halil’in uçak biletini ahmet nur çebi vasıfsızına aldırarak ayrıca kulübümüze tasarruf ettirmiş yöneticimiz.
1677
halil tranferi icin bile bişiktiş kimi istirsi ilir goygoyunu dün medyada görünce dayanamamış, gitmiş halil'i bitirmiş. sakası yok, herkesi hadım edecek bu adam. seni tarih baska yazacak erden baba.
halil dervişoglundan haber bekleyen jk yönetimine şöyle bir paket gönderen reis.
'halil dervişoğlu sleeps with the fishes'
1680
güç zehirlenmesine camia olarak dikkat etmemiz lazım. erden timur halil'i beşiktaş'a iteleyince onları kazıklamış, onların elinden alınca da çalım atmış oluyorsa işe artık objektif bakmamaya başlamışız demektir. objektifliği ve sonuç odaklılığı koruyalım, erden abimizi de saygı ve tevazu çerçevesinde övelim. rövanşist ve reaktif tutumlara bizim ihtiyacımız yok. bizim savaşımız fener ve beşiktaş ile değil, avrupa'yla ve kendimizle.
gedson konusunda benfica 10 milyonu görürse beşiktaş'a sormadan satar gibi bir madde var mı lütfen bir araştırsın. varsa bu maddeyi kullanmalıyız. çok komik çünkü. hem de gedson tam aradığımız futbolcu.
vizyonu ve misyonuyla 10 senede ortada ne şikeci ne de kuş bırakacak yöneticimiz.
1688
soyadı timur değil de koç olsaydı bu ülkeye şampiyonlar ligi kupasını getirirdi. ama koç olmadığı için önü hep kesilmeye çalışılacak, koç olanlara verilen imtiyazlar kendisine verilmeyecek, bir yerlerde kapılar yüzüne kapanacak. umarım bu tip olumsuzluklarda yanında durabiliriz.
1689
geçen sezon yaptığı transfer politikasının bu sezon suyun karşı yakasının yaptığı politika ile alakası yok. adamlar boşta kim varsa servet harcıyorlar. tabi kamuoyuna bunu üç kuruş gibi gösteriyorlar.sadece maaş konusu bile bunun çok farklı olduğunu belirler şekilde. hoca tercihine vs. girmiyorum bile.
bu sezon da gayet güzel ilerliyoruz. yangına, vurdu kırdıya da gerek yok.
1690
moda sosyal medya tabiriyle ifade etmek gerekirse, verdiği güven şaka mı? ben orta yaşı devirmiş bir taraftar olarak uzun yıllardır bu kadar rahat bir yaz transfer dönemi geçirmedim. 31 ağustosa kadar tek bir oyuncu dahi alınmasa vardır erden bey'in bi planı der kahvemi içer ekonomi haberleri takip ederim. umarım bir grup truva ve transfer obezi taraftar tarafından hevesi kırılma ve küstürülmez. zira yaşı bana yakın olanlar bilir ki ünal aysal'dan bu yana kendisi gibi birini beklemekle geçti ömrümüz. ömrü uzun, sağlıklı ve galatasaray başarısıyla dolsun. var olsun.
1691
spor gecesi digital kanalında halil dervişoğlu transferi hakkında söylenmişti, çok hoşuma gitti, kelimesi kelimesine olmasa da ana hatlarıyla aktarmaya çalışayım.
“geçen yıl ghezzal ve rosier transferlerini galatasaray bitirmek üzereydi. mevcut beşiktaş başkanı galatasaray’ın o dönemki başkanından ricada bulunup bu transferlerden vazgeçmesini istedi. burak elmas da centilmenlik gösterip bu transferden vazgeçti. şimdi sıkıyorsa erdem timur’u arayıp halil dervişoğlu transferi için ricada bulunsaydınız ya? bakalım size ne diyecekti? geçti o günler”
nasıl bir yöneticiye sahip olduğumuzu anlatacak daha iyi bir cümle yok bence. değerini bilelim.
su anda hollanda'da olmasi oldukça ilginç! aklima ahmetcan kaplan disinda bir isim gelmedi. hollanda liginden bir ismin transferi benim acimdan supriz bir transfer olur.
1694
bakambu takımı ile kampta olduğundan kendisi için hollanda'da bulunan yöneticimiz.
1695
hollanda'dan bakambu + yol üstünden kerem demirbay'ı uçağa atıp getirecek muhtemelen. arada yalandan bir de gravenberch falan çözmüş olsa herkes ters köşe olsa mükemmel olur tabi.
1696
resmi ağızdan mauro icardi transferini açıklamıştır. wanda’nın az kalan testleri de bitince gelecek dedi.
geliyor aşk adamı.
1697
kısmi bir icardi açıklaması yaptı, teşekkür ederim. elbette ki galatasaray'ın oynayacağı ilk ön eleme için ve hatta ikinci ön eleme için şu aşamada faydası olan bir açıklama değil. orta ve uzun vadede önemli bir açıklama, takdir ediyorum.
ilk tura, yani zalgris maçına mevcut mevcut oyun grubumuzla gireceğimizi de büyük oranda teyit etti kendisi. maalesef bunu gereksiz yere alınmış bir risk olarak görüyorum. evet, kadromuz ana hatlarıyla zalgris takımının çok üstünde ve mevcut kadroyla da turu rahat geçebilmeli. ancak forvet hattı barış alper yılmaz'dan ve halil dervişoğlu'ndan oluşan bir takım, futbolun cilvesini yaşama riskine de açık kapı bırakmaktadır. iki aylık bir süre zarfında, bakambu veya bir başkası, bu riski ortadan kaldıracak düzeyde orta ayar bir forvet transfer edilememesi yanlıştır. kur politikası ve bugün de bir kez daha işaret edilen arap yarımadası etkisi de yormaya ve yıpratmaya başladı insanları. genel olarak transfer döneminde sabırlı olunması gerektiği konusuna ve artan maliyetlere vurgu yapılmasına katılabilirim ama bu etkenler, iki ayda orta sınıf bir forvet transfer edememiş olmanın üstünü örtmemekte.
beş gün sonra oynayacağımız maçta icardi olmayacak. beş gün sonraki zayıf rakibimize karşı icardi'ye ihtiyacımız olup olmadığı başka bir konu ama takımın geçen sezonki as forveti önümüzdeki maçta yok. takımı geçen sezon kasım ayına kadar omuzlarında taşıyan gomis de artık takımımızda yok. devre arasında yetersiz performansından dolayı gönderilen seferovic de yok. kim(ler) var? sağ kanattan forvete devşirilen barış alper ve golcülüğü en zayıf noktası olan halil dervişoğlu var. bu bir gücü kaybıdır an itibarıyla. bizi etkiler mi ön elemede? inşallah etkilemez, muhtemelen etkilemeyecektir. ama erden timur gibi birinin buna olasılık bırakmasını beklemezdim. garanti hareket edilmeliydi, hata yapıldı bence.
1698
yanlış duymadıysam 2. tura 3-4 transferimiz var dedi. şampiyonlar ligi elemelerinde litvanya temsilcisini geçersek bir sonraki tur 8-9 ağustos tarihlerinde. transferler de 3-4 gün önce gelse ki o da bol keseden oldu biraz ama olsun. demek ki aşağı yukarı 5 ağustos'a kadar transfer yok yatın uyuyun demiş.
5 ağustos tarihinde de çok bir şey değişeceğini düşünmüyorum ama kendisi öyle dediği için güveniyoruz.
1699
avrupa’da kupa hedefimiz olduğunu açıklamış değerli yöneticimiz.
burada erden timur’a bir soru daha sorulmalıydı. hangi kupa? şampiyonlar ligi ise ekonomik ve sportif olarak önümüzdeki 20 yılda böyle bir şeyin gerçekleşme olasılığı çok düşük. belki ülkemiz gelecek 20 yılda falan olağanüstü atılım falan yapar da anca öyle yarı final falan görebiliriz. o da zor.
uefa avrupa ligi ve konferans liginde “kısa vade” olarak en akla yatkın mecra konferans ligi’dir. ben de hep burasının türk takımları için hedeflenmesi gerektiğine inanıyorum. hatta keşke şampiyonlar liginde üçüncü olursak uefa avrupa ligi yerine buraya gitsek diyorum içten içe. final oynamak hayal değil. final oynarsak da o enerjiyle kulübe çok başka sponsorluklar kazandırabiliriz.
bir de transfer dönemi için kendisinden ricam, lütfen genç ve sonraki satışı mümkün oyunculara yönelelim. sacha boey gibi müthiş bir örnek var elimizde ve o yolu göz ardı ediyoruz gibime geliyor. hep isimli oyuncular konuşuluyor. hep son satışı olacak oyuncular… her mevkide bu tip isimlere gitmemiz bize ekonomik olarak kötü yansıyacak. kısa vadeci olmayalım erden bey. kısa vadeciler hep kaybeder.