didier yves drogba tébily. ( "sözlerime nereden başlayacagımı bilmiyorum" klişesiyle giriş yapma geregi duydugum entry )
o halde genelden özele dogru inmeyi deneyelim.
drogba - aynı zamanda wesley - transferinin futbol sahası sınırları içerisindeki etkisi dışında çok farklı etkileri vardı. galatasaray'ı yeniden avrupa için cazip, cezbedici bir kulüp yapmak, ünal aysal'ın deyimiyle yeniden "seksi bir kulüp" haline getirmek gerekiyordu. şampiyonlar ligi'nde yakalanması gereken istikrar ile birlikte büyük transfer hamleleri yapıp avrupa'da bir şekilde yankı uyandırmak, avrupalının ilgisini çekmek gerekiyordu. bu dogrultuda wesley ve drogba fırsat transferiydi bizim için.
genelden özele dogru gidiyorduk ya, devam edelim. drogba, "winner" bir isim, büyük bir silah ve en önemlisi büyük bir lider. devlet gibi adam işte. saha içindeki katkısı bir yana, saha dışındaki katkısı da çok büyük. maç öncesi yaptıgı konuşmalar "kaptanlık bandını takmak ile kaptan olunmaz" sözünün sahaya yansıması bir nevi. hani chelsea maçı öncesinde konuşuyorduk ya gol atarsa sevinmezmiş diye, heh o maçta işte taraftara "kalkın ayaga, gol geliyor" çagrısında bulundu ellerini açarak. ve bu adam chelsea için bir efsane. gücü yetse golünü de atacaktı, ama yetmiyor artık işte, gücü yetmiyor.
gücü yetmiyor demişken drogba'nın istatistiklerine bakalım. süper lig'de 22 maç - 10 gol - 4 asist, şampiyonlar ligi'nde 7 maçta 2 gol - 3 asist. bu drogba'nın güçsüz, maç seçen hali işte. 36 yaşına gelmiş, kariyerinde çok büyük başarılar kazanmış bir futbolcu elazıg deplasmanına odaklanamayabilir, karabük deplasmanında isteksiz oynayabilir. elbette bu drogba'nın maç seçme hakkının oldugunu göstermez ama gerçek şu ki ben drogba olsaydım ben de maç seçerdim. drogba gibi bir ismi 36 yaşında getiren kulüp bunu göze almış demektir. öyle ki sen galatasaray'sın; drogba'nın maç seçtigi günleri de telafi etmesini bilmelisin, 36 yaşındaki adamı sınırlı kullanabilmelisin. drogba'nın maç başı dakika ortamalası 82, el insaf.
geçen yıl bu zamanlarda didier drogba'yı yeni transfer etmiş bir kulübün taraftarı olmanın verdigi mutlulugu ve heyecanı yaşıyorken; şu günlerde - büyük katkılarına ragmen - günah keçisi ilan etmekle meşgulüz. hiç katkı vermese belki anlayacagım ama şu ortamda neden günah keçisi ilan ediliyor anlamak gerçekten güç. kabul edilse de, edilmese de drogba bu takımın en büyük hücum silahı. onu ideal ve kısıtlı kullanmak da teknik heyetin görevi elbette.
velhasılıkelam didier drogba gibi bir ismi galatasaray forması altında izlemek benim için büyük keyifti, ki hala öyle. umarım iyi ayrılmayı da başarabiliriz. yaptıkları ile en azından bunu hakediyor.
ha bir de yarın drogba'nın 36. yaş günü. şimdiden nice mutlu yıllara dev adam.
https://pbs.twimg.com/media/BiOoCH9CYAAEYmC.jpg galatasaray kariyerindeki ilk golü;
http://s1.directupload.net/.../131230/4fqca2q6.swfwesley'e yapılan faulden sonra drogba'ya dikkat;
http://s7.directupload.net/.../131222/kt8cgnyc.swfdrogba'dan saygılarla;
http://s7.directupload.net/.../130922/qtt283k3.swfhttp://s7.directupload.net/.../140203/y3ts2n6n.swfhttp://inciswf.com/drokba.swfhttp://s14.directupload.net/.../131231/wcbsbvuf.swf