yabancı futbolcu isimlerine dili dönmediği için sınır düşmeli sığlığındaki zavallı siyasetçi. nitekim niçin siyaseten bir zavallı olduğunu
loserlığın kitabı olarak okutulabilecek kariyerine bakarak anlayabilirsiniz.
burdan gözden kaçırdığı bir şey hatırlatayım. bizim dilimiz yabancı futbolcu isimlerine gayet
iyi dönüyor. esasında biraz eğitimle senin de döner. inanmazsın gomis diye bağırırken bulursun bir anda kendini. maicon der havalara sıçrarsın, mariano der duygulanırsın. bir bakmışsın belhanda'yı, ndiaye'yi, kaptan muslera'yı, denayer'i, linnes'i prompter cihazı yardımı olmadan ezbere sayar ve akıcı şekilde telaffuz eder hale gelmişsin...
fakat devlet bahçeli, düsturu ülkeyi kendi cehaletine çekmek olanlar safhında yer aldığından haliyle kendini geliştirmek gibi kaygısı da yok.
sayısalcı değil, sözelci değil. bana göre tayyip erdoğan'ın zamanında işaret ettiği "düşük profilli" siyasi kriterine pek
iyi uymaktadır. binali yıldırım'a ders dahi verebilir.
bu gün anketlerde görülen %7-8 oy oranı gün geçtikçe eriyecek ve tahminim ilk seçimde %2-4 arasında bir orana kadar düşecektir. dolayısıyla geleceğin türkiye'sinde akp'li veya akp'siz hiç bir senaryoda yeri yoktur.
ve unuttuğu bir şey var. galatasaray'ın kendisine hiç ama hiç ihtiyacı yoktur. fakat kendisinin 30 milyon galatasaray taraftarının oylarına gerçekten ihtiyacı vardır. aksi taktirde akp nezdindeki o çok sevdiği misyonu da sona erecektir...
bundan sonra kendisinden türkiye için tek bir ricam var. galatasaray adını ingilizce veya türkçe telaffuzuyla bir kere bile ağzına almasın. başka ihsan istemem.