kulübün durumunu iyi olarak niteleyen herhalde tek bir kimse yoktur. 20 yıl öncesinin galatasaray'ı olmadığımız da malumun ilanı. geçmişteki başarılardan artık geleceğe atılım yapmanın gerekli olduğunu sanırım hepimiz söylüyoruz. tabii bunları torrent'in kaybedilmiş bir maç sonrası söylüyor olması işi başka boyuta taşıyor. söylemde stratejik davranmak, durumu kotarmak için daha iyi yol olabilirdi belki. nedense
dick advocaat ı anımsadım. o da bazen duyulmak istenenler yerine böyle söylenmemesi gereken realist şeyler söylerdi. kızabiliriz ama evet, kötü durumdayız. eski galatasaray ise hiç değiliz. bu durumda yapılması gereken hayal satan masallar dinlemektense, eleştirilerden bir şeyler almak. yoksa yarın
okan buruk, ya da daniel farke farke-tmez, aynı hüsranı yaşarsınız. önce bu sistem(sizliği) düzeltmek zorundasınız. bu da bir yönetim(sizlik) sorunudur.
işin futbol kısmına dönersek torrent de kötü oyuna vurgu yapmış zaten. özetle taktik disiplin yoktu, aklımız yerine kalbimizle oynadık demiş. işte kalbinizle de bir yere kadar oynuyorsunuz. birkaç maçı kazanıyor sonra yine kayboluyorsunuz. tabi taktik disiplinin kaybedilmesi de teknik direktör olarak hocanın sorumluluğudur ki torrent bunu da belirtmiş:
“kaybettiğimiz zaman antrenörün suçudur ve ben de bunu kabul etmek zorundayım."
1 mayıs 2022 galatasaray sivasspor maçıaçıkçası çok iyi başlayıp, olabilecek en kötü şekilde tamamlandı. futbol hatalar oyunudur ama bu hatalar ardı arkası kesilmediğinde, kazanmak da mümkün olmuyor. bu hatalar da ne fatih terim, ne de torrent döneminde bir türlü giderilemedi.
1 mayıs 2022 galatasaray sivasspor maçısonrası galatasaray'daki dönemi tamamlanmış gözüküyor. dediği gibi uçağı zaman zaman yükseltmeye çalışsa da, düz biçimde ilerlemesini bir türlü sağlayamadı. yalnız kendisi dışında, yazının başında vurguladığım gibi, mevcut şartların da bir kriz ortamı yarattığı unutulmamalı:
“türkiye'de bir günde her şey değişir diyorlar, bizim aklımız almıyor. galatasaray'da olmaktan yorgun değilim, galatasaray'da olmak benim için bir onur. sosyal medyaya bakmıyorum ama insanlar gerçekleri bilmiyor. 30 gündür ne yapacağını bilmeyen sportif direktör var. her gün güç çıkarmaya çalışıyoruz, bu takım bir şekilde devam etsin diye. galatasaray gibi tarihi bir kulübü temsil ediyoruz."
bunu bir kere daha yazmalı ki problem doğru tepit edilsin: bunun adı yönetimsizlik. bu sistemsizlik düzelmedikçe, torrent, x ya da y ile bir başarı beklemeyelim. ilerlemek istiyorsak da eleştirileri, bakın hakaret değil, eleştirileri doğru yapalım. son olarak da bu noktayı ayırarak tamamlayalım.
torrent’i futbol çerçevesinde eleştirmek ortadaki tablo açısından kabul edilebilir. ancak her şeyin sorumlusu gösterip, hakaret etmek başka bir durum. ehele de bu hakaret söylemlerini haklı kılmaya çalışmak bambaşka. yapmayalım. birileri çıkıp bu nefret söylemlerinin doğru olmadığını ifade etmeli. insanları eleştirelim ama eleştiri ile küfür ve hakareti aynı çerçeveye koymayalım. galatasaraylılığa yakışanı da budur. diğer türlüsü insanlar üzerinden kendi tatminsizliğini açığa vurmaktır. türkçe de çok güzel bir dildir. eleştiri için ille küfür kullanmayı gerektirmez. tabii hangisini tercih ettiğiniz, kendiniz hakkında insanlara fikir verir. belirli değerleri korumak istiyorsak, her şeyden önce bunlara dikkat etmek gerekir.
son olarak, kendisi galatasaray’a bir şekilde hizmet etmiştir. bundan sonrası için yolu açık olsun.