ne aklıma geldi, eksisozluk’te oldukça sık şahit olduğum bir durum vardı. yazarların geneli kafasız muhalif olduğu için her seçim döneminde havaya girerler, bu sefer malum şahıs ka ça cak başlıkları ardı ardına açılır, velhasıl seçim sonuçları öğrenilir ve sonrasında
türkiye’den siktir olup gitmek başlığına binlerce entry girilirdi. çoğu da ağlamaklı olurdu. gülerek okurdum vesselam.
sokakta oyun bile oynamamış, esnafla muhabbet etmemiş, çay ocağı nedir bilmeyen, dünyadan bihaber kafasız bir muhalif olursan, tabi ki hayal kırıklığına uğrarsın. senin yaşadığın hayatı türkiye’nin 5%’lik kesimi yaşıyor ve sen buna göre önyargıda bulunuyorsun çünkü kardeşim. ülkenin 60% ya da daha fazlasını oluşturan kesim yukarda yazdığım hayatı yaşıyor. 30 yıldır istanbul’da yaşamasına rağmen sahil kenarına 3 kere gitmemiş insanlar var şehirde. dünyadan haberin yok kardeşim. hayat starbucks dükkanının etrafında dönmüyor. oraya hayatları boyunca gitmeyen insanlar var. hatta istanbul’un 75%’i adım bile atmamıştır oraya. iyi bir şey, kötü bir şey tartışmasına girmiyorum. sadece gerçekleri konuşuyorum.
peki bunun arda turan ile ne ilgisi var? sözlükte haklı olarak arda’nın eleştirilen özel hayatı var ya? o çarşaf çarşaf eleştirdiğin arda’nın siyasi görüşü, skandalları ya da bütün hataları gençlerin s*kinde bile değil canım kardeşim. futbolcu adayı gençler kendisini idol olarak görüyor, büyük saygı duyuyor. arda’yı yolda görse heyecanlanıyor, kendisinden imza istiyor. galatasaray’a genç bir oyuncu geldi diyelim, hemen gidip kendisine yanaşıyor, tavsiye alıyor, çünkü adam (burasını büyük harfle okuyun) başarılı. zamanında gitmiş, a.madrid’de takımın kaptanlığını üstlenmiş, 10 numaralı formasını giymiş, yetmemiş gitmiş barcelona’da oynamış. messi, neymar, suarez’e asist yapmış, şakalaşmış falan. şimdi o çocukların evlerinde messi posteri, telefon duvar kağıdında neymar’ın fotoğrafı bulunan yıldız adayı genç çocuk arda’yı bu konumda gördükten sonra s*kinde mi olur sanki yaptığı hatalar.
adam kendi içlerinden çıkmış. bayrampaşa’da binlerce çocuğun hayalini gerçekleştirmiş, “arda, zamanında yapmışsa, ben de yapabilirim” demiş çoğu. ümit vermiş, motivasyon sağlamış.
teknik adamlığı başarılı olur ya da olmaz bunu bilemeyiz ki bence çok başarılı olacak ama arda’nın burda ne işi var deme bi zahmet kardeşim. dediğim gibi adam zaten buraların içinden gelmiş biri. asgari ücret karşılığında altyapıda da oynamış, avrupa’nın en gözde kulüplerinde şatafatlı bir hayat da yaşamış. ersun yanal ile çalışmış, avcı ile çalışmış, imparator ile büyümüş, kalli’nin tedrisatından geçmiş, hiddink ile şakalaşmış, rijkaard’dan taktik öğrenmiş, simeone’nin askeri olmuş, luis enrique kalsa barcelona’da bile kalıcı olurdu adam. daha sayamadıklarım vardır elbet.
şimdi bütün bu bilgilerin ışığında soruyorum; türkiye’de bu göreve kendisinden daha çok hakeden biri var mı da arda’nın yeni görevini sorguluyorsun?
tekrardan hayırlı olsun kapo.