dördüncü hafta itibari ile 18 takımlı ligin seyirci ortalaması 41.257'dir. tabii ki stadyumuna en fazla seyirciyi konuk eden takım
borussia dortmund.
hatırlatmak istiyorum dortmund'un stadyumu yani
signal iduna park'ın toplam kapasitesi 80.552'dir. geçen 4 hafta sonunda ulaştıkları seyirci ortalaması ise; 75,150. bu da demek oluyor ki bundesliga'nın 41.257'lik seyirci ortalamasının aşşağı yukarı iki katı kadar. fakat sürekli ''futbolda taraftarın itici gücü'' olarak bahsedilen taraftar artısı maalesef dortmund'u orta sıralardan alıkoyamıyor. aslında sadece taraftar artısı ile sınırlayamayız bu takımı. özellikle dikkat ettiyseniz sarı-siyah tribünlerin ne denli ürpertici olduğunu sezebilirsiniz. kısacası sahip olduğu renkler dahil her şeyi ile güzel futbol için günümüzde varolan borussia dortmund'un ne yazık ki bizlere geçmişi aratma huyu devam etmektedir. puan durumunda 12. sıradalar.
bayern munich'in
allianz arena'sı var. ne güzel değil mi? evet bence de. seyircinin en çok çekildiği diğer bir stadyumdur allianz arena. geçen 4 hafta sonunda ortalama seyirci sayısı; 69.600'dür. hemen belirteyim, bu stadyumun toplam kapasitesi; 69.901'dir. yani neredeyse tamamına yakını doluyor lig maçlarında. zaten avrupa maçlarında iğne atsan yere düşmez statüsünde. puan durumunda 5. sıradalar. robben'in gelmesiyle 2 gol atıp takımı havaya sokması bir oldu. artık devrini yükselten, vitesi bu orantıda arttıran bir münich izleyeceğiz. hiç şüphem yok.
veltins arena'da seyircisinin önüne çıkan schakle 04 tribünleri her maç dolu diyebiliriz. aynen allianz arena'da olduğu gibi. toplam kapasitesi 61.482 olan bu stadyumun seyirci ortalaması 60.500 ile haftayı kendi kurduğum
seyirci ortalaması ligi'nde 3.sırada kapıyor. bundesliga'da 7 puanla dördüncü sıradalar.
hsh nordbank arena'nın ayaktaki seyircileri ile birlikte maksimum kapasitesi 57.274 olmakla beraber
hamburger sv'nin evinde rakiplerini ağırladığı karşılaşmalarda bu sezon tamamı doldu tribünlerin. yani 57 binde 57 bin diyebilirz. bingo! hiç azımsanamayacak rakamlar gerçekten. tamamı dolan stadyumun futbolculara olan itici gücü mü desek? ya da oynanılan kaliteli futbol mu? buna tam karar veremesem de bundesliga puan durumunun karar verdiği sonuca göre ilk sıradalar.
evet şimdilik ilk 4 takıma yer verdim. alışılagelmişin aksine puan tablolarına göre hareket etmedim. seyirci ortalamalarını baz aldım. ilk dört bu şekilde oluştu. tabii ki ilerleyen haftalarda da pek bir oynama olmaz. en azından şunun için olmaz; stadyum kapasitesi yüksek olan takımlar zaten bundesliga'da seyirci ortalamasının hep üstündedir. çünkü onlarda maça gitme alışkanlığı var. yani her maç neredeyse tam kadro seyirci ile şenleniyor. 80.000 kişilik signal iduna park'ın tribünleri tamamı ile doluyorken, 20.300 seyirci kapasiteli mainz'ın(stadion am bruchweg) tribünleri de eksiksiz dolabiliyor. tabii ki arada yarı yarıya kapasite-seyirci ikileminde düşüş gösteren stadyumlar da yok değil. mesela:
hertha berlin'in yani
berlin olimpiyat stadyumu'nun toplam kapasitesi 74.500 iken, seyirci ortalaması ise maç başına 42.165 kişidir. kapasite ve konuk edilen seyirci hesabı yaparsak en az desteği gören takım bu anlamda hertha berlin oluyor. madem bu kadar berlin de berlin dedik, puan durumlarına değinmeden geçmeyelim. 4 haftada toplayabildikleri 3 puan ile 16.sıradalar. ilerleyen haftaları merakla beklemekteyim.
bir de sürekli bir kıyaslama içerisindeyiz. misal: '' işte bakın almanya'da insanlar maçlara ne kadar çok ilgi gösteriyor'' gibi. fakat unuttukları bir şey var sanırım. tamam buna katılıyorum bu bir gerçek. insanlar stadyuma gidiyor, sürekli ilgililer. peki ya maçların başlama saatleri kaçta? hemen söyleyeyim:
bazen haftanın açılış maçları 20:30'da başlıyor. bunun dışında bundesliga'da en geç başlayan maçın saati 18.30'dur. bir diğer deyişle, bundesliga'da maçların başlama saatleri 15.30 ile 18.30 arasında değişmektedir. genelde ise 15.30 dilimine sadık kalınır. tabii böyle bir durumda doğal olarak stadyumlara çoluk çocuk hep beraber giden almanlar bir hayli kalabalıklaştırıyor tribünleri. aslında bunlar birer bahane asla olamaz. futbol sevgisi ayrı bir olaydır. bu oyunu sevmeyen insanları zorla sokamazsınız zaten stadyumlara. son olarak haftanın olayı;
- robben'in munich'e gelişi diyorum. gol krallığında ise durum:
eren derdiyok (3) ve takım arkadaşı
stefan kießling (3) (b.leverkusen) , (gbkz: jiri tajner) (3) (hannover 96) şeklindedir. 4. haftada kırmızı kart gören oyuncu ise:
patrick ochs (eintracht frankfurt)
bundesliga'da geçen 4 hafta analizlerim bu şekilde oldu. her hafta olmasa da sıklıkla bundesliga notlarımdan detayları verme niyetindeyim.