mert aydın'ın ntvspor'da güzel bir analiz yaptığı futbolcu.
---
alinti ---
galatasaray art arda bombalar patlatıyor transferde. şimdi de elano alındı. aynı galatasaray'ın eski kalecisi claudio taffarel gibi alman kökenli bir ailenin oğlu brezilyalı futbolcu. işte elano'nun avantajları ve dezavantajları:
avantajlari
1. teknik kapasitesi, oyun görüşü mükemmel. oyunu rahatlıkla yönlendirir. doğru zamanda doğru pası verir.
haberin devamı &
#8595;reklam
2. frikik uzmanıdır. hagi'den beri eksikliği çekilen adam denilebilir. en azından o varken sabri'nin topun başına gelmeyeceğini şimdiden söyleyebiliriz. durmayan toplara da iyi vurur. hem de sert vurur.
3. penaltı uzmanıdır. yine galatasaray'ın son yıllarda çok sık penaltı kaçırdığını hatırlarsak istikrarlı bir penaltıcının anlamını idrak edebiliriz (örneğin baros'un kocaelispor maçında kaçırdığı penaltı).
4. brezilya milli takımı'nda oynamanın ağırlığı vardır. 2010 dünya kupası öncesinde dunga'nın ondan vazgeçmemesi için performansını yükseltecektir.
5. orta sahanın sağında da oynayabilir. 4-3-3'te ileri üçün sağına alternatif olabilir. ama 4-3-3'ün orta üçlüsünün ortasında oynarsa yanına iki badigard gerekir.
6. adı ve kalitesi, taraftarın güvenini arttırır. yaşanabilecek bir sezon başı sıkıntısında taraftarın sabretmesine katkıda bulunur.
7. isa'nın atletleri grubunun üyesi. dinine bağlı ve gece yaşamında fazla göremeyeceğimiz bir adam. lincoln'den farklı olarak bu sayede alex, nobre, bobo gibi oyuncuların başını çektiği istanbul'daki brezilyalı futbolcular kolonisinin bir parçası olabilir. bu da uyum sürecini kısaltacaktır.
dezavantajlari
1. ingiltere'de en çok eleştirildiği yönü orta sahada fazla mücadele etmemesi. hatta bir forumda bir city taraftarı, "onun sayesinde fair-play kontenjanından uefa'ya katılmıştık. orta sahada kimseye ayağını uzatmadığı için sarı kart bile görmedi" diyor. ülkemizde de alex gibi lincoln gibi oyuncuların uğradığı bir eleştiri bu. tabii premier lig temposu ile turkcell süper lig arasında fark var. ama yorumcularımıza yine gün doğacak gibi.
2. en iyi olduğu ve göklere çıkarıldığı eriksson'un ilk döneminde bile hiçbir maçta 90 dakikayı tamamlayamadı. fiziği 65-70 dakikadan fazlasına dayanamıyordu.
3. city taraftarlarının pek sevmediği bir yönü de milli takımda daha iyi oynaması. sanki brezilya milli takımı ile daha farklı oynuyor.
4. yedek kalmaktan hoşlanmaz. aslında kim hoşlanır ki? city'deki ikinci sezonu menajer mark hughes'la didişerek geçti. robinho ve shawn wright-phillips'in yedeği olarak oturmak çok koydu. galatasaray'da yedek kalırsa, acaba kalır mı, rijkaard'la tartışacak mı?
bütün bunların ardından şunu eklemeden geçemeyeceğim. galatasaray'ın ofansif gücü harika. yetenekli ve iş bitirici bir hücum hattı var. ama galatasaray'ın avrupa ligi'nde başarı hayalleri gökhan zan, servet, emre aşık, emre güngör ve semih'le ne kadar gerçekleşir? sert ve agresif bir savunmacıya ihtiyaç var. o da olursa kaymaklı ekmek kadayıfı olur.
---
alinti ---