hatırlayın bir, newcastle'dan ayrılacağı belli olduğunda (türkiye'ye dönmeyi düşünmüyorum palavraları sona erdiğinde) galatasaray'a transferi yazılmaya başlamıştı basında. eyvah demiştik hani, herşey başa dönecek, aynı karabasanlar, okan buruk'u ne kadar kabul edebildik dede olup döndüğünde ki? fatih akyel dediklerinde midemiz gelmedi mi ağzımıza?..
hatırlayın.
sonra işler bizim hayrımıza gelişti ve
süper bücür(!) fenerbahçe'ye transfer oldu. şimdi bugüne gelelim. daha doğrusu geçen haftaya. huylu huyndan vazgeçer mi? bizim bücür kazanını ezeli rakipte kaynatmaya başladı. sahada dos santosa attığı fırça, maçın ertesinde brezilyalılar'ın daum'a emre ile ilgili dert yanmasına kadar gitti. (yazılan çizilen böyle)
buradan anladık ki bu süper güdük, pardon bücür, huyunu suyunu bilmediği, her ne kadar çocukluğundan beri taraftarı da olsa fiilen bir iki senedir oynadığı bir takıma bile gidince ortalık karışıyor, kamplaşma başlıyor. düşünsenize
allah muhafaza o zamanlar galatasaray'a geri döndüğünü... oh! kurulu düzen, eski çocuklar, kim bilir nasıl arsızlıkla koştururdu atını...