trajik hikayesinden ajanslara düştüğü andan beri haberdardım fakat
14 ocak 2012 galatasaray karabükspor maçından önce yapılan saygı duruşunda maçın heyecanından olsa gerek kendisinin de anılacağı açıkçası hiç aklıma gelmemişti...
http://www.youtube.com/watch?v=Aww7nQCYhY4 bu gibi küçük törenler genelde sporun içindeki kişiler için yapıldığından olsa gerek sadece
lefter küçükandonyadis için yapılıyor zannettim saygı duruşu başladığı anda, ama sporla ilgili bir figür olmasa da türk tarihinin en önemli siyasi figürlerinden biri olan
rauf denktaş'ın da bu seremoniye pekala dahil edilebileceği son saniyelerde aklıma geldi ki hemen sonrasında kendisinin de görüntüsü
lefter'den sonra dev ekrana yansıdı...
ben bu iki önemli adamı da çocukluğumdan beri biliyorum; gerçekten çok sevdiğim ve saygı duyduğum, isimlerini hakları ile tarihe altın harflerle yazdırmış büyük insanlar... pek ani ve şoke edici olmadı ölümleri, zira son zamanlarda her ikisinin de sağlık sorunları ile ilgili haberler çıkmaya başlamıştı, ister istemez kamuoyu hazırlıyor kendini acı sonlara... gençliklerinden ölümlerine kadar olan birçok resimleri yayınlandı gazetelerde, film gibi hayatlar... tarihten iki önemli isim eksildi aynı gün...
aslı nemutlu'nun haberleri kendisinden çok güvenlik önlemlerine yoğunlaştığından olsa gerek kendisinin resmine hiç denk gelmedim, hatta ismini ve yaşını kazanın uzun ve detaylı açıklamalarını okuyup anladıktan daha sonra öğrenebildim...
maçtan önce yapılan saygı duruşunda en son kendisinin resmi yansıtıldı dev ekrana, ben yakın zamanda herhangi bir olaydan bu kadar etkilendiğimi hatırlamıyorum... sanırım benzer duyguları 2002 senesinde 30 yaşındayken kaybettiğim
* beden eğitimi öğretmenim, 2003 senesinde 17 yaşındayken kaybettiğim
* kuzenimde ve 2010'da kanserden kaybettiğim uzaktan bir arkadaşımda da hissetmiştim. boğazıma bir şeyler düğümlendi, beynimden vurulmuşa döndüm resmen... elimdeki çayı babama verdim tutsun diye de kendimi toparlamak için dışarı çıktım biraz hava aldım da anca kendime geldim, iki gündür de yalnızken aklıma geldikçe ağlayacak gibi oluyorum, zor tutuyorum kendimi... olayın kendisine üzüldüğüm kadar bu talihsizliğin öznesi olan bir kişinin yakını pozisyonunda da bulunduğumdan olsa gerek acım katlanarak büyüyor içimde...
trajik olaylar bunlar, insan yakıştıramıyor gençliğe ölümü, gençken hele sonsuza kadar yaşayacakmışız gibi geliyor ama naif ve kırılgan varlıklarız eninde sonunda, içinde nice anı, emek ve sevgi barındıran koca bir yaşam bir anda bu sefer gerçekten sonsuzluğa karışabiliyor...
gençler hiç ölmeseler keşke... neredeyse bir asrı devirmiş iki büyük insanın arkasından bu genç kızın gülümsemesini ve isminin yanında yine 2012'yi görmenin bende uyandırdığı duyguları tarif etmek çok güç, elimde olsa sayfalarca yazarım...
dünyayı daha renkli ve yaşanılır kılanlar kadınlardır, ben buna inanırım... kafamdaki kadın algısı hep buradan başladığı için her kadın, erkeklere göre daha renkli, güzel ve hayat doludur... bu bakış açısı da beni yanılgılara ve tezatlıklara sürüklüyor işte...
ölümler beni üzer, gençlerin ölümü beni daha çok üzer, genç kızlar ise ise hiç ölmeyeceklermiş gibi gelirler... 18 yaşında bir genç kız nasıl ölür ki?
bir insanı ölümüyle tanımış olmak ne kötü, hiç tanımadığın bir insanın ölümüne sebebini bile bilemeden göz yaşı dökmek ne garip... ölüm hep iyileri alıp götürür zaten, kötüleri biz zaten kafamızda öldürürüz...
lefter küçükandonyadis büyük futbolcuydu,
rauf denktaş ise büyük siyasetçi... bu genç kız ise sadece kayak yapıyordu...
hayat işte...
*mekanı cennet olsun, allah gani gani rahmet eylesin...