arda turan:
bir adamın öyküsü...
bayrampaşa'nın çocuğudur arda, sokaktan gelmedir. bu yüzden de ağzından küfürler savrulabilir, normaldir. arda doğaldır aslında, içten pazarlıklı değildir. yapılabilecek tüm saygısızlıkları insanın yüzüne karşı patavatsızca yapar. çekinmez, utanması yoktur çünkü doğaldır, bayrampaşa'nın evladıdır. bayrampaşalılar utanmaz. özür dilemez.
ne türkiye ve dünyanın en saygın camialarından olan galatasaray'ın antrenman sahasında takım arkadaşını dövmesi ne dönemin yöneticisi haldun üstünel'e ''sen kimsin, benim işime karışamazsın'' demesi onun insanlığına leke sürebilir. orospu rengi formalarsa arda'nın suçu değildir. birçok kez gece kulüplerinde yakalanması, sinem kobal ile başka kızlarla türlü fotoğraflarının çıkması veya stadyum görevlisini dövmesi tesadüf eseridir, şanssızlıktır. adnan sezgin ile ahbaplığı, takımın ağabeyleriyle bir olup birtakım kişi ve gruplara kabadayılık taslaması tamamiyle arda turan ismini lekelemek adına kurulan komplolardır. kumpastır.
arda'yı arda yapan iki üç isimden biri olan fatih terim'i 2011 yılında yüzüstü bırakması, transferin son günlerinde az buçuk ciddi bir teklif gelir gelmez o çok sevdiği(!) galatasaray'ı terk etmesi, galatasaray sayesinde tırmandığı başarı merdivenlerini unutup barcelona'nın oyuncusuyken ''galatasaray'ın benim için yaptığı teklif komikti'' demesi aslına bakarsanız ''adamlıktan'' doğan şeylerdir. eski takımı atletico madrid'i başka takıma transfer olur olmaz unutması, yine bir eski takımı galatasaray içinse şakalı komikli sözler sarf etmesi arda'nın hayatının genelinde olduğu gibi sadece şanssızlıktır.
bayrampaşa'nın çocuğudur arda, kendisine yapılan eleştirilere tahammül edemez, sokakta öğrendiği kültür budur. bu yüzdendir milli takımda prim pazarlığı yaptığı
gerçeğini dile getiren gazeteciyi milli takım uçağında dövmesi, bu yüzdendir aynı uçakta kendi federasyon başkanına ana avrat düz gitmesi. sempatiktir arda, herkesle iyi iletişimi vardır. herkes de ne hikmetse hep gücün olduğu kimselerdir. ''hatırı sayılır insanlara'' bir telefon kadar yakındır. milli takımı bırakır, milli takımdan kovulur farketmez, bir telefon açar operasyon yapar, kuyu kazar. bir telefon açar milli takıma döner, bir fotoğraf koyar instagram hesabına ve türk milli takımına teknik direktör işaret eder. davetlerden, düğünlerden, toplantılardan, törenlerden eksik kalmaz asla, mikrofonun olduğu her yer onun doğal yaşam alanıdır.
''senin...ana....avradını...kızlarını...çoluğunu...çocuğunu si.yim.'' diyebilir kendisinin iki katı yaşındaki bilal meşe'ye. ne olmuş yani?
''her yerde arda var diyorlar. tabii ki de ben olacağım. yüzyıllık tarihe baksınlar. kaç tane arda turan var?'' da diyebilir, ne de olsa fazla tevazu kibirden değil midir?
taa dışarılardan galatasaray'ın oyuncusu selçuk inan'ın ilk on bire alınması konusunda algı yaratmaya da çalışabilir. insanidir.
bazen
kenarıya çekilip milli takımı da bırakabilir.
ama arda daima adamdır. asla karaktersiz, şerefsiz, saygısız, kültürsüz olmamakla beraber kibirli, yobaz, kabadayı, hizipçi, cemaatçi, dangalak, paragöz, cahil de değildir.
ve galiba söylemeyi unuttum, kendisi özbeöz bayrampaşalıdır.
adamdır, bayrampaşalıdır.
bayrampaşalıdır, adamdır.
bayrampaşalıdır,
adamdır.
yersen.