insan anasından doğduğunda daha şanslı olacak.
bu adam 2014 yılında, cesare prandelli'nin daha teknik direktörlük yaptığı zamanlarda bonservissiz serbest oyuncu olarak önerilmişti bize. imza parası, şusu, busu denilerek bir şekilde transferini gerçekleştiremedik. o sezondan itibaren swansea city'nin yolunu tuttu. eğer o dönem bize gelmiş olsaydı, 5+3'te kendisi için yer açmak büyük zahmet olacaktı. ilk 11'de muslera, felipe melo, sneijder ve chedjou'nun banko oynadığı o sezonda telles, bruma ve kendisi için her maç o son yabancı kontenjanı sorunu çekilecekti. kaldı ki yürüyene kadar oynaması gereken bir forvet ve partneri, yine yıldız bir forvet alındığında küsmesi ve performansı düşmesi muhtemel gol kralı santrafor takımın hücum hattında yer alıyordu. en azından o dönemde prandelli sonrası gelen teknik direktörümüzün fikirleri böyleydi. şimdi gomis'i oynatsak, bu iki çılgın santraforumuzdan en az birinin yedek kalıp, telles ve bruma'nın her ikisinin de kızağa çekilmesi gerekcekti. al sana mis gibi kadro mühendisliği harikası!
kaldı ki o kötü kurgulanmış kadroda, kendisinin de oynayabileceği pek müsait bir oyun olmayan gomis'in de istenen çizgiye ulaşması pek muhtemel olamaz, yedek kalması çok olası bir durum olacaktı. gomis yerine transfer ettiğimiz pandev, hatta ekürisi dzemaili de o sene lig maçlarında neredeyse hiç yoktular.
olan oldu, bu adamın bizimle olan hikayesi iptal değil, erteleme geçirmiş oldu. 3 yıl rötar ile bu sefer kesinlik kazanan transferi, forvetsizlikten kafayı yemiş galatasaray taraftarına ilaç gibi geldi. yalnızca ligde attığı 29 gol ile hem gol krallığı, ki bunu rekor ile gerçekleştirdi, hem de lig şampiyonluğu kazanan kadronun en büyük mimarlarından birisi oldu. taraftar ile yaşadığı iyi enerji, performansına olumlu yansıdı, taraftarın en sevdiği ve güvendiği oyuncuların başında geldi. yeşil burun adaları asıllı kanat oyuncusu, şimdinin fenerlisi garry rodrigues ile yakaladığı saha içi uyumu, birçok gol ve gollük pozisyona zemin hazırladı.
sonuç olarak galatasaray, şahitlik edenlerin asla unutamayacağı, camianın da 21. kez elde ettiği harika bir şampiyonluğa ulaşmış oldu.
her ne kadar saha içinde takımı için elinden gelenin maksimumunu veren biri olarak gördüysek de, bence biraz hem medya, hem de taraftar kanadından gelen eleştirilerin aşırıya kaçması sonucu mali sorunlar karşısında pek alttan almayan görüntüsü, üstüne fatih terim'in kafasındaki daha farklı bir forvet görüntüsüne uzak olması ve yaşı dolayısıyla para edebileceği köprüden önceki son çıkışta 6 milyon gibi hatırı sayılır bir bonservis bedeli karşılığı arabistan takımı al hilal'e transfer oldu.
gomis, galatasaray'da yalnızca bir sezon geçirmiş olsa da, taraftarla olan iyi iletişimi ve enerjisi hala devam eden isimlerden sadece birisi. instagram hesabında hala daha galatasaray ve taraftarları ile alakalı paylaşımlar yapıyor, çıktığı röportajlarda takımda bulunduğu zaman iyi hatıralarını söylüyor ve galatasaray için başarı dileklerinde bulunup, hala galatasaray'ın kalbinde derin bir yere sahip olduğunu söylüyor.
futbolculuk kısmını bir kenara koyarsak, gerek demeçleri, gerek hem saha içi, hem saha dışındaki kişiliği (karakteri), gerek de sempatik tavırları ve alçakgönüllü tavrıyla benim için galatasaray'da iyi ki oynamış diyip gurur duyduğum, beyefendi futbolcu tanımını yaptığım isimlerden birisidir.
merci bafé!