bir türlü
galatasaray ile başarılı olamadığım oyun. başarıdan kastım;
avrupa başarısı. içimi dökmek ve oynadığım oyunu biraz anlatmak için uzun bir girdi yazacağım; hazırlıklı olun
*oyun stilim ilk olarak ekonomiyi düzeltip sonradan pahalı transferlere yönelmek üzerine kurulu.
ffp olmadığı zaman da böyleydi olunca da böyle. o yüzden ilk sezon para edebilecek, çok maaş alan ama performansının düşük olacağını düşündüğüm adamların hepsini yolladım. kiralık ve
güney amerika'dan genç, ucuz ve kaliteli adamlara yöneldim. yıllarca da bu adamların ekmeğini yedim. tek tek yazayım da belki alan olur. sağ bek
tomas guidara, sol bek
braian cufre, ofansif oyuncular
matias vargas ve
exequiel palacios.
thiago almada da almayı kaçırıp pişman olduğum başka bir
arjantinli. bu elemanları ortalama 3 mn euro ya alabilirsiniz. ileride ofansif oyuncuları 30'a bekleri de 15'e satabilirsiniz. ilk sezon
şl'de sonuncu, olup
türkiye'de tüm kupaları topladım.
ikinci sezon da aynı planda ilerledim.
lisandro martinez gibi muhteşem bir stoperi yok pahasına alıp birkaç sezonda 30'a serbest kalma maddesiyle kaptırdım. çok rahat 60 falan ederdi. yine bir arjantinli. yine türkiye'deki kupalarla yetindik, şl'de sonunculuk geldi.
üçüncü sezon da aynı terane. bu arada takımda ikinci sezondan sonra tanıdık birkaç adam ya kaldı ya kalmadı. maaş konusunda çok katı davranıp harcanan maaşı yılda 35 mn
euro lara kadar düşürdüm, belki daha da az. kulüp resmen para basıyordu ama gelin görün ki ffp yüzünden o parayı kullanamıyordum. neyse, türkiye'deki kupaları gene topladık. avrupa'da bu sefer şl'de 2. olup bir üst turda
arsenal'e deplasman golüyle elendik. çok yüklenmiştik ama olmadı.
4.
sezon! sanırım
fm hayatım boyunca en şok edici sezonlarımdan biridir. şl'de 3. olup
uefa'ya gittim. namağlup finale kadar çıktım. finalde karşıma
beşiktaş geldi. evet, beşiktaş.
marcelo bielsa ile anlaşıp iyi kadro kurmuşlardı ve onun ekmeğini yiyorlardı. yapay zekanın uzun süredir bu kadar aktif olduğu bir fm gördüm bu arada. beşiktaş,
fenerbahçe falan yeri geliyor 20 mn euro lara transfer yapıyorlar. neyse, finali kaybettim. ben şok, ben iptal. ligi de fenerbahçe'ye kaptırdım o sezon. tam bir
looser lık.
5. sezon saçma sapan bir fikstür vardı. dünya kupası
qatar'da diye sanırım. hiçbir şey anlamadım bu yıldan. şl'de 3. olup uefa'da yarı finalde
manchester united'a ezilerek elendim. 4 yıllık ffp sıkıntımdan sonraki ilk yılımdı ama hemen para vermeye başlamıyorlar. yarım sezonda anca verdiler.
6. sezon. şl'de bir üst tura çıktım ama
bayern münih'e elendim yine kötü oyunla. artık türkiye'de rakipsizim, paramın da olmasıyla bol alternatifli kadro kurabildim. bu ve bundan sonraki sezonlarda sırf tatille türkiye'deki maçları geçiyorum diyebilirim. tek bir amacım var, şl'yi almak.
7. sezon çeyrek finalde
villarreal'e elendim. en üzüldüğüm sezondu. kupayı porto almıştı ki ben de alabilirdim yani. ilk maçı 2-0 kazanıp deplasmanda duran toplar yüzünden 3-0 geriye düşmüştüm. 3-1'e bir şekilde maçı getirmiş ama son dakika golüyle 4-1 yenilerek elenmiştim.
8. sezon
roma'ya deplasman golü kuralıyla (son 16 turunda) gene 90+'larda gol yiyerek elendim. yine hüsran bir yıl.
9. sezon. çeyrek finalde
borussia dortmund'a yine son dakikalarda yiyerek elendim.
velhasılıkelam
sunday league footballer olarak başladığım kariyerde şu an bayağı tanınıyorum. kulüpte efsane statüsüne geldim. türkiye'de bir şampiyonluk dışı kaçırdığım şampiyonluk yok.
türkiye kupası'nı hep kazandım ama
türkiye süper kupası'nı en az bir kez kaybettim, belki de 2.
gel gelelim avrupa'da kupa yok. sürekli avrupa'dayım o yüzden kulüp sıralamasında 12. liğe kadar yükseldim ancak daha yukarısı gelmedi bir türlü. zaten kupa da olmayınca ilk 10'a 5'e girmek çok zor. kupa almak da pek kolay değil. bir oyuncuya teklif geliyor, kabul etmiyorum; vay efendim niye kabul etmedin diye küsüp oturuyor. morali bozuk olunca da bir türü verim alamıyorsun. dakika başı sözleşme yenilemek istemiyorum. çıkmaza girdim resmen.
para bol. şu an 150 mn euro transfer bütçem var. bir orta sahaya 112 mn euro vereyim de alayım lanet olsun dedim ki adam oyundaki en iyi orta alan oyuncularından biri olmuş ve kalburüstü bile sayılamayacak bir takımdaydı. chelsea de araya girdi oraya gitti tabii ki.
türkiye'ye adam getirmek de zor. tek kulüple başarılı olunca lig kalitesi o kadar çabuk yükselmiyor bir türlü. ligin cazibesini arttıramıyorum.
taktiğim de çok iyi değil demek ki bir türlü istediğim oyun oynanmıyor. artık kalburüstü takımlara da üstünlük kurabilsem de sürekli son dakika golleriyle bir şekilde eleniyorum. büyük takımlarla eşleşirsem muhtemelen direkt eleneceğim.
ben de artık saldım. hedefim porto olmak dedim, oyuncu yetiştirip satıyorum. 80 mn euro'ya bir stoper sattım yerini 3 mn euro luk adamla doldurdum. arada ciddi kalite farkı var ama kaliteli kadro kurunca da zaten kazanamıyorum bari zengin olalım dedim. bakalım bir gün şl'yi alabilecek miyim?