galatasaray lisesi mezunu. ötesinin berisinin önemi yok. mühim olan bu yozlaşmış kurumdan çıkmış olması. 2 senelik sözleşme de imzalar 20 senelik sözleşme de.
1677
kendisinin yaptığı işi çok daha iyi ve paraları ceplemeden yapacak sözlükten en az 15-20 kişi bulabilirim.
1678
2 yıllık sözleşme imzalamasa ne olacaktı? yani nasıl bir beklentiniz var ki? ajandasında bir liste, plan, program olan adam, biz ne dersek diyelim, o plan program tamamlanmadan yine görevini bırakmaz ama tamamlarsa da bu devir için görevine ara verir. sonra yine gelmek üzere.
1679
kendisinin kendisiyle sözleşme yenilemeyeceği bir çeşit ‘parazit’. sayın yönetim kendisini ve idare etme(edememe) şeklini çok seviyorlarsa kendi holdinglerinde pozisyon versinler; bizim yakamızdan düşürsünler.
1680
sanırım kendi kendine sözleşme imzalıyor. aksi takdirde bu başarısızlık ve işgüzarlığın karşılığı yeni sözleşme olmamalı. galatasaray'ın yüzü olarak geçirdiği süre zarfında artık ne kadar kabiliyetsizlik ve kötü iletişim sergilemiş olacak ki talip olduğumuz adamlar ya reddettiler ya da tercihlerini başka kulüplerden yana kullandılar.
1681
kendisinin imzası ile taraftarın bir gram hükmü kalmamıștır. yönetim kovulana, devran dönene kadar her gün heryerde istifa yazacam. bize de yazıklar olsun.
1682
israrli bir sekilde taraftarlar tarafindan bu kadar istenmezken ustun basarilari(!) sayesinde 2 yillik yeni sozlesmeye hak kazanan galatasaray'imin bankamatik memuru.
normal bir insan belli ozellikler barindirir, istenmedigi yerde durmamak, 2 yil yattigi yerden maas almamak vs. gibi temel seyler yani fazla bir beklentimiz de yok aslinda. herkesi butun transfer donemi boyunca beceriksizliklerinizle gerdiniz ve sisirdiniz, kimsenin burayi fenerbahce ile karistirmamasi gerekir, burada gitme sana muhtacim ezgileri duyamazsiniz.
1683
kulüple göbek bağı uzamış olan büyük vizyoner, iş bitirici, sözleşme üstadı büyük dev adam.
sözleşme yenilendiği haberleri çıkan şahıs. bu yapılan hamle koca camiaya, taraftara rest çekmek anlamına geliyor. sizi takmıyoruz, siz kimsiniz, biz liseliler bize yeteriz demek oluyor. bunu yapabilecek gücü, özgüveni kendilerinde görebiliyorlar. ancak unuttukları şey, burası galatarasay. böyle taraftarla zıtlaşan günün birinde hep kaybediyor.
1685
galatasaray'a ihanetin baş aktörü olan galatasaray sportif direktörü.
kendisiyle yeni sözleşme imzalanması tam bir skandaldır. bu adamı kim koruyor arkadaş?
1686
bu kadar çok ama çok başarılı. bu kadar başarısızlığa rağmen hala galatasaray'da görev alıyor olması cidden başarı ve yetenek. tebrikler.
1687
açılım yapmaya gider gibi italya’ya giden ama olumlu giden transfer sürecini batırmaya yaklaşan ulu sportif direktör.
kan emici bir varlık kendisi. utanma arlanma da yok. biz galatasaray için üzülürken bu adamların galatasaraylı olduğu bile şüpheli.
1690
dursun aydın özbek'in sırf seçimde oy getirir diye maaş bağladığı, ibra oylamasında lehine oy kullanılmasını sağlar diye yeniden sözleşme imzaladığı kişi.
1691
işini iyi yapan hiç kimse için, insanlar yolunda giden bir şeyi bozacağını düşünmez. ama sayın futbol direktörümüz her nasılsa bir şekilde transfere dahil olup, transferi olumsuza dönüştürmeyi beceriyor.
hiç birimiz o masada değiliz, ne oluyor ne bitiyor bilemeyiz. ama cenk ergün bize öyle şeyler yaşattı ki, taraftarların çoğu bitmek üzere olan zalewski transferinin kendisinin italya'ya gitmesinden sonra zora girdiğini düşünüyor ve hatta bundan emin.
transfer dönemleri güzeldir, ismi çıkan her futbolcu taraftarlara hayaller kurdurur. ama sağolsun bu kişi ve ekibi o kadar beceriksiz ve o kadar fazla transferi eline yüzüne bulaştırdı ki artık bizim için bu transfer dönemi kabusa döndü. insanlarda ne bir heyecan kaldı ne de istek.
1692
pahalı sözleşmelerin, mobbing iddialarının arkasındaki adam. yönetimin mali olarak ibra edilmemesi için kendisiyle iki senelik bir sözleşme uzatması yeterli sebep.
1693
maaşını ve geçimini sağlamak için kulübe yanladığı iddiasından çok daha vahim olan tekrar eden başarısızlıkları görmeyen ya da bu başarısızlıkların talimatını verdikleri için neticelerden memnun yöneticiler tarafından istihdam edilmesidir.
1694
transfer etmek istediği oyuncuya sadece para teklifi edebilen başka hiçbir becerisi olmayan komisyoncu beceriksiz liseli. hem bir becerisi olmadığı gibi hem de olacak transferleri bozmak için çaba sarfeden bir hain. 'ya aslında öyle değil onun suçu değil' diyen herkes onun gibi haindir. emre kaplan ve birkaç soytarıya sürekli bilgi sızdırıp bir şekilde süreci etkiliyor. anlaşıldı denilen transferin bozulmasının başka açıklaması yok. en büyük belalar kendisini bulsun. adamına göre tepki gösterip kendisinden olana susan üyelerin de allah belasını versin. lise lise değil kulübün üzerine tarikat gibi çökmüş herkesin bariz gördüğü bildiği yönetimsel felaketlere gıkları bile çıkmıyor.
1695
galatasaray futbol kulübünün tıkanık damarıdır. buna karşın sürekli olarak yıllardır galatasaray'da çalışmaktadır.
1696
galatasaray için bir beka sorunudur. şu sıkıntılı günlerde dahi hala eline olmayan bir bütçe veriliyor, sağa sola para saçmak için roma'ya kadar uçakla gidiyor.
bu arkadaşın transfer yapamadan ülkeye dönmesi, kulübün geleceği için de en hayırlısı olacaktır.
devamında da bir zahmet o koltuğundan birileri indirsin artık kendisini. mümkünse çok sevdiği başkanı dursun özbekle birlikte.
1697
yıllık maaşı hala açıklanmayan kişi. büyük ihtimal florya’ya kulübe eşini dostunu da doldurmuştur.
galatasaray’ın malı deniz.afiyet olsun.
1698
bu adamın başarısızlığını her şeyi kenara bırakın. bu adamın bu kulübe zararını en net anlatan olay şudur; erden timur geldiğinde takımın menfaati için ilk bu adamı geri plana attı, erden timur mobbingle bu takımdan zorla ağlayarak gönderildikten sonra bu takımda en ön plana bu adam çıktı. erden timurun kimse (liseli muhalifler dahil)gitmesini istemiyordu bu adam ve ali koç hariç. fatih hoca da daha önceki dursun özbek döneminde takıma geldiğinde daha floryada antrenmana çıkmadan ilk işi bu adamı yollamak olmuştu. fazla söze gerek var mı?
taraftarı hiç umursamayan çok tehlikeli bir profildir. kendi geleceğini düşünüyor sürekli, kafası da rahat istediği gibi fink atıyor. bu adam attığı hiçbir adımı taraftarı düşünerek atmıyor. camiadaki kelli felli abilere yaranmaya çalışıyor gibi bir hali var. camiaya ispat etmek istiyor kendini sadece, taraftar umrunda değil.
fiyaskolar fiyaskosu bir profil. para verilirse basıyor getiriyor, bunda bir espri yok zaten. herif bozuntuya da vermiyor, umursamıyor da tepkileri. üzerine bile alınmıyor bambaşka bir yüzsüzlük.
başarılı veya taraftarın mutlu olduğu dönemlerde ekarte edilmesi/göz önünden alınması tesadüf değil. acilen kovulmalı.
1700
ozan kabak’ın sözleşmesine 7.5 milyon euro fesih bedeli koyan, bazı altyapı oyuncularımızın menajerliğini yapan, kevin grosskreutz fiyaskosunda adı olan, belhanda ve feghouli’ye sevr anlaşması gibi sözleşme yapan, gomis gibi bir kulübün sözleşmeli futbolcusuna imza ücreti veren, sergio oliviera’ya 9 milyon bonservis (sağolsun erden timur sayesinde 3 milyon euro ile kurtulduk) ve 4 yıllık kontrat ve başarı bonuslarıyla yıllık 4 milyon euro maaş veren, yine sergio oliviera’ya kalan 2 yıllık maaşını verip olympiakos’a gönderen, 650 bin euro maaş alan ismail jacops’a 2.1 milyon euro maaş ve zorunlu satın alma opsiyonu ile 9 milyon euro bonservis veren, gabriel sara için 18 milyon euro artı bonuslarla dehşet bir bonservis ve 2.750 milyon euro maaş veren, jelert için 9 milyon euro bonservis ödeyen galatasaray lisesi mezunu kulübümüzün maalesef futbol aklı olan kişidir.
kendisi dışında kulübe menajer önerisi, scout listesi ve kendisinden önce bu görevleri yapan yöneticilerin görüştüğü oyunculara nasıl oluyorsa engel olan dursun özbek’ten bile güçlü karaktere sahiptir.
hiçbir vasfı olmayan, 3’lük oyuncuya 5 verip getiren, kerem aktürkoğlu’na yapılan mobbinglerin başında gelen, erden timur’un kurduğu sistemi ve ekibi pasifize eden galatasaray’ımızın kilit ismidir.
fatih demireli’yi denklem dışında bırakan, zaha’nın maaşının yüzde 70’ini vererek gönderen, takıma sadece kendisinin portföyünde bulunan oyuncuları dolduran, kendisinin yönetmediği transfer görüşmelerine son aşamada dahil olup işleri daha da zora sokan dünya’nın en iyi sportif direktörüdür.
bu adamın yaptığı her hareket ve her eylem sonucunda kulübümüzü zora sokup milyon eurolarımızı çöpe atıyoruz. sen kötü niyetli, oyunculara mobbing yapan, üstlendiğin görevi rezalet şekilde yürüten ve bundan utanıp görevinden ayrılmayan, sadece kendi çalıştığı menajerlerle banka hesaplarını bol sıfırlarla dolduran, egoist, kulübümüzün ismini , lisenin gücünü arkasına alarak maddi kazanç elde eden fiyasko bir şahsiyettir.
tamam anladık lisenin gücü arkanda ve abilerin yanında ama bu adama yeter kardeşim seni biz oralara getirdik ancak rezil rüsva ettin bırak git diyecek bir tane galatasaray sevdalısı insan yok mu? eğer yoksa bugün cenk ergün gider yarın başka cenk ergün gelir kanserli hain hücreler galatasaray’ımızı yıllarca kemirir durur.