resim
Didier Yves Drogba Tébily
Takım:Kariyer Sonu
Mevki:Santrfor
Yaş:46
Boy:1.89
Uyruk:Fildişi Sahili
  • 5151
    18 mart 2014 chelsea galatasaray maçındaki tavırlarıyla çileden çıkardı.
    daha maçın başlarında; saçma sapan pozisyonda rövaşataya kalkması, duran topların başına geçip tribünlere yollamasıyla maçı drogba şov haline getirmiştir.
    elbette ki takım halinde berbat oynadık o da kötülerdendi. ama ben drogba'nın futboluna takılmadım.
    hal ve hareketleri sinir bozucuydu.
  • 5153
    18 mart 2014 chelsea galatasaray maçı'nda muslera dışında kim vasat üstü oynadı da bu adamı iyi oynamadı diye eleştiriyoruz ki?

    ortasahan top yaptı da pozisyona mı sokabildi adamı?

    pozisyona girdi de bilerek dışarı mı attı topu?

    kendisinde uzun süredir konsantre eksikliği, ciddiyetsizlik olduğu açık tabii.
    bence artık son 30 dakikaların adamıdır, bunu çok önceden de söylemiştim.
    realite bu. realite her zaman haklıdır.
  • 5154
    çok savundum. en az 1 sene daha kalmasını istiyordum ancak fizik olarak kaldıracak güçte değil. futbol zekası ve tekniği ile türkiye'de iş yapar ancak avrupa'da zor. yılda bir çuval para ödediğin adamı da, kenarda tutamazsın. ayrıca yabancı sınırı diye bir illet var ortada.
    yaptıklarıyla fazlasıyla saygıyı hak ediyor. itin götüne sokmanın alemi yok. sene sonunda taraftarıyla, yönetimiyle teşekkür edilip, gereken saygı gösterilip, bunun biraz daha genç versiyonunu bulmamız gerekli.
  • 5155
    ön planda olmayı, herkesin ilgisini çekmeyi, başkalarının ona muhtaç olduğunu hissetmeyi çok seven forvetimiz. egosu çok yüksek. girdiği her ortamda 'bana baksınlar, benim esprilerime gülsünler, benim hakkımda konuşsunlar' diyen tiplere benzer bir huyu var.

    bunu bize transfer olmadan önce de düşünüyordum. bize geldikten sonra daha açık bir şekilde görme fırsatım oldu.

    örnek olarak şampiyonlar ligi finalini hatırlayalım. kupayı chelsea'ye drogba aldırdı, bunu kimse inkar edemez. sevinmeye, kendiyle gurur duymaya elbette hakkı var. dünyanın en prestijli turnuvasını kazandırmışsın sonuçta, küçümsenecek birşey değil. ama kendisi bu olayda gram mütevazilik göstermeyerek kupa sevincinin büyük bölümünü yalnız başına yaptı. kupayla yalnız dolaşmak, tribünün önüne geçip yalnız hareket etmeler fln. 'önce ben, sonra siz' dedi resmen takımına.
    kameralar hep onun üzerindeydi, herkes onun etrafındaydı, millet 'legend' diye hitap ediyordu vsyr.

    bilmiyorum, belki çin'de bunu hissetmediği için dayanamadı. hiç takip etmedim kendisini orada. fakat göz önünden kaybolduğu kesin ve yarım sene dayanabilmesi tezimi kuvvetlendiriyor diye düşünüyorum.

    ardından bize geldi. antalya maçında tribündeydi ve tribünler onu kral gibi karşıladı. maçı bırakıp drogba'ya tezahüratta bulundu. yeşil saha değil, locadaki drogba ön plandaydı. tam istediği gibi. miting yapan lider gibi hissetti belki kendini, balkondan aşağı el sallamalar fln.

    ilk sezon gayet güzel katkıları oldu, çin macerasından sonra kanıtlaması gerekiyordu kendisini. kanıtladı da zaten. aslında kanıtlayacak birşey yoktu, kendisi drogba zaten. fakat '35 yaşında' 'tarihi geçmiş' diyenlere kendisini ispatlamak istedi ve yaptı. gerçekten canını dişine takarak oynadı, koştu, çabaladı, hava toplarını kesinlikle kaybetmedi. ve şampiyon oldu, şampiyonlukta yine herkes takımıyla sevinirken o (takımın yarısının kendisine 'baba' diye hitap ettiği adam) çocukca hareketler yapıyordu yalnızca. gstv'nin kamerasını, mikrofonunu alarak, saçma sapan şeyler konuşarak eboue'lik yapma derdine düştü.
    açın arşivlerden bulun, lig tv'nin 5 dklık 'maçın öyküsü' videolarında iyi göreceksiniz. 2012/13 sezonu yedek kulübesinde olduğu zamanlar eğer yedek kulübesinden görüntü alınmış ise, kesinlikle bir şekilde kadraja girmeyi deniyordu. çocukca hareketler, 'aaa bakın drogba daha çok genç, çok matrak' dedirtme çabaları vardı sanki.
    adam legend, adam ülkesinde iç savaş durdurmuş, yani bildiğin kral kendisi. fakat hareketlerine baktığın zaman 36 yaşında fakat ergen'lerden hallice tripleri var. ağır bir karakter problemi var bence drogbanın.

    her ne yaptıysa yaptı, 2012/13 sezonunda türkiye'de de king olmayı başardı. bana göre 2013/14 sezonunda kendisini saldı. frikiklerin başına geçmek, top kaybından sonra gülmek, hakemle sohbet etmek, gol kaçırdığından sonra 'kendimi kasmadımki yeaaa' tavırları artık hiç çekilir değil. takımı ben yöneteceğim triplerinde adeta ve açıkcası bence mancini drogba engeline takılıyor. oyuna soksan dert, sokmasan ayrı dert.

    bilmiyorum, belki görüşümü saçma bulacaksınız fakat bence şu performansının 36 yaşında olmasıyla alakası olamaz. 2012/13 sezonunda hakkında 'artık florya'nın üzerinden uçan uçakları göğüsü ile kontrol edecek diye korkuyorum' esprisi yapılan adam 2013/14 sezonunda elazığ, rize, antalya gibi defanslara karşı kafa toplarında yerde kalır oldu. dün chelsea maçında ise resmen duvar gibiydi. istisnasız bir tane topumuz bile kontrol edilmedi ilerde, hepsi defanstan geri döndü.

    onun dışında zaten dünki tavırları en başta yazdığım huylarını tasdik etti. taç çizgisine yakın buluştuğu toplarda saçma sapan hareketler, topu kaybettikten sonra tribünlere gülücük atmalar. durum daha 1-0 iken belki en ciddi gol pozisyonumuz olabilecek serbest vuruşta selçuk veya sneijderin orta açıp kendisinin kafa vurması gerekirken, kendisinin topun başına geçip ebesinin nikahına göndermesi.
    stada girerkenki 'tek başına takımım' hareketleri, devre arası ve maç sonu 'stat beni alkışlasın yeterki' tavırları.

    bütün bunların drogba için galatasarayın bir hiç olduğunun göstergesi benim için. şimdi çıkmış 'kalacakmısın?' sorusuna 'ben önemli değilim, galatasarayın başarısı önemli' diyor. geçiniz efendim, tamam salağız, sana aylardır inandık, güvendik, göz yumduk ama salaklığında sınırı var, bu saatten sonra yemezler. takımı 10 kişi oynat, sonra 'galatasarayın başarısı önemli' - hadi ordan!
  • 5157
    vatan millet ve kendisi hakkında en hayırlısı amerikaya doğru ufaktan yol almasıdır. kendisine verilecek mac basılarla yıllık 5 milyon euro gibi paralarla bir sürü oyuncuyu galatasaraya kazandırabiliriz. hala birbirimizi severek ayrılmak en iyisi, yoksa buyuk bir kavga sonrasında birbirimizi facebook hesaplarımızdan cıkartarak sonlandıracagımız kötü bir bir ilişki finali görünüyor ufaktan.
  • 5160
    geçenlerde bir söylenti çıkmıştı sene sonunda antrenör-oyuncu şeklinde chelsea'ye geri dönebilir diye. ingiliz liglerinde bir çok takım 35'li yaşlarında olan eski yıldız oyuncuları memnuniyetle transfer eder. genelde bu oyuncular forvet olurlar ve yedekten gireceği 10-15 dakikalık maçlar için transfer edilirler. kağıt üstünde de, sahada da gayet akıllıca bir yöntemdir.

    drogba'nın bir chelsea efsanesi olma durumu da var ortada. ''bu tarz bir transfer mourinho'nun elini güçlendirir, hem de tribünleri sevindirir.'' diye düşünmüştüm.

    18 mart 2014 chelsea galatasaray maçından sonra ben mourinho'nun yerinde olsam ve aklımda sene sonunda drogba'yı takıma geri kazandırmak gibi bir düşünce olsa vazgeçerdim.

    söyleyeceklerim bu kadar.
  • 5161
    neden linç edildiğini anlayamadım. ama juventus maçında kafasıyla sneijder'a top indirmişti. :(

    ulan biz burda haftalar boyu yazarken linç edilmiştik. yok bize mi kalmışmış, yok kendini chelsea'ye saklıyormuş, yok beli ağrıyormuş, yoksa burak yılmaz çok kötü olduğu için öyleymiş. alın şimdi drogba'yı paşa paşa kullanının çok bilmiş spor uleması sözlük yazarları.
  • 5169
    demiyorum ki futbolu sahane, performansi harika falan ama daha 10 gun once lig maçinda 2 gol 2 asist ile oynamistir. yani o kadar da itin gotune sokmaya gerek yok.

    (bkz: 8 mart 2014 galatasaray akhisar belediyespor maçı)

    chelsea onunde eto'o'yu al bize, drogba'yi koy onlara, drogba harika gorunurdu. niye? cunku biz takim degildik ve mucadele etmedik. bu kadar basit.
  • 5175
    gole ihtiyacımızın olduğu bir maç oynanırken, henüz maçın başında gol yemişiz.

    takım bunun hemen ardından hücum ediyor, sağ kanattan rakip ceza sahasının sol köşesine bir orta; sol köşede sneijder bomboş. bakın önünde adam yok falan demiyorum, direkt etrafı bomboş, şuta hazırlanıyor. tam o esnada ceza sahasının yayı üzerinde markaj altında olmayan ve vuruşa hazırlanan sneijder'e giden o topu kesen bir isim var.

    (bkz: didier drogba)

    kendisi o pozisyonda, ceza sahası dışından kaleye rövaşata çekmek suretiyle atağı sonlandıran isim oluyor, topu bıraksa sneijder'ın müsait pozisyonda beklediğini bile bile, henüz yeni gol yemişken böyle bir rövaşata deniyor.

    ilerleyen dakikalar, ceza sahası ile orta saha arasında kaleye uzak bir yerde serbest vuruş kazanıyoruz; drogbaya faul yapıyorlar. topun başına drogba geçiyor.

    hani hep diyoruz ya biz neden kafa golü atamıyoruz, orta kafa gol yapamıyoruz diye; bir çok etken var ancak bunun en temelinde drogba'nın kafasının frikik kullanmakta olduğundan kaynaklanıyor bence. yahu drogba gibi kafa toplarında ordinaryus olmuş bir isim var. ya orta-kafa-gol organizasyonunu, ama deneyemiyoruz bile. çünkü drogba nostalji yapmak için oradan kaleye direkt vuruyor.

    bunlar drogba'nın en bariz hatalarıydı, maç çinde küçük küçük o kadar çok saçma iş yaptı ki ne drogbaya yakıştırılır ne de buraya derlenebilir. bu hareketleri adam çabaladı işte, o da istiyordu diye yorumlayan iyi niyetli arkadaşlarımız da var. keşke ben de o kadar iyi niyetli olabilsem diyorum o arkadaşların iyi niyetlerine hayran kalarak, ancak drogba tüm bu pozisyonlardan sonra sırıtıyordu. hem de hani şu eskiden pek bi sık kullanılan pişmiş kelle tabirine birebir uyacak şekilde sırıtıyordu.

    kendisi takıma geldiğinden beri sistemi bozuyordu, ancak ismi drogbaydı ve ve geldiğinde henüz bu sistemde çıkarttığı arızaları telaafi edecek güce de sahipti. - sistemi bozuyordu diyorum çünkü geldiği zaman avrupanın en formda forvetlerinden biriydi burak yılmaz, onu kesemezdi fatih terim; kendisi de elmander, umut gibi yüksek pres yapacak, koşacak bir fizikte yaşı dolayısıyla olamadığı için garip bir sistemde oynuyoorduk. ancak kendisi kondisyon olarak zayıf da olsa hala güçlüydü ve teknik olarak fark yaratabilecek seviyede olduğundan kurulmasını enggellediği sistemi bozmasını tölere edebiliyordu.-

    bu sezonun ortalarına kadar da kendisi sebebiyle oynayamadığımız pres futbolunu ya da tek forvetli sistemi yine gücü ile telafi ediyordu ancak devre arası bir sakatlık geçirdi drogba ve devre arası kampını kaçırdı. sezon başında zaten kötü bir kamp geçirmişti takım(u: evet bu sezon başı henüz sezon başı olmasına rağmen takım sahada yürüyordu resmen) dolayısıyla kendisi iyice idmansız kaldığı için güç olarak da geriye gitmeye başladı.

    bununla birlikte muhtemelen yönetim kendisine istediği sözleşmeyi vermeyince takımdan da koptu ve bencilce oynamaya başladı. artık tek hedefi vardı devre arasından sonra chelsea maçları. ancak beyfendi chelsea maçlarını tek hedefi olarak görüyor derken biz o maça konsantre oldu, son büyük savaşını verecek heralde derken kendisi galatasarayda geldiği yarım sezon ve bu sezonun ilk yarısındaki performansını çöpe atacak bir oyun ortaya koydu.

    bana göre chelsea maçında gol atamamızın baş sebebi kendisidir. maç içerisinde hücumda ayağına gelen her topu ezdi, kafa toplarına çıkmadı, çıktıklarını rakibe verdi. sadece bir tane kafa topu aldığında rakibi sarı kart görmek zorunda kaldı zaten, oynamadığı buradan belliydi.

    velhasıl kelam kendisinin artık misyonunu tamamladığını düşünüyorum ve bu saatten sonra kadroya alınmamasını onun yerine hajrovic'in kadroya girip takıma ısındırlmasını tercih ederim.
App Store'dan indirin Google Play'den alın