1
sıcak bir yaz akşamına doğrusuydu. elimde ekmeklerle eve doğru gidiyordum. bahçe kapısına gözüm ilişti. bahçemize iki yanı beton bloktan ve üstünde beyaz bir demir bulunan bir yerden giriyorduk. ahh ah. çocukluğum canlandı gözümde. orayı kale yapıp az mı top oynadık, az mı hagi hagi ve gooool diye bağırdık. tahminimce genişlik 3 metre*, yükseklik 1.90 idi. bu boyutlar kaleyi koruyan bir çocuk için 2.44x7.32 den farksızdı. ben gittikçe yaklaşırken kaleye pardon girişe doğru top oynayan 8-9 yaşlarındaki 66 numaralı ardayı, 19 numaralı kewell ı, 10 numaralı delgado yu, 14 numaralı guizayı gör... guiza mı? evet işte o anda şok oldum. gözlerimi ovuşturdum. doğru muydu bu? evet doğruydu. o 66 numaralı, para kaygısından uzak, sırf armasından dolayı, renklerinden dolayı pazardan alınan ardanın, aynı şekilde kewell ve delgado nun yanında kocaman fenerium damgalı, 89 liralık beyaz fenerbahçe forması ışıl ışıl parlıyordu. forma 2008-2009 sezonu formasıydı. o zaman jeton düştü. bu çocuk ispanya gol kralı guizanın formasını almıştı. kova guizanın değil. işte o an acıdım. nereden bilecekti ki bu formasını aldığı adamın gol kaçırma makinesi olacağını. ama yine de o formayı giyip topun peşinden guiza guiza diye bağırabiliyordu. mutluydu. ben o sırada kalenin içine girmiştim. bahçeden apartman kapısına doğru yürüyordum. son kez o çocuğa bakmak istedim ve durdum. sonra bakmadan yoluma devam ettim. neden mi? 'guiza guiza sert vurdu direkten döndü...' diye bağırdığı için.
sonuç olarak; hayat sürprizlerle doludur. bunu sakın unutmayın.
sonuç olarak; hayat sürprizlerle doludur. bunu sakın unutmayın.