demiş ki: "o takımı
* türk futbolcular taşıdı. ben türk futbolcunun hırsını, kaybetmeme inancını, takımı sahiplenişini başka olarak görürüm. türklük başka birşey, bizim yapımızda kaybetmeyi istemeyen hırçın asi bir tavrımız var."
ulan sanırsın türk futbolcusu 100 senedir avrupa'yı inletiyordu da son zamanlardaki düşüşle yabancılara kapılar açılmaya karar verildi. neredesiniz 100 yıldır? şu an neden bu halde türk futbolu, kulüpler ve milli takımlar düzeyinde?
yabancı futbolcunun hırsı yok, kaybetmeme inancı yok, takımı sahiplenişi yok ama her nedense bütün başarıların altında yabancı futbolcunun, yabancı futbol ekolünün, yabancı futbol birimlerinin imzası var.
bir tane istisna var o da uefa'yı kazanan takım. tutunduğunuz tek dal o. o kadrodaki türk futbolcuların emekleri yenmez ama not düşeyim, birebir yaşadım, dinledim de oradan biliyorum: o uefa kupası'nı kazandıran takımın kalbi
hagi idi. 50 tane türk futbolcusu koysan, onun takım arkadaşına, tribündeki taraftara verdiği özgüveni veremezdi.
bu ülkenin futbolunu geliştirenler derwall'ler, kalli'ler, piontek'ler... öyle geliştirdiler ki mustafa denizli, fatih terim gibi adamları yetiştirdiler. türkler ne yaptı? aldı parasını oturdu aşağıya.
varsa taşağın performansını yükseltirsin geçersin yabancıyı. bıktık ulan bıktık birbirini kollayan türk futbol birimlerinden. yabancı diye çöp dolduranların da amına koyayım.