• 26
    siyasi görüşle hayata bakış açısıyla doğrudan orantılı bir yaklaşımdır.kendini solda görenler sosyalist hayat biçimini savunanlar enternasyonel bakış açısına sahip olanlar ki ben de kendimi bu grubun içinde görüyorum bu kesime göre fenerbahçe bizim rakibimizdir ve her maçta yenilmesini istememiz gayet doğaldır.rakip türk veyahut yabancı olsun hiç önemi yoktur bizim için.ama hayata ülke çoğunluğunun sahip olduğu milliyetçi ulusalcı bakış açısıyla bakanlar içinse fenerbahçe avrupada mücadele ederken bir türk takımı niteliğinden ötürü gönül verilmesi gereken takım hüviyetindedir.kendileri galatasaraylı olsalar bile.durum tamamiyle bundan ibarettir kanımca...
  • 29
    bir gurbetci olarak cok elimde olmadan en fazla ceyrek finale kadar yaptigim eylem.
    bu psikolojiyi izah eden güzel bir flying dutchman yazisi icin buradan buyrun:

    http://vliegendenederlander.blogspot.com/...04/o-ezik-benim.html

    --- alıntı ---
    yurt dışında yaşayan, "gurbetçi" dediğimiz taraftarların durumu çok farklıdır, bu insan topluluğu yaşadığı ülkede "davetsiz misafir" ve mensubu oldukları ülkede kendileriyle hiç bağlantısı olmayan olayların bile bir parçası olarak görüldüklerinden avrupalıyı dize getiren her türkü kendilerinden bir parça olarak görürler, fenerbahçe'nin twente'yi hollanda'da yenmesinin anlamı, türkiye'de büyümüş bir galatasaraylıdan farklıdır, onun için o galibiyet fenerbahçe galibiyeti değil, bir türkün hollandalıyı evinde diz çöktürmesidir, ertesi gün işe gider ve tüm hollandalı arkadaşlarıyla dalga geçer, twente istanbul'da fenerbahçeyi yendiğinde ertesi gün "sizi yendik" diye dalga geçen hollandalılar gibi.

    --- alıntı ---
  • 31
    değil fenerbahçe, galatasaray'dan başka hiç bir türk takımının başarılı olmasını istemiyorum. nedenine gelince, nedeni çok basit. hemen götleri kalkıyor. beşiktaşlı biri hala barcelona'yı 3-0 nasıl yendiklerinden bahseder (şampiyonlar ligi grup maçı). fenerliler sevilla maçını izleyip izleyip ağlar (şampiyonlar ligi ikinci turu), trabzonlular hala aston villa'da aston villa. allah göstermesin bu takımlar bir yarı final bir final görmüş olsaydı tahmin edebiliyormusunuz çıkaracakları yaygarayı.

    çok komik değil mi fenerlilerin sevilla maçını açıp açıp izlemeleri ve bunu türkiye'nin en büyük başarısı zannetmeleri. sanki barcelona'yı bir tek beşiktaş yenmiş gibi havalara girmeleri.

    ama galatasaray olarak kazandığımız başarılara baktığımızda ne çeyrek finaller ne yarı finaller gördük yetmedi finale çıktık o da yetmedi kupayı aldık. hadi dedik şampiyonlar ligi şampiyonunu da yenelim gittik süper kupayı aldık. biz leeds maçından mallorca maçından pek bahsetmeyiz. biz arsenal'den real madrid'den bahsederiz.

    biz şampiyonlar liginde 2. gruptan nasıl çıktığımızdan bahsetmeyiz. biz istanbul'daki 3-2'lik real madrid maçından bahsederiz. o da buruk bir şekilde. çünkü rövanşında talihsiz bir şekilde yenildiğimizden.

    diğer takımların avrupa'da başarılı olmasını isteyen yazarların savundukları bir şey de ülke puanıdır. galatasaray avrupa'da başarılı olduğu sürecebu ligde şampiyon olan takım zaten direkt olarak şampiyonlar ligine gidecektir. diyelim ki ligi 3. bitirdik ve diğer takımlarında über katkılarıyla şampiyon ligine katılmaya hak kazandık. afedersinde sokayım öyle puana öyle katkıya. adı üstünde şampiyonlar ligi şampiyon olup gitmedikten sonra benim için pekte ir anlamı yok.
  • 33
    arada sırada bana da uğrayan durumdur. fakat ne zaman desteklemek için maçlarının başına geçsem** adamlar yeniliyor iyi mi? 3 kez bunu yaşadım. anladım ki bir galatasaraylının bu denli şeyler yapması uğurlu gelmiyor. bıraktım peşini. artık izlemiyorum da başarılı olmasını istemeye gelirsek; yenilirse "oha gene kaç yemişler hehe" diye dalgamı geçerim ama yenerlerse "iyi bari" der geçerim. en azından terbiyeli insanım, başkaları gibi art niyet aramam. *
  • 34
    şikeden ve şikeci yöneticilerinden temizlenene kadar benim için imkansız durumdur. aziz yıldırım, ilhan ekşioğlu ve şekip mosturoğlu denen zatlar türk futbolundan yok olmadan ve fenerbahçe en az bir alt ligden temiz bir şekilde başlamadan, haketmedikleri avrupa'da tabii ki onları desteklemeyeceğim, beter olmalarını isteyeceğim.

    hatta şu kadar söylüyorum, eskiden çocuğumu serbest bırakacağım, tabii ki galatasaraylı olması için elimden geleni yapacağım ama fenerbahçeli olsa bile bi şey demeyeceğim derdim, şimdi çocuğum fenerli olursa ciddi manada eve almam, evlatlıktan reddederim.

    önce şerefli olacaksın.
  • 35
    fenerbahce ligde kayrılmaya devam ettikçe, hakemler eyyam yaptıkça ve ligde yaptıkları bütün futbol dışı hareketler cezalandırılmadıkça avrupa'da başarılı olamaz. kendisini dev aynasında görür ve başarısızlıklarını tesadüf olarak algılamaya devam eder.

    ne zaman fenerbahce ligde dürüst oynar, o zaman belki hem başarıyı hem de diğer takım taraftarlarının avrupa'da başarılı olmasını istemesini kazanabilir.
  • 36
    hayatının hiçbir alanında anti-fenerli olmamış biri olarak kesinlikle karşı çıktığım düşünce.

    aziz yıldırım ve onun zihniyeti türk futbolunu zaten şu an bulunduğu seviyeye getiren zihniyettir. fener avrupa'da iki maç kazansın da puan gelsin düşüncesi oluşuyorsa bile bu, aziz yıldırım'ın milyonlarca euro harcayıp türk futbolunu içten şişirmesi, yerli piyasanın içine etmesi, altyapıdan neredeyse hiç futbolcu çıkaramaması, takımların avrupa'da değil türkiye'de mücadele etmek durumunda kalmasının doğal bir sonucudur.

    amatör branşlardaki başarılarını gerim gerim gerilerek anlatan aziz yıldırım futbolda anlatacak hikayesi olmadığı için yaptığı transferlerle övünüyor. bir anlamda katar'a döndürmek istiyor bizi. vizyon batı'ya değil doğu'ya doğru. bu sadece başkanlarının değil kulübün temel yapısının tezahürü. son 10 senede 1-2 sene hariç karşısında ciddi rakip bulamayan fener bırak avrupa'yı türkiye'de bile başarı istikrarını yakalayamadı.

    böyle bir takım avrupa'da 2 maç daha kazanmış veya kazanmamış ne fark eder ki?

    edit notu: zaten bu aziz yıldırım ve zihniyeti değil miydi daha çok çalışıp daha iyi bir takım kurmak yerine daha çok maç satın alıp daha çok suni başarı elde etmeye çalışan.
  • 39
    2013-2014 sezonunda türkiye ligi şampiyonunun şampiyonlar ligi gruplarına direk katılabilmesi için bu sene olması gereken durum. büyük resime bakarsak, belki onların bu sene toplayacağı puanlar 2 sene sonra bizim gruplara kalmamızı sağlayacak. eylül ayında avrupa'da 2 takımı kalmış bir ülke için avrupa'da bir türk takımının başarısızlığını istemek, bu saatten sonra kendi kuyumuzu kazmaktan başka bir şey ifade etmez.

    not : bu entry kendisini 1 dakikalığına sarı kırmızı kimliğinden soyutlamış, realist bir futbol izleyicisi tarafından yazılmıştır.
  • 43
    tercihe bağlı olmakla birlikte galatasaraylılar için gereksiz bir durumdur.

    galatasaraylı, galatasaray dışında diğer türk takımının yaptıklarıyla çok ilgilenmez. fenerbahçe yenmiş yenilmiş, ya da bursaspor 5 atmış gibi konular onu çok da ilgilendirmez. elbette daha fazla rekabet içerisinde olduğu takımların galatasaray'ı başarıda geçmesini istemem. avrupa da bu konuda haliyle daha önceliklidir. bunun fenerbahçe veya daha başka bir takım olmasıyla da çok alakası yoktur.

    ülke puanı meselesine gelince bu konuyu detaylı bilenler ülke puanının takım puanına sadece %20 oranında yansıdığını, bu sebeple aslolanın takımların kendi kazandıkları puanlar olduğunu ve zaten galatasaray'ın türk takımları içerisinde en çok puan toplayanlardan olması sebebiyle ülke puanı üzerinden yine takım puanına katkı sağladığı düşünüldüğünde ülke puanının da aslında %20'den daha az oranda etkilediğini bilirler. bilmeyenler de öğrenebilirler. ha oldu da ülke battı birinci takım direk şampiyonlar ligi'ne gidemiyor. o zaman bi zahmet de kıbrıs, iskoçya, norveç vs. şampiyonunu eleyelim, eleyemiyorsak şampiyonlar ligi'ne niye gidelim?
  • 45
    galatasaray şu an olduğu gibi iyi durumda olduğu ve bunu sürekli hale getirdiği sürece, sırf bir torba üstte olmak veya bir seviye alt ön eleme rakibi çekmek için başka hiç bir türk takımının getireceği puana dilenmez. hele hele arda turan'ı kendisiyle arkadaş olduğu için yerden yere vurduğumuz volkan demirel'i "haydi oğlum" vb. kelimeler eşliğinde desteklemez. desteklemeyen insanın da galatasaraylı olmadığı iddia edilemez.
  • 50
    en son 2007-2008 sezonunda fenerbahçe'nin şampiyonlar ligi mücadelesinde gerçekleştirdiğim eylem. ciddi ciddi milli takımı destekler gibi desteklemiştim. deivid'in gollerinde onlar gibi helal olsun demiştim, sevilla'yı elediklerinde ahmet çakar bikini giysin falan demiştim. chelsea maçında kazanmalarını çok istemiştim. ne kadar saf düşüncelermiş. fenerbahçe yarı finale çıkmış olsa herhalde biz galatasaraylılar'ın ülke sınırından falan çıkarılmasını talep ederlerdi. en büyük başarısı bize karşı aldıkları 6-0'lık galibiyet olan bir takımdan bahsediyoruz sonuçta. daha sonraki yıllarda fenerbahçe'den iyice nefret etme sürecim başladı. bu süreçte yaşananları maddelere dökersek *;

    1- emre belözoğlu'nun fenerbahçe'ye transferi
    2- aziz yıldırım'ın önce medya yoluyla arda'yı dünya yıldızı gibi lanse etmesi, daha sonra fenerbahçe'ye gitmeye sıcak bakmadığı için yerin dibine kadar çekmesi. bu yüzden altyapımızdan çıkmış en büyük futbolcuyu kaybetmemiz.
    3- 2009-2010 yılında 33. haftada fenerbahçe'nin ankaragücü'nü saçma sapan gollerle 3-0 yenmesi. bu maçın kalecisinin serkan kırıntılı olması ve bu futbolcunun her ne hikmetse o dönem 3. kaleci ihtiyacı bile olmayan fenerbahçe'ye transfer olması.
    4- 2010-2011 sezonu başlı başına. zaten şike gücüyle tanınan aziz yıldırım'ın, bu sezonda işini şansa bırakmayacağı kesindi. şampiyon olabilmek için tüm güçlerini kullandı. hele son hafta fenerbahçe'nin sivasspor'la deplasmanda yaptığı maçta oynanan tiyatroyu unutmak zor.
    5- 2011-2012 sezonunda trabzonspor'un cska moskova maçında cska'yı destekleyen fenerbahçe'li taraftarlar.
    6- dünya'nın en itici futbolcularının fenerbahçe'de toplanmış olması.
    7- dünya'nın en futboldan anlamayan adamının fenerbahçe başkanı olması.
App Store'dan indirin Google Play'den alın