu dedirten de tek pit stop stratejisiyle magny cours pistinde kazandığı efsane yarıştır. yağmurlu havalarda schumacher'den başka kimsenin giremeyeceği risklere girerdi frentzen. çoğu zaman bitiremezdi yarışı belki ama sarı jordan arabasıyla zihinlerimize kazınmayı başarmıştır.

    formula 1'de elimi attığımı kurutuyordum. nihayetinde frentzen de bırakınca elimi atıp kurutacağım adam juan pablo montoya oluyordu. isminin karizması bir yana resmen ortalığı kasıp kavuran schumi'ye kafa tutuyordu. frentzen'e agresif derken, montoya daha azgın çıkıyor, pit stop'tan çıkarken bile adam geçmeye çalışıyordu. her ne kadar geçmişte mercedes ve jordan takımlarının pilotlarını tutsam da herhangi bir formula 1 takım tutmuyordum. ancak bu adam sayesinde artık bmw williams'cıydım. montoya'nın agresifliğine williams'ın o efsane düzlük performansı da eklenince seyir zevki katlanıyordu. tabi bir de motordan gelen yanık kokusu...michael schumacher'in kardeşi ralf ile hiç anlaşamazlardı. hatta bir yarışta birbiriyle çarpışmışlıkları ve ağız dalaşına girmişlikleri vardır. zaten daha sonraları hem bu olayların etkisi hem de williams'ın montoya'nın istediği gelişimi sağlayamaması nedeniyle mercedes'e geçmiştir montoya. ve daha sonra da nascar'a. yine birini kurutuyordum.

    montoya'dan sonra kimseye ısınamadım. ne alonso'ya ne hamilton'a ne raikkonen'e. eddie irvine yok, jacques villeneuve yok, david coulthard yok, hakkinen yok, frentzen yok. ortaokuldan üniversiteye kadar yakinen takip ettiğim formula 1'den yavaş yavaş koptum. yine de eski toprak rubens barrichello'nun arada podyuma çıktığı duyar, hafiften bir gülümserim.

    nasıl unuttum editi: formula 1 konuşup da okay karacan hakkında iki çift laf etmemek benim ayıbım.*yarışın start anında fena gaza gelir bizi de gaza getirirdi. bir futbol maçında karambol pozisyonunu anlatır gibi start anını anlatırdı resmen. gerçi o da bir nevi karamboldur ya neyse. ilk başlarda o da bizim gibi acemiyken, kendini nasıl geliştirdiğine birebir tanık olduk. yarışın durağan anlarında bazen magazine dalardı. pilotların eşlerinden girer, çocuklarından çıkardı. tam bunları anlatırken kaza olunca o ses aniden öyle bir yükselirdi ki, ercan taner'in yerden demesi solda sıfır kalırdı. okay karacan'ı artık kanıksamıştık. yarışları cnntürk yayınlamaya başlayınca kendisinin sesini duymamak bir eksiklik gibiydi. formula 1'in bu denli sevilmesinde hiç de azımsanmayacak bir katkısı vardır okay karacan'ın.
App Store'dan indirin Google Play'den alın