edin dzeko fenerbahçe'ye gelmeden önce görevini yapan, gol de atan bir çoğumuz için " e iyi forvet ya, akarı yok kokarı yok. sana yılda belli sayıda gol getirir" tipinde bir insandı. manchester city insanlık azmanı seviyeye ulaşmadan önce yeni yeni palazlanırken orada forma giyse de ben fifa ya da pes oynarken o dönemki forvet hattında kendisi yerine hep adebayor, tevez, aguero ya da balotelli 4lüsünden birini kullanırdım, pek haz etmezdim.
yıllar geçti bu beyefendi suyun karşı yakasına geldi. birincisi, ıcardi gibi tek senede efsaneleşmiş ve bir şarkı ile özdeşleşmiş
* figüre olan hasetlerinden dolayı yeni takımının daha transfer açıklamasında zorlama bir şarkı ile
* ile tanıtıldı. taraftarlardan takım arkadaşlarına kadar zorlama bir şekilde bu şarkı söylenmeye çalışıldı. belli yaş ve olgunluğa sahip biri olarak karakter ortaya koysa ve "hop beyler, biz neden böyle bir şey yapıyoruz ki, topumuzu oynayalım geçelim, ne gerek var bu tarz çocuksu işlere " diyebilirdi, ama demedi. hatta sene içinde sosyal medya hesabından bizzat kendisi kendini ıcardi ile kıyaslama gafletinde bulundu. kendi kendine abuk subuk işlere bulaştı. orta yaş bunalımı denilecek saçma sapan ego dozu yüksek işlerdi bunlar.
bu akşam yeni icraatı da galatasaraylı bir çocuğun formasını imzalamamak üzerinden olmuş. öncelikle formayı direkt imzalamayabilir. sonuçta kendisi rakip takımda mücadele ediyor, galatasaray formasına imza atmak istememesi makul olarak değerlendirilebilir. ama kalkıp çocuğa doğru hayır hayır tarzı bir hareket yapması ve daha önemlisi seni orada hevesle bekleyen o çocuğun en azından gönlünü hoş edecek bir harekette bulunmaması kendisinin seviyesizlik dozunu arşa çıkarmış.
işte tam olarak bundan dolayı küçük çocuklar hatta bir nesil ıcardi'nin samimiyeti, çocuklarla kurduğu bağ sebebiyle galatasaraylı oldu. kendisi ve suyun beri yakasındaki saz arkadaşları böyle işler yapmaya devam etsin. koca bir nesil; yıllardır şampiyon olamayan, sağa sola kudurmuş vaziyette saldıran ve topçuları küçük çocuklara karşı empatiden yoksun bir ekibi mi yoksa başarı genlerinde olan, gözünü avrupa'ya dikmiş, topçularının çocuklarla olan ilgisi ortada olan bir ekibi mi destekleyecek sorusu böylece kendiliğinden yanıt bulmuş olur.