öncelikle 25 ağustos 2011 tarihli yazısı:
----- alıntı -----
f.bahçe’yi düşürün kurtulun
anlaşilan tff biliyormuş da susuyormuş...
demek tff süslü püslü basın toplantısında kamuoyuna anlattığı hikayeden hukuki terimleri (!) uefa’ya anlatmamış ki, uefa talimat (!) vermiş... şık olmadı, hem de hiç şık olmadı. uefa kendi aldiği karari tff araciliğiyla devreye soktu! türk futbolunda sözün bittiği yerdir bu durum... aziz yıldırım mı yok sa fenerbahçe mi cezalandırıldı, siz karar verin... şimdi fenerbahçe’nin süper lig’de oynamasının ne anlamı var ? play-off’unuz mu kurtaracak ligi??? düşürün fenerbahçe’yi lütfen düşürün de operasyonunuz tamamlansın ! böyle bir rezalet, böyle küçük düşürücü bir durum tff’ye yakışıyor mu?
şimdi sevinenler, kınacılara koşsunlar. bu ayrımcılık, bu bilinmezlik, bu sululuk, bu karmaşa, bu bilgi kirliliği, benim için futbolun bitirildiğinin resmidir. aziz yıldırım içerde ya, temizlenmiştir futbol nasıl olsa (!) temiz futbol buysa, buyurun temiz temiz oynayın, oynatın! zaman bu kepazeliklerin hesabını soracaktır elbet! trabzonspor bu durumu içine sindirerek şampiyonlar ligi’nde nasıl oynayacak? onu da merak ediyorum.
---- alıntı ----
ve şimdi:
(bkz:
ağlama melis)