resim
Aydın Yılmaz
Takım:-
Mevki:Sağ Kanat
Yaş:36
Boy:1.79
Uyruk:Türkiye
  • 2727
    22 ocak 2014 elazığspor galatasaray maçında talihsizce bileği kırılan oyuncumuz.

    sakatlandığı an tualete koştum, nefesim kesildi bi an, geldiğimde camı açtım. ekrana arkamı döndüm, bakamadım.

    aklıma ilk gelen, ankaragücüne koyduğu, beşiktaşa uzaktan yasladığı goldü. gözlerim doldu, çok yazık oldu. o deplasmanda attığı 2 golün verdiği duygusallıkla boğazım düğümlendi, gözlerim doldu. insan o an olayın şokuyla neye uğradığını şaşırıyor.

    allah yardımcın olsun kardeşim.
  • 2730
    ayak bileğinde kırık olduğu söylenen oyuncumuza öncelikle geçmiş olsun diliyorum.
    sakatlığı hakkında henüz net bir bilgi yok, ama deniliyor ki fibula kemiği kırılmış ve sindesmosis yırtığı varmış.
    eğer durum sadece bundan ibaretse korkulacak bir şey yok. hemen kısaca bilgi vereceğim.
    şu gördüğünüz kemik fibula kemiği. http://imgim.com/fibula.jpg *
    fibula kemiği vücutta en az işe yarayan kemiklerden birisi. kırılması çok da kötü değil yani.
    hatta bazen vücudun başka bir bölgesinde kırık olur, onu onarmak için kemik parçası gerekir ki ortopedistler bu kemik parçasını fibuladan ya da leğen kemiğinden alırlar.
    neden bu kemik çok önemli değil, çünkü vücudun yükünü bu kemik taşımaz.
    yükü taşıyan esas kemik yanında yer alan tibia kemiği. halk dilinde kaval kemiği olarak da bilinir.

    fibula yük taşımıyorsa ne diye orada duruyor diye düşünebilirsiniz. fibulanın görevi, hemen yanındaki kemiğin* hareketini kolaylaştırmaktır, ve bazı kaslar fibulaya yapışır.
    ama en önemli görevi ise ayak bileğinin stabilizasyonunu sağlamak, yani ayak bileğinin dış kısmının burkulmalara karşı korur.

    bir diğer konumuz sindezmo denilen şey. bu ise fibula ile yanında ki tibianın ortasında yer alan bir bağ. eklemle pek ilgisi yok, sadece bu iki kemiği birbirine yapıştırıyor.
    burda resmi var. http://imgim.com/syndesmo.jpg arada tren yolu gibi mavi çizgilerden oluşan şey sindesmo işte.
    boylu boyunca uzanıyor 2 kemik arasında. pek önemli bir fonksiyonu yok bunun da.

    gelelim aydın'ı ilgilendiren kısma. aydın'da fibula kırığı ve sindesmo yırtığı varmış.
    benim izlediğim kadarıyla kırık olan yer eklemden uzakta. yani ayak bileğini oluşturan tibia ya da talus kemiklerinde bir kırık yok gibi.
    muhtemelen şöyle bir kırığı oldu. yuvarlak içindeki yer kırık hattını gösteriyor. http://imgim.com/fibulafrakt%C3%BCr.jpg
    bunun tamiri gayet basit. zaten fibula yük taşımadığı için kırığın kaynaması da kolay.
    şu ameliyat resmi. http://imgim.com/fibulasurgery.jpg
    kırmızı noktalarla gösterilen yeri kesip açıyorlar. kemiği uç uca getirip bir adet çivili platin plağı kemiğe çakıyorlar. mecburen böyle bir platinle kırığı birbirine sabitlemek gerekir yoksa oynama yapar.
    şu da ameliyat olmuş bir fibula kırığının görüntüsü. http://imgim.com/...stoperative_xray.jpg

    eğer sorun sadece bu ise korkulacak bir şey yok. aydın ameliyat olduktan sonra bir müddet çift koltuk değneği ile kırık olan bacağına yük vermeyecek.
    kaynamaya başladıkça önce parmak ucu basacak, sonra tam kaynama olacak ve bütün ağırlığını basacak.
    bu süre 3 ayı bulur. sindesmo denilen şey de zaten eklemle ilgisi olmayan bir bağ olduğundan o da 3 ay içinde çoktan iyileşmiş olur.
    aydın'ın bu 3 ay içinde kullanmadığı kasları iyice eridiğinden, bunları güçlendirmek için verilen egzersizleri yapacak, en geç 5-6 ay içinde eski haline dönecek.
    tabi tüm bu söylediklerim bahsi geçen fibula kırığı için geçerli.

    eğer eklemi içine alan bir tibia kırığı olursa durumu daha kötü. bakın burda bir resmi var, beyaz oklarla gösteriliyor. http://imgim.com/744incin7826002.jpg
    bu neden kötü, çünkü vücudun esas yükünü taşıyan eklem bu olduğundan kırığın hatasız düzelmesi çok önemli yoksa eklem kıkırdağı zedelenebilir.
    kıkırdak dediğimiz şey, eklemin üzerinde ekmeğe sürülmüş çikolata hattı gibi düşünebileceğiniz ince bir yapı. ekleme gelen yükün düzgünce tüm yüzeylere dağıtır bu kıkırdak.
    eğer o kıkırdak yüzey hasar görmüşse, ayak ekleminde genç yaşta kireçlenme olur ve maalesef bir daha top oynayamaz.
    ama kimse bundan bahsetmiyor, söylenilen şey fibula kırığı olduğu için bence endişelenecek bir durum yok. 5-6 ay içinde eskisinden daha sağlam olur fibula kemiği.
    o plak da orada kalır, çünkü onu çıkarmak için bir başka ameliyat gerekir ki, hiç lüzumu yok.
    jack wilshere'in 2011 yılında yaşadığı sakatlığı duymuşsunuzdur. naviküler kemiğinde stress kırığı olmuştu, adam ameliyat oldu.
    bakın bu onun bizzat kendisinin ayak röntgeni, arsenal fc resmi sitesinden buldum.
    dikkatli bakın 3 tane vida var orada. http://imgim.com/...4%B1%C4%9F%C4%B1.jpg
    yani bu adam ayağındaki 3 vida ile hala aktif futbol hayatına devam ediyor, bizim aydın bir tane plakla oynasa nolur ki?

    bakalım yine de net açıklama yarın yapılır. inşallah tek sorun fibula kırığıdır.

    neyse buradan tekrardan kendisine geçmiş olsun diliyorum. inşallah bir an önce aramıza döner de bizi oynadığı futbolla verem etmeye devam eder.
  • 2731
    aydın'ı severim ben, çoğunluğun aksine...

    evet çok şanslıdır belki, -ki bence tartışılır; sonra değineceğim bu noktaya.- insanlar bazen buna kızar bazen de vurdumduymazlığından dem vururlar.

    herkesin farklı bir mizacı var. üzülen bir adam o an gülümseyebilir, gamsız gibi görünen adam belki de en canı sıkkınlardan biri olabilir. aydın'ın vurdumduymaz olduğunu düşünenler sanırım biraz da saha içindeki aheste görünüşüne bakıp böyle bir karara varıyorlar. kimisi de bunca sene kadroda bulunup kendisini geliştirmediğinden dem vuruyorlar.

    işte şimdi şans meselesine geleceğim. kendisi yanılmıyorsam 2005-2006'dan beri a takım kadromuzda. o sezon konyaspor maçı'nda attığı efsane golü herkes hatırlar. peki ondan sonrasını sorayım; hanginiz hatırlıyorsunuz?
    bu çocuk 18 yaşındaydı o golü attığında. sonra kaç maça daha çıktı?

    en çok oynaması gereken zamanlardı belki de. ama sürekli yedek kaldı, iyi oynasa bile yedek kaldı. haliyle yeterince gelişim gösteremedi. ama yine de ne zaman şans verilse bu adam elinden geleni yaptı. ki kendisi oyuna hep kurtarıcı olarak alınır. mental olarak da iyidir.
    2010 ağustos'unda 1-1 lik karpaty maçı mesela. maç 0-0 ve kazanmamız gerekiyor ya da 2-2, 3-3, vs. gibi bir skor almamız lazım ki ya uzatmaya gitsin ya da tur atlayalım. kenara bir baktım ve dedim ki "ulan şu maçın gidişatını değiştirebilecek bi aydın var, inşallah rijkaard alır oyuna." sonra rijkaard aydın'ı aldı, aydın oyuna girer girmez arda'nın güzel pasına hareketlendi ve son derece soğukkanlı bir vuruşla 1-0 yaptı durumu. sonra gol yeyip elendik yine ama aydın az kalsın kurtarıyordu.

    dediğim gibi kendisinin çok şanslı olduğu düşünülür ama nedense teknik direktörlerimiz bu yabancı sınırına ve kadromuzdaki kanat oyuncusu kıtlığına rağmen kendisine sürekli olarak forma şansı vermezler. iyi oynasa bile sonraki maç kadroda olmadığı bile olur. en yakın örnek; deplasmandaki kopenhag maçında aydın'ın çok çok iyi oynamasına rağmen bir sonraki maçta kadroda bile olmayışıdır. mancini'ye çok kızmıştım. fatih hoca da aynı şekilde aydın çok çok iyi oynasa bile sonraki maçlarda sürekli şans vermemiştir. adamı sırtına alıp uzaklardan golü atar deplasmanda beşiktaş'a, bir sonraki maç 11'e bile giremez. ya da sivas mıydı şimdi tam hatırlayamadım, coştuğu bir maç sonrası yine şans bulamamıştı adam akıllı.
    ancak şuna da değinmeden geçmeyelim; fatih hoca'nın kendisini cl kadrosuna yazdırması son derece yerinde bir karardır. her ne kadar erman'a haksızlıkmış gibi gözükse de aydın, erman'dan daha iyi bir oyuncudur. en azından kapasitesi daha yüksektir diyeyim.

    şöyle düşünün. bu adam genelde oyunu çevirmesi için oyuna sokuluyor ve iyi kötü katkı yapıyor. ancak sonraki maç kadroda bile olmayabiliyor. ne moral kalır ne bir şey. gamsız gamsız dolanıyor zannedersiniz ama motivasyonu sıfırdır o adamın.

    kendisine bir tek noktada kızıyorum; çıkıp isyan etmedi bu duruma hiç. bir kere bile çıkıp "neden oynamadığımı bilmiyorum." diye tepkisini koymadı. keşke bunu bir kez yapsaydı. hep söylüyorum; şu adam 8-10 maç arka arkaya ilk 11 oynasın, formayı bir daha bırakmaz. o kadar da yetenekli bir oyuncu.

    akşam maçı izliyordum. mancini yanına çağırdı, bir şeyler anlattı. aydın kan ter içinde "tamam, tamam yapacağım." minvalinde şeyler söylüyordu. yine kendini kabullendirmeye çalışıyordu. "ulan mancini bu adamı bir dahaki maça yine oynatmazsan çok sinirlenirim." diye geçirdim içimden. aydın döndü canla başla mücadele etmeye devam etti. sakatlandığı o pozisyon ise normalde insanın izlemeye bile cesaret edemeyeceği bir pozisyon. gözlerim doldu izlerken. keşke bu kadar zorlamasaydı, çok ters bir pozisyon o. ayağın kırılmasa belin sakatlanabilir, vs.

    inşallah bir an önce döner. ben kendisinin daha iyi ve hem mental olarak hem de fiziksel olarak daha sağlam döneceğini düşünüyorum.

    çok iyi bir galatasaraylıdır. bizim çocuğumuzdur. ama hiç taraftara oynamaz. takım olmanın ne demek olduğunu da çok iyi bilir. kadıköy'de baroni arda'ya sataştığında ve fenerbahçeli oyuncular arda'nın etrafını sardığında oraya ilk koşan aydın'dır. yine geçen sezon volkan-sabri olayında tüm fenerliler ordayken hemen oraya koşmuştur.
    bugüne kadar da ne rakiplere ne de camia içinde birine bir terbiyesizliği olmamıştır. bir tek yazın teklif ettiğimiz parayı kabul etmemesi çok saçmaydı. hatta es-es ileydi yanılmıyorsam; anlaştı haberleri çıkmıştı. belki de kendisini göstermek, daha çok oynamak istedi. sonra o iş yattı herhalde. keşke daha az paraya anlaşsaydık daha sonra. neyse...

    geçmiş olsun aydın. ben seni severim. ama seni sevmeyenler de yanında. çabucak iyileş, 7 numarayı da kimseye bırakma.

    aydın yılmaz, biz de öyle...
  • 2732
    22 ocak 2014 elazığspor galatasaray maçında ayağı kırılan oyuncumuzdur. bu onun için bir milat olabilir. zira şu an kendisinin gitmesi için türlü dualar eden kişiler (ki bunlardan birisi de benim) muhtemelen bundan sonra kendisine daha fazla sempati ile bakacaklar ve maça girdiğinde ıslıkla değil alkışla karşılanacaktır. ve belki de o dakikadan sonra başka bir aydın yılmaz olacaktır. umarım daha güçlü, daha iyi bir aydın yılmaz olarak geri döner.
  • 2733
    kendisi bir çok renktaşım gibi takım içinde en sevmediğim oyunculardan birisidir. hırssızlığı ve laubali oyunu resmen deli ediyor beni. ama dün ayağının çok kötü bir şekilde kırıldığı haberini alır almaz inanılmaz üzüldüm; bir süre kendime gelemedim. pozisyonu izlemek istemedim ve kesinlikle de izlemeyeceğim.
    daha önce kendisi ciddi sakatlıklar yaşayan ve yanında sakatlananlar gören birisi olarak, artık böyle sahneler izlemeyi yüreğim kaldırmıyor.

    son okuduklarıma göre, sakatlığı korkulduğu kadar ciddi olmayabilirmiş. umuyorum ki öyledir. bir an önce iyileşmesi için dua edeceğim. umarım mümkün olabilecek en kısa sürede sakatlığını atlatır ve sahalara döner ve bazı arkadaşların da yazdığı gibi beni ve bir çok taraftarı deli etmeye devam eder.
  • 2738
    ayağını kırıldığını bildiğimden bir türlü cesaret edip videosunu izleyemedim çünkü ayak kırılma videolarında cidden içim bir garip olur. bugün dayanamadım izledim ve üzüntüden ağlayacaktım. yalan söylemiyim aydın'ı oynadığı futbolu hiç beğenmem ama bu geçirdiği sakatlık kimin başına gelse çok üzülürdüm. acil şifalar diliyorum kendisine. hemen düzelsinde maçlarda ben yine ona kızıyım.
  • 2739
    tesadüf, bir çeşit kaçış yoludur insanlar için bazen can sıkan durumlarda da kullanılır. aynı futbol takımının bir kaç hafta arayla iki kanat forveti -bakın kanat oyuncusu bile değil bu adamlar- takımın benzer taktikle yani 3-5-2 ile çıktığı, bozuk zeminde oynanan, 3'lü oynamayı pek beceremeyen defansın sağ tarafını savunma görevi ile sahaya çıktıkları maçlarda defansif müdaheleler yapmak isterlerken feci şekilde sakatlanıyorlar. üstelik bu adamlardan birisi o kadar dramatik ki teknik direktöründen muhtemelen daha fazla mücadele etmesi gerektiği yönünde uyarı aldıktan yalnızca bir kaç dakika sonra zemine çakılıyor ve biz tesadüfün bu kadarı da fazla ne kadar da şanssız bir dönem geçiriyoruz diye hayıflanıyoruz.

    defansif oyunda hiç bir eğitimi olmayan adamlar, defans yapmayı yalnızca hızlarını ve çabukluklarını kullanarak top çalmak olarak anlıyorlar. antrenörleri ise onların bu eğitimsizliğini göremeyecek kadar uzak takıma. olmayacak 3-5-2 duasına amin dememek lazımdı ama olan oldu bu çocuklara* çok yazık oldu.
  • 2743
    dünyada kendisinin yerinde olmak isteyen milyarlarca insan var. biri de benim. sol bileğimin yanında sağ bileğim, sağ kolum ve sol kolumun kırılmasına da razıyım. sakatlandığı pozisyonda al penaltı yaptırdı bacağı kırılsa da kurtulsak dedim. aradan 1 saniye geçti ve bileğinin kırıldığını gördüm. hay dedim dilimi eşşşşek arıları soksaydı da demeseydim. üzüldüm falan. ciddi ciddi üzüldüm. sonra asıl üzülmem gerekenin ben olduğunu hatırladım. anlık üzüntümden sonra gram üzülmüyorum kendisine. taş çatlasa 5 ay sonra yürümeye başlar. hawaii'ye gidip son nefesine kadar okyanusa karşı taşak serinletir. şimdi ben aydın'a mı üzüleyim kendime mi ? akbili aylık mı yaptırsam 5 lira kara geçer miyim diyerek elime takvim alıp yola çıkacağım okula, işe gideceğim günleri hesaplıyorum.
  • 2747
    insanlık işte. kimse kusura bakmasın ancak, şöyle bir geriye götürün kendinizi. hafızanızı canlandırın. içimizde aydın'a sayıp sövmeyen çok az kişi vardır.
    insanlık öyle bir şey ki, bir insandan nefret dahi etsen canı yandığında o içindeki merhamet duygusu kabarıyor ki durduramıyorsun.

    aydın elbette düşman değil, elbette bizim evladımız ancak bu kendisinin galatasaray'a yarar/zarar ilişkisini pek de bir değişime sokmuyor.
    o pozisyonda içimiz cız etti. kim olsa üzülürdük ancak aydın olunca daha çok üzüldük. bunun nedeni de aydın'ı kayıtsız şartsız benimsemiş olmamızdandı.

    inşallah bir an önce geri döner, sakatlığından kurtulup takıma yarar sağlar. ve artık o da kayıtsız şartsız içimizi cız ettirir. ancak bu sefer güzelliklerle...
  • 2748
    şog ilginç bir adam bu adam,

    oyunu, ruhsuzluğu, kafasını kullanmayışı falan hepimizi çileden çıkardı, çıkarıyor belki ama,

    adamın galatasaray'a armağan ettiği 1 adet türkiye süper ligi şampiyonluğu (konyaspor maçında attığı gol) bir adet de geçen seneki şampiyonlar ligi çeyrek finali (braga maçında attığı gol) var ki,

    hayat çok garip lan... valla...
  • 2749
    sözlüğün en sevdiği adam olup çıkıverdi ya lan bir anda aydın!

    hayat harbiden çok garip ya!

    ayağı kırılan bir futbolcumuz, tabii ki üzüldük. umarım en kısa zamanda da atlatır.

    fakat kimse unutmasın, sen harçlığından ayırıp kombine alırken bu adam kulüp kulüp gezdi ve istediği teklifi alamayınca galatasaray'a geldi.

    yani senin baştacı ettiğin kulübe verdiği değer bu!

    kimse bana şimdi masal anlatmasın, ve rica ediyorum şu goy goyu da bir kenara bırakın...
  • 2750
    ayağın kırılması kötü bir şey. her insan üzülür. her insana üzülünür. mesele sen sevgili okur/yazar, senin de ayağın kırılsa üzücüdür.

    bu arkadaşın 3-4 maçını çıkar takıma en büyük yararı tribünde oturmasıydı. galatasaray'a yararlı diyen 10 kişi bulamazsın bir 15 gün evvelsine kadar. bu adam yıllarca yattığı yerden para kazanmadı mı? kazandı. ne farkı var şu an ki durumdan?

    o milyonları kazanırken yattığı yerden ben niye üzüleceğim? önce bir bak bakalım takıma katkısı ne? bakın bruma'ya demiyorum bunları bak aydın'a diyorum. yıllarca patlasın diye beklediğimiz ve elimizde patlayan aydın'a.
App Store'dan indirin Google Play'den alın