kendisinin başkan seçilmesini çok istiyordum. 2018'de
ozan korkut ile yola çıktıklarından beri gönlümden geçen isimlerden biriydi, ilk seçimde aday olacağını da biliyordum. çok büyük hayal kırıklığı yarattı. verdiği hiç bir sözü tutmadı, rahmetli başkan sayın
mustafa cengiz'i nasıl eleştirdiğimi bilenler vardır, rahmetliyi hangi konuda eleştirdiysek aynı hataları yapmaya devam etti, bir gram ilerleme gösteremedik.
kısa bir sürede galatasaray tarihinin en başarısız yönetimlerinden biri haline geldi. zaten son yıllarda iyi bir yönetim çıkaramadık. hangisi en kötü yönetimdi şeklinde bir çok tartışma dönüyor, son 20 yılı biraz değerlendirmek istiyorum, bu konuyla alakalı fikirlerim şu şekilde;
rahmetli başkanımız sayın
özhan canaydın tartışmasız bir şekilde başarısız yönetim dönemleri geçirdi, buna rağmen uzun süreler başkanlık yapabildi. günümüzdeki ortam olsa ilk dönemini tamamlaması bile imkansızdı. başarısız transferler, hatalı planlamalar, borçlanmalar ve saha içi başarısızlıklarla dolu bir dönemdi. ekiplerinde hep yönetim tecrübesi olan, iyi galatasaraylı isimler vardı ancak kötü yönettiler.
sayın
adnan polat dönemi de başarısız transferlerle, kötü saha sonuçlarıyla ve skandallarla geçen bir dönemdi. adnan polat kurtuluş yolunu
fatih terim'de görmüştü ancak hoca polat yönetimiyle çalışmak istemedi ve sayın polat da bir ilki yaşadı ve ibrasızlık sonucu dönemini sonlandırdı.
daha sonra sayın
ünal aysal geldi ve rüzgar bir anda tersine döndü. son 20 yıldaki muhtemelen en güçlü yönetim kadrosuydu.
semih haznedaroğlu,
ali dürüst,
sedat doğan,
celal gürcan,
mete başol,
refik arkan,
adnan öztürk,
ali gürsoy,
aka gündüz özdemir,
adnan nas isimlerinden oluşan çok güçlü bir yönetim listesiydi. yönetim kurulunda bile başkan olabilecek
adnan öztürk ve
ali dürüst gibi isimler vardı. belki hatırlayanlar vardır bir kaç kere yazmıştım,
adnan öztürk'ü başkanlık koltuğuna çok yakıştırıyorum ben, görmek istediğim bir kaç isimden birisidir. bu yönetimin yedek listesi de çok kuvvetliydi,
ahmet yüce ocaklı,
abdurrahim albayrak,
emir sarıgül,
mehmet cibara,
necati demirkol isimlerinden oluşuyordu. sayın
ahmet yüce ocaklı da bu kulüpte başkan olabilecek, güçlü ve değerli bir isimdir mesela. denetim kurulunda
mete ikiz,
ural aküzüm gibi camianın önemli isimleri mevcuttu. başarılı geçen bir dönemden sonra sayın aysal ilginç bir şekilde bu ekibi dağıttı ve daha zayıf bir listeyle seçime gitti, sonrasında hocayı gönderdi, başarısız sonuçlar geldi, genel kurul'dan yetki alamayınca da bırakıp gitti. seçilen ilk ekip devam etseydi çok daha farklı senaryolar izleyebilirdik.
daha sonra rahmetli sayın
duygun yarsuvat hocamız geldi, zor bir dönemde geçiş dönemini başarıyla şampiyon olarak tamamladı ve sezonu tamamladıktan sonra seçime gitti.
sonraki seçimde duygun hocanın ekibinde bulunan sayın
dursun özbek başkan seçildi, camia içinde bilinen bir isimdi ancak taraftarın tanımadığı bir isimdi. daha önce ünal aysal'ın ikinci seçimindeki listesinde bulunuyordu daha sonradan listeden çıkmıştı. ekonomik olarak güçlü bir isim, başarılı bir iş adamıydı.
cengiz özyalçın,
nasuhi sezgin,
eşref alaçayır,
cüneyt tanman,
can topkasal,
fatih işbecer,
tayfun demir,
ismail sarıkaya,
ural aküzüm,
tarık taşar,
alper narman,
hasan murat atay,
ali yüce,
burçin aslan ve
selim arda üçer listesiyle seçime girdi sayın dursun özbek. bu listede de camianın bildiği, değerli isimler vardı. özellikle
ural aküzüm,
fatih işbecer,
ali yüce,
selim arda üçer gibi genç isimler ön plana çıkıyordu. ancak bu dönem de başarısızlıklarla geçen bir dönem olarak geride kaldı. çok hatalı planlamalar yapıldı, istikrar bir türlü sağlanamadı, hatalı transferler yapıldı. kısa bir sürede sayın dursun başkan bir çok taraftarın tepkisini topladı, bir çok insan kendisinden nefret etmeye başladı, ben de bu gruba dahildim. o dönemde gerçekten kendisinin galatasaray başkanı olmasından utanıyordum, kendisine karşı içimde en ufak bir sempati yoktu, gideceği günü dört gözle bekliyordum. sayın dursun özbek başkanlığının üçüncü yılında ciddi bir yatırım yaparak yüksek bedellerle, iş yapabilecek güzel bir kadro kurdu futbol takımına, takımı da genç teknik direktör
igor tudor'a emanet etti. sezona iyi başlanıldı ancak bir süre sonra saha içinde başarısız sonuçlar geldi, igor tudor ile yollar ayrıldığında takım ligde 2. sıradaydı ancak kimsenin bir umudu kalmamıştı, camianın gözü
fatih terim'e dönmüştü. başkan da bunu göz ardı etmedi ve takımın başına fatih terim'i getirdi ve erken seçim kararı aldı, bir diğer deyişle baskın seçim kararı aldı ve seçimi kaybetti. şu anda geçmişe dönüp baktığımda dursun özbek'e karşı daha objektif bir şekilde bakabiliyorum. ilk iki yılından sonra sonunda başkanlığı ve kulüp yönetmeyi öğrenmiş bir başkan görüyorum, takımı da fatih terim'e emanet etmişti. seçime gitmeyip sezonu tamamlasak o takım o sene yine şampiyon olacaktı, hem de son maça kalmadan daha güçlü bir şekilde olurdu bu.
badou ndiaye satılmamış olacaktı, gelen teklife rağmen dursun özbek'in gerekirse sezon sonu daha az bedele satalım, önemli olan şampiyonluk dediğini biliyorum. o dönem 18m € teklif gelmiş ilk olarak, dursun özbek sezon sonunda 13m €'ya bile satmaya razıydı, takımın güç kaybetmemesini istemiş. daha sonra yönetim değişince yeni gelen yönetim tekrardan masaya oturuyor ve bir öncekinden daha düşük bir teklif olan 16m €'ya bonservisini veriyordu. dursun özbek'in devam ettiği durumda muhtemelen hocanın isteğiyle kadroya bir kaç takviye daha yapılacaktı, ndiaye takımda kalacaktı ve rahatlıkla şampiyonluğa ulaşacaktı. bu durumda dursun özbek'in taraftar desteğini de arkasına alması muhtemeldi, kimse inkar etmesin, galatasaray taraftarı, yada genel olarak türk futbol taraftarlığı futbol takımının saha içi sonuçlarına önem verir, gerisini çok fazla takmaz. top çizgiyi geçiyorsa başkan da başarılıdır, yönetim de, hoca da, futbolcular da. topun çizgiyi geçmediği durumu zaten biliyoruz. o sezonun sonunda da dursun özbek şampiyon başkan olarak girdiği seçimi rahatlıkla kazanır, 3 sene daha devam ederdi görevine. fatih hocayla da sorun yaşayacağını düşünmüyorum, son dönemde elini ayağını çekip her şeyi hocaya bırakmıştı, transferlerde gerekli maddi kaynağı da bir sonraki yönetime göre rahatlıkla sağlayabilirdi.
bir sonraki başkanımız ise rahmetli sayın
mustafa cengiz oldu. taraftarın bilmediği bir isimdi ancak
dursun özbek'e karşı kim gelirse gelsin destekleriz kafasındaydı herkes. x bir isim de çıksa taraftar o x ismini destekleyecekti. büyük bir taraftar desteğiyle mustafa cengiz baskın seçimi kazandı, geçiş dönemini şampiyon olarak tamamladı ve mayısta söz verdiği olağan seçimi yapıp tekrardan büyük bir destekle başkan seçildi. o dönemde de dursun özbek nefretiyle benim de çok sevdiğim ve desteklediğim bir yönetim kuruluydu mustafa cengiz ve ekibi. ancak kısa sürede rüzgar tersine döndü, transfer başarısızlıkları, hatalı planlamalar, iletişimsizlik, skandallar, camianın bölünmesi gibi sayısı artabilecek bir çok hata yapıldı ve en başarısız yönetimlerden birisi olarak tarihe geçtiler. daha önce bu konularda zaten uzun uzun yazdım, bu ekip hakkında daha fazla detay vererek tekrara düşmek istemiyorum.
daha sonra yine büyük bir taraftar desteğiyle mevcut başkanımız sayın
burak elmas geldi, yönetimi de çok güçlü görünüyordu.
ünal aysal'ın ilk listesinden sonraki en güçlü listeydi, çok ciddi vaatlerle gelmişlerdi. yıllardır istediğimiz kurumsallaşmayı yapabileceklerini düşünmüştük. ancak yine şaşırmadığımız bir şekilde rüzgar tersine döndü. yönetim kurulu dağıldı, başkanın beraber yola çıktığı en yakınındaki isimler,
köksal ünlü ve
rezan epözdemir yönetimden ayrıldı, daha sonra seçim vaadi olan fatih terim ile arkasından iş çevirilerek yakışmayan bir şekilde yollar ayrıldı, neredeyse verdikleri hiç bir sözü de tutmadılar. sponsorluklar, tesisleşme, kurumsal iletişim gibi sözler.
ışıtan gün gibi bir skandal yaşandı, sportif a.ş.'ye atanan ceo gibi sorunlar da vardı.
bu yönetimlerden en kötüsü şudur diye bir kanıda bulunamıyorum. hepsinin farklı yönlerden eksiklikleri ve başarısızlıkları vardı. birbirlerine göre ağır basan ve hafif kalan tarafları vardı. çoğunluğa göre hala en kötü başkan dursun özbek, rahmetli mustafa cengiz ve özhan canaydın'ı da en kötü başkan olarak görenler de var, adnan polat diyeni de var, mevcut başkan burak elmas diyen de. hepsinin ortak noktası ise başarısız olmaları ve yönetememektir.
an itibariyle galatasaray yine bir seçim sürecinin içerisinde gibi gözüküyor. camia içindeki ağır toplar şimdiden listeleri oluşturmaya başladı. mart 2022'de yapılacak olağan mali genel kurul'un çok sert geçeceği konuşuluyor. "ya ibrasızlık ya seçim" sopası sayın başkan
burak elmas'a gösterilecek, başkan da kulübü mayıs ayında seçime götürecektir. genel fikir tek adaylı, güçlü isimlerin birlik olduğu, camianın büyük çoğunluğunun bölünmeden hem fikir olduğu bir yönetim kurulunun oluşturulması fikri. son seçimde sayın burak elmas sadece 41 oy farkla, tüm oyların sadece %33'ünü alarak başkan seçilmişti. o gün bu durumun ileride sıkıntılar yaratacağını söyleyen bir çok isim olmuştu. artık tartışılmayacak, üç yıl boyunca rahat kafayla galatasaray'ı yönetecek bir yönetim ortaya çıkmalı.
ahmet yüce ocaklı,
dursun özbek,
adnan öztürk,
eşref hamamcıoğlu,
metin öztürk gibi isimlerin seçim çalışması içinde olduğu camia içinde konuşuluyor. bu çalışmalar sonucundan umarım bir konsensus oluşur ve tek adaylı güçlü bir yönetimle seçime gidilir. bu arada ne yazık ki belirtmek istiyorum, çünkü bu konuda da itham edileceğimden eminim, dursun özbek kısmını uzun tuttum, kesinlikle dursun özbekçi değilim, o kısımda da belirttiğim gibi yönetimde oldukları dönemde kendilerinden nefret ediyordum, ancak günümüzde geriye dönüp baktığımda, o döneme göre yaşımın da verdiği olgunlukla objektif olarak yorumlamaya çalıştım. kötü bir yönetimle, başarısız ve skandallarla dolu bir dönem geçirmişlerdi ancak son yıllarında fena gitmiyorlardı ve sayın özbek başkan nasıl olunur öğrenmeye başlamıştı, baskın seçim yapmasalar olağan seçimde rahatlıkla seçilip devam edeceklerini düşünüyorum.
fatih terim'e gerekli rahatlığı sağladıkları takdirde de başarılı bir yönetim kurulu olarak rüzgarı kendi arkalarına alıp taraftar gözünde efsane başkan statüsüne çıkabilirdi.
umarım galatasaray için en hayırlısı olur. sayın başkan burak elmas ve ekibi desteklediğim için pişmanlık yaşıyorum, burada tartıştığım çok fazla arkadaş olmuştu bu konuda. burak elmas'ın paralı trollü bile ilan edildiğim olmuştu. bu yönetimin yapamayacağını söyleyen arkadaşlar haklı çıktı, umarım galatasaray daha fazla zarar görmeden buradan bir çıkış yolu buluruz. ve sayın başkan, son sözüm size;
birlikte çok şey başaramayacağız, lütfen en kısa sürede gerekeni yapın ve mayıs ayında kulübü olağanüstü seçinli genel kurul'a götürün.