resim
Emre Çolak
Takım:-
Mevki:On Numara
Yaş:33
Boy:1.69
Uyruk:Türkiye
  • 5326
    24 nisan 2016 galatasaray kasımpaşa maçında gece ve gündüz gibi iki ayrı yarı oynamıştır. ilk yarıda isabetli pas veremeyen, top ezen bi görüntüdeyken 2. yarıda tam tersi top saklayan, doğru oynayan, takımı ayağa kaldıran bir emre izledik. muazzam da bir asist yaptı. değişen neydi dersek orta ikiliye geçip daha geniş bir hareket alanı bulması oldu.

    fakat orta ikili için savunması çok vasat kalıyor. istekli ama zekice savunma yapamıyor, genelde faulle sonuçlandırıyor baskısını. bence kendisi hiçbir mevki için tamam değil. o yüzden oyun stilini evirerek belli bir mevkinin görevini üstlenmeye çalışmalı.
  • 5327
    emre bu takımda sneijder'den sonraki en yüksek tekniğe ve oyun görüşüne sahip olan futbolcumuz bu su götürmez bi gerçek. bana kalsa her maç ilk 11 oynasın ama bi türlü hak ettiği değeri görmediğini düşünüyorum. kendi hataları yok mu ? var tabii ki ama şu çocuğa güvenip de formayı teslim edemedik. jan olde dışında hiç bi hoca bu kadar şans tanımadı kendisine. mustafa denizli dinazorunun emre yokmuş gibi davranmasını saymıyorum bile. her neyse bu çocuk oynarsa hele ki orta sahada, neler yapabileceğini her maç daha fazla göstermeye başladı. rize maçındaki poldiye attığı muhteşem pas, 24 nisan 2016 tarihli kasımpaşa maçındaki akıl dolu asisti bazı şeyleri özetler gibiydi. umarım daha fazla şans bulursun ve formayı bi daha da kaptırmazsın. aferin çocuk iyisin.
  • 5328
    24 nisan 2016 galatasaray kasımpaşaspor maçında 78 topla buluşmayla sahada en çok topla buluşan futbolcu kendisiydi. biri asist olan iki kritik pas attı. bu maç özelinde defansif olarak da çok iyiydi aslanım benim.

    maçkolik'e göre bugünkü maçta istatistikleri şöyle;

    topla buluşma 78
    isabetli pas 51
    isabetsiz pas 8
    kilit pas 2
    kazanılan faul 6 , yapılan faul 3
    top kazanma 2
    ikili mücadele kazanma 11

    ayrıca bugün maçta selçuk inan çıktıktan sonra sabri'nin tribiyle karşılaşınca kaptanlık pazubandını önce muslera'ya götürdü. muslera da takmayınca pazubandı koluna geçirdi. bu sezon bir kaç maçta daha kaptanlık yapmıştı. inşallah artık ilerleyen yaşıyla beraber olgunlaşır da katkı vermeye devam eder. yüreyedur aslan.
  • 5330
    galatasaray'dan gönderilmesi gerekenlerden biri. kusura bakmayın da yıl boyu yatıp iki maçta iyi oynadı diye kapak yapmış oluyorsa takımın bu sırada olmasını da hak ediyoruz toptan.

    bazen maçlarda böyle maçı kurtaracak birine ihtiyaç duyuyoruz ya sonra bir bakıyorum kenarda emre çolak, işte o an tası tarağı toplayıp antartika'ya göç edesim geliyor. şahsi bir sorunum yok ama galatasaray'ın ekmeğini yedi yeterince, bunca zaman totalde yaptığı katkıya bakınca "hatta fazla yemiş" diyor insan.
  • 5332
    burası galatasaray spor kulübü. en önemli branşımızda futbol. galatasaray türkiyenin en büyük kulübüdür. dünya üzerindeki ülkelerenin en büyük klüpleri bir futbolcuya 2 seneden fazla sabretmemeli. genelde bu ısrar daha çok yerli ve altyapı oyuncularında oluyor. değerli sözlük yazarları bu adam 2008 yılından yani 8 yıldan beri buranın ekmeğini yiyor. bu biraz sapkınlıktır. olmuyorsa yollar ayrılmalıdır.
  • 5333
    geçen hafta podolski'ye pas vermiyordu. bu hafta bu teoriyi müthiş bir asistle çürütünce şimdi ama çok pas hatası yapıyor yeaaa oldu. futbol basit bir oyun. boyuna yana geriye oynarsan pas hatası yapmazsın atiba gibi istatistik tutturursun. ama emre sürekli öne oynamaya çalışan bir arkadaşımız o yüzden pas hatası yapıyor, yapacak. üst üste oynayabildiği her dönem emre iyi performans göstermiştir.
  • 5334
    kendisini begeniyorum ama ne zaman 2 maç üst üste iyi oynasa 3.de vasatin altina dü$üp sçiyor. bazen diyorum acaba biz mi çok yükleniyoruz kendisine? arda'dan sonra alt yapidan çikan en yetenekli oyuncumuz ve henüz bir arda göremedigimiz için mi kendisinden çok $ey bekliyoruz?

    ne olursa olsun, kadife bilek ve oyun zekasi ile sçsa da ilk 11 de devamli olmasi gerekir. oynaya oynaya daha iyi olacak. bir arda olmayacak ama iyi bir emre çolak olacak bu çocuk.
  • 5336
    türkiye'de altyapı eğitmenliğinin ne kadar boş olduğunun bir numaralı kanıtı olan büyük yetenek.

    avrupa'da bir çocuk 5 yaşında bir kulübün altyapısına girse, 17 yaşına kadar da o seviyede kalsa diyelim, bu çocuğa 12 sene boyunca futbolun temellerini mi öğretiyorlar sanıyorsunuz? tabii ki hayır. 5 yaşından 10 yaşına kadar futbol temel eğitimi alsa ağırlıklı olarak, kalan kısmında ağırlığı iyi bir birey, iyi bir sporcu ve mental gelişim üzerine oluyordur kanımca. tabii ki sürekli olarak futbol gelişimi var ama bir o kadar da en azından takım ruhu, baskıyla, başarıyla, başarısızlıkla başa çıkabilme, kendini ifade edebilme vs. aklınıza ne kadar kişisel gelişim ögesi geliyorsa hepsiyle haşır neşir oluyorlar. bunu sadece aile, çevre gibi dış etmenlere bırakmıyor kulüpler, o riske girmiyorlar. gerekli mental gelişimi gösterebilen yetenekli oyuncular zaten zamanı gelince a takım bünyesine dahil oluyorlar, ondan sonrası bu spora kendilerine ne kadar adadıklarına, buldukları fırsatları nasıl değerlendiklerine ve biraz da şansa kalıyor. yani kulüp a takım seviyesine oyuncu çıkana kadar elinden gelenin en iyisini yapıyor.

    "türk kulüplerinin altyapı eğitiminde oyuncuya verilen mental desteğin futboldaki yeri" diye bir lisansüstü tez yazmaya kalksam "yoktur" diye tek kelime içeren bir sayfa verir çıkardım herhalde. bir ikisi hariç bu işin önemini kavramış olan çok sayıda türk kulübü olduğunu sanmıyorum. aydın yılmaz, sabri sarıoğlu, semih kaya gibi örneklere bakıldığı zaman çıkış noktasında yetenek olarak son derece ümit vaat eden oyuncular olduğu ama zamanla üst seviyede istikrarlı bir performans gösteremedikleri görülüyor. ne oluyor peki bu çocuklara; yetenekleri mi köreliyor? tabii ki hayır, zamanında mental gelişimi gösteremedikleri için üst seviyede tutunamıyorlar sadece, kariyer yolunda karşılarına çıkabilecek engeller konusunda önceden hazırlanmadıkları için, eğer bu eğitimi aile, çevre vs. gibi kendi benliklerini oluşturan dış etmenler kanalıyla da kazanmamışlarsa, afallıyorlar. arda turan diyeceksiniz şimdi. arda bunu belli ki ailesinden vs. almış, her ne kadar çok konuşuyor olsa da konuşmalarında diğerlerinden farkını görüyorsunuz zaten, türkiye'deyken de hatırlarsınız, o, maç sonunda önümüzdeki maçlara bakacağızdan fazlasıydı. zaten öyle olmasa forma bulabilmek için manisaspor'a gitmez, hücum oyuncusu olmasına rağmen sağ bekte görev almaz, yıllarca adamın ciğerini söken, insanlığından çıkaran medya keşmekeşinden kendini uzak tutabileceği an olan fatih terim'in galatasaray'a dönüşüyle beraber yakalanan o şanlı galatasaray ufkunun yamacındayken her şeyi riske atıp klasik türk oyuncusu zihniyetinden son derece aykırı bir kararla atletico madrid'e transfer olmazdı. sonuçlarını hep beraber görüyoruz bu kararların.

    gelelim emre çolak'a. yeteneklerine kimse laf edemez sanırım. istediği zaman tek pası bu kadar güzel oynayabilen, topu dikine kullanan, etrafını oyuna sokan, ters toplar atan, ara pasını kullanan, zaman zaman uzaktan şutlarla şansını deneyen, gol bölgelerine giren bir oyuncu olduğunu hepimiz biliyoruz. ne anlattın be birader, messi sanki diyorsunuz şimdi muhtemelen. emre'nin problemi bunları istikrarlı bir şekilde yapamaması. peki suç tamamen emre'nin kendisinde mi?

    yukarıda anlattığım hususlar ışığından bir daha düşünün bence isterseniz. aileden gereken eğitimi almazsa, çevresinden alıp kendini geliştiremezse, altyapıda üzerine eğilinmezse iş tamamen tesadüfe kalıyor işte. ondan sonra 2 maç oynatılıyor, iyi oynuyor, 3. maç hata yaptığı zaman taraftardan tepki görünce veya hocası tarafından kenara çekilince oynayacağı ilk maçta kendini göstermek için o basit oyundan uzaklaşmak, ekstra işler yapmak zorunda hissediyor kendisini. böyle yapınca daha fena çuvallıyor.

    "ya bu emre de ..." diyorsunuz ya hep, o fiillerin tek sorumlusu belki de emre değildir, ne dersiniz?
  • 5337
    kendisinin üst üste doğru dürüst maç oynaması gerekiyor. ama fm'ci çok bilmiş sözlük yazarları bile iki pas hatasında ağzında gofretle bağırıyor. sonra gelip buraya scout ekibi 999 tane genç oyuncu alsın diye yazıyorlar. çıldırmamak elde değil. yemin ediyorum nerdrage'e girip klavyeyi fırlatasım geliyor. bu bordo klavyelilerden gına geldi artık.

    kendisi seneye sürekli ilk 11'de oynayamayacaksa oynayabileceği bir takıma koray ile beraber kiralanmalıdır. oyuncu kolay yetişmiyor. yetişmiyor işte kardeşim. herifin iyi bir sol ayağı var ve fiziksel dezavantajından dolayı al-ver olayını sneijder gibi çok hızlı gerçekleştirmek zorunda. bu da oynamakla olacak.
  • 5338
    kendisi gençken 2011-2012 sezonunda üst üste bir sürü maç oynamıştır.
    ancak sonraki sezonlarda gereken istikrarı sağlayamamıştır. daha vahimi 3 maç iyi oynasa 4. maç çok feci sıçmış ve formasını kaptırmıştır. kendisi ortalama oynamayı beceremediği için bu halde. ya çok iyi oynar ya çok kötü. dengede tutamaz kolay kolay.

    ve en önemlisi kendisi artık 25 yaşındadır. bazı yazarlar kendisini hala 19-20 yaşında zannediyor.

    kendisinden ancak iyi bir yedek olur. patlama beklemesin kimse. ne fiziken ne de mental olarak patlayıcı özelliği yok adamın. oğuzhan'la burak'la karşılaştırıyorsunuz da burak'ın patlayıcı koşuları ve kaliteli gol vuruşları hep vardı. oğuzhan'ın ceza sahasında dar alanda 2 3 kişiyi eksiltip akıl dolu bir vuruşla gol atma gibi bir özelliği de hep vardı.

    emre'nin olayı sadece pas. boyu çok kısa ancak buna rağmen aşırı yavaş bir oyuncu, güçsüzlük sorununu bir türlü çözememesi de cabası. kıyaslama yaparken azıcık dikkatli yapın.

    bi maç iyi oynadı diye hemen taşıyamayacağı yüklerin altına sokmayın. çünkü adım gibi eminim yarın öbürgün yine feci sıçacak yine yiyeceksiniz yazdıklarınızı.

    kaliteli bir yedek olur dediğim gibi. ama kimse fazlasını beklemesin. fazlasını sağlaaycak ne fiziği var ne mentali zaten. şu adamda galatasaray'ın ilk 11 oyuncusu olacak ışığı görüp de sonra millete vasat sevici vs demek de ayrı bir komedi.
  • 5339
    1) 25 yaşındaymış

    evet, kendisi 25 yaşında. burak yılmaz 25 yaşındayken aragones'in fenerbahçe'sinde kadroya giremiyor, selçuk inan trabzonspor'da yeni yeni parlıyordu. türk futbolcusu geç olgunlaşır, hele emre gibi "ergen" bir karaktere sahipse bu daha da geç olabilir. geçelim.

    2) 2011-2012 yılında top oynamış ama sonra oynamamış

    2011-2012 yılında 4-4-2'nin sağ-sol kanatlarında görev alan emre çolak baya iyiydi, beğeniyorduk vs. 2012 yazında kanata daha delici bir futbolcu isteyen fatih terim amrabat'ı aldırdı, üstüne uzun bir süre boyunca 4-4-2'nin sol kanadında denenen sneijder geldi. orta sahada selçuk, melo, hamit, forvette burak, sonradan drogba gibi isimler olunca emre'ye yer kalmadı, doğaldır. emre'nin bu sezonda yine de 24 lig maçında oynadığını görüyoruz.

    asıl kopuş 2013-2014 yılında. sadece 15 maçta forma giymiş. sebebini bilmiyorum, ya mancini'ye kendisini beğendiremedi, ya da sakattı.

    2014-2015 yılında 25 lig maçına çıkmış.

    2015-2016'da ise malum keşmekeşte kimse yüzüne bakmamış. hamza bir avrupa deplasmanında 30da çıkardıydı galiba. mustafa ise hiç oynatmamış neredeyse. riekerink biraz güvendi, sneijder falan sakatlandı da mecburiyetten izliyoruz adamı bari.

    yani oynayıp oynamayan değil, gayet de düzenli bir rotasyon futbolcusu olan ama ilk 11'de çok fazla ısrar edilmeyen bir emre var.

    3) 3 maç oynuyor dördüncüde sıvıyor

    en sevdiğim argüman. ya birader emre'nin stilinde inişli çıkışlı grafiği olmayan futbolcu var, marco verratti, psg'de. 60 milyona falan alırsın. bir futbolcunun pek tabii kötü oynadığı maç olacak, nedir yani.

    sonuç:

    eğer kendisinde daha çok ısrar edilseydi, esas gelişme göstereceği 23-25 yaş arasını kulübün en çalkantılı yıllarında geçirmeseydi elimizde ilk 11'den düşürmeyeceğimiz bir orta sahamız olabilirdi. hala olabilir, sadece iyi yönlerinin geliştirilip kötü yönlerinin törpüleneceği bir yönlendirmeye ihtiyaç var.
  • 5343
    baştan beri kendisine juan mata'yı örnek alsaydı, onun adına her şey farklı olabilirdi. sözlük ahalisi tüm sinirini her daim ondan çıkarmak istedi. fakat emre çolak'a on senede verilecek miktar para burak yılmaz'a her yıl ödendi. böyle de bir gerçek var. sözlük yazarlarını sinirli bir patrona benzetirsem, emre çolak da mazlum oluyor. (bkz: mazlumu getirin bana)

    https://www.youtube.com/watch?v=pW6li7RbRlE

    (bkz: emre çolak/@football)
  • 5349
    emre güzel adam, yetenekli, teknik, bazen acayip işler yapar. ama göz boyayan da o işleri zaten. bu fizikle olmaz arkadaş. boyu zaten aşırı kısa ama batalla denilen adamın üstüne koşuyor, çarpıp düşüyor. batalla da hemen aynı boylarda. olmaz yani. 3 maç kötü 1 maç iyi. 30 dakka iyi, 60 dakka kötü. siz galatasaray'a yakıştırıyorsanız kalsın. orta saha gibi fizik mücadelenin ön planda olduğu bir noktada, bizim ligimizde bile her maçın 40 dakikası sırıtan bir adamla acayip avrupa başarıları bekliyorsanız bir bakmışsınız sabri gibi 32 yaşına gelmiş hala bekliyoruz. bir maçta 2 pası, 2 güzel haraketi göz boyamasın artık emre ve emre gibilerin. büyük takım maçları izleyin, kendinizi orta sahanızda emre ile şampiyonlar liginde düşünün ve cevap verin lütfen. emre düşmanı değiliz, galatasaray sevdalısıyız.
  • 5350
    aydıngiller, semihgiller, sabrigiller ve eraygiller familyasından olan bizim türk halkına ve bazı renkdaşlarıma göre yetenekli top tepici. futbolda yetenek nedir? çalım atmak mıdır? kendi ekseni etrafında iki tur dönmek midir? sol ayağını kullanmak mıdır? yoksa takım halinde hareket eden bir dinamo mudur? kendini sürekli geliştirerek ve bir şeyler öğrenerek bunları da uygulayarak takımına faydalı olmak mıdır?

    sanırım 20 yaşından beri profesyonel kontrata sahipsin. bu kulüpte bir çok imkan olmuştur. fiziğini geliştirebilirdin, mücadele seviyeni üst düzeye çekebilirdin, pas atmalarını, taç atmalarını, köşe vuruşu, serbest vuruş ve penaltı atışlarını geliştirebilirdin. ama bunları yapamadın. yapamayacaksında. gaziantepspor ayarında bir takımda topçu olursun. senin familyandan olan serdar özkanlar ve aydın yılmazlar gibi olacaksın.

    en kısa zamanda çin ligine itelenemesi gereken futbolcumsu.

    seni hiç sevmedim süt oğlan. babanı da sevmezdim zaten.
App Store'dan indirin Google Play'den alın