ligtv'deki konuşmasını az evvel izledim.
kendisi güzel şeyler düşünmüş, takdir ettim. çift yönlü oyun, çok koşmak, hızlı oynamak, hızlı oynayıp pas yapmak, kollektif olmak vs vs.
ben, futbol konuşmaya başladığımda takım olmanın öneminden(savunma ve hücumda birlikte hareket etmek), orta sahayı tutup hızlı oynamanın öneminden ve mücadele etmeden ikisinin de yapılamayacağından bahsederim. bakınız veriyorum, ben = (bkz:
sicko) benden farklı hiçbir şey söylememiş fark ettiyseniz. peki ben bi takıma hoca olsam bunu takımıma uygulatabilir miyim? cevap hayır. yeterli bilgim ve otoritem yok. peki aykut kocaman bunları uygulamaya dökebilecek mi? cevap hayır. sanmıyorum. antrenörlük yeterliliği kısıtlı bu adamdan sportif direktör olur(transferde ve kadro yapılanmasında başarılı) ama hoca(sahaya yayılım, oyuncu tercihleri, ilişkileri rezil) olmaz. işte o yapamayacağı bu işten milyonlar kazanıyor. enteresan.
futbolcularla ilişkileri berbat dedik. açıklamaya gerek bile bırakmayacak kadar net. alex ve baroni performansınız düştü, ocak dışısınız. para gidecek olmasa sözleşme feshedecek adam. bu işlerin böyle olmaması gerektiğini iş yaşamından ve öğrencilikten hepimiz biliyoruz.
tercih/ilişki/sahaya yayılım mevzusunda daha yazmaya gerek yok. malumun ilanı ve tekrarı olacak.
özet geçeyim piç olarak: fenerliler'in çoğuna umut saçtı, güzel günleri dört gözle beklemelerini sağladı. düşünceleriyle takdir kazandı. kendisine minnettarız. yüksekten düşmek her zaman daha çok acıtır ve yaralar. çok üzülsünler, çok yaralansınlar, çok ağlasınlar.
edit: ha bir de tuncay'ı ona takımda yer bulamayacağı ve çok yüksek kalibreli bir oyuncu olduğundan yedek bekleyeceği için istememiş. alex > emre > stoch > tuncay diğer ikisi yolcu, biri gitti, tuncay da gelmedi. adam yönetemeyeceğini almıyor, gönderiyor, gönderecek. komik desen değil. ilginç bir adam.