insanları denetim altına almanın, pasifize etmenin en kolay yollarından biri, kendi topluluklarının üzerine gelen korkunç bir tehlikenin olduğuna inandırmak, ve bu tehlikeye karşı birleşmelerinin, tek çıkar yol olduğuna inandırmaktadır. ortada
* bir düşman vardır, ve bu düşmana karşı bir yine sahte bir savaş yapılmalıdır. ortada da bir savaş varsa; liderin savaşı kazanmak için yapacağı herşey mübahtır. abd senelerce gerek kızıl tehdit korkusu ile, rusya abd tehdidi ile, son yıllarda da terörizm korkusuyla bütün dünya bu şekilde yönetilmektedir.
fenerbahçe'de senelerdir aynen bu şekilde taraftarlarının beyni yıkanmakta, ve gerçekte ne olduğunu sorgulamadan liderlerinin peşlerinden gitmektedirler. zamanında
ali şen,
fenerbahçe düşmanları söylemleriyle, son 10 yıldır ise
aziz yıldırım,
kutsal ittifak,
cemaat,
federasyon, gibi sahte düşmanlar yaratmış ve camiaalarının arkalarında birleşmelerini sağlamışlardır. artık liderlerinin ne yaptıklarını, ne söylediklerini sorgulamaz olmuşlardır. yürüyün tellioğulları nidaları ile kafası kesilmiş tavuk gibi ne dediklerini bilmez şekilde herkese ve her şartta saldırmaya başlamışlardır.
raul meireles'in hareketlerini, sorumsuz kart görmesini falan geçip; kahraman ilan edip,
kırmızı kart vermesi görevi olduğu bir durum için hakemi linç edeceklerdir.
fakat ilginç şekilde karmamı desek, quantum adamı çarpar mı desek, bir şekilde korkuları yer buluyor ve son hafta şampiyonluk kaçırmalar, kendi sahalarında bize kupa kaptırmalar, her türlü musibet de bu takımı buluyor.
12 ağustos 2012 galatasaray fenerbahçe maçı'ında içlerindeki galatasaray korkusu ile medya yoluyla linç ettikleri
engin baytar olayı, dönüp dolaşıp
16 aralık 2012 galatasaray fenerbahçe maçı'nda
raul meireles'in başına geliyor. biz de ne yapalım oturup güle güle izliyoruz.
en büyük eğlence fenerbahçe