451
herkesin çocukluğunda kendini özdeşleştirip onun gibi oynadığı oyuncu vardır ya, o benim için arif erdemdi. yaşım ufak değildi, 12-13tü galatasaraya geldiğinde ama yine de çok etkilemiş beni. şimdi bile sarı formayla kollarını dirsekten kırıp gövdesine yapıştırarak yaptığı tırıs koşu gözlerimin önünde. manchester deplasmanındaki golüne kimse inanmadı, zaten tgrt reklama girdiği için biz reklam dönüşü topu kaleye girerken gördük ilk önce, sonra arif'in o hırslı koşuşunu gördük. öncesinde berbat bir geceydi, bir sebepten evde kavga çıkmış, hatta yanılmıyorsam babam ablamı hırpalamıştı, tokat mı ne. bakın işte arif'in golü o gece evde neler yaşandığını bile unutturdu bana, hatırlayamıyorum. ikinci golü, yani kubilayın tamamladığı direkten dönen topu ben ona yazıyorum, daha da güzeldi. bu kez herkes arif'e odaklanmıştı, ama o yine çok zor bir şut çıkarmayı başarmıştı. gol olmaması topun terbiyesizliği, tamamlaması kubilay'ın nezaketindendi.