resim
Burak Elmas
Görev:Başkan
Takım:-
Yaş:50
Uyruk:Türkiye
  • 2426
    oyuncu satamıyor, aldığı oyuncular bugün deli gibi sorgulanıyor, iktidarla arası çok iyi olmasına rağmen galatasaray'ı top niyetine tekmeliyorlar, fatih terim'i yalnız bırakmak bir yana direkt kovdu.

    mustafa cengiz'i sosyal medya trolleriyle yemek için hangi bahaneyi öne sürdüyse hepsinde daha beterini yapıp rezil oldu. galatasaray'a üzülüyorum ama burak ağaya değil.

    mustafa cengiz'e yaptıkları burnundan geliyor.
  • 2433
    halk arasında başkaları ile alay edince söylenen sözler vardır. mesela, birisinin başına kötü bir iş gelince, sevinme senin de başına gelir derler.

    veya başkasının çocuğunun hatasına gülene, kusuru ile dalga geçene, gülme, alay etme çocuğun şaşı doğar gibi sözler.

    biz ali koç’a gülüyorduk, yüce allah da bize burak elmas’ı verdi.

    ali koç’un hiç olmazsa harcayacağı parası var ya.

    bu işin espirisi ama eğer başkan önümüzdeki kısa süre içinde toparlayamazsa, koltuğu kaybeder ve galatasaray tarihinin en başarısız başkanı sıfatını kazanır.

    edit: imla
  • 2435
    altı ayda verdiği bütün sözleri yutan bir başkan;

    taraftara verdiği sözlerden sadece ''fatih terimi yeniden takımın başına tekrar getireceğim.'' sözünü yerine getirdi.

    ki verdiği bu söz, onun sözü değildi aslında, fatih terim; yiğit şardan haricindeki adaylar ile oturup konuşurabiliriz mesajını yakın çevresine vermişti ve bu adaylar tarafından da biliniyordu.

    burak elmas da bu kozu sonuna kadar kullandı ve ne yazık ki kamuoyu konu f.t. olunca öyle bir gazla burak elmasa destek olmaya başladı ki, adam resmen rüzgarı arkasına aldı. diğer adayların projeleri falan hiçbiri konuşulmaz oldu.

    yoksa divan kurulları, üyeler ve büyükler arasında konuşulan tek şey ''burak iyi biri ama yönetici meziyetleri zayıf bu işin altından kalkabilir mi? güçlü duruş sergilemeyebilir'' şeklindeydi.

    benim umudumu yitirdiğim ilk an; stat sponsorluğunun nef ile olmasıydı. fakat benim gördüğümü çoğu insan göremedi ve başarılı bir sponsorluk anlaşması olarak bu duruma çok sevindiler.

    aslında bu olay ve bundan sonra gelen basiretsizlikler, sessiz kalma tutumu, açıklayacağım deyip susma, yayıncı kuruluşun ve federasyonun altında ezik bir görüntü sergilenmesi hiç de galatasaray kulübüne göre tavırlar değildi.

    zaten bunları ilk farkedenler de hemen gemiyi terk etti. şimdi gemiyi yeni insanlarla doldurmaya başladı fakat bunun da çok uzun süreceğini zannetmiyorum.

    ben kendisinin bizi çok daha büyük felaketlere sürükleyeceğini düşünüyorum.
  • 2438
    taraftarların büyük umutlar besleyip başkan seçilmesini istediği, ama yaptığı icraatlarla hem takımı hem kulübü bayır aşağı uçuruma sürüklemekte olan başkanımız.

    seçim vaatleri yerine getirilmedi.

    başkan seçildikten sonra tff’ye yaptığı çıkışlar, tff’ye gittikten sonra bıçak gibi kesildi. galatasaray’ın puanları çatır çatır gaspedildi. hakem bile sahamızda futbolcularımıza posta koydu iki çift laf edip, tepki koyamadı.

    fatih terim’i seçimden önce koşulsuz destekleyip ilk devre bitmeden gönderdi. gönderilmesine karşı değilim ama gönderiliş şekli böyle olmamalıydı.

    ışıtan gün ile ilgili ortaya çıkanlar, yazılıp çizilenler yenilir yutulur cinsten değil ama toz kondurmuyor.

    sportif direktör getiriyor dünya çapında eyvallah olması gereken bu, ama adamı getir mevcut hocanı görsün, futbolcuları görsün, faturayı hocaya keserse uygun bir şekilde gereğini yap ve hoca ile futbolcu transfer konusunu ona bırak. 3 yıllık yapılanmayı profesyonel bir şekilde yap. ama mevcut hocayı gönderdi, ligi ve takımı bilmeyen guardiola’nın yardımcısını getirdi ondan sonra sportif direktör gelecekmiş. böyle ilk yapılması gerekeni en son, en son yapılması gerekeni en başta yaparsa her argümanın altı boş kalıyor.

    son olarak iletişim konusu. bundan yeteri kadar çektik zaten. kendisinin vaatlerinden biride buydu ama sonuç koca bir sıfır.

    başarısız olmamızda ben bir sorun görmüyorum. hoca başarısız olmuştur, futbolcular tutmamıştır veya takım birliği sağlanamamıştır. bütün spor kulüplerinde olabilen durumlar bunlar. ama başarısızlık için attığı adımlar işleri iyiye değil daha kötüye götürüyor. 3 yıllık planlama ile başlanan yolda, 6 ay içinde geldiğimiz durumu iç açıcı görmüyorum.

    burak elmas’ın başkan seçilmesini istemiştim. ama gelinen durum koca bir hayal kırıklığı benim için.
  • 2439
    başkanlığa aday olmadan önce kendisini yapmacık, samimiyetsiz ve popülist bulduğum kişi. sonra fatih hoca kendisini destekliyor diye ben de destekledim. çünkü galatasaray'ın hedeflediği başarılara fatih terim'le ulaşabileceğini düşünüyordum ve terim'in göreve devam etmesinin yolu burak elmas'tan geçiyordu. sonra gördük ki bizans oyunları fatih terim'i de yedi. gelinen noktada galatasaray başkanlığı kendisine üç-beş gömlek büyük gelen bir adam görüyorum. kimin başkan olduğu umrumda değil, ben tek vücut halinde bir hedefe yürüyen galatasaray'ı çok özledim.
  • 2440
    kendisinin yanlış zamanda yanlış kararlar almaya kalkan iyi niyetli birisi olduğunu düşünüyorum. fatih hoca için sezon sonunu beklemek istememesi bence yanlıştı ama diyelim ki bunu yaptı getireceği kişi kesinlikle üst düzey cv sahibi olmalıydı. sadece bu plansizlik bile işlerini çok zorlastirdi. umarım devre arasi transferleri daha fazla geç kalmaz da sezon sonunda daha iyi bir ortamda bulunuruz. yoksa mayısı görmeden seçim kararı almak durumunda kalabilir.
  • 2441
    sanki kulüp yönetmiyor da her açıklamasında kendini aklıyor gibi konuşan başkan. tepeden tırnağa amatörce yönetiyor kulübü. ayrıca yönetime gelince yönetim kurulu üyelerinin sosyal medya kullanmayacağını açıklamamış mıydı bunlar? adam kişisel hesabını kulübün iletişim aracı gibi kullanıyor. yani bunlara bakınca bu adamlar nasıl ceo oluyor nasıl holding falan yönetiyor anlayamıyorum. bazı insanlar gerçekten çok şanslı oluyor bu dünyada hak ettiğinden çok.
  • 2443
    işlerin buralara kadar gelebileceğini eminim kendisi tahmin etmiyordu.
    oysa yapılması gereken çok basitti.
    dere geçerken at değiştirilmez diyip desteğini açıklasaydı,
    ara dönemde eksikleri kapatıp,
    full avrupa konsantre ve ligde de olabildiğince avrupa katılım sınırı zorlansaydı,
    bu taraftar zaten emeğin karşılığında sizlere sabır gösterirdi.
  • 2445
    ligdeki durumumuzdan mütevellit transferi elzem olarak görüyordum lakin her dakika bir öncekinden daha kalitesiz isimlerle görüşüyor burak elmas. hal böyle olunca da transferden bile korkar oldum. şu anki kadrodan daha kötü hale getiremez demeyin lütfen.
    başkanımız 2. ligden kaleci getirip musleraya lisans çıkartmayabilir, kirada 250.000 liraya geri çağırabileceği 1.ligin en formda kalecisi batuhanı geri çağırmayabilir. tek stoper yedeği olarak alpaslan (!) görüp luyindamaya maaş ödememeyi kar sayıp bedava yollayabilir. 1.5 yıldır top oynamayan omarı yedek sağ bek yapabilir. fırsat transferi olarak gedsonu almayabilir. defansif ortasaha adına her seferinde daha da kalitesiz isimlerle görüşüp kimseyi almadan da gelebilir.
    gerçekten başkanımız cidden başarılı başarısızlıkta. bakın sene başından beri taraftara ne olmasın diye sorulan her şey başımıza geldi.(bir küme düşme var, allahım sen yaşatma) kendisi ,ekibi,medyası ve destekçileri bu konuda çok emek verdi. hepsini ayrı ayrı tebrik ediyorum.
  • 2447
    “20 günde ne değişmişti başkan?” sorusunu akıllara getiren başkan.

    https://www.instagram.com/...utm_medium=copy_link

    olaya galatasaray değil de kendi açısından bakıldığında dahi çok kötü bir karar vererek fatih terim’i göndermiştir.

    hoca görevdeyken futbolun sorumlusu olduğundan, başkana eleştiriler fatih terim kalkanından kalanlar olarak dönüyordu. savaşın ortasında dört yandan gelen okları savuşturmaya çalışan kalkanını bıraktı.

    sonuç olarak ne galatasaray’a ne de kendi kariyerine olumlu bir hamle yapabildi...
  • 2448
    https://twitter.com/.../1066002765900652546

    zamanında iletişim konusunda problem olduğunu söyleyen başkan. o zamanlar sosyal medya trollerini arkaya alıp böyle twitter'dan atıp tutmak kolaydı tabii.

    https://twitter.com/...vlGWonAdin3zy8fOFgJg

    şimdi ne satın aldığımız kişiye ödenen bonservisi, ne de maaşını biliyoruz. bugün luyindama satın alma opsiyonu ile kiralandı mesela. ama kiralık yollarken para aldık mı, maaşının hepsini onlar mı ödüyor, satın alma opsiyonu kaç para? hiçbir şeyi bilmiyoruz. bu yönetim hergün beni kendisinden bir tık daha soğutuyor.

    mesela zamanında yazdık hep, maaşları açıklamazsa, bonservisleri açıklamazsa komisyon muhabbeti döner diye. şimdi her gün gazetlerde menajer haberleri duyuyoruz mesela. doğrudur demiyorum ama böyle gizli saklı iş yaparsanız ağzı olan konuşur.
  • 2449
    kendisinin başkan seçilmesini çok istiyordum. 2018'de ozan korkut ile yola çıktıklarından beri gönlümden geçen isimlerden biriydi, ilk seçimde aday olacağını da biliyordum. çok büyük hayal kırıklığı yarattı. verdiği hiç bir sözü tutmadı, rahmetli başkan sayın mustafa cengiz'i nasıl eleştirdiğimi bilenler vardır, rahmetliyi hangi konuda eleştirdiysek aynı hataları yapmaya devam etti, bir gram ilerleme gösteremedik.

    kısa bir sürede galatasaray tarihinin en başarısız yönetimlerinden biri haline geldi. zaten son yıllarda iyi bir yönetim çıkaramadık. hangisi en kötü yönetimdi şeklinde bir çok tartışma dönüyor, son 20 yılı biraz değerlendirmek istiyorum, bu konuyla alakalı fikirlerim şu şekilde;

    rahmetli başkanımız sayın özhan canaydın tartışmasız bir şekilde başarısız yönetim dönemleri geçirdi, buna rağmen uzun süreler başkanlık yapabildi. günümüzdeki ortam olsa ilk dönemini tamamlaması bile imkansızdı. başarısız transferler, hatalı planlamalar, borçlanmalar ve saha içi başarısızlıklarla dolu bir dönemdi. ekiplerinde hep yönetim tecrübesi olan, iyi galatasaraylı isimler vardı ancak kötü yönettiler.

    sayın adnan polat dönemi de başarısız transferlerle, kötü saha sonuçlarıyla ve skandallarla geçen bir dönemdi. adnan polat kurtuluş yolunu fatih terim'de görmüştü ancak hoca polat yönetimiyle çalışmak istemedi ve sayın polat da bir ilki yaşadı ve ibrasızlık sonucu dönemini sonlandırdı.

    daha sonra sayın ünal aysal geldi ve rüzgar bir anda tersine döndü. son 20 yıldaki muhtemelen en güçlü yönetim kadrosuydu. semih haznedaroğlu, ali dürüst, sedat doğan, celal gürcan, mete başol, refik arkan, adnan öztürk, ali gürsoy, aka gündüz özdemir, adnan nas isimlerinden oluşan çok güçlü bir yönetim listesiydi. yönetim kurulunda bile başkan olabilecek adnan öztürk ve ali dürüst gibi isimler vardı. belki hatırlayanlar vardır bir kaç kere yazmıştım, adnan öztürk'ü başkanlık koltuğuna çok yakıştırıyorum ben, görmek istediğim bir kaç isimden birisidir. bu yönetimin yedek listesi de çok kuvvetliydi,ahmet yüce ocaklı, abdurrahim albayrak, emir sarıgül, mehmet cibara, necati demirkol isimlerinden oluşuyordu. sayın ahmet yüce ocaklı da bu kulüpte başkan olabilecek, güçlü ve değerli bir isimdir mesela. denetim kurulunda mete ikiz, ural aküzüm gibi camianın önemli isimleri mevcuttu. başarılı geçen bir dönemden sonra sayın aysal ilginç bir şekilde bu ekibi dağıttı ve daha zayıf bir listeyle seçime gitti, sonrasında hocayı gönderdi, başarısız sonuçlar geldi, genel kurul'dan yetki alamayınca da bırakıp gitti. seçilen ilk ekip devam etseydi çok daha farklı senaryolar izleyebilirdik.

    daha sonra rahmetli sayın duygun yarsuvat hocamız geldi, zor bir dönemde geçiş dönemini başarıyla şampiyon olarak tamamladı ve sezonu tamamladıktan sonra seçime gitti.

    sonraki seçimde duygun hocanın ekibinde bulunan sayın dursun özbek başkan seçildi, camia içinde bilinen bir isimdi ancak taraftarın tanımadığı bir isimdi. daha önce ünal aysal'ın ikinci seçimindeki listesinde bulunuyordu daha sonradan listeden çıkmıştı. ekonomik olarak güçlü bir isim, başarılı bir iş adamıydı. cengiz özyalçın, nasuhi sezgin, eşref alaçayır, cüneyt tanman, can topkasal, fatih işbecer, tayfun demir, ismail sarıkaya, ural aküzüm, tarık taşar, alper narman, hasan murat atay, ali yüce, burçin aslan ve selim arda üçer listesiyle seçime girdi sayın dursun özbek. bu listede de camianın bildiği, değerli isimler vardı. özellikle ural aküzüm, fatih işbecer, ali yüce, selim arda üçer gibi genç isimler ön plana çıkıyordu. ancak bu dönem de başarısızlıklarla geçen bir dönem olarak geride kaldı. çok hatalı planlamalar yapıldı, istikrar bir türlü sağlanamadı, hatalı transferler yapıldı. kısa bir sürede sayın dursun başkan bir çok taraftarın tepkisini topladı, bir çok insan kendisinden nefret etmeye başladı, ben de bu gruba dahildim. o dönemde gerçekten kendisinin galatasaray başkanı olmasından utanıyordum, kendisine karşı içimde en ufak bir sempati yoktu, gideceği günü dört gözle bekliyordum. sayın dursun özbek başkanlığının üçüncü yılında ciddi bir yatırım yaparak yüksek bedellerle, iş yapabilecek güzel bir kadro kurdu futbol takımına, takımı da genç teknik direktör igor tudor'a emanet etti. sezona iyi başlanıldı ancak bir süre sonra saha içinde başarısız sonuçlar geldi, igor tudor ile yollar ayrıldığında takım ligde 2. sıradaydı ancak kimsenin bir umudu kalmamıştı, camianın gözü fatih terim'e dönmüştü. başkan da bunu göz ardı etmedi ve takımın başına fatih terim'i getirdi ve erken seçim kararı aldı, bir diğer deyişle baskın seçim kararı aldı ve seçimi kaybetti. şu anda geçmişe dönüp baktığımda dursun özbek'e karşı daha objektif bir şekilde bakabiliyorum. ilk iki yılından sonra sonunda başkanlığı ve kulüp yönetmeyi öğrenmiş bir başkan görüyorum, takımı da fatih terim'e emanet etmişti. seçime gitmeyip sezonu tamamlasak o takım o sene yine şampiyon olacaktı, hem de son maça kalmadan daha güçlü bir şekilde olurdu bu. badou ndiaye satılmamış olacaktı, gelen teklife rağmen dursun özbek'in gerekirse sezon sonu daha az bedele satalım, önemli olan şampiyonluk dediğini biliyorum. o dönem 18m € teklif gelmiş ilk olarak, dursun özbek sezon sonunda 13m €'ya bile satmaya razıydı, takımın güç kaybetmemesini istemiş. daha sonra yönetim değişince yeni gelen yönetim tekrardan masaya oturuyor ve bir öncekinden daha düşük bir teklif olan 16m €'ya bonservisini veriyordu. dursun özbek'in devam ettiği durumda muhtemelen hocanın isteğiyle kadroya bir kaç takviye daha yapılacaktı, ndiaye takımda kalacaktı ve rahatlıkla şampiyonluğa ulaşacaktı. bu durumda dursun özbek'in taraftar desteğini de arkasına alması muhtemeldi, kimse inkar etmesin, galatasaray taraftarı, yada genel olarak türk futbol taraftarlığı futbol takımının saha içi sonuçlarına önem verir, gerisini çok fazla takmaz. top çizgiyi geçiyorsa başkan da başarılıdır, yönetim de, hoca da, futbolcular da. topun çizgiyi geçmediği durumu zaten biliyoruz. o sezonun sonunda da dursun özbek şampiyon başkan olarak girdiği seçimi rahatlıkla kazanır, 3 sene daha devam ederdi görevine. fatih hocayla da sorun yaşayacağını düşünmüyorum, son dönemde elini ayağını çekip her şeyi hocaya bırakmıştı, transferlerde gerekli maddi kaynağı da bir sonraki yönetime göre rahatlıkla sağlayabilirdi.

    bir sonraki başkanımız ise rahmetli sayın mustafa cengiz oldu. taraftarın bilmediği bir isimdi ancak dursun özbek'e karşı kim gelirse gelsin destekleriz kafasındaydı herkes. x bir isim de çıksa taraftar o x ismini destekleyecekti. büyük bir taraftar desteğiyle mustafa cengiz baskın seçimi kazandı, geçiş dönemini şampiyon olarak tamamladı ve mayısta söz verdiği olağan seçimi yapıp tekrardan büyük bir destekle başkan seçildi. o dönemde de dursun özbek nefretiyle benim de çok sevdiğim ve desteklediğim bir yönetim kuruluydu mustafa cengiz ve ekibi. ancak kısa sürede rüzgar tersine döndü, transfer başarısızlıkları, hatalı planlamalar, iletişimsizlik, skandallar, camianın bölünmesi gibi sayısı artabilecek bir çok hata yapıldı ve en başarısız yönetimlerden birisi olarak tarihe geçtiler. daha önce bu konularda zaten uzun uzun yazdım, bu ekip hakkında daha fazla detay vererek tekrara düşmek istemiyorum.

    daha sonra yine büyük bir taraftar desteğiyle mevcut başkanımız sayın burak elmas geldi, yönetimi de çok güçlü görünüyordu. ünal aysal'ın ilk listesinden sonraki en güçlü listeydi, çok ciddi vaatlerle gelmişlerdi. yıllardır istediğimiz kurumsallaşmayı yapabileceklerini düşünmüştük. ancak yine şaşırmadığımız bir şekilde rüzgar tersine döndü. yönetim kurulu dağıldı, başkanın beraber yola çıktığı en yakınındaki isimler, köksal ünlü ve rezan epözdemir yönetimden ayrıldı, daha sonra seçim vaadi olan fatih terim ile arkasından iş çevirilerek yakışmayan bir şekilde yollar ayrıldı, neredeyse verdikleri hiç bir sözü de tutmadılar. sponsorluklar, tesisleşme, kurumsal iletişim gibi sözler. ışıtan gün gibi bir skandal yaşandı, sportif a.ş.'ye atanan ceo gibi sorunlar da vardı.

    bu yönetimlerden en kötüsü şudur diye bir kanıda bulunamıyorum. hepsinin farklı yönlerden eksiklikleri ve başarısızlıkları vardı. birbirlerine göre ağır basan ve hafif kalan tarafları vardı. çoğunluğa göre hala en kötü başkan dursun özbek, rahmetli mustafa cengiz ve özhan canaydın'ı da en kötü başkan olarak görenler de var, adnan polat diyeni de var, mevcut başkan burak elmas diyen de. hepsinin ortak noktası ise başarısız olmaları ve yönetememektir.

    an itibariyle galatasaray yine bir seçim sürecinin içerisinde gibi gözüküyor. camia içindeki ağır toplar şimdiden listeleri oluşturmaya başladı. mart 2022'de yapılacak olağan mali genel kurul'un çok sert geçeceği konuşuluyor. "ya ibrasızlık ya seçim" sopası sayın başkan burak elmas'a gösterilecek, başkan da kulübü mayıs ayında seçime götürecektir. genel fikir tek adaylı, güçlü isimlerin birlik olduğu, camianın büyük çoğunluğunun bölünmeden hem fikir olduğu bir yönetim kurulunun oluşturulması fikri. son seçimde sayın burak elmas sadece 41 oy farkla, tüm oyların sadece %33'ünü alarak başkan seçilmişti. o gün bu durumun ileride sıkıntılar yaratacağını söyleyen bir çok isim olmuştu. artık tartışılmayacak, üç yıl boyunca rahat kafayla galatasaray'ı yönetecek bir yönetim ortaya çıkmalı. ahmet yüce ocaklı, dursun özbek, adnan öztürk, eşref hamamcıoğlu, metin öztürk gibi isimlerin seçim çalışması içinde olduğu camia içinde konuşuluyor. bu çalışmalar sonucundan umarım bir konsensus oluşur ve tek adaylı güçlü bir yönetimle seçime gidilir. bu arada ne yazık ki belirtmek istiyorum, çünkü bu konuda da itham edileceğimden eminim, dursun özbek kısmını uzun tuttum, kesinlikle dursun özbekçi değilim, o kısımda da belirttiğim gibi yönetimde oldukları dönemde kendilerinden nefret ediyordum, ancak günümüzde geriye dönüp baktığımda, o döneme göre yaşımın da verdiği olgunlukla objektif olarak yorumlamaya çalıştım. kötü bir yönetimle, başarısız ve skandallarla dolu bir dönem geçirmişlerdi ancak son yıllarında fena gitmiyorlardı ve sayın özbek başkan nasıl olunur öğrenmeye başlamıştı, baskın seçim yapmasalar olağan seçimde rahatlıkla seçilip devam edeceklerini düşünüyorum. fatih terim'e gerekli rahatlığı sağladıkları takdirde de başarılı bir yönetim kurulu olarak rüzgarı kendi arkalarına alıp taraftar gözünde efsane başkan statüsüne çıkabilirdi.

    umarım galatasaray için en hayırlısı olur. sayın başkan burak elmas ve ekibi desteklediğim için pişmanlık yaşıyorum, burada tartıştığım çok fazla arkadaş olmuştu bu konuda. burak elmas'ın paralı trollü bile ilan edildiğim olmuştu. bu yönetimin yapamayacağını söyleyen arkadaşlar haklı çıktı, umarım galatasaray daha fazla zarar görmeden buradan bir çıkış yolu buluruz. ve sayın başkan, son sözüm size;

    birlikte çok şey başaramayacağız, lütfen en kısa sürede gerekeni yapın ve mayıs ayında kulübü olağanüstü seçinli genel kurul'a götürün.
App Store'dan indirin Google Play'den alın