kendisini şöyle özetleyebiliriz ,
diana taurasi ,
tina charles ,
sylvia fowles ,
alba torrens ,
epiphanny prince gibi dünyanın en önemli oyuncularına sahip bir takıma, ki
sylvia fowles - tina charles ikilisi dünyada bayan basketboldaki en iyi pota altıydı. bu kadar kaliteli bir kadroya ve büyük bütçelere rağmen , ne ligde ne de avrupa'da hiçbir başarı kazandıramamıştır. hadi başarıyı geçtim , bir tane düzenli hücum seti bile olmayan , bütün maç topu taurasi'ye verip gerisini ona bırakan bireysel , ruhsuz , rezil bir basketbol oynatmıştır.
caferağa'da 15-0 'lık fenerbahçe serilerine karşı mola bile almadan farkın açılmasına göz yummuş , şampiyonluk hayallerimizi yıkmıştır. o dönemi hatırlayanlar bilir , kendisi hakkında şu yorum yapılırdı. maçı en güzel yerden izleyip üstüne bir de para alıyor diye.
kendisinin döneminde bizden güçlü veya denk güçteki takımlara kesinlikle kaybederdik , eğer kendisi bu sezonki ekaterinburg maçında
* takımın başında olsaydı muhtemelen 20 sayıyla yenilirdik.
fakat galatasaray'daki başarısızlığının aksine milli takımda başarılı oldu. enteresan bir adam gerçekten.