hatırlarsanız
mustafa kapı sözleşme yenilemediği için kulüp çok sert bir açıklama yapmıştı. burada pek çok arkadaş mustafa kapı'ya yüklenirken bir kısmımız da "süre alamayacağını biliyor, o yüzden sözleşme yenilemek istemiyor" diyerek kulübün yaptığı açıklamayı eleştirmiştik.
emin bayram olayı
*, bana mustafa kapı'nın neden sözleşme imzalamak istemediği konusunda bir ışık oldu. gerçekten de
selçuk inan'ın bu yaşına rağmen hala ilk tercih edilen yedek oyuncu olması, sürekli orta yapan bir rakibe karşı emin bayram yerine taylan antalyalı'nın savunmada tercih edilmesi -ki ben taylan'ın da orta saha rotasyonunda hakkının yendiğini düşünüyorum-, galatasaray'da forma adaletinin olmadığını ortaya koyuyor. bu sene selçuk'un oyuna girmesiyle gol veya goller yediğimiz, puanlar kaybettiğimiz bu kaçıncı maç bilmiyorum. siz atalay ya da mustafa kapı olsanız, kariyeriniz, geleceğiniz için ne karar verirsiniz? keza emin bayram olsanız, ahmet çalık ya da lemina kadar stoper değilsiniz diyelim hadi. taylan kadar bile stoperlik yapamayacak kalibrede olduğunuz düşünülüyorsa ne yaparsınız? ben
merih demiral'ın yaptığını yapar, sporting lizbon'a giderdim. tabii ki bunun anlamı bu oyuncuların hepsi merih kadar yetenekli demek değil. fakat şans bile bulamamaları, saydığımız isimlerin rezalet ötesi performanslarına rağmen bir 30 dakika bile sahada yer almamaları beni üzüyor. mesela
yunus akgün'ü gördük ve olmayacağına kani olduk, keşke diğerlerini de görebilsek.
"fatih terim genç oyunculara şans verir, ozan kabak nasıl şans buldu şampiyonlar ligi'nde?" diyenler olacaktır. haklısınız, tam da o yüzden fatih terim'in bu seneki kararlarına hiç anlam veremiyorum. 25 yaşındaki taylan için, "taylan'ı aslanların önüne mi atsaydım?" diye sormasını anlayamıyorum. ne zaman, hangi maçta tecrübe kazanacak bu futbolcular? ve soru açık, emin, ahmet çalık'tan daha kötü oynayabilir mi? ya da galatasaray'daki herhangi bir orta saha oyuncusu selçuk inan'dan daha kötü oynayabilir mi? fatih hocamın bu adaletsiz kararlarını anlamıyorum, anlamayacağım.