bana göre
süper lig 2023-2024 sezonu'nun 3 yerli mecburiyeti problemini çözebilecek durumu olan oyuncuydu ve biz bu fırsatı maalesef ki kendi elimizle teptik. hem de ne uğruna teptik:
kaan ayhan uğruna. çünkü geçtiğimiz sezon
abdülkerim bardakcı'yı sol stoperde -üstelik ters pozisyonu da olduğu hâlde- gayet iyi yedeklemiş, kupa maçlarında da düzenli süre almıştır bu delikanlımız. bakın kaan ayhan transferine kadar emin bayram 7 süper lig(sadece iç sahada galip geldiğimiz beşiktaş maçında 90'larda oyuna girdi ki öyle veya böyle derbi havasını soluduğu için bunu da artı yazacağım ben) 4 de türkiye kupası maçıyla ilk devreyi 11 maçlık tecrübe ile kapatmış 0 maliyetli bir altyapı oyuncusundan bahsediyoruz. bu 11 maçta 739 dakika süre almış ki maç başına 67-68 dakikalık bir süreye tekabül ediyor bu durum. üstelik ortalamayı düşüren beşiktaş maçını denklemden çıkarırsak bu süre 74'e fırlıyor. ve biz emin bayram'ın sahada olduğu hiçbir maçı da kaybetmemişiz ki oyunun son 20 dakikası için dahil olduğu iç sahadaki alanya maçında,
ali palabayık'ın bizi sabote etmek için ortaya koyduğu epik performansa rağmen son dakikalarda az daha galibiyeti getirecek golü de kıl payı kaçırdığı maçın berabere bitmesi haricinde kalan 10 maçın tamamı galibiyet. şimdi böyle bir profil var elimizde. biz bu maçların çoğunda kendisini asıl mevkisi olmadığı hâlde sol stoperi gayet iyi idare ederken izledik mi, izledik. light bir abdülkerim bardakcı havası verdiği topla oynamayı seven yanına şahit olduk mu, olduk. bu yönü sayesinde defanstan rahat top çıkardığı anları gördük mü, gördük. iyi kademeye girdiği sekanslara göz kırptık mı, kırptık. yer yer top kaptırışlarının getirdiği tehlikelere ve 3-2 kazandığımız kasımpaşa maçında çıkamadığı hava topu yüzünden tertemiz gol yedirdiğine de katlandık mı, katlandık. bunları niye sıralıyorum, çünkü biz bir
ozan kabak muadilini laaps diye ilk 11'e atmak yerine kısık ateşte pişirmeye başlamıştık ve verim de alıyorduk aslında. ta ki kaan ayhan takıma katılana kadar. şubat ayına girmemizle beraber emin'in tekrar galatasaray formasını giydiği tek bir dakika bile olmadı maalesef. üstelik
victor nelsson'dan mahrum kaldığımız ve emin yerine kaan'ı 90 dakika boyunca sahaya attığımız 2 kritik maç sırasıyla şöyledir:
(bkz:
17 mart 2023 konyaspor galatasaray maçı)
(bkz:
5 nisan 2023 galatasaray istanbul başakşehir maçı)
bu iki maçın bize yansıması ise şu şekildedir: 14 maçlık galibiyet serimizin bitmesi ve türkiye kupasından elenmemiz. üstelik bu maçlarda emin'i asıl mevkisi olan sağ stoperde izleyecektik ve 2 zorlu 90 dakika tecrübesi daha edinmiş olacaktı. biz ise bunun yerine tercihimizi kaan'dan yana kullanarak emin'in önünü tıkamayı tercih ettik. şimdi ben öyle pek futbol uleması falan sayılmam
uğur meleke gibi (zahahah) ama sormak istiyorum sizlere, şu yukarıda referans verdiğim 2 maçta kaan'ın verip de emin'in 11 maçta veremediği ne vardı sizce? bence eksiği yoktu fazlası da vardı. ve o âna kadar hiç de fena pişirmediğimiz bir potansiyelin tam da en kıvamlı pişirme dakikalarına girmişken aniden ateşini söndürüverdik.
süper lig 2022-2023 sezonu'na dair belki de tek canımı sıkan konu budur benim. ve şimdi geldiğimiz noktada ise tff'nin garabet kuralı yüzünden 3. türk kim olacak ve hangi bölgeden taviz vereceğiz diye yana yakıla aranmaktayız. hücum hattında
kerem aktürkoğlu dışında kimseyi 11'e yazamazsın, defansta da apokerim'in yeri sabit. hâliyle gözler orta sahaya yöneliyor çünkü ya eldeki
berkan kutlu'yu kullanacaksın ya da mavi kart geyiğinden yararlanıp sizi o kadar da tatmin etmeyecek bir gurbetçiyle yetineceksin. halbuki tff'yi belki de kendi silahıyla vurabilirdik. sen misin ne zaman yükselişe geçip bir şeyler başarmayı vadetsem yerli garabeti ile sürekli önümü tıkayan. ahanda koydum 0 maliyetli altyapı cengaverimi stopere ve tandemi 2 yerli yaptım. önlerinde zaten
lucas torreria gibi bir deli manyak var, nelsson'dan gelen parayı da komple lucas'ın yanına ayaklarına hakim ve adam yiyen bir 8'e basıyorum anasını satayım. üstüne kalan parayla da
milot rashica çekiyorum. kara tren kod adlı
sacha boey'yi de takımda tutuyorum. barı da açıyorum aslı'yla da aramı düzeltiyorum babamı da yanıma taşıyorum, olay bitmiştir. hadi gel de ananın liginde yen beni kimle yenebiliyorsan bu saatten sonra. ben oyuncumu geçen sezondan güpgüzel pişirmişim, sınamışım, verim de almışım hatalarından ders de çıkarttırmışım, sol tarafını ligin en iyi yerli stoperiyle ve sağ tarafını da onun kademelerini doldurabilecek boey-rashica ile kapatmışım. önünü ligin gördüğü en canavar 2 tane 6-8 numara ile parsellemişim, hücum hattım ise sadece ligin değil avrupa'nın en kaliteli hatlarından birisi. oturun siz düşünün bu saatten sonra amın feryatları. işte biz belki de kaan ayhan transferi ile lig için şu lüksten olduk. şimdilerde nelsson gitsin mi kalsın mı, mutlu mu mutsuz mu, bilerek mi kötü oynuyor, isteksiz mi, noluyor ne bitiyor diye kendimizi yiyoruz. 3. türk için trabzonspor denen lanet bir camianın ağzına bakıyoruz aman
uğurcan çakır'ı salsa da kalede az biraz rahat etsek diye. sırf yerli statüsünde sayılacak diye hangi gurbetçiye veya avrupa'da kariyeri düşüşe geçmiş hangi milli lejyonere hak etmedikleri paraları saçsak acaba diye soru işaretleriyle dolanıyoruz. belki de çözüm bu kadar basit olabilirdi. burnumuzun dibindeki emin bayram'dan yeni bir ozan kabak yaratabilir ve ömrü çok uzun gibi durmayan bu yerli mecburiyeti garabeti önümüzdeki sezonlarda ortadan kalktığında da oyuncuyu rahatça avrupa'ya okutabilirdik. elbette bizi zorlayan anlar yaşardık belki savunmada ama kadronun kalanının kalitesini arşa çıkarıp bir şekilde tolere edebilirdin bu durumu. üstelik emin'in bu kadarlık hâline bile avrupa'dan teklifler olduğu söyleniyor. hiç de uzak değildi bence bu senaryo. bu uzun entry'yi kapatırken de bizi kaan ayhan transferi ve 3. türk arayışındaki zorluklara mecbur bırakan tff'nin bir kez daha en üstten en alt kademesine kadar kulaklarını çınlatayım.
edit: imla