resim
Eren Derdiyok
Görev:Yardımcı Antrenör
Takım:FC Schaffhausen
Yaş:36
Uyruk:İsviçre
  • 2351
    mücadele etmiyor.
    hava toplarına çıkamıyor.
    top indiremiyor.
    pozisyona giremiyor.
    şut çekmiyor.

    yukarıda yazığım maddelerin hiç birisini gerçekleştiremeyen bir forvet oyuncusudur.

    eren hakında güzel şeyler yazmak isterdim ama maalesef olmuyor. mücadele gücü çok zayıf, oyundan çok çabuk kopuyor, boyunu ve cüssesini iyi kullanamıyor.1.90 küsür boyundaki bir adam nasıl top indiremez hala aklım almıyor bitirici yönü de zayıf bu açıklıklarını kapatması lazım hala takımda yer almak istiyorsa.

    malum devre arası geldi muhtemelen forvet ve defans bölgesine takviyeler yapacağız alacağımız forvet iyi birisi olursa ve tutarsa eren'in forma şansı bulması imkansıza yakın ve sözleşmesinin bitmesine 6 ay kalmış yüksek ihtimal erenle yollar ayrılacak, inşallah önümüzdeki 6 ay boyunca elinden gelenin en iyisini yapmaya gayret eder ve iyi biri olarak hatırlanır.
  • 2353
    8 aralık 2018 galatasaray çaykur rizespor maçında ilk 11 başlaması geçen hafta kendisine bütün yorumcular tarafından yapılan ağır yorumlardan sonra kesinleşmişti. terim sever böyle işleri.
    ama umarım ali yavuz kol'un 5 aralık 2018 keçiörengücü galatasaray maçında 87.dakikada oyuna alınması haftasonunda diri kalması içindir. umarım ilk 11 de ali yavuz kol başlar.
  • 2356
    şampiyonluk şansımızı ligin ikinci yarısına taşımamız için artık rize gibi takımlara puan kaybetmememiz lazım. ancak sahaya çıkaracak onbiri bulmakta da zorlanıyoruz.
    bu durumda hala sahaya çıkan adamları ıslıklamaktan bahseden kişiler çıkıyor maalesef.
    o zaman işbirliği yapalım sen eren'i ıslıkla, ben ahmet'i ıslıklayayım. ömer'e zaten herkes tepkili.
    rodrigues'de bu aralar protesto edilmeyi hak ediyor doğrusu.
    hatta penaltılarda daha dikkatli olması için her top alışında nonda'yı da ıslıklamakta fayda var.
    şampiyonluk ancak içten çözülürsek kaçar. 3 hafta daha sabretsek de devre bir bitse hayırlısıyla...
  • 2357
    http://gss.gs/2513735

    eren derdiyok ile ilgili şöyle bir giri paylaşmıştım...

    yanıldım...

    öncelikle umutlandırdığım tüm renktaşlardan özür diliyorum ancak hocama ve yönetime bu konuda kırgın olduğumu anlatmam gerekiyor.

    eren, sezon başında tek santrafor olarak takımda kalacağı belli olduğunda umutlandım. çünkü fatih terim' in tılsımını ve futbolcuya yaklaşımını defalarca olumsuz anlamda gördüğümüz gibi olumlu anlamlarda da gördük. zor durumdaydık ve olumlu sonuçlar hep zor durumlardan yeşerirdi... yani öyle umuyordum...

    fatih terim' in hep "en" iyisini istediğini biliyorsunuzdur. artık bu konuda emin olalım. en lüksünü ister, en başarılı olmak, en komik olmak, en karizmatik olmak, en dürüst olmak... herşeyin "en" i olmak isteyen ve çoğu zaman başara da bilen bu adam futbolcunun da en iyisini ister. eğer gündemde kaka varsa sneijder' in alınmasına "taktiğine uymadığı için"(u: burada şunu belirtmeliyim, bir teknik direktör gözüyle yarı yarıya hak da veriyorum) burun kıvırabilir.

    sanırım eren' deki potansiyel, fatih terim' i tatmin etmedi ki bırakın eren' le bir yola girmeyi, aksine cümle aralarına sürekli olarak takımda bir santrafor olmadığını, olanın da sürekli "ağrım var hocam" dediğini anlatan doneler sıkıştırdı. kulübün sanırım! basın sözcüsü! abdürrahim albayrak!' da "santrafor transferi yapamamalarının" getirdiği ezilmişlik, mahçubiyet ve suçlulukla, "devre arasında durumu çözeceğiz", "devre arasında santrafor eksiğimizi gidereceğiz" şeklinde açıklamalar yapıp durdu. açıklamaların bırakın ana fikrini, bir satır arasında dahi "santraforumuz var arkadaşlar, sayı olarak yetersiziz, eren bizim santraforumuz" denmemiştir.

    eren isviçre' li. isviçre doğumlu. eğitimini oralarda tamamlamış ve kültürünün büyük çoğunluğunu, dünya' nın en medeni kıtası olarak görülen avrupa' nın en medeni ülkesi olarak bilinen isviçre' de almış. medeniyetin, bizim gibi ateşiylehareket eden toplumlara abes, kötü ve soğuk olarak sirayet eden ama gerçekçi olan tarafı, olaylara duygusal yaklaşmamaktır.

    muhtemelen eren' de böyle yaklaşmadı ve kendini sakınıyor, sakındı. şu sıralarda ve bu açıklamaları duyduğundan beri kendisine takım arıyor, menejeriyle diyalog kuruyor. eşi ve çocuklarının geleceği, yaşayacağı ev... herşeyi nereye taşıyacağını belirlemeye çalışıyor.

    örneğin;

    eğer isviçre' de young boys takımında yedek santraforken takımın ana santraforu takımdan ayrılmış olsa heyecanlanırım. sonrasında "bir değil, iki santrafor alacağız" dedikleri anda "eyvah" derim. transferler yapılamadığında "işte fırsat" diye tam çalışmaya koyulurum. çalışmalarıma başlamışken hem hocadan hem de yönetimden sürekli olarak "transfer kesinlikle yapılacak", "santraforumuz yok", "olanın da ağrısı var, bak belhanda' nın yok" şeklinde açıklamalar duyarsam, sezon sonu sözleşmem de bitiyorsa, profesyonel olarak elimden geleni veririm ancak motive olamam. kariyerimin son günlerinde ve son sözleşmeme bu kadar yaklaşmışken kariyerimin bitmesine razı olamam. çalışmalara başlarım ancak bu sefer "profesyonel" kariyerimde bir daha geri gelmeyecek o son sözleşmemi sağlama almak için çalışırım...

    sporda başarı yakalamak istiyorsan motivasyon olmazsa olmazlardan biri*. motivasyonun önemini bize en çok gösteren insan da takımımızın başındadır.

    galatasaray yönetimi aynı taraftarı gibi seviniyor(bkz: 2018 2019 şampiyonlar ligi gruplar kurası) yada futbolcusuna sinirleniyor, hocanın bir tarafı zaten taraftar, e taraftarımız da tıpkı hoca gibi, hep en iyisi, en ideali olsun istiyor. o kadar ki gomis' in zam istemesi bile abes geliyor, 32 yaşında 6 milyon €' a satılınca "oh yine iyi gitti, yaşlıydı" deniyor, tugay kerimoğlu futbolculuk zamanında yuhalanıyor, o yuhlanıyor, bu linç ediliyor... lakin yöneticilerin * taraftar gibi hareket etme şansı yok! çünkü deniz bitti ve elindeki futbolcuları değerlendirmek zorundasın. transfer imkanların aşırı derecede kısıtlı, dünya piyasası bu sırada almış başını gitmiş. ingiltere, çin, arabistan, katar, amerika... büyük paralar dönüyor. elindekilerden mümkün olan en üst performansla faydalanmak için tüm çalışmalara açık olmalısın. yoksa daha çok futbolcu yuhalanır, yuhalamaya hazır olan taraftarın önüne atılır ve aradan sıyrılırsın...

    bu yazı sanki bir "eren derdiyok" savunması mı? kesinlikle hayır! eren' in, her ne pahasına olursa olsun o formayı almak için fırsatı var. yada vardı mı demeliyim. bilmiyorum... 2 maçta göstereceği ekstra performans bir anda kendisini hem taraftar hem de hoca gözünde "acaba eren olur mu" noktasına götürecekti ki zaten şuanda eleştirdiğim durum da budur. galatasaray artık muhasır medeniyetler seviyesine çıkmalıdır, senelerini projelendirerek devam ettirmelidir. kim oynayacak, neden, nesinden faydalanacağız, ne kadara mal olur, ne kadar kar ettirir...

    futbolcunun kendinden azimli olanını, kendinden çalışkan olanını ve kendinden "senin her dediğini anında ve eksiksiz" yerine getirenini ve sakatlanmayanını bulursan başarılı olursun zaten. ancak bizim eren gibi, yunus akgün gibi, sinan gibi tam olmamış yada olmayacak gibi duran yada yetersiz görünen ancak yüksek potansiyelli futbolculardan "faydalanmaya"* ihtiyacımız var. biz ise aksine, en ufak çalışma disiplini yada kalite problemi olan futbolcuyu aşağıya çekecek şekilde öğütüp bedavaya yada üzerine para vererek zarar ediyoruz, kulübümüze zarar veriyoruz. yıllarca maaş vererek hiç bir fayda alamıyoruz.

    takımın başında gerçekten bir "efsane" var. ben de o efsaneye hala inanıyorum. o efsanedir ki eminim bu zor günlerin içinden çıkıp bizi zaferlere taşıyacaktır. ancak şu da büyük bir korkudur ki eğer istediği gibi "kendinden olmuş" "yürekten oynayan" futbolcular eline düşmez ise(u: ki dünyada "yürekten oynamak" terimi yavaş yavaş yerini kaybediyor, önemini yitiriyor. hatta en son yürekten oynayan futbolcular da hocasını devirmekten çekinmiyor. bknz.leicester city bknz. claudio ranieri) kendimizi, şuan elimizde bulunan fırsatı(u: fırsat: tüm takımların borç yükleriyle boğulması, 2000 jenerasyonu, az bir bedelle satılmış olsa da arazilerimizin satılmış olması ve kulüpte nakit akışının rahatlayacak olması) kaçırmış halde bulabiliriz. transferler yapılıp yapılıp, faydalanmadan kulüpten ayrılabilir futbolcular(bkz: muğdat çelik)(u: her ne kadar düşük bedelli de olsa, madem oynatmayacaktın, madem planlarında yeri yok. neden kadroda?)

    eren derdiyok' un hikayesinin hayal ettiğim gibi gitmemesine üzüldüm. büyük bir beklentim yoktu ancak şuan yaşanan durum yaşanabilecek en kötü senaryoydu.

    zaten galatasaray' da hiç bir zaman arası olmamıştır, ya en iyisi olur yada en kötüsü...
  • 2359
    galatasaray forması giymiş en kötü üç forvet arasına çok rahat koyabileceğim futbolcumuz. 1993-1994 sezonundan beri galatasaray maçlarını kendimce takip etmeye çalışırım. genelde pozitif bir yapım vardır ve kontrolü kaybetmişçesine oyuncu eleştirmeye hep karşı olmuşumdur. lakin eren derdiyok için en ağır eleştirileri yapabilirim.

    1996-2000 arası dönemde mehmet gönülaçar ve burak akdiş gibi yetersizlerin, adrian knup ve ionel lutu gibi fiyaskoların takımımızda yer aldığını gördüm. mario jardel'in verilip mbo mpenza ve robert spehar gibilerinin alınışına tanıklık ettim. eski takımında iyi oynayıp da bizde pek verimli olamayan murat sözkesen ve serkan aykut'u izledim. rumen furyasıyla büyük bedeller ödenen florin bratu ve stancu'yu, drogba'nın boşluğunu doldurmak için alınan goran pandev'i, iyi niyetiyle koşturup duran umut bulut'u, egosu dağları delen burak yılmaz'ı, düz adam mehmet batdal'ı, hepsinden önemlisi ali lukunku'yu gördüm. bir ara pino falan da oralarda oynadı ama eren derdiyok bambaşka. hız yok, güç yok, devamlılık yok, bitiricilik yok, pres yok, adam geçme yok, tempo yok. yok oğlu yok.

    şu eren'i kesemeyen muğdat'a ve altyapı oyuncularımıza ise ne diyeyim bilemiyorum.
  • 2366
    devre arası sol ayak serçe parmağındaki kılın kopmasi sonucu ikinci yarıya çıkamayabilir. kimse bunun tersini iddia edemez, yok artık olmaz öyle şey diyemez. hoş bu galatasaray adına daha iyi olur. bir kere daha 8 aralık 2018 galatasaray çaykur rizespor maçında futbolcu olmadığını ispat etmiştir. isabetli pas veya isabetli şut attığını hatırlamıyorum. bu da forvet işte.
  • 2367
    kendisine hiç ama hiç kızmıyorum. eren derdiyok'un statik oynayan, sakatlık problemleri olan, ağır, temaslı oyunu ve stoperlerle boğuşmayı hiç sevmeyen ama stoperlerden de kaçamayan çıtkırıldım bir forvet oyuncusu olduğunu zaten biliyorduk.

    ortada bir suçlu varsa önce eren'i 4.5 milyon euro bonservis ve 2 milyon euro yıllık ücretle eren'i transfer eden ve sonra da 2 sene galatasaray forması ile izlediğimiz eren'i ne olduğunu bile bile forveti tek başına ona emanet edendir. hoca gomis'in arkasına 2 forvet istiyordu. eren planlarında hiç yoktu. gomis gitti, forvet gelmedi ve hesapta olmayan eren'e mahkum kaldı.
  • 2369
    umut’un bizden gittikten sonraki kayseri performansı hiç fena değil, eren da şu an oynadığının çok daha fazlasını yapabilecek kapasitede. galatasaray taraftarı bazı oyuncular üzerinden deşarj olmakla uğraşacağına “neden bazı oyuncuların (latovlevici, umut, vs...)bizim takımdan ayrılır ayrılmaz performansları yükseliyor?” diye düşünse keşke. o zaman belki özeleştiri de yapma fırsatı doğar.
App Store'dan indirin Google Play'den alın