resim
Burak Yılmaz
Görev:Teknik Direktör
Takım:Kayserispor
Yaş:39
Uyruk:Türkiye
  • 8251
    (bkz: gene başladık)

    takımın bel kemiği ve uluslararası tecrübesi, standardı olan oyuncular belli. sneijder, muslera, melo, chedjou, selçuk ve burak.

    bu adamlar aynı zamanda takımın iskeleti. bu saatten sonra(kalmış 3 maç) bu oyuncuları son 3 haftada pamuklara sarsak yeridir.

    şampiyon olalım, sonra herkes hakkında sezon değerlendirmesi yapacağız zaten.
  • 8252
    mahsar alanson'un bana yeniden şarkılar yazdıran kadın şarkısı gibi bana uzun bir aradan sonra yeniden entry yazdıran forvet.

    12 mayıs 2015 mersin idmanyurdu galatasaray maçında ilki kendi yaratıp kaçırdığı ikincisi ise fizik kurallarına aykırı bir şekilde altıpas içerisinden kaçırdığı gol pozisyonu maçın sonlarının kabus gibi geçip belki de milyonlarca taraftarın ömründen temiz bir 5 sene aldı götürmesine sebep oldu. hele ki altıpas içerisinden kaçırdığı golden sonra kendimi öyle bir kaybedip bağırdım ki dün 5. ayına basan ve yanımda yatan aslan oğlumun korkudan ağlamasına yol açtım. zor sakinleştirdim ufaklığı "oğlum dedim merak etme sen allah'tan sen maçları takip etmeye başladığında burak yılmaz olmayacak bu takımda" dedim ve yüzündeki ağlak ifadenin yerine gelen gülümsemeyi gördüm.

    neyse, benim daha önceleri kendisi hakkında yaptığım eleştirileri bilen bilir. kendisine hiç bir zaman ısınamadım ve bu takım için yetersiz bir forvet olduğunu söyledim. ama yiğidi öldür ama hakkını ver diyerek hamza hoca'nın gelişinden sonra yükselen performansını takdir etmeyi de bildim.

    bu seneki ve geçen seneki maçların çoğuna bakarsak, bu iki sene içinde bizim en büyük problemimiz içeride ya da dışarıda öne geçtiğimiz maçları koparamayıp ya kurdeşen döküp güç bela kazanmak ya da bir sürü puan kaybetmek oldu. işte bu bahsettiğim maçların çoğunda başrolde her daim burak yılmaz vardı. 1-0 öne geçmişsin, rakibin defans bütünlüğü bozulmuş maçı 2-0'a getirsen maç 4'e 5'e gidecekken kaçan akıl almaz goller ve son dakikalarda yenen gollerle gelen beraberlikler. daha geçen hafta konyaspor maçında kalenin içinden üstten auta attığı top. gaziantep maçında altıpastan kaçırdıkları, trabzon maçında kalenin dibinden kafayla direğe nişanlamaları bunlar sadece son 3 - 4 hafta olanlar ki bunların içine geçen sene real madrid'ten 6 tane yediğimiz maçta kaçırdığı kafa vuruşu bile yazılabilir. daha öncesinde kaçırdıklarına gitsek zaten best-seller roman olur. sadece gaziantep ve konyaspor maçlarında farklı galip gelsek averajımızı düzeltecektik ki sene sonunda genel averajın da etkili olacağı aşikar gibi.

    dünkü maçta da kaçırdığı goller bunlara en iyi örneklerden biridir. 51. dakikada kalenin içine kadar gitmişsin yerden vuracağına topun altına girip köşe orta neresi olursa olsun ama üste vursa fernando muslera'nın bile çıkaramayacağı bir vuruş olur ki bu adam tecrübesiz değil yıllardır golle burun buruna ve bunu da yapamıyorsa ben daha ne diyeyim.

    kendisinin bir diğer eksikliği de pas/şut tercihlerini yanlış yapması. yine dünkü maçın ilk yarısında wesley sneijder ile yayın orada paslaşıyorlar, wesley güzelce kendini boşa çıkarıyor pas istiyor, bizimki yayın oradan kaleye şut çekiyor. ikinci yarıdaki bir başka pozisyonda ise şut çekmesi gereken yerde cılız bir pas atarak top kaybına akabinde kontra yememize sebep oluyor.

    top indirme, top saklama vs gibi bir forvetin olmazsa olmaz özelliklerine sahip olmamasına hiç girmiyorum çünkü bunları tekrar tekrar yazmaktan sıkıldım artık.

    gelecek sene kendisi takımda kalacak ve ilk onbir oynayacaksa eğer, yanına kesinlikle hava toplarında etkili fiziki anlamda güçlü bir partner almamız lazım ki kendisinin araya iyi kaçabilme özelliklerinden faydalanalım yoksa olası bir şampiyonlar ligi macerasında yine kevgire döner ve ligde de 60 gol barajını yine zor aşarız.
  • 8253
    yerine afrika'dan getirilecek herhangi bir genç 300.000 dolarlık santraforlar bile daha katkılı oynar.

    son haftalara gelmişiz, her maç sıkıntılı, bulduk mu atmamız gerekiyor gol kaçırma, fırsat tepme lüksümüz yok. ama gel de bunu kazma galatasaray santraforlarına anlat. beyimiz günündeyse gol atar belki, onun dışında saç baş yoldurur, sıçar batırır.

    öncelikli amacı gol atmak olan bir pozisyonda oynayan adamı da mersin maçından sonra bile "kötü oynamadı" "fena değildi" diye yorumlayan insanlara da sormak istiyorum neye göre kötü oynamıyor burak?

    ilerde top tutup, arkadaşlarına servis mi yapıyor? yoksa alanlar açıp arkasından gelenleri boşluklar mı yaratıyor? veyahut rakip savunmayı yıpratıp skora gitmemize önayak mı oluyor?

    hayır, hayır ve hayır. hiçbirini yapmıyor. denk gelirse, sokabilirse kaleye o topu sokuyor arada o kadar. sezonu bütün bu olumsuzluklara rağmen şampiyon bitirirsek yine bu galatasaray'ın büyüklüğü ile olacak. resmen forvetleri gol atamayan takım şampiyonluğa yürüyor.
  • 8255
    12 mayıs 2015 mersin idmanyurdu galatasaray maçında sakatlıktan tamamen çıkmamış bir burak izlediğimizi düşündüm. tam anlamıyla hazır olsaydı bile garip garip pozisyonları bitiremeyebilirdi ama asla bu kadar az koşu yapmaz bu kadar az pozisyona girmezdi. sonunda da çarpa çurpa da olsa kesin bir tane yazardı mersin'e. en kolay golü de kaçırabilir ama en önemli anlarda en değişik golleri de atabilir burak. çok daha farklı bir striker'a daha ihtiyacımız olduğunu kabul etmeme rağmen hırsıyla,hep golü istemesiyle ve güçlü fiziğiyle her zaman galatasaray takımının bir parçası olarak kalmalı.
  • 8260
    2 taraftan bakalım;

    1. burak yılmaz rezil bir forvet, daha ayakta top tutamıyor
    2. burak yılmaz en iyi yerli forvet, gol krallıkları, büyük maçlar vb.

    ülke futbolu olarak o kadar boktan, o kadar iğrenç bir haldeyiz ki,
    burak'a kızan da haklı;
    kızmayan da...

    son yıllarda lige ambargo koyan gol krallarına bakıyorsun,
    burak yılmaz'ı ya tepede, ya da yakında görüyorsun...

    şampiyonlar ligi'ne bakıyorsun,
    schalke'ye attığı gollere, ne bileyim cluj deplasmanında sergilediği işlere falan...
    yere göğe sığdıramıyorsun.

    ama git, bir lig maçını izle kendisinin,
    ayağında top tutamadığını gör;
    çıldırırsın...

    benim gibi ana avrat küfür de edersin yeri geldiğinde...

    ülke futbolunun yansımasıdır burak;
    iyinin kötüsü,
    kötünün iyisi...
  • 8261
    normalde şampiyonluğa giderken bir oyuncuyu ağır bir şekilde eleştirmenin doğru olmadığını düşünürüm. ama bu manyak eleştiriden beslendiği için doğru olmadığını düşündüğüm şeyi yapmak lazım. adam ne zaman eleştirilmeye başlanıyor, sıralıyor golleri. sonra eleştiriler yavaş yavaş azalmaya başlayınca gol orucuna giriyor. evet beyler hazırsanız sıralayın argümanlarınızı.
  • 8263
    golleri atar, kaçırır orası ayrı da; şampiyonluğa bu kadar yaklaştığımız maçlarda iki metre yanındaki oyuncuya baskı yapmak, pas kanalı kapatmak yerine eli belinde gezmesine ayar olduğum oyuncumuz. oyun tarzı gereği kendini saklamak istiyor olabilir, sakatlığı tam olarak geçmemiş olabilir ama şampiyonluğa ne kaldı şurda be burak. yaptığın her hareket o kadar önemli ki. göstermelik de olsa senin yaptığın baskı belki rakip savunma oyuncusunun topu kötü kullanıp kaptırmasına ve gol atmamıza sebep olacak.

    biraz daha hırs. kopenhag maçında dünyaları kaçırdığın halde bu taraftarın seni niye ayakta alkışladığını hatırla. 3 farklı öndeyken bile köşe gönderine kadar pres yaptığın, pes etmediğin, canını dişine taktığın için.
  • 8264
    ne zamandır içimde beşiktaş maçında atacağı bir golle "burak attı, şampiyonluk geldi." cümlesiyle zihnimize ebediyen kazınacağı hissini doğuran oyuncu.

    biliyorsunuz 25 mayıs 2003 beşiktaş galatasaray maçı, ki türkiye süper ligi 2002-2003 sezonu 33. hafta karşılaşmasıdır, sergen yalçın'ın attığı golle 1-0 yenildiğimiz ve beşiktaş'ın şampiyonluğu ilan ettiği maçtır.

    sergen yalçın dört büyük takımda * da oynamış beşiktaş taraftarı bir oyuncuydu ve o sezon beşiktaş 100. yılını kutluyordu.

    şimdi gelelim bende oluşan bu hissin nedenlerine:

    1. burak'ın golü atacağını hissettiğim beşiktaş maçı 24 mayıs'ta oynanacak, yukarıda bahsettiğim maçtan gün olarak 1 gün önce ve bu maç ligin 33. hafta karşılaşması. (bkz: 24 mayıs 2015 galatasaray beşiktaş maçı)
    2. burak yılmaz aynen sergen gibi dört büyük takımda da oynamış beşiktaş taraftarı bir oyuncu. (u: trabzonspor'da oynarken beşiktaş taraftarı olduğunu deklare etmişti, bilmeyenler için söyleyeyim.)
    3. bu sene galatasaray 110. kuruluş yılını kutluyor.
    4. beşiktaş o maçı sahasında oynamıştı, tıpkı bizim 24 mayıs 2015 galatasaray beşiktaş maçı'nı sahamızda oynayacağımız gibi.
    5. bu sene beşiktaş antrenmanlarından birinde olcay şahan "olcay attı şampiyonluk geldi." esprisiyle sergen'in golüne gönderme yapmıştı, golü gündeme getirmişti.

    böyle bir şey olur mu tabii ki bilemiyorum ama olursa efsane olmaz mı hakikaten?
  • 8266
    maça kafa olarak iyi hazırlanırsa ve ilk dakikalarda kendisine gelen topları kaybetmeden olumlu kullanırsa rakip defansın baş edemediği, yerinde duramayan ve sürekli golü arzulayan bir burak izliyoruz sahada. bir röportajında da belirtmişti kendime güvenim yerindeyse son vuruşlarım çok daha konsantre ve düzgün oluyor diye. kazanma arzusunu ortaya koyduğu maçlarda takımı da ateşliyor ve bu özelliği sayesinde çok maç aldık. 2014-2015 sezonun son 3 haftasına girilirken bizim senin gollerine çok ihtiyacımız var burak. at gollerini ve getir şampiyonluğu kral !
  • 8270
    iyi futbolcu mu, kötü futbolcu mu?
    galatasaray'a daha çok faydası mı var, yoksa zararı mı?

    bu soruları sadece ben değil bütün taraftar soruyor bence. şurası kesin ki kendisi öyle kolay kolay vazgeçilecek bir futbolcu değil. ama öyle arkana yaslan, forveti emanet et topçusu da değil. gelecek sezon açısından daha adamakıllı bir forvet bulmamız bu yüzden şart. ben teknik ekipten biri olsam forvet konusunda sneijder'den bir fikir alırdım.
App Store'dan indirin Google Play'den alın