yanında oynayan oyuncunun bir önemi yoktur, isterse busquets ile oynasın.
neden olduğunu hemen açıklayayım. hazırlık maçlarında bilal'in harika bir transfer olduğu algısı vardı çünkü bilal'in defansif meziyetleri herkesin malumu, bu yaştan sonra adam tabii ki melo'ya evrilecek değil. dolayısıyla kendisi maçlarda "0" defansif katkı bile verse onu asıl değerlendireceğimiz husus hücumdaki etkisi.
şimdi hazırlık döneminde bilal hücum olarak çok etkili bir görüntü çizdi çünkü maçların biraz gazozuna oynanıyor olmasından ötürü rakipler çok fazla orta alan mücadelesine girmiyor ve bilal'e alan bırakıyordu. e hal böyle olunca da o da rahat rahat ara paslarını, diyagonal paslarını sergiliyordu.
lig başladı, bilal'in niye galatasaray orta sahasında fark yaratamayacağı ortaya çıktı. bilal pas ve şuttan başka bir hücum kabiliyeti olmayan bir futbolcu. akhisarda oynarken siz orta sahada çok fazla baskı görmüyor olabilirsiniz ama galatasarayda durum böyle değil tabii ki. hemen hemen her takım orta saha bölgesine sıklıkla pres uygulayacak, pas opsiyonlarınızı kullanmanız için gereken alanı bulamayabileceksiniz her zaman. bilal çalımla rakiplerini ekarte edebilecek bir oyuncu da değil. bu nedenle presi gördüğü zaman sıklıkla yana ve geriye oynayacak ki dünkü maçta
* olan da tam olarak buydu.
neticede galatasaray'da oynayan bilal'in yanında kimin olduğunun bir önemi yoktur, karşıdaki rakibin orta alanda sizi ne ölçüde karşıladığı önemlidir. hepimiz biliyoruz ki bizim için önemli neredeyse bütün maçlarda önemli ölçüde presle karşılaşacağız. hal böyleyken bilal'in hücum etkinliği de sıfıra yakın olacak. defansif meziyeti de olmayan futbolcunun galatasaray kadrosundaki yeri de dolayısıyla türkiye kupası maçlarından öteye gitmeyecektir.
o halde emre çolak'ın olduğu takıma neden transfer edildi, neden ligde sivasspor gibi çetin bir deplasmanda ilk 11 başlıyor sorularının cevabını sayın hamza hamzaoğlu'nun vermesi gerekir.