türk futbol tarihinde 32 yaşında kenarıya çekilip bir kenara atılmayı belki de en çok hak isimlerden biri.
yatsın kalksın zamanında milli takımda papazlık yaparken ezip geçtikten(u: uçakta hocanın uçağa aldığı gazetecilere seni buraya alanın diye küfredip saldırmak) yıllar sonra kuyruğunu kıstırıp elini eteğini öptüğü fatih terim'e ve onun galatasaray'daki sonsuz kredisine dua etsin. fatih terim'den başka hiçbir allah kulu onu bu takıma getiremezdi, fatih terim'den başka hiçbir allah kulu da galatasaray kulübü başkanına veto ettiği bir transfer için rest çekip şantaj yapamazdı.
fatih terim'in bu vatandaşı sahiplenmesi de ne hocanın büyüklüğü, ne galatasaray'ın büyüklüğü, ne de transfer başarısıdır. arda'nın galatasaray'dan ayrılıp kucaktan kucağa gezerken yediği kazıkların tamamını hoca da ikişer kere yemiştir aynı çevrelerden
*.
2020-2021 sezonu itibarı ile en büyük galatasaraylı benim havalarında gezmesi de galatasaraylılığından ziyade mecburiyetinden.
programlarında gönüllü şebeklik yaptığı acun abisi, mesajını aldığı rıdvan hocası, instagramdan yürüyüp ifşa olduğu birbirinden enteresan kadınlar, barcelona'dayken takım arkadaşlarının yerine takılmayı tercih ettiği arkadaşları, hatta istanbul halkının parasıyla kendisini sokakta kalmaktan kurtarıp "bu bir türkiye transferidir" diyen göksel başkanı...
hepsinin gününü gün edip işi bitince kenara attığı bir tiplemeydi. fukara sümüğü gibi yapışıp kaldığı yerden onu fatih terim kaldırdı. soyunma odasında masanın üzerinde tepinip
fatih terim siker adamı diye bağırmak bir kenara, göğsüne falan yazdırsa az kalır...
gollerden sonra böğüre böğüre seviniyor, denk getirir gol atarsa formayı öpüyor, bazı galibiyetlerden sonra timsah gözyaşları döküyor, her futbolcuyla ayrı bir muhabbeti var, her maçtan sonra storyler, genç futbolcuları evinde yediriyor içiriyor falan filan. en son hızını alamadı el kadar çocuğunu kış günü florya'ya götürüp top oynattı. kuvvetle muhtemel kendisi için bu süreçleri yürütüp akıl veren bir ekip var. "şımarmak neyse benim terbiyem ona müsade etmez" röportajından altı ay sonra şeref tribünü kapısında isim sorduğu için "sen nasıl bilmezsin benim kim olduğumu" diye güvenlikçi döven bir adamın samimiyetine inanmak çok zor çünkü...
bundan 12-13 sene önce bu sözlüğe yazmaya başlayan 19-20 yaşındaki ben bu numaraları yerdim. belki 25 yaşındaki halimle de yerdim. helal olsun bak adam arınmış gelmiş derdim. hatta
fatih terim adam eder bile sıkıştırırdım bir yerlere. biz büyüdük ve kirlendi dünya da demeyeceğim ama eskidendi çok eskiden diyelim...
tüm bunları takıma zararı yok, faydasından emin değilim ama varsa da kuru bir aferinden fazlasına gerek yok...
en iyi ihtimalle dominik'te aç bilaç günler geçirip bir avuç pilav için kıçını yırtacakken el bebek gül bebek yıldız hayatı yaşamaya devam ediyor paşam...
o kadarcığını da yapıversin bir zahmet...
bonus track:
(bkz:
samimi olduğunu bilmiyordum sık kafama)