şimdiye kadar hep sempatiyle baktığım ama artık şüpheci gözlüklerimi takıp değerlendirmeye çalıştığım, muhtemelen ileride başkanlığa da oynayacak genç nesil iş adamı. nasıl sempatiyle bakmayalım ki, zor zamanlarda kendisinden kaç kat daha zengin galatasaraylı(!) iş adamları saklanırken ortaya çıktı çok güzel desteğini verdi, sağolsun. bu süreçte kendisinin ve firmasının da reklamını yaptı ama sponsorluğun amacı da budur zaten garipsenecek bir şey yok bence.
dün güzel bir sunum yapmıştır ama dilimiz daha önce çok yandı, gaza gelip körü körüne her yaptığına destek vermeye yüreğim el verse aklım dur diyor, bir bit yeniği olmasın?! hele ki bu gitti mi yerine yenilerini koyması çok çok zor olacak gayrimenkullerin satışını kapsıyorsa kim olursa olsun sıcak bakamıyorum. projelerden bahsetmek güzel, gelen parayla orayı geri alacağız, bunun faizinden kurtulacağız vs. ama neden satmak zorundayız bu kadar şeyi arkadaş ben ikna olmadım hala. avrupa’nın en büyük kulüpleri dahil bütün kulüplerin yığınla borcu var herkes tüm malvarlığını mı satıyor, satacak bir şeyi yoksa batıp kapanıyor mu? ünal aysal’ın bir lafı vardı yanılmıyorsam ‘büyük kulüplerin/şirketlerin büyük borcu olur bu normaldir. önemli olan bu borcu yönetebilmektir’ gibi bir şeydi. düzenli gelir getirecek şekilde işletilemez mi başka proje yapılamaz mı buralara, neden satıyoruz her şeyimizi, ben hele ki mevcut iktidar hala görevdeyken asla ikna olmayacağım. yanlış hatırlamıyorsam dünkü sunumda bile floryanın/riva’nın geri alınacak kısmını anlatırken bir duraksadı, mustafa cengiz’in geri kazandırdığı arsalar fln diye bahsetti. ilk başta neden ve kim tarafından elden çıkardığımızdan bahsedemedi tabii ki.
satıp savuracaksak sokaktan geçen herhangi biri de yönetir kulübü. yarın yok gibi sat git bol bol transfer de yap, sportif başarı da getirirsin belki. 3-5 sene sonra ne olacak? bir spor kulübünün bugün en büyük projeleri inşaat falan olursa, gün geldiğinde yine borca batmış ama bu sefer elinde satacak bir şeyi olmayan bir kulübe dönüşmeyeceğinin garantisi var mı? liseyi mi satacağız o zaman da? gittiği yere kadar, sıfırı tüketene kadar ha?
kaldı ki biz borçları sattık kapattık diyelim; o kadar eminim ki kuşlara vergi affı, yeni borç düzenlemesi falan gelir sattığımızla kalırız. olur mu öyle şey diyenler bjk başkanının son açıklamalarına ve daha yeni maltepe’de fenere tahsis edilen araziyle ilgili haberlere bir göz atabilir.
bilemiyorum, erden timur belki gerçekten çok iyi niyetlidir ve bu satışlarla her şeyin daha iyi olacağına inanıyordur ama haklı olduğunun ya da onu da yarın harcamayacaklarının garantisi var mı? ne zaman iktidar bizim gayrımenkullere göz dikse dursun özbek çıkıyor ortaya. dursun’u kafası çalışan kimse tekrar istemeyeceği için şirin göstermek için her şeyi yapıyorlar
* ve erden timur’u da bu yolda kullanılan bir enstrüman olarak görüyorum açıkçası, yanılıyorsam da hakkını helal etsin şüpheyle yaklaşıyorum artık camia içindeki her gelişmeye malesef.